Danıştay Kararı 2. Daire 2021/16489 E. 2023/871 K. 01.03.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/16489 E.  ,  2023/871 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/16489
Karar No : 2023/871

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Elektrik Dağıtım A. Ş.
VEKİLİ : Av…
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı / ….
VEKİLİ : Av….

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:… K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; davacı şirket adına düzenlenen … günlü, … sayılı ödeme emrinin 237.941,98-TL’lik ecrimisil alacağına ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti…. İdare Mahkemesin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; mevzuat hükümleri gereğince ecrimisillere karşı itiraz edilmemesi üzerine ödenen yüzde yirmi indirimli tutara karşı daha sonradan dava açıldığının tespit edilmesi durumunda indirilen tutarın takibi ve tahsili için ilgili idarece ödeme emri düzenlenebileceği, uyuşmazlık konusu olayda, davacı tarafından yüzde %20 indirimli olarak ödenen 994.917,24-TL tutarındaki ecrimisil bedelinin kendileri tarafından haksız olarak ödendiği ileri sürülerek ödenen bedelin tazmini talepli … İdare Mahkemesinin E:… esasına kayıtlı tam yargı davası açılması üzerine, açılan bu davaya istinaden davalı idarece indirimli olan %20’lik kısma tekabül eden 237.941,98-TL tutarına ilişkin ödeme emrinin düzenlendiğinin görüldüğü, bu durumda, dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; indirilen tutara ilişkin ödeme emri düzenlenebilmesinin koşulunun, ecrimisillere karşı sonradan dava açıldığının tespit edilmesinin mevzuat hükümlerinden de anlaşılması karşısında, davacı tarafından Mahkememiz nezdinde açılan tam yargı davasının da nihayetinde ödenen ecrimisil bedelinin iadesi istemiyle açılmış bir dava olduğu göz önüne alındığında, davacı tarafından indirimli olarak ödenen bedel sonrasında açılan davanın davalı idarece tespit edilmesi üzerine indirilen tutar kadar dava konusu ödeme emrinin düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince verilen temyize konu kararıyla; istinaf başvurusuna konu kararın usul ve hukuka uygun olduğu ve kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; mevzuat hükümlerinin Mahkeme tarafından hatalı yorumlandığı, mevzuat hükümlerinde düzenlenen ”ecrimisile karşı itiraz edilmemesi”nden kastın, ecrimisil ihbarnamesine itiraz edilmeden kesinleşmesi halinin olduğu, olayda da ihbarnameye bir itiraz bulunmadığı, ecrimisil bedelinin dava konusu edilmeyerek kesinleştiği ve ödendiği, her ne kadar, ödenen bedelin iadesi istemiyle dava açılmış ise de, bu davanın istirdat talepli tam yargı davası olduğu, dolayısıyla ecrimisil ihbarnamesine karşı açılmış bir dava olarak nitelendirilemeyeceği, bu nedenle ödeme emrine konu meblağın, ecrimisile itiraz edilmemesi şartının ihlali olarak değerlendirilemeyeceği, öte yandan, davalı Belediye’nin hak sahibi olmadığı alanlarda ecrimisil talep etmesine imkan bulunmadığı, trafo ve diğer tüm dağıtım varlıklarının mülkiyetinin TEDAŞ’a ait olduğu, mülga 110 sayılı KHK uyarınca sadece kullanım haklarının idarelerine devredildiği, dolayısıyla kendilerinin işgalci olarak kabul edilemeyeceği ileri sürülerek , Bölge İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yönündedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:… K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun’un 7035 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın …. İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 01/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirket adına toplam 1.189.709,87-TL tutarlı ecrimisil ihbarnamesi düzenlenerek 13/11/2018 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, davacı şirket tarafından ecrimisil ihbarnamelerinin yasal süresi içerisinde ödenmemesi üzerine davalı idarece bu defa ecrimisil ihbarnamelerinin tahsili amacıyla davacı şirket adına ecrimisil bedellerine %20 indirim uygulanmak suretiyle hesaplanan 11/02/2019 günlü, 93010210 numaralı 951.767,89-TL tutarlı ödeme emri düzenlenerek 11/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, akabinde davacı şirketin banka hesaplarına haciz/bloke uygulanması sonrası ödeme emrinde belirtilen meblağın gecikme zammıyla birlikte toplam 994.917,24-TL’nin 22/03/2019 tarihinde ihtirazi kayıtla davalı idareye ödendiği, yapılan ödeme sonrası davacı şirket tarafından 17/04/2019 tarihinde haksız ödendiği ileri sürülen ödemelerin iadesi talebiyle davalı idareye yapılan başvurunun 15/05/2019 tarihli işlem ile reddi üzerine 31/05/2019 tarihinde …. İdare Mahkemesinin …. esasına kayıtlı davanın açıldığı, daha sonra dava açıldığının tespit edildiğinden bahisle %20’lik kısma tekabül eden 237.941,98-TL tutarlı dava konusu ödeme emrinin düzenlenmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı görülmektedir.
