Danıştay Kararı 2. Daire 2021/11452 E. 2023/526 K. 16.02.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/11452 E.  ,  2023/526 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/11452
Karar No : 2023/526

KARŞILIKLI TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNANLAR:
1-(DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

2- (DAVACI) : … Madencilik ve Turizm A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, taraflarca dilekçelerde yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Balıkesir ili, Ayvalık ilçesi, … Köyü, … ada, … parsel sayılı, tamamı Hazineye ait 124.615,50 m² yüzölçümlü taşınmaz üzerinde demir cevheri zenginleştirme tesisi yapılmak suretiyle 09/05/2008-31/12/2012 tarihleri arasındaki dönemde fuzulen işgal edildiğinden bahisle düzenlenen 486.574,03-TL ecrimisil tahakkuk ettirilmesine ilişkin … günlü, … sayılı ecrimisil ihbarnamesi ile bu ihbarnameye karşı yapılan itirazın reddine ilişkin … günlü, … sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay Onuncu Dairesinin 05/07/2017 günlü, E:2016/6380, K:2017/3504 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle verilen… İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; olayda, davacının maden ruhsat sahası dışında kalan dava konusu taşınmazın kiralanmasını talep etmesi, anılan Bakanlık nezdinde yapılan yazışmalardan dava konusu taşınmazın ancak kiralanarak kullanabileceğinin anlaşılması ve söz konusu taşınmazın mera vasfının değiştirilmesi nedeniyle Mera Kanunu’na göre düzenlenen kira sözleşmesi adı altındaki sözleşmenin bir kira sözleşmesi olmadığı, anılan sözleşmenin taşınmazın eski vasıf ve kapasitesine getirilmesine ilişkin mera mevzuatı uyarınca yapılan bir sözleşme olmasından dolayı; davacının araziyi kira veya ecrimisil olarak herhangi bir bedel ödemeden kullanamayacağından, fuzuli şagil konumunda bulunduğunun anlaşıldığı, her ne kadar davacı tarafından 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 46/10. maddesinde yer alan madencilik faaliyetleri için ecrimisil alınmaz hükmü kapsamında, madencilik faaliyetinin tanımının yapıldığı Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 4/hh maddesinde geçen ruhsat sahasındaki stoklama/depolama işlemleri ifadesinden zenginleştirme işlemlerinin de ruhsat sahası dışında da yapılabileceğinden yapılan faaliyet için de ecrimisil alınamayacağı iddia edilmiş olsa da, davacının madencilik faaliyeti ile bu faaliyet ile ilgili diğer faaliyetlerini ruhsat dahilinde kendisine kullanım hakkı verilen saha sınırları içerisinde ayrıca bir bedel ödemeden yerine getirebileceği; saha dışına çıkılması durumunda taşınmazın niteliğine göre kira, ecrimisil ve diğer yasal düzenlemelerden kaynaklanan ödemeleri yapması gerektiğinin kuşkusuz olduğu; dava konusu taşınmazın davacı tarafından işgal edilmesi nedeniyle 01/01/2013-28/10/2015 dönemine ilişkin davacı şirket adına 399.234,30-TL ecrimisil tahakkuk ettirilmesine ilişkin … günlü, … sayılı ecrimisil ihbarnamesi ile bu ihbarnameye yapılan itirazın reddine ilişkin … günlü, … sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin iptali istemiyle Mahkemenin … esasına kayıtlı dava dosyasında, Mahkemenin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının istinaf incelemesinde … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:… , K:… sayılı kararında tespit edilen ecrimisil birim tutarlarının, bakılmakta olan davada işgal dönemi olan 09/05/2008-31/12/2012 dönemi için hesaplama yapılırken Maliye Bakanlığınca yayımlanan yeniden değerleme oranı ile güncellenerek toplam 277.548,15-TL ecrimisil hesaplanabileceğinin kabulü gerektiğinden, davanın 277.548,15 TL ecrimisile ilişkin kısmına yönelik olarak reddine, 209.025,88 TL ecrimisile yönelik kısmının ise iptaline hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davalı idare tarafından; karara dayanak teşkil eden ve aynı taşınmaz için bir başka davada verilen bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmadığı, söz konusu raporda belirtilen bedelin, hangi kriterlere göre belirlendiğine ilişkin somut veri olmadığı ileri sürülerek, İdare Mahkemesi kararının iptale ilişkin kısmının bozulması istenilmektedir.
Davacı tarafından; tahsis nedeniyle işgalci olmadığı, Maden Kanunu’nun 46/10. maddesine göre, Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerde yapılan madencilik faaliyetlerinden ecrimisil alınamayacağı, madencilik faaliyetlerinden zenginleştirme tesisinin, ruhsat sahası içinde yapılma zorunluluğunun olmadığı, kesinleşmemiş olan 2015 yılının ecrimisil bedeline yeniden değerleme oranları uygulanarak karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunduğu ileri sürülerek, İdare Mahkemesi kararının redde ilişkin kısmının bozulması istenilmektedir.

TARAFLARIN CEVABI :
Davalı idare tarafından; cevap verilmemiştir.
Davacı tarafından; temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Onuncu Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. TARAFLARIN TEMYİZ İSTEMLERİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:… , K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan taraflar üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/02/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Balıkesir ili, Ayvalık ilçesi, … Köyü sınırları içinde yer alan ve davacı şirket uhdesinde bulunan maden işletme ruhsatı ile ilgili olarak, ruhsat kapsamında üretilecek demir cevherinin zenginleştirilerek, satılabilir bir ürün elde edilmesi amacıyla, ruhsat sahası dışında zenginleştirme tesisi kurulması için davacı tarafın … günlü, … sayılı yazısıyla, davalı idareden dava konusu taşınmazın 15 yıllığına şirketlerine kiralanmasının talep edildiği, taşınmazın mera vasfına ayrıldığından, talebinin … günlü, … sayılı yazıyla reddedildiği, bunun üzerine 26/02/2008 günlü dilekçe ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına başvuruda bulunulduğu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca Balıkesir Valiliğine gönderilen … günlü, … sayılı yazıda; “… madencilik faaliyetleri için zorunlu tesisler arasında sayılan zenginleştirme tesisinin, ruhsat alanının Madra Barajı kısa mesafeli koruma alanı içerisinde kalması nedeniyle ruhsat sahası içerisine kurulma imkanının olmaması, … , tesisin ruhsat sahası yakınınında kurulmasının ekonomiklik açısından gerekli olduğunun belirlenmesi … koordinatları verilen 12,47 hektarlık alanın mera tahsis değişikliğinin yapılması …” ifadelerine yer verildiği, daha sonrasında dava konusu taşınmazın mera vasfının değiştirilerek Hazine adına tescil edildiği, davacı şirket ile Balıkesir Valiliği arasında 14/04/2008 günlü kira sözleşmesi adı altında Mera Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 8/b ve c bendine göre geri kazanılan alan/alanlarla ilgili eski vasıf ve kapasitesine getirilmesi sözleşmesinin imzalandığı, bakılmakta olan bu davanın ise, söz konusu 124.615,50 m² yüzölçümlü … ada, … parsel sayılı taşınmazın, üzerinde “demir cevheri zenginleştirme” tesisi yapılmak suretiyle fuzulen işgalinden bahisle, 2886 sayılı Kanun’un 75. maddesi uyarınca, 09/05/2008-31/12/2012 dönemine ilişkin olarak, davacı adına 486.574,03 TL ecrimisil tahakkuk ettirilmesine ilişkin … günlü, … sayılı ecrimisil ihbarnamesi ile bu ihbarnameye vaki itirazın reddine ilişkin … günlü, … sayılı ecrimisil düzeltme ihbarnamesinin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
3213 sayılı Maden Kanunu’nun 46/10. maddesinde, “Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerde yapılan madencilik faaliyetleri için bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra kira, ecrimisil alınmaz.” hükmüne yer verilmiş, anılan Kanun’a dayanılarak çıkarılan dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mülga Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 4/hh maddesinde, “Madencilik faaliyetleri: Madenlerin aranması, üretilmesi, sevkiyatı, cevher hazırlama ve zenginleştirme, atıkların bertarafı, ruhsat sahasındaki stoklama/depolama işlemleri, maden işletmelerinin kapatılması ve çevre ile uyumlu hale getirilmesi ile ilgili tüm faaliyetler ve bu faaliyetlere yönelik tesislerin yapılması” olarak tanımlanmış, yine dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan aynı mülga Yönetmelik’in 122/1. maddesinde, “Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerde yapılan madencilik faaliyetleri için kira ve ecrimisil alınmaz. Bu alanlar madencilik faaliyetleri yapıldığı sürece madencilik faaliyetleri için ayrılmış sayılır.” kuralı yer almıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nezdinde yapılan yazışmalardan, zenginleştirme tesisinin, ruhsat alanının Madra Barajı kısa mesafeli koruma alanı içerisinde kalması nedeniyle ruhsat sahası içerisine kurulma imkanının olmadığı, ruhsat sahası yakınında kurulmasının ekonomiklik açısından gerekli olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır. Öte yandan; 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 46/10. maddesinde yer alan madencilik faaliyetleri için ecrimisil alınmaz hükmü kapsamında, söz konusu maddede ruhsat sahası alanında ya da ruhsat sahası dışında şeklinde herhangi bir ayrımın yapılmadığının görüldüğü, dolayısıyla hem ruhsat sahası alanında hem de ruhsat sahası dışında yapılan madencilik faaliyetleri için ecrimisil alınamayacağı, dolayısıyla, madencilik faaliyetinin tanımının yapıldığı dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan mülga Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin 4/hh maddesinde geçen cevher zenginleştirme işlemleri, ruhsat sahası dışında da yapılabileceğinden, bu yapılan faaliyet için ecrimisil alınamayacağı kuşkusuzdur.
Bu durumda, ruhsat sahası dışında da olsa madencilik faaliyeti yapıldığı sabit olan dava konusu taşınmazın kullanımı sebebiyle davalı idare tarafından ecrimisil istenilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kısmen bozulması gerektiği oyu ile ile aksi yönde oluşan Daire kararına katılmıyorum.