Danıştay Kararı 2. Daire 2021/10238 E. 2023/210 K. 17.01.2023 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2021/10238 E.  ,  2023/210 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/10238
Karar No : 2023/210

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:… , K:… sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Davacı, Karaman İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yaptığı dönemde işlediği ileri sürülen fiilleri nedeniyle 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 8. maddesinin 6. fıkrasının (ç) bendinin (7) no’lu alt bendi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı kararının iptali istemiyle dava açmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:… , K:… sayılı kararıyla; davacı ve diğer 2 polis memuru hakkında, … isimli şahsın, “Nişanlısı … ile birlikte Karaman ili, … Parkında oturmakta iken polis olduğunu öğrendiği iki kişinin kendilerine hakaret ederek nişanlısını dövdükleri, kendisine tokat atıp eşarbını çektikleri, daha sonra gelen resmi ekip görevlilerinin nişanlısını döverek ekip otosuna bindirdikleri, ekip otosundaki görevlilerin nişanlısı aleyhine ifade vermesi için kendisini tehdit edip baskı uyguladıkları ve yönlendirdikleri, nişanlısı ile görüşme talebine yardımcı olacağı beyanı ve evde telefonunu unuttuğu bahanesiyle TOKİ konutlarında bulunan ve arkadaşına ait olduğunu söylediği bir eve götürerek zorla tecavüzde bulunduğu” yönünde şikayet dilekçesi vermesi üzerine yapılan soruşturma neticesinde düzenlenen … günlü, … sayılı Soruşturma Raporunda özetle; “Hakkında soruşturma yapılan Polis Memuru … ‘in ifadesinde her ne kadar olay günü evden çıkmadığını, müşteki … ‘nün iddialarının asılsız ve iftira olduğunu ifade edip inkar etse de müşteki … ‘yü nişanlısı … ile görüştüreceği izlenimi bırakarak, 01/09/2013 günü saat 20:00 sıralarında, hakkında soruşturma yapılan Polis Memuru … ‘nin … Mahallesi … Konutları … Kat:… Da:… KARAMAN adresine götürdüğünün; … ‘nün ifadesi, yaptırılan yer göstermesi ve oto teşhisinden anlaşıldığı, hakkında soruşturma yapılan Polis Memuru … ‘nin alınan ifadesinde … ile … ‘yü, 02/01/2013 günü saat 09.00 sıralarında ikametinde gördüğünü samimi ikrarında beyan ettiği göz önünde tutulduğunda; iddia her ne kadar … ‘nün ifadesinde soyut olarak kalsa da, aynı evde görüldüğüne dair ifade, yer gösterme, oto teşhis, telefonun belirtilen adresten baz alması durumlarına ilave olarak Polis Memuru … ‘in tanışma, samimiyet ve arkadaşlığı bulunmayan genç bir bayanı evi haricinde başka bir eve götürmesi kötü niyet barındırdığından, Polis Memuru … ‘in … ‘ye tasaddide bulunduğu yönünde kuvvetli bir kanaat oluşturması nedeniyle hakkında işlediği belirtilen iddianın sübuta erdiği, hakkında soruşturma yapılan Polis Memuru … ‘in ifadesinde her ne kadar … ‘nün iddialarının asılsız ve iftira olduğunu ifade edip inkar etse de, müşteki … ‘nün nişanlısı … ile görüşme talebini, … ‘nün, görevli olduğu Çarşı Polis Merkezi Amirliği nezarethanesinde şüpheli olarak tutulmasına rağmen, başka bir yerde olduğu izlenimi bırakarak görüştürmediği, görüştüreceğini beyanla onu belirtilen adrese götürdüğü, … ‘nün ifadesinde soyut olarak kalıp, somut deliller ile desteklenmese de, olay günü Polis Merkezindeki iş ve işlemler sırasında … ile … ‘nün birbirlerini görmediklerinin, kendi ifadeleri yanında diğer ifadelerde de geçtiği, … ‘nün nişanlısı … ile görüşme talebine, Polis Memuru … ‘in kafasında kurguladığı olayı gerçekleştirmek için, başka yerde olduğu izlenimi vererek, …’ye yalan söylemek suretiyle polise olan güven ve inancı zedelediği yönünde kuvvetli bir kanaat oluşturması nedeniyle işlediği belirtilen iddianın sübuta erdiği, bu nedenle …’nün 8/6. maddesi gereğince “meslekten çıkarma” cezası ile tecziyesinin teklif edilmesi üzerine Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı işlemi ile Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/7. maddesine göre “meslekten çıkarma” cezası ile tecziyesine karar verildiği, anılan işlemin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … günlü, E…, K… sayılı kararı ile işlemin davacının savunması alınmadan tesis edildiği gerekçesiyle “iptaline” karar verildiği, işbu kararın Danıştay Beşinci Dairesinin 04/12/2017 günlü, E.2016/6836, K.2017/23751 sayılı kararı ile onandığı, Mahkemenin iptal kararı üzerine 28/07/2016 günü saat 11:00’de gerçekleştirilen Karaman İl Polis Disiplin Kurulu Toplantısında davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 129. maddesi gereğince, kendisine tanınan sözlü savunma hakkını kullanması üzerine tesis edilen dava konusu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı,
