Danıştay Kararı 2. Daire 2021/14925 E. 2022/6898 K. 27.12.2022 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/14925 E.  ,  2022/6898 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/14925
Karar No : 2022/6898

KARŞILIKLI TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNANLAR :
(DAVACI) : …
2- (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, davacı tarafından esastan, davalı idarece vekalet ücreti yönünden dilekçelerde yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemlerinden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığında zabıta memuru olarak görev yapan davacının, Belediye Zabıta Yönetmeliği’nin 40. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca meslekten çıkarılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Yüksek Disiplin Kurulu Kararı ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesi hükmü uyarınca Deniz Hizmetleri Müdürlüğü kadrosuna memur olarak naklen atanmasına dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kesinleşmiş kararın, yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılarak, dava konusu işlemlerin iptaline hükmedilmesi, yoksun kaldığı maddi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; İstanbul Büyükşehir Belediyesi … Daire Başkanlığında zabıta memuru olarak görev yapan davacının, Belediye Zabıta Yönetmeliği’nin 40. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Yüksek Disiplin Kurulu Kararı ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesi hükmü uyarınca Deniz Hizmetleri Müdürlüğü kadrosuna memur olarak naklen atanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile, davanın reddine hükmedildiği, anılan kararın davacı tarafından yapılan temyiz başvurusu neticesinde Danıştay Beşinci Dairesinin 10/02/2015 tarih ve E:2012/4154, K:2015/991 sayılı kararıyla, temyiz isteminin reddedilmesi suretiyle onanarak kesinleştiği, davacı hakkında “rüşvet vermek, almak” suçundan … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile beraatine hükmedildiği, ayrıca dava konusu işlemin dayanağı mevzuat hükmündeki “meslekten çıkarılma” ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 28/11/2018 tarih ve 30609 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 17/10/2018 tarih ve E:2018/110, K:2018/99 sayılı kararı ile iptal edildiği, aynı olay nedeniyle meslekten çıkarılmalarına karar verilen diğer zabıta memurlarının açtıkları davalarda Danıştay Onikinci Dairesinin Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda temyiz istemlerini kabul ederek davanın reddine yönelik ilk derece mahkeme kararlarını bozduğu ileri sürülerek yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulduğu; uyuşmazlıkta, davacı tarafından ileri sürülen hususlara ilişkin olarak yapılan değerlendirme neticesinde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53. maddesinde yer verilen koşulların mevcut olmadığı gerekçesiyle, yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmiş, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacının İddiaları : Dava konusu işlemin dayanağı mevzuat hükmündeki “meslekten çıkarılma” ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 17/10/2018 tarih ve E:2018/110, K:2018/99 sayılı kararı ile iptal edilmesinin, yargılamanın yenilenmesi için yeterli olduğu; Anayasa Mahkemesi kararı ile … İdare Mahkemesinin ve Danıştay Beşinci Dairesinin kararları arasında çelişik hükümler ortaya çıktığı ileri sürülerek, temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
Davalı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının İddiaları : Dava dosyasına sunulan savunmanın süresinde ve Avukat aracılığıyla yapıldığı, açılan davanın davalı idare lehine sonuçlanması nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülerek, kararın bu yönden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

TARAFLARIN CEVABI :
Davalı İdarenin Cevabı : Davacının temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği yolundadır.
Davacının Cevabı : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : İdare Mahkemesi kararının, yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine ilişkin kısmının onanması, idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmının ise düzeltilmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci ve Onikinci Daireleri’nce, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’na 3619 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile eklenen Ek 1. madde uyarınca yapılan müşterek toplantıda; Danıştay Onikinci Dairesinin 12/11/2020 günlü, E:2020/1448, K:2020/3698 sayılı gönderme kararı ile Danıştay İkinci Dairesine gönderilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı Kanun’un 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, davacının temyiz aşamasında duruşma yapılması yolundaki istemi yerinde görülmeyerek, işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Davacının, Mahkeme kararının esasına yönelik temyiz istemine ilişkin yapılan incelemede;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkün olup; davacı tarafından ileri sürülen hususlar İdare Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin, Mahkeme kararının vekalet ücretine ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa, Danıştay’ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Maddenin gerekçesinde ise, madde ile temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarda da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı; uygulamada, vekâlet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman, hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince, yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine ilişkin olarak hüküm kurulduğu, ancak davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmediği; oysa davalı idarenin, davayı vekili aracılığıyla takip ettiği ve süresinde savunma verildiği anlaşıldığından, davalı idare lehine, Avukatlık Asgari Ücret tarifesinde öngörülen avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu husus, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan, düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, hüküm fıkrasına “kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine” ibaresi eklenmek suretiyle kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİ ile … İdare Mahkemesince verilen …günlü, E:…, K:… sayılı, yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine ilişkin kararın ONANMASINA,
2. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜ ile anılan kararın, vekalet ücretine yönelik hüküm fıkrasının yukarıda belirtildiği şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına;
4. Temyiz aşamasında davalı idare tarafından yapılan (… -TL harç gideri + …-TL posta gideri) toplam … -TL yargılama giderlerinin ise, davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
5. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararlara Karşı Başvuru Yolları” başlıklı Üçüncü Bölümünde yer alan “Yargılamanın yenilenmesi” başlıklı 53. maddenin birinci fıkrasında; “Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir.” kuralına yer verilmiş, “Yargılamanın yenilenmesi usulü” başlıklı 55. maddenin ikinci fıkrasında, “Karşı tarafın savunması alındıktan sonra istekler incelenir ve kanunda yazılı sebepler varsa davaya yeniden bakılarak karar verilir.” kuralı, üçüncü fıkrasında da,” Yargılamanın yenilenmesi (…) istemleri, kanunda yazılı sebeplere dayanmıyor ise, istemin reddine karar verilir.” kuralı yer almaktadır.
Yargılamanın yenilenmesi müessesesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararlara Karşı Başvuru Yolları” başlıklı Üçüncü Bölümünde düzenlenmiş olan ve kesinleşmiş hükmün, yine hükmü veren Mahkeme tarafından ortadan kaldırılmasına ve uyuşmazlığın esasının tekrar incelenmesine imkân tanıyan bir kanun yoludur.
Anılan Kanun’da bu kurum, bir dava olarak nitelendirilmemiş; bahsedildiği gibi, kesinleşmiş olan mahkeme kararlarının, Kanun’da sayılan şartlar gerçekleştiği zaman yeniden incelenmesine imkan tanıyan bir “olağanüstü kanun yolu” olarak düzenlenmiştir. Yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine Mahkemece öncelikle yeni bir yargılamaya gidilip gidilemeyeceğine dair bir inceleme/değerlendirme yapılarak ilgili uyuşmazlığın yeniden dava konusu edilebilmesine ilişkin koşulların varlığı veya yokluğu tespit edilmektedir.
Dolayısıyla, kesinleşmiş kararlara karşı bir başvuru yolu olan yargılamanın yenilenmesi başvurusu yeni bir dava olmayıp, başvuruya konu edilen kararın verildiği yargılamanın devamı niteliğindedir. Yargılamanın yenilenmesi talebinin reddi halinde başvuruya konu edilen kararın kesin hüküm niteliği devam etmektedir. Kesin hüküm niteliğindeki kararın değişmesi, bu istemin kabulü ile dava dosyasının yeniden ele alınıp uyuşmazlık hakkında eski karar kaldırılarak yeni bir karar verilmesi halinde mümkündür.
Bu kapsamda, Mahkemece, yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunan tarafça ileri sürülen sebepler yerinde bulunmayarak istemin reddedilmesi nedeniyle yeni bir yargılama sürecinin başlamasına gerek görülmediğinden, bir başka deyişle, bu aşamaya kadar olan süreç eski yargılamanın devamı niteliğinde olduğundan, karşı taraf lehine vekalet ücreti takdirine gerek bulunmamaktadır. Kanun hükmü gereği süresinde savunma sunulmuş olması da bu durumu değiştirmemektedir.
Bu duruma göre, idarî yargı yerince, koşulları oluşmadığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmesi halinde, vekil ile temsil edilen ve dosyaya süresinde savunma sunan taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği sonucuna varılmaktadır.
Bakılan davada, temyize konu İdare Mahkemesi kararı ile, yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmiş olup, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Bu itibarla, tarafların temyiz istemlerinin reddiyle İdare Mahkemesi kararının aynen onanması gerektiğinden, vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilerek onanmasına yönelik çoğunluk kararına katılmıyorum.

(XX) KARŞI OY :
Dava; İstanbul Büyükşehir Belediyesi … Daire Başkanlığında zabıta memuru olarak görev yapan davacının, Belediye Zabıta Yönetmeliği’nin 40. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca meslekten çıkarılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Yüksek Disiplin Kurulu Kararı ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesi hükmü uyarınca Deniz Hizmetleri Müdürlüğü kadrosuna memur olarak naklen atanmasına dair … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:… , K:… sayılı kesinleşmiş kararın, yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılarak, dava konusu işlemlerin iptaline hükmedilmesi, yoksun kaldığı maddi ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun yargılamanın yenilenmesi başlıklı 53. maddesinde; “1. (Değişik birinci cümle: 5/4/1990-3622/22 md.) Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir.
a) Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,
b) Karara esas olarak alınan belgenin, sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması,
c) Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması,
d) Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi,
e) Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması,
f) Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması,
g) Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hakimin katılmasıyla karar verilmiş olması,
h) (Değişik: 10/6/1994-4001/23 md.) Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması.
ı) (Ek: 15/7/2003-4928/6 md.) Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması (Ek ibare : 25/7/2018 – 7145/4 md.) veya hüküm aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi,” olarak düzenlenmiştir.
2577 sayılı Kanun’da belirtilen yargılamanın yenilenmesi nedenlerine bakıldığında, kurulan hükmün maddi gerçeğe ters düştüğü ve adaletin tecellisinin sağlanamadığı durumlar için öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Bu nedenle, şekli anlamda olduğu kadar maddi anlamda da kesin hüküm halini alan bir yargı kararının olanağanüstü bir kanun yolu olarak, yargılamanın yenilenmesi suretiyle kaldırılmasının, uzunca bir süre sonra dahi olsa, toplum vicdanını rahatsız eden bir adaletsizliğin giderilmesini sağlamak olduğu açıktır. İlgililere yalnızca yükümlülük getirmek durumunda olan bir yasanın, yasama organı tarafından değiştirilmesi – kaldırılması, Anayasa’ya aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesince iptali halinde de yargılamanın yenilenmesinden söz edilebilmelidir. Hükme esas alınan belgenin sahteliğinin anlaşılması, ilamın ortadan kalkması yargılamanın yenilenmesi sebebi sayılırken hükme dayanak olan Kanun maddesinin Anayasa Mahkemesince Anayasaya aykırı bulunarak iptali durumuda yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak değerlendirilmelidir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümezliği ilkesinin Anayasa’da yer alış nedenlerinin söz konusu olmadığı durumlarda, her zaman geçerliliği yadsınamayacak adalet anlayışına öncelik tanınması hukuk devleti ve hukukun üstünlüğünün gerçekleştirilmesi için zorunlu bulunmaktadır. Davacının meslekten çıkarma cezası ile tecziye edilmesine dayanak olan Kanun hükmü Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile hukuk aleminden uzaklaştırıldığından, bu iptal kararından ilgililerin yararlandırılmamasının, Anayasanın 2. maddesinde yer alan, demokratiklik, adalet anlayışı ve hukuk devleti, 36. maddesinde yer alan hak arama özgürlüğü, 10. maddesinde, yer verilen eşitlik ve hukukun diğer ilkeleri olan hakkaniyet ve sosyal barış ilkeleri ile bağdaştırılmasına olanak bulunmamaktadır. Öte yandan “karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün kesin hüküm halini alan bir kararla bozularak ortadan kalkmasını”, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul eden 2577 sayılı Kanun’un 53. maddesi (c) fıkrası hükmünün varlığı karşısında, davacının meslekten çıkarma cezası ile tecziye edilmesine dayanak olan Kanun hükmünü iptal eden Anayasa Mahkemesi kararının öncelikle yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak kabul edilmesi gerektiği, bütün bunların yanında idari yargı yerlerinde Anayasanın 125. maddesi uyarınca sadece yasaya değil hukuka uygunluk denetiminin yapıldığının da gözden uzak tutulmaması gerekmektedir. Yargılamanın yenilenmesi sebebi incelendiğinde, bunların Anayasa Mahkemesince iptal edilen bir hükmün Anayasa’ya aykırılığından daha ağır nitelikte olmadığı da görülecektir. Anayasa’nın 138. maddesinde yer alan “Hakimler görevlerinde bağımsızdırlar. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler.” şeklindeki düzenlemede bu değerlendirmelere ışık tutmaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyize konu kararın bozulması gerektiği oyu ile aksi yönde oluşan Daire kararına katılmıyorum.