2886 sayılı Kanun’un 75. maddesinin 2. fıkrasına 6009 sayılı Kanun ile “Ecrimisile itiraz edilmemesi halinde yüzde yirmi, peşin ödenmesi halinde ise ayrıca yüzde onbeş indirim uygulanır.” düzenlemesi eklenmiştir.
Madde metni ve gerekçesinin incelenmesinden; kanun koyucu tarafından, ecrimisil alacaklarının süratle tahsilinin sağlanmasının amaçlandığı, ecrimisil alacağının itiraz edilmeden ödenmesi karşılığında % 20, peşin ödenmesi karşılığında ise ayrıca %15 indirimden yararlanma olanağının getirildiği, anılan Kanun’un 86. maddesinde “itiraz”ın idari bir yol olarak düzenlenmesi nedeniyle, “itiraz etmeme” kavramının; dava açma ile ilgisinin olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, ecrimisil alacaklarına itiraz edilmemesi halinde, bu ecrimisil tutarının %20 indirimli olarak tahsil edilmesi gerekmektedir.
Öte yandan; 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 74. maddesine dayanılarak çıkarılan ve 19/06/2007 tarihli ve 26557 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 85. maddesinin 1. fıkrasında: “Hazine taşınmazlarının kişilerce işgale uğradığının tespit edilmesi hâlinde, tespit tarihinden itibaren onbeş gün içinde “Taşınmaz Tespit Tutanağı”na dayanılarak, tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere bedel tespit komisyonunca ecrimisil tespit ve takdir edilir” kuralına yer verilmiştir.
Yine, Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 86. maddesinde; tesbit ve takdir edilen ecrimisil tutarının fuzuli şagiline “ecrimisil ihbarnamesi” ile tebliğ edileceği, bu ecrimisil işlemine karşı, ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili idareye bir dilekçe ile müracaat edilerek düzeltme talebinde bulunulabileceği, düzeltme taleplerinin, talep tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde bu amaçla oluşturulacak komisyonlarca karara bağlanacağı ve sonucun karar tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde düzenlenecek “ecrimisil düzeltme ihbarnamesi” ile ilgilisine tebliğ edileceği hükme bağlanmış, “Ecrimisilin kesinleşmesi, vade tarihi ve tahsili” başlıklı 87. maddesinde ise;
“(1) Ecrimisil; Ecrimisil İhbarnamesinin (Ek-9), düzeltme talebinde bulunulmuş ise Ecrimisil Düzeltme İhbarnamesinin (Ek-10) ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren (Değişik ibare:RG-11/9/2014-29116) altmış gün içinde muhasebe birimlerine ödenir. (Ek cümle:RG-10/4/2011-27901) Bu süre içerisinde ecrimisilin peşin ödenmesi halinde yüzde onbeş indirim uygulanır…
(3) (Değişik cümle:RG-10/4/2011-27901) Ecrimisil İhbarnamesinin (Ek-9), düzeltme talebinde bulunulmuş ise Ecrimisil Düzeltme İhbarnamesinin (Ek-10) ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren (Değişik ibare:RG-11/9/2014-29116) altmış gün içinde muhasebe birimlerine rızaen ödenmeyen ecrimisil; düzeltme talebinde bulunulmamış ise yüzde yirmi indirim yapılmak suretiyle milli emlak birimlerince, dava açma süreleri geçtikten sonra 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilmek üzere vergi dairelerine veya gelir servislerine intikal ettirilir. Vergi daireleri veya gelir servisleri, kendilerine intikal ettirilen ecrimisil alacaklarını anılan Kanunun kapsamına giren amme alacakları gibi takip ve tahsil ederek sonuçlarını millî emlak birimlerine bildirirler…
(5) Fuzuli şagiller tarafından dava açılmış olması, ecrimisilin takip ve tahsil edilmesi işlemini durdurmaz.” denilmek suretiyle, ecrimisil ihbarnamesinin, düzeltme talebinde bulunulmuş ise ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içinde ecrimisil alacağının ödenmesi gerektiği, bu sürenin son gününün ödenmesi gereken ecrimisilin vade tarihi olduğu, bu süre içerisinde rızaen ödenmeyen ecrimisilin 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edileceği hükümlerine yer verilmiştir.