Disiplin soruşturma dosyasında yer alan bilgi, belge ve ifadeler birlikte değerlendirildiğinde; davacı ifadesinde, her ne kadar …’nün iddialarının asılsız ve iftira olduğunu ifade edip, hakkındaki iddiaları inkar etmiş ise de, müşteki …’nün, davacıya hitaben nişanlısı … ile görüşme talebinde bulunduğu, bunun üzerine davacının, …’nün görevli olduğu Çarşı Polis Merkezi Amirliği nezarethanesinde bulunduğunu bildiği halde, başka bir birimde nezarethanede olduğu izlenimi vererek, …’yü, görüştürme bahanesi ile 01/09/2013 günü saat 20:00 sıralarında Polis Memuru …’nin ikametgahına götürdüğünün, …’nin ifadesi…’nün ifadesi ile yaptırılan yer gösterme ve oto teşhisi ile sabit olduğu, iddialar her ne kadar …’nün ifadesinde soyut olarak kalmış ve … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verilmiş ise de, davacı ile …’nün aynı evde görüldüğüne dair ifade, yer gösterme, oto teşhis ve telefonun belirtilen adresteki baz istasyonundan sinyal alması durumlarına ilave olarak, Polis Memuru olan arkadaşı …’nin, kiracı olarak bulunduğu evde, ailesinin Manisa ilinde yaşaması nedeniyle yalnız yaşadığı, evinin anahtarını arkadaşı olan davacıya verdiği, onun da müşteki …’yü nişanlısı ile görüştüreceğini beyan ederek, aynı eve rızası dışında götürdüğü ve bu durumdan faydalandığı kanaatine varıldığı,
Davacının sübut bulan eyleminin, eski ve yeni kanun düzenlemeleri kapsamında, lehe veya aleyhe olup olmadığı konusunda yapılan değerlendirmede, Anayasa Mahkemesince iptal edilen 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 83. maddesi uyarınca çıkartılan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8. maddesinin 7. fıkrası düzenlemesinin 683 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 8/6-ç madde düzenlemesi ile aynı mahiyette olduğunun görüldüğü,
Bu durumda; dava dosyası, soruşturma raporu ve eki belgeler birlikte değerlendirildiğinde, davacının “Yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla ya da kin ve dostluk gibi nedenlerle kötüye kullanmak” suçunu işlediği sübuta erdiğinden 682 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 8/6-ç maddesi gereğince “meslekten çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; Mahkeme kararının kaldırılmasını gerektirecek bir neden bulunmadığı belirtilerek, davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; isnat edilen suçu işlemediği, nitekim bu suçla ilgili olarak hakkında Karaman Cumhuriyet Başsavcılığınca tahkikat yapıldığı ve herhangi bir suç tespit edilemediğinden iki ayrı kovuşturmaya yer olmadığı kararları verildiği, her iki karara da müşteki tarafından itirazda bulunulmadığı; bu hususlar dikkate alındığında, insani nedenlerle yaptığı yardımın meslek etiğine aykırı bulunarak meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması kararında, anlatılan oluşa ve hukuka aykırılık bulunduğu; bu durumun, ceza soruşturmasında aklansa bile, bir bayanın iftirası üzerine, Yüksek Disiplin Kurulunun eksik incelemesi ve soruşturması sonucu verdiği haksız kararı ile meslekten çıkarıldığının göstergesi olduğu; çıkar elde ettiğine dair hiçbir somut delil olmadığı gibi, yetkisini ve nüfuzunu kötüye kullandığına ilişkin de hiçbir somut delil bulunmadığı; soruşturma dosyasının disiplin kurulları tarafından titizlikle incelenmediği ve son savunmasında belirtilen hususların dikkate alınmadığı; İl Disiplin Kurulunca tanık dinletme talebinin dikkate alınmadığı ve müştekinin tutarsız beyanlarına itibar edildiği; buna göre, dava konusu işlemin hukuka, mevzuata ve hakkaniyete aykırı olduğu ileri sürülerek, davanın reddi yolundaki Mahkeme kararı hakkındaki istinaf talebinin reddine ilişkin kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Davalı idare tarafından; davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususların, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği yolunda cevap verilmiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Kamu görevlilerinin disiplin cezasıyla cezalandırılabilmeleri için; disipline aykırı eylem veya işlemlerinin sübut bulup bulmadığının usulüne uygun olarak yