Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/17052 E. , 2022/6427 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/17052
Karar No : 2022/6427
DAVACI : …
DAVALILAR : 1- …
2- …Bakanlığı
VEKİLLERİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. V. …
3- … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Davacı tarafından,
1- Emniyet amiri rütbesinde görev yapmakta iken, 25-29/06/2015 tarihleri arasında emniyet amirlerine yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarının, sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin, bu sınavlar sonucunda emniyet amirliğinden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemlerinin,
2- Bu işlemlerin dayanağı olan, 10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in;
a- 26. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “… her rütbe için birden fazla komisyon oluşturulabileceği gibi …” ibaresinin,
b- 28. maddesinin 3. fıkrasının (a), (c), (ç), (d) bentlerinin,
c- 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan ”Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla …” ibaresinin iptali,
3- Bu işlemler nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Danıştay Beşinci Dairesinin 14/02/2019 günlü, E:2016/22315, K:2019/1175 sayılı kararıyla;
Dava konusu Yönetmelik’in 26. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “…her rütbe için birden fazla komisyon oluşturulabileceği gibi…” ibaresi ile 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan “Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, …” ibaresinin ve rütbe terfi sınavları sonucunda emniyet amirliğinden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemlerinin iptali istemi ile davacının dava konusu işlemler nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının ödenmesi ve özlük haklarının iadesi talebi yönünden davanın reddine, davacının katıldığı sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlem yönünden karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrasının (a), (c), (ç), (d) bentleri ile 25-29/06/2015 tarihleri arasında emniyet amirlerine yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarının ise iptaline karar verilmiştir.
Anılan kararın, davalı idareler tarafından iptale ilişkin kısmının, davacı tarafından ise davanın reddine ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istemiyle temyiz edilmesi üzerine; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 23/12/2020 günlü, E:2019/2516, K:2020/3459 sayılı kararıyla; davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddi ve davacının temyiz isteminin kısmen reddi ile Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 14/02/2019 günlü, E:2016/22315, K:2019/1175 sayılı kararının iptale ve rütbe terfi sınavları sonucunda emniyet amirliğinden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemleri dışında kalan davanın reddine ilişkin kısımlarının onanmasına; davacının temyiz isteminin kısmen kabulü ile, “Buna göre, dava konusu rütbe terfi sözlü sınavlarının dayanağını oluşturan ilgili mevzuat hükümleri ile bu mevzuat hükümleri dikkate alınarak 25-29/06/2015 tarihleri arasında emniyet amirlerine yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarının tamamının yukarıda belirtilen gerekçeyle iptaline karar verilmiş olması karşısında, anılan düzenlemeler ve sözlü sınavlar esas alınarak tesis edilen terfi işlemlerinin de hukuki temelinin ortadan kalktığı ve hukuka aykırı hale geldiği sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle Daire kararının, rütbe terfi sınavları sonucunda emniyet amirliğinden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemlerinin iptali istemi yönünden verilen davanın reddine ilişkin kısmının ise bozulmasına karar verilmiştir;
Taraflarca karar düzeltme yoluna başvurulmadığından; bozulan kısım olan, 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemlerinin iptali istemi yönünden değerlendirme yapılacaktır
DAVACININ İDDİALARI :
Dava konusu Yönetmelik’in, sözlü sınava ilişkin hükümlerinin Kanun’da aranan yazılı sınav şartını etkisiz hale getirdiği ve sözlü sınavın rütbe terfi işlemlerinde tamamlayıcı nitelikte değil, tek başına sonucu belirleyici nitelikte olmasına sebebiyet vereceği, sözlü sınavın, subjektif değerlendirmelere dayalı olarak yapıldığı, anılan sınav sonucuna göre yapılan terfilerin de bu anlamda eşit ve objektif kriterlere dayanmaması nedeniyle yapılan tüm terfilerin iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVALILARIN SAVUNMASI:
… (kapatılan …) ve … Bakanlığı tarafından; dava konusu Yönetmelik’in, adayların lehine düzenlemeler getirdiği, sözlü sınav için (50) baraj puanının belirlenmesinin makul olduğu, anılan Yönetmelik hükümleri ile, amir sınıfı personelden beklenen yeterlilikler de dikkate alınarak bir üst rütbeye terfi edecek personelin belirlenmesi için objektif kriterler belirlendiği ve idarece üst hukuk normlarına uygun düzenleme yapıldığı,
Dava konusu sözlü sınavın, sözlü sınava giren adaylara önceden bastırılan sorular arasından soru kartı çektirilmek suretiyle icra edildiği, binlerce rütbeli personelin tek bir komisyon tarafından değerlendirmeye tabi tutulması halinde sınav işlemlerinin zamanında tamamlanmasının mümkün olamayacağı, yazılı sınavda personelin sadece mesleki bilgisi ve genel kültürü ölçülebilmekle beraber, bu bilgilerini uygulamaya nasıl yansıtacaklarının tespiti bakımından sözlü sınava tabi tutulmaları gerektiği, ilgili Yönetmelik hükümleri uyarınca yapılan sözlü sınav sonucunda davacının başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.
… Müdürlüğü tarafından; sözlü sınavda başarı barajının aday lehine düşük tutulduğu, (50) puan alma şartı konulmasının; daha fazla katılımı sağlamak, objektiflik ve hakkaniyet açısından makul olduğu ileri sürülmüştür.
Dava konusu sözlü sınavın, sözlü sınava giren adaylara önceden bastırılan sorular arasından soru kartı çektirilmek suretiyle icra edildiği, bu yönüyle farklı komisyonlar tarafından farklı değerlendirme yapıldığı iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, adayların değerlendirme kriterlerinin Yönetmelikte açıkça ortaya konulduğu ve ilgili Yönetmelik hükümleri uyarınca yapılan sözlü sınav sonucunda davacının başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Bozma kararına uyularak, bozulan kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Emniyet amiri rütbesinde görev yapan davacı tarafından, 25-29/06/2015 tarihleri arasında emniyet amirlerine yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarının, sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin, bu sınavlar sonucunda emniyet amirliğinden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemlerinin ve bu işlemlerin dayanağı olan, 10/05/2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 26. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “… her rütbe için birden fazla komisyon oluşturulabileceği gibi …” ibaresinin, 28. maddesinin 3. fıkrasının (a), (c), (ç), (d) bentlerinin ve 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan ”Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla …” ibaresinin iptali, bu işlemler nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılan davada Danıştay Beşinci Dairesinin 14/02/2019 tarih ve E:2016/22315, K:2019/1175 sayılı kararıyla; dava konusu Yönetmeliğin 26. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “…her rütbe için birden fazla komisyon oluşturulabileceği gibi…” ibaresi ile 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan “Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, …” ibaresinin ve rütbe terfi sınavları sonucunda emniyet amirliğinden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemlerinin iptali istemi ile davacının dava konusu işlemler nedeniyle yoksun kaldığı maddi haklarının ödenmesi ve özlük haklarının iadesi talebi yönünden davanın reddine, davacının katıldığı sözlü sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlem yönünden karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin 3. fıkrasının (a), (c), (ç), (d) bentleri ile 25-29/06/2015 tarihleri arasında emniyet amirlerine yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarının ise iptaline karar verildiği; bu kararın taraflarca temyizi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 23/12/2020 tarih ve E:2019/2516, K:2020/3459 sayılı kararıyla; iptale ve rütbe terfi sınavları sonucunda emniyet amirliğinden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemleri dışında kalan davanın reddine ilişkin kısımlarının ONANMASINA, dosyanın incelenmesinden, emniyet amiri rütbesiyle görev yapan ve 2015 yılı rütbe terfi sözlü sınavına katılan davacı tarafından, sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin, bulunduğu rütbeye yönelik olarak yapılan tüm sözlü sınavların ve bu sınavlar sonucunda emniyet amirliğinden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemleri ile bu işlemlerin dayanağı olan ilgili Yönetmelik hükümlerinin iptali istemiyle dava açıldığı, bakılan davada, davacının da katılmış olduğu rütbe terfi sözlü sınavlarının dayanağı hükümlerinden olan dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin sözlü sınavın içeriğine ilişkin 3. fıkrasında yer alan düzenlemelerin hukuka aykırı olduğunun tespit edildiği ve buna bağlı olarak, söz konusu düzenlemeler dayanak alınarak 25-29/06/2015 tarihleri arasında emniyet amirlerine yönelik gerçekleştirilen rütbe terfi sözlü sınavlarının iptaline karar verildiğinin anlaşıldığı; öte yandan, yine sözlü sınavın dayanağı hükümlerinden olan aynı Yönetmeliğin 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Yazılı sınava giren adaylar” ibaresinin de, yazılı sınava katılan adayların tamamının herhangi bir başarı kriteri aranmadan sözlü sınava çağrılmasına ilişkin düzenlemede 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu hükümlerine uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle Danıştay Beşinci Dairesinin 20/06/2018 tarih ve E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararıyla iptal edildiği ve bu kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/11/2020 tarih ve E:2019/179, K:2020/2522 sayılı kararı ile kesin olarak onandığı; buna göre, dava konusu rütbe terfi sözlü sınavlarının dayanağını oluşturan ilgili mevzuat hükümleri ile bu mevzuat hükümleri dikkate alınarak 25-29/06/2015 tarihleri arasında emniyet amirlerine yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarının tamamının yukarıda belirtilen gerekçeyle iptaline karar verilmiş olması karşısında, anılan düzenlemeler ve sözlü sınavlar esas alınarak tesis edilen terfi işlemlerinin de hukuki temelinin ortadan kalktığı ve hukuka aykırı hale geldiği sonucuna varıldığı; bu itibarla, Daire kararının, söz konusu rütbe terfi sözlü sınavları sonucunda emniyet amirliğinden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemlerinin iptali istemi yönünden verilen davanın reddine ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle Daire kararının, rütbe terfi sınavları sonucunda emniyet amirliğinden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemlerinin iptali istemi yönünden verilen davanın reddine ilişkin kısmının ise bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda; rütbe terfi sözlü sınavları sonucunda emniyet amirliğinden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemlerinin iptali gerektiği, düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay (Kapatılan) Onaltıncı Dairesi tarafından Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 1. fıkrası uyarınca ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Danıştay Beşinci Dairesine, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından ise Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada; Danıştay Beşinci Dairesinin 14/02/2019 günlü, E:2016/22315, K:2019/1175 sayılı kararının,rütbe terfi sözlü sınavları sonucunda emniyet amirliğinden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemlerine ilişkin kısmının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 23/12/2020 günlü, E:2019/2516, K:2020/3459 sayılı kararıyla kısmen bozulması üzerine, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine göre Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması halinde ısrar hakkı tanınmadığından bozma kararına uyularak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bilgi ve belgeler de incelenmek suretiyle, bozulan kısım yönünden işin gereği düşünüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dava konusu, 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemlerinin iptali istemi yönünden;
Aynı istemle açılan başka bir davada; Dairemizin 24/11/2022 günlü, E:2021/1109, K:2022/5993 sayılı kararıyla; “…dava konusu rütbe terfi sözlü sınavlarının dayanağını oluşturan ilgili mevzuat hükümlerinin Danıştay Beşinci Dairesinin 20/06/2018 günlü, E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararıyla iptaline karar verilmiş olması ve bu mevzuat hükümleri dikkate alınarak 25-29 Haziran 2015 tarihleri arasında 4. sınıf emniyet müdürlerine yönelik yapılan rütbe terfi sözlü sınavlarının hukuka aykırı olduğu yönündeki yukarıda belirtilen gerekçemiz karşısında, anılan düzenlemeler ve sözlü sınavlar esas alınarak tesis edilen terfi işlemlerinin de hukuki temelinin ortadan kalktığı ve hukuka aykırı hale geldiği sonucuna…” varıldığı gerekçesiyle, dava konusu emniyet amirliğinden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemlerinin iptaline karar verildiğinden, işbu davaya yönelik aynı istem hakkında yeniden karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Emniyet amirliğinden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemlerinin iptali istemi yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA;
2. Aşağıda dökümü yapılan …-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre yarısı olan …-TL’lik kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, diğer yarısı olan …-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına, davacının adli yardım talebinin kabulüne karar verilen 02/12/2019 tarihinden sonra yapılan yargılama giderinden dosyada mevcut bulunan posta gideri avansının mahsup edilmesinden sonra kalan yargılama giderinin kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan tahsili için müzekkere yazılmasına,
3. Bakılan davanın kesinleşen kısımları için davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedildiğinden, bu aşamada davalı idare lehine yeniden vekalet ücretine hükmedilmemesine;
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 13/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Kesin hüküm, yargı yerince yasada gösterilen usullere uygun olarak verildikten sonra olağan kanun yollarından geçerek veya kanun yollarına başvurma süreleri geçirilmek suretiyle uyuşmazlığı nihai olarak sonuçlandıran kararlara yönelik olarak kullanılan ve anılan kararın kimse tarafından değiştirilemeyeceğini ifade eden hukuki bir terimdir.
Hukuk düzeninde istikrarı ve hukuk güvenliğini sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, doktrinde de şekli ve maddi anlamda kesin hüküm olmak üzere iki başlıkta ele alınmaktadır. Şekli anlamda kesin hüküm, yargı yerince verilen karara karşı olağan kanun yollarına başvurulamayacağını ifade etmektedir. Dolayısıyla söz konusu terim ile görülmekte olan davanın şeklen sona ermesi kastedilmektedir.
Maddi anlamda kesin hüküm ise; uyuşmazlığın esasını çözen nihai yargı kararlarının, kimse tarafından değiştirilememesini ve daha sonra açılan dava bakımından bağlayıcı olmasını, diğer bir anlatımla taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir daha dava konusu yapılamamasını ifade etmektedir. Buna göre, bir kararın maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşıması halinde tarafları, sebebi ve konusu aynı olan yeni bir dava açılması hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Olayımızda öncelikle, sebebi ve konusu aynı olmakla birlikte tarafları farklı bir uyuşmazlık bahis konusudur.
Ayrıca bu davada karar vermeye yer olmadığı kararı verilmesine gerekçe olarak alınan E:… sayılı dosyada verilen iptal kararı, yukarıda izah edildiği üzere ne şeklen ne de maddi olarak kesinleşmiştir.
Öte yandan, gerek yargısal içtihatlarda, gerekse doktrinde, iptal kararlarının, işlemin hukuka aykırı olduğunu ortaya koymak suretiyle işlemi hukuken ortadan kaldırdığından; daha önce verilen ve kesinleşen iptal kararının, işlemle ilişkisi bulunan kişilerin, aynı işlemin iptali istemiyle açacakları davalarda kesin hüküm etkisini gösterdiği kabul edilmektedir.
Ancak önceki dosyada verilen iptal kararının henüz kesin hüküm halini almamış olması durumunda anılan kararın bağlayıcılığından söz etmek mümkün değildir. Örneğimizde sözüedilen … esas sayılı dosyada verilen kararın temyiz edilmesi ve temyiz incelemesi neticesinde bozulması durumunda yada davacı tarafından davadan feragat edilmesi durumunda ortaya çıkacak durum anılan karara bağlı olarak verilen karar vermeye yer olmadığına dair kararı dayanaksız ve anlamsız hale getirecektir.
Tarafların iradesine bağlı olarak kullanılan yada kullanılmayan kanun yolları nedeniyle sonucun bir dosyada değişip diğerinde değişmemesinin yaratacağı hukuki sakıncalar gözetilerek iş bu dosyada da dava konusu emniyet amirliğinden 4. sınıf emniyet müdürlüğüne yapılan terfi işlemlerinin iptali isteminin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği görüşüyle Dairenin karar vermeye yer olamadığına dair kararına katılmıyorum.