Danıştay Kararı 2. Daire 2021/17086 E. 2023/1218 K. 15.03.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/17086 E.  ,  2023/1218 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/17086
Karar No : 2023/1218

TEMYİZ EDENLER (KARŞILIKLI TEMYİZ) :
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının, dilekçelerde yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemlerinden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : İzmir ili, … ilçesi Kaymakamı olarak görev yapan davacı tarafından; kendisinin yurtdışına doktora eğitimi için gönderilmesi talebinin reddine ilişkin işlem ile 10 mülki idare amirinin yurtdışına doktora eğitimine gönderilmesine ilişkin işleme karşı açtığı davada, … İdare Mahkemesince verilen ve kesinleşen iptal kararının gereklerinin yerine getirilmediğinden bahisle 706.582,96 TL maddi, 50.000.-TL manevi olmak üzere toplam 756.582,69 TL tazminatın kendisine ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla; davacı tarafından yargı kararının yerine getirilmemesi nedeniyle tazminat talep edildiği, anılan kararda, davacının daha önceden aldığı eğitimin gerekçe gösterilerek talebinin reddedilemeyeceğine hükmedildiği, oysa davalı idarece karar sonrası yeniden değerlendirme yapılarak, davacının, “hakkında yürütülmekte olan herhangi bir adli veya idari soruşturması bulunmamak” ve “40 yaşını tamamlamamış olmak” koşullarını taşımadığı gerekçesiyle talebinin kabul edilmediği, burada yargı kararının uygulanmadığından bahsetmenin mümkün olmadığı; davacı tarafından, …. İdare Mahkemesinin kararı üzerine tam yargı davası açılmadığı gibi, yeniden yapılan başvurunun reddine ilişkin olarak, söz konusu işlemin iptali talebiyle de dava açılmadığı; doktora eğitimine gidemediği için mahrum kaldığı yurt dışı maaşı, eğitim ve öğretim giderleri ve eğitim ücretinin tazmin edilmesi talep edilmekte ise de, anılan maaş, gider ve ücretlerin fiilen yurt dışında eğitim alınmasına bağlı alacaklar olduğu, yurt dışında eğitim almayan davacının bu alacakları tazminat olarak talep etmesinin mümkün olmadığı, bu çerçevede, davacının uğradığını ileri sürdüğü zararın fiilen gerçekleşmemiş olduğu ve varsayıma dayandığı anlaşıldığından, davacının maddi tazminat talebinin reddedilmesi gerektiği; manevi tazminat talebine ilişkin ise, manevi tazminatın malvarlığında meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı olmayıp, manevi tatmin aracı olduğu, hükmedilebilmesi için kişinin fizik yapısını zedeleyen yaşama ve kazanma gücünün azalması sonucunu doğuran olayların meydana gelmesi ve idarenin hukuka aykırı bir işlem veya eylemi sonucunda ağır bir elem ve üzüntünün duyulmuş olması veya şeref ve haysiyetinin rencide edilmiş bulunması gerektiği; ayrıca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için idarenin ağır hizmet kusurunun bulunması gerektiği, davalı idarenin ağır hizmet kusuru bulunduğundan söz edilemeyeceği; öte yandan, yurt dışında eğitime gitmemenin davacı ve ailesinde nasıl bir manevi zarara yol açtığının ortaya konulamadığı, manevi tazminata hükmedilmesini gerektirecek “ağır bir elem ve üzüntünün duyulmuş olması” veya “şeref ve haysiyetinin rencide edilmiş bulunması” koşullarının da oluşmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından, davacının manevi tazminat talebinin kabul edilmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; davalı idare tarafından … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı uyarınca yapılan değerlendirme sonucu davacının, “hakkında yürütülmekte olan herhangi bir adli veya idari soruşturması bulunmamak” ve “40 yaşını tamamlamamış olmak” koşullarını taşımadığı gerekçesiyle talebinin kabul edilmediği belirtilerek yargı kararının uygulandığı iddia edilmiş ise de, Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan “Hukuk Devleti” ilkesinin doğal sonucu olarak idarenin mahkeme kararlarını “aynen” ve “gecikmeksizin” uygulaması gerektiği, idare tarafından davacı hakkında yeniden değerlendirme yapılmasının yargı kararının uygulanması olarak kabul edilmesinin hukuken mümkün olmadığı açık olup, idarece Mahkeme kararının uygulanmadığı sonucuna varıldığı,
İstinaf talebine konu Mahkeme kararının yargı kararının uygulanmaması nedeniyle 706.582,96 TL maddi tazminata hükmedilmesine dair istemin reddine ilişkin kısmında;
Davacı tarafından, doktora eğitimine gidemediği için mahrum kaldığı yurt dışı maaşı, eğitim ve öğretim giderleri ve eğitim ücretinin tazmin edilmesi talep edilmekte ise de, anılan maaş, gider ve ücretlerin fiilen yurt dışında eğitim alınmasına bağlı alacaklar olduğu, yurt dışında eğitim almayan davacının, bu alacakları tazminat olarak talep etmesinin mümkün olmadığı, bu çerçevede, davacının uğradığını ileri sürdüğü zararın fiilen gerçekleşmemiş olduğu ve varsayıma dayandığı anlaşıldığından, davacının maddi tazminat talebinin reddedilmesi gerekmekte olup, mahkeme kararının, yargı kararının uygulanmaması nedeniyle 706.582,96 TL maddi tazminata hükmedilmesine dair istemin reddine ilişkin kısmına yapılan istinaf başvurusunun bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerektiği,
50.000.-TL manevi tazminata hükmedilmesi talebinin reddine dair kısmına yapılan istinaf başvurusunda ise;
Davacı hakkında verilen yargı kararının uygulanmamasının, davacının kişisel haklarının zedelenmesine ve üzüntüsüne neden olduğu, davalı idarenin, ağır hizmet kusuru dikkate alınarak, manevi tazminatın manevi tatmin aracı olma niteliği de göz önünde bulundurulmak suretiyle, davacının duyduğu acı ve üzüntünün kısmen de olsa giderilmesi amacıyla takdiren 5.000.-TL manevi tazminatın, davalı idare tarafından yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İdare Mahkemesi kararının maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmı hakkındaki istinaf başvurusunun yukarıda yer verilen gerekçeyle reddine; manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmına ilişkin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine; 5.000.-TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı idare tarafından davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:
Davalı idare tarafından; tahsis edilen kontenjan ve hizmet gerekleri göz önünde bulundurularak belirlenen seçme kriterlerine göre, mevzuat hükümleri uyarınca yapılan değerlendirme sonucu davacının yurtdışı eğitime gönderilemediği, davaya konu yargı kararı, fiili ve hukuki imkansızlıktan dolayı uygulanamadığından ağır hizmet kusuru bulunduğundan söz edilemeyeceği ileri sürülerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhlerine olan kısmının bozulması istenilmektedir.
Davacı tarafından; yargı kararının 16/06/2017 tarihinde davalı idareye tebliğ edildiği, 15/09/2017 tarihinde hukuki ve fiili imkansızlık nedeniyle anılan kararın uygulanamayacağına karar verildiği, yargı kararının uygulanmamasında ısrar edildiği; yargı kararı uygulanmış olsaydı, diğer mülki idare amirleri için yapılan ödeme ve harcamaların kendisi için de yapılmış olacağı, maddi tazminat talebinin varsayımsal olmadığı, bu nedenle mahrum kaldığı maddi haklar için maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği; Bölge İdare Mahkemesi kararıyla ağır hizmet kusuru nedeniyle 5.000.-TL manevi tazminata hükmedildiği, hükmedilen tazminatın yaşanılan derin elem ve üzüntüyü karşılamaktan uzak kaldığı, hiçbir kusuru olmadığı halde 9 yıl boyunca yargısal süreçle uğraşmak zorunda kaldığı ve yıprandığı ileri sürülerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVAPLARI :
Davacı tarafından cevap verilmemiştir.
Davalı idare tarafından; davacının temyiz isteminin reddi gerektiği yolunda cevap verilmiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemine konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, maddi tazminat istemi yönünden onanması; manevi tazminat istemi yönünden, kabüle ilişkin kısmının onanması, fazlaya ilişkin talep yönünden bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
657 sayılı Kanun’un 78, 79 ve 80. maddeleri ile Yetiştirilmek Amacıyla Yurt Dışına Gönderilecek Devlet Memurları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca Bakanlar Kurulunun 16/12/2011 günlü, 2011/2679 sayılı kararı ile 2012 mali yılı içinde kullanılmak üzere İçişleri Bakanlığına 10 adet doktora ve 15 adet yüksek lisans olmak üzere yurt dışına eğitim amacıyla gönderilecek personele ilişkin kontenjan belirlenmiş, belirlenen kontenjan dahilinde yurt dışına gönderilecek mülki idare amirlerini tespit etmek amacıyla 06/07/2012 tarihli Bakanlık Olur’u ile seçim kriterlerini belirlemek üzere komisyon oluşturulmuş, yapılan başvuruların değerlendirilmesi sonucu, 10/08/2012 tarihli Bakan Olur’u ile yurt dışında eğitim almak üzere doktora ve yüksek lisans eğitimine gönderilmesine karar verilen personel belirlenmiş, doktora eğitimine gönderilmek üzere başvuru yapan davacının, ilgili Yönetmelik’in 6 ve 7. maddeleri ile komisyon tarafından belirlenen şartları taşımadığı gerekçesiyle … günlü, … sayılı işlemle başvurusu reddedilmiş, anılan işlem ile birlikte 10/08/2012 günlü Bakanlık Onayı ile 10 mülki idare amirinin yurtdışına doktora eğitimine gönderilmesine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiş, davacı tarafından, kesinleşen iptal kararının gereklerinin davalı idarece yerine getirilmediğinden bahisle 706.582,96 TL maddi, 50.000.-TL manevi olmak üzere toplam 756.582,69 TL tazminatın ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenmekte olan dava açılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
I. Temyize konu kararın, maddi tazminat istemine yönelik kısmı yönünden;
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın maddi tazminat istemine yönelik kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

II. Temyize konu kararın, manevi tazminat istemine yönelik kısmı yönünden ise;
Manevi zarar; kişinin fizik yapısının ve iç huzurunun bozulmasını, yaşama gücünün ve sevincinin azalmasını, kişilik haklarının zedelenmesini, şeref ve haysiyetinin rencide edilmesini, ölüm veya uğranılan diğer cismani zarar nedeniyle duyulan acı ve ızdırabı, kişinin günlük yaşamını zorlaştıran belli ağırlıktaki her türlü üzüntü ve sıkıntıyı ifade etmektedir. Kendisinin veya yakınlarının uğradığı tecavüz, saldırı veya meydana gelen bir ölüm olayı sonucunda; fiziki veya manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevinci azalan kişinin manevi yönden zarara uğramış olduğu kabul edilmektedir.
Manevi tazminat, kişinin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın, zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi ve tam yargı davalarının niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı bir miktarda olması gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, 2012 yılında başlatılan yargısal süreç sonunda davacı hakkında verilen yargı kararının uygulanmamasının, davacının kişisel haklarının zedelenmesine ve üzüntüsüne neden olduğu, davacının bu olaydan dolayı elem ve acı duyması nedeniyle oluşan manevi zararın tazmini gerekmekle birlikte, Bölge İdare Mahkemesince davacı için belirlenen 5.000.-TL manevi tazminatın yeterli ve tatmin edici miktarda olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Bu itibarla, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, 5.000.-TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine ilişkin kısmı dışındaki manevi tazminata ilişkin hüküm fıkrasında hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda, davacı için hükmedilen 5.000.-TL manevi tazminat miktarının, yukarıda izah edilen nedenlerle yetersiz olması nedeniyle manevi tazminatın amaç ve niteliği de dikkate alınarak, olay karşısında duyulan elem ve acıyla da orantılı olacak şekilde (Onanan 5,000.-TL tutarındaki kısım da göz önünde bulundurularak) yeniden takdiren belirlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddi ile … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, maddi tazminat isteminin reddine dair istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine ilişkin kısmının ONANMASINA,
2. Davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile anılan kararın, “…-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine” ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Davacının temyiz isteminin kabulü ile anılan kararın, manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının (…-TL dışındaki miktarın tamamı yönünden) BOZULMASINA,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’la değişik 50. maddesinin 2. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek, kararın bozulan kısmıyla ilgili olarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, kararı veren … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile eklenen Geçici 8. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.