336 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinin “Ecrimisilde indirim” başlıklı 11.maddesinin beşinci fıkrasında; “İtiraz edilmemesi nedeniyle yüzde yirmi indirim yapılmak suretiyle vergi daireleri veya gelir servislerine intikal ettirilen ecrimisiller hakkında sonradan dava açıldığının tespit edilmesi halinde, indirilen tutarın takip ve tahsil edilmesi için konu önceki bildirimle ilişkilendirilerek ilgili vergi dairesi veya gelir servisine intikal ettirilir.” kuralına yer verilmiştir.
Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrasında “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” hükmüne yer verilmiştir.
Hak arama özgürlüğünün temel unsurlarından biri mahkemeye erişim hakkıdır. Mahkemeye erişim hakkı bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelmektedir. Maddeyle güvence altına alınan hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı, kendisi bir temel hak niteliği taşımasının yanında, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden biridir.
İdare, Anayasa ve kanunlardan aldığı yetki ile kural koyma (düzenleme yapma) yetkisine sahiptir. “Kural işlemler” üst hukuk kurallarına uygun olarak hukuk düzenine yeni kural getiren ya da mevcut bir kuralı değiştiren veya kaldıran tek yanlı idarî işlemlerdir. Düzenleme yetkisi kullanılarak tesis edilen işlemlerin düzenleyici nitelik taşıdığının kabul edilebilmesi için, söz konusu işlemin sürekli, soyut, nesnel, genel durumları belirleyen ve gösteren hükümler içermesi, başka bir anlatımla, belirtilen nitelikte kurallar getirmiş olması gerekmekte olup, bu genel düzenlemelerin kanunda gösterilen usûle uygun olarak yürürlüğe konulması ve üst hukuk kurallarına aykırı hükümler içermemesi zorunludur.
Bazı durumlarda, üst norm niteliğindeki düzenleyici işlemlerde bir olayın veya konunun genel çerçevesi çizilerek bu konunun ayrıntısının alt normlarla düzenlenmesi öngörülebilir. Bu gibi hâllerde de, üst normda belirtilen hususların düzenlenmesi hakkında düzenleme yapmaya yetkili idarenin takdir yetkisini üst normda çizilen sınırlar aşılarak kullanıp kullanmadığının hukuki denetiminin yapılacağı tabiidir. Nitekim, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinin 4. fıkrasında; düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmayacağı hüküm altına alınmıştır. Alt normlara ilişkin hukukî denetim yapılırken, üst norma göre bir hakkın kısıtlanıp kısıtlanmadığının tespiti suretiyle sonuca ulaşılması gerekmektedir.

İtirazsız ödeme sonrasında ecrimisil ihbarnamesine karşı yargı yoluna başvurulması durumunda, daha önce tahsilinden vazgeçilmiş olan %20’lik ecrimisil tutarının tahsil edilmesi, hak arama özgürlüğünü kullanan kişilere bir tür yaptırım uygulanması sonucunu doğurmakta, itirazsız ödedikleri ecrimisil alacağı tutarı dışında yeni bir ödeme ile yükümlü kılınmaları, kişilerin dava yoluna başvurmalarını caydırıcı bir nitelik taşımaktadır.
2886 sayılı Kanun’un 75. maddesinde yer alan hükme aykırı olarak çıkarılan alt normlarla yapılan ve hak arama hürriyetine müdahale eden alt düzenlemelerin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Nitekim, Anayasa Mahkemesinin E:2013/40, K:2013/139 sayılı ve 09/05/2014 tarihli kararı ile 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinin 5. fıkrasının 3. cümlesi, benzer bir yaklaşımla iptal edilmiştir.
Bu durumda, dava konusu işlemin, üst hukuk normlarına açıkça aykırı olarak düzenlenmiş olan 336 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinin 11. maddesinin 5. fıkrası uyarınca tesis edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediğinden, anılan kararın bozulması gerektiği oyu ile aksi yönde oluşan Daire kararına katılmıyoruz.