Danıştay Kararı 2. Daire 2021/11681 E. 2023/787 K. 28.02.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/11681 E.  ,  2023/787 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/11681
Karar No : 2023/787

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. ….

KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnş. Rek. Elek. Mon. Vinç İşl. Hurd. San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesince verilen …. günlü, E:…, K:… sayılı kararın, davalı idarece aleyhe olan kısmının dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Bursa ili, Nilüfer ilçesi, … Mahallesinde bulunan … ada, … parsel sayılı, tamamı hazineye ait …-m2 yüzölçümlü taşınmazın, …-m2’lik kısmının davacı şirket tarafından …. tarihleri arasında şantiye sahası olarak kullanılmak suretiyle fuzulen işgal edildiğinden bahisle, …TL ecrimisil istenilmesine ilişkin … günlü, … sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay Onuncu Dairesinin 15/02/2017 günlü, E:2016/6912, K:2017/817 sayılı bozma kararına uyularak yeniden yapılan inceleme sonucunda verilen … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; her ne kadar bilirkişilerce hazırlanıp dosyaya sunulan raporda, keşif günü davacı şirket yetkilileri tarafından gösterilen ve kullanıldığı belirtilen alanın bilgisayar ortamında değerlendirilmesi neticesinde, … Valiliği Defterdarlık … Milli Emlak Müdürlüğü görevlilerince belirlenen 1.830,56-m2’lik alan ile aynı olduğu belirtilmiş ise de, mevzuat gereği işgale konu alan yüzölçümünün net bir biçimde tespiti gerektiğinden, değerlendirmenin yeterli olmadığının anlaşıldığı, bu tespite itibar edilmediği, dosyada bulunan davacı şirkete ait 04/06/2012 tarihli dilekçede yer alan “diğer park alanı için kullandığımız yer 500 m2’dir.” beyanı ve yine 05/06/2012 tarihli ek beyan dilekçesinde yer verilen “04/06/2012 tarihli itiraz yazımızda bahsettiğimiz kullanım alanımız 500 m2’yi geçmemektedir.” beyanı nazara alındığında, söz konusu taşınmazın 500,00-m2’lik kısmında davacı şirketin işgalinin bulunduğu ve bu hususun davacı şirketçe de kabul edildiği sonucuna varıldığı, buna göre; dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, işgal edilen 1.830,56-m2’lik alan için tespit edilen 67.052,14-TL ecrimisil bedelinin, Mahkemelerince işgal edildiği kanaatine varılan 500,00-m2’lik alana oranlanması suretiyle söz konusu alan için talep edilebilecek ecrimisil bedelinin 18.314,65-TL olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin 121.335,35-TL’lik kısmının iptaline, 18.314,65-TL’lik kısmına yönelik davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; usul yönünden davanın husumet yokluğundan reddedilmesi gerektiği, esasa yönelik ise, belirlenen ecrimisil miktarının doğru hesaplandığı, işgale konu alanın yüzölçümünün tespitinde davacı şirketin beyanının esas alınmasının hukuka aykırı olduğu, eksik incelemeyle karar verildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Davalı idarenin temyiz istemin reddi gerektiği ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Onuncu Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, davalı idarenin husumet itirazı yerinde görülmeyerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Bursa ili, Nilüfer ilçesi, … Mahallesinde bulunan … ada, … parsel sayılı ve tamamı hazineye ait taşınmazın 1.830,56 metrekarelik kısmının şantiye sahası olarak kullanıldığı gerekçesiyle davacı şirket adına tanzim edilen … TL tutarlı, … günlü, … sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin iptali istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 75. maddesinde; “Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz malları ve Vakıflar Genel Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malların, gerçek ve tüzelkişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, bu Kanunun 9 uncu maddesindeki yerlerden sorulmak suretiyle, idareden taşınmaz ve değerleme konusunda işin ehli veya uzmanı üç kişiden oluşan komisyonca tespit tarihinden geriye doğru beş yılı geçmemek üzere tespit ve takdir edilecek ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz.” hükmü bulunmaktadır.
Anılan Kanun’un 74. maddesine dayanılarak Maliye Bakanlığı’nca çıkarılan Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 84. maddesinin birinci fıkrasında, “Hazine taşınmazlarından kiraya verilen, irtifak hakkı kurulan veya kullanma izni verilenlerin dışında kalanların fiilî durumları, İdarece hazırlanan program dâhilinde mahallinde tespit edilir. (Ek iki cümle:RG-10/4/2011-27901) Taşınmazların tespitleri yılda en az bir defa yapılır, ancak tespit programlarının süresi beş yıldan fazla olamaz. Bu tespitlerin yapılması konusunda illerde defterdarlar, ilçelerde ise malmüdürleri veya varsa milli emlak müdürleri gerekli tedbirleri alırlar. Tespitten önceki sürelere ait işgal ve tasarruflar sebebiyle ecrimisil takip ve tahsilatı yapılarak bu taşınmazlar denetim ve idare altına alınır.” düzenlemesine yer verilmiş, aynı maddenin ikinci fıkrasında; taşınmazın mahallinde düzenlenecek Taşınmaz Tespit Tutanağında işgalin başlangıç tarihi, taşınmazın işgale veya kullanıma konu olan yüzölçümü, işgalcileri, kullanım amacı, ecrimisil takdirinde yararlanılabilecek bilgiler ile bilinmesinde yarar görülen diğer bilgilere yer verileceği, belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesi ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasıyla ilgili hususlarda uygulanacak kurallara ilişkin olarak, Hukuk Muhakemeleri Kanununa yollamada bulunulmuş ve mahkemece, bilirkişilerin re’sen seçileceği belirlenmiştir.
Bilirkişiye başvurulmasındaki amacın, hukuka uygun karar verebilmek için gerekli verilere ulaşmak olduğu göz önünde tutulduğunda, bilirkişilerin uyuşmazlık konusunda özel ve teknik bilgiye sahip olan kişiler arasından seçilmesi gerektiği kuşkusuz olup, bilirkişi veya bilirkişilerce düzenlenen raporda, sorulara verilen cevapların şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, rapor içeriğinin ise hükme esas alınabilecek nitelikte olması gerekmektedir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 282. maddesinde “Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir.” hükmü yer aldığından; sunulan bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek yeterlikte olmaması veya taraflarca yapılan itirazları karşılamaması halinde bilirkişilerden ek rapor istenilebileceği veya yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabileceği gibi verilen rapor dikkate alınmadan uyuşmazlığın çözümüne engel bir düzenlemenin bulunmadığı da açıktır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dosyanın incelenmesinden; Bursa ili, Nilüfer ilçesi, … Mahallesinde bulunan … ada, .. parsel sayılı, tamamı hazineye ait 9.853,83-m2 yüzölçümlü taşınmazın, 1.830,56 m2’lik kısmının davacı şirket tarafından10/01/2009-02/05/2012 tarihleri arasında şantiye sahası olarak kullanılmak suretiyle fuzulen işgal edildiğinden bahisle 139.650,00-TL ecrimisil istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; keşif sonrası düzenlenen 06/01/2014 günlü bilirkişi raporunda, davacı şirket tarafından fuzulen işgal edilen alanın 1.830,56 m2 olduğunun tespit edildiği; Danıştay Onuncu Dairesinin 15/02/2017 günlü, E:2016/6912, K:2017/817 sayılı; işgale konu alanın yüz ölçümünün net bir biçimde tespit edilmesi gerektiği yönündeki bozma kararı sonrasında yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen 12/12/2019 günlü bilirkişi raporunda da, bahse konu alanın 1.830,56 m2 olarak tespit edilmesine rağmen; İdare Mahkemesince, dosyada bulunan davacı şirkete ait 04/06/2012 tarihli dilekçede yer alan “diğer park alanı için kullandığımız yer 500 m2’dir.” beyanı ve yine 05/06/2012 tarihli ek beyan dilekçesinde yer verilen “04/06/2012 tarihli itiraz yazımızda bahsettiğimiz kullanım alanımız 500 m2’yi geçmemektedir.” şeklindeki beyanı dikkate alınıp, söz konusu taşınmazın 500,00-m2’lik kısmında davacı şirketin işgalinin bulunduğu kabul edilerek karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın iptale ilişkin kısmının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize tabi ilk kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Yasa’nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.