Danıştay Kararı 2. Daire 2021/12439 E. 2023/53 K. 10.01.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/12439 E.  ,  2023/53 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/12439
Karar No : 2023/53

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Mad. San. ve Tic. A. Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) :… Defterdarlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Kocaeli ili, Derince ilçesi,… Mahallesinde bulunan tamamı Hazineye ait 11.631,00 m² yüzölçümlü taşınmazın 654,35 m²’lik kısmının 06/08/2009 – 16/07/2010 tarihleri arasında kömür stok sahası yapılmak suretiyle fuzulen işgal edildiğinden bahisle 13.560,00-TL ecrimisil istenilmesine ilişkin … günlü, … sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay Onuncu Dairesinin karar düzeltme aşamasında verdiği 21/12/2017 günlü, E:2016/5481, K:2017/5914 sayılı bozma kararına uyularak verilen … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre ecrimisile konu taşınmaz için dava konusu döneme ilişkin olarak 23.852,22-TL ecrimisil bedeli hesaplandığı, dava konusu işlemle davacıya bilirkişi raporunda belirlenen ecrimisil bedelinden daha düşük ecrimisil bedeli tahakkuk ettirildiğinden ve iptal davasında davacının menfaatinin dava konusu işlemle belirtilen hukuki durumdan daha ağır bir biçimde ihlaline yol açacak şekilde aleyhe karar verilmesine olanak bulunmadığından (aleyhe hüküm kurma yasağı), dava konusu ecrimisil düzeltme ihbarnamesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından; bilirkişi raporunun tarafına usulsüz olarak tebliğ edildiği, bu nedenle rapora itiraz etme imkanının olmadığı, raporu tebliğ alan kişinin sigortalı işçisi olmadığı, kendisi yanında avukatlık stajını yapan ve stajının ilk 6 ayında olan stajyer avukat olduğu, gerekçeli karardan hareketle bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı şekilde, piyasa rayiçlerinin çok üzerindeki emsal kira miktarları baz alınarak oluşturulduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının açıklamalı olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Onuncu Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın bir bütün olarak yürütülebilmesi için silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ışığında taraflara iddialarını ve savunmalarını sunma hususunda uygun imkan sağlanması şart olmakla beraber, bu ilkelere aykırı hareket edildiğini ileri süren tarafın iddialarını temellendirememesi, açık bir şekilde bu durumun delillerini ortaya koyamaması ve iddialarının zorlama bir şikayetten kaynaklanması durumunda ileri sürülen iddiaların açıkca dayanaktan yoksun kabul edilebileceği tabiidir.
Somut olayda, önceki aşamada davacı tarafın vekilliğini başka bir avukat yapmakta iken bozma kararından sonra davacı vekili Av. … ‘ın 10/12/2018 tarihinde dosyaya vekaletname sunduğu, Mahkemenin ara kararıyla mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesi sonrasında keşif günü ve bilirkişi bilgilendirme yazısının 17/12/2018 tarihinde davacı vekilinin adliyede olması nedeniyle muhatap adına evrakı almaya yetkili / çalışanı olduğu saptanan … isimli kişinin imzasına tebliğ edildiği, davacı vekilinin keşif günü ve bilirkişi bilgilendirme yazısında keşif günü olarak bildirilen 10/01/2019 tarihinde mahallinde yapılan keşfe iştirak ederek keşif tutanağını imzaladığı, mahallinde yapılan inceleme sonrasında düzenlenen ve 29/01/2019 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren bilirkişi raporunun da 05/02/2019 tarihinde aynı şekilde davacı vekilinin adliyede olması nedeniyle … isimli kişinin imzasına tebliğ edildiği, tarafların bilirkişi raporuna itiraz etmediği, Mahkeme kararının davacı vekiline e-tebligat vasıtasıyla tebliğ edildiği ve temyiz dilekçesinin 30 günlük süresi içerisinde verildiği, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde bilirkişi raporunun tarafına usulsüz olarak tebliğ edildiği, bu nedenle rapora itiraz etme imkanının olmadığı, raporu tebliğ alan kişinin sigortalı işçisi olmadığı, kendisi yanında avukatlık stajını yapan ve stajının ilk 6 ayında olan stajyer avukat olduğu, gerekçeli karardan hareketle bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı şekilde, piyasa rayiçlerinin çok üzerindeki emsal kira miktarları baz alınarak oluşturulduğu iddiasında bulunduğu görülmektedir.
Bu hususlar değerlendirilmeye tabi tutulduğunda, keşif günü ve bilirkişi bilgilendirme yazısının bilirkişi raporunun da tebliğ edildiği adreste ve yine … isimli kişiye tebliğ edilmesine rağmen davacı vekilinin bu tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin herhangi bir iddiasının bulunmadığı, temyiz dilekçesinde ise sadece tebliğin usulsüz yapılması nedeniyle rapora itiraz etme imkanlarının olmadığının belirtildiği, bilirkişi raporunu tebliğ alan … isimli kişi tarafından raporun davacı vekiline süresinde veya rapora itiraz süresi geçtikten sonra ulaştırılıp ulaştırılmadığı, ulaştırılmış ise bunun tarihi, bunların dışında rapordan herhangi başka bir vasıtayla haberdar olup olmadığı yönünde net bir iddianın bulunmamasının yanısıra bu durumları açıklığa kavuşturan bir açıklamanın da yapılmadığı, bunlara ek olarak keşif günü ve bilirkişi bilgilendirme yazısından aynı tebligat süreci sonunda haberdar olunarak bu tebligata istinaden mahallinde yapılan keşfe iştirak edildiği, davacı vekilinin; Dairemizin E:2021/12142 esasına kayıtlı dosyada, bilirkişi raporunun e-tebligat vasıtasıyla tebliğ edildiği halde, tebligatın stajyer avukata tebliğ edildiğini ileri sürdüğü görüldüğünden; rapora itiraz etme imkanının olmadığı iddiasının temellendirilmemesi nedeniyle dayanaktan yoksun olduğu sonucuna varılmaktadır.
Bununla birlikte, davacı vekili tarafından her ne kadar somut durum net olarak ortaya konulmamış ise de, davacı vekilinin bilirkişi raporundan gerekçeli kararla birlikte haberdar olmuş olma ihtimali dikkate alınarak, bu durumun adil yargılanma hakkının ve bu hakkın güvencelerinden olan silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlaline sebep olmaması için temyiz dilekçesinde bilirkişi raporuna ilişkin olarak ileri sürülen itirazlar incelenmiş olup, bu itirazların bilirkişi raporunun hükme esas alınmasını engelleyecek nitelikte olmadığı sonucuna varılmıştır.
Nitekim; Anayasa Mahkemesinin Başvuru No: 2015/6802 sayılı, 08/01/2020 günlü kararıyla yargılamanın bütününe bakıldığında ve sürecin koşullarına göre bilirkişi raporundan hükümle birlikte haberdar olunmasının tek başına adil yargılanma hakkı yönünden bir ihlal oluşturmayabileceği hususu; Başvuru No: 2019/9472, 18/10/2022 günlü kararıyla da, yargılama sürecinde savunma hakkını zedeleyen birtakım eksikliklerin bulunmasının otomatik olarak adil yargılanma hakkının ihlaline yol açmayacağı hususu vurgulanmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:… , K:… sayılı kararın yukarıda belirtilen açıklamayla ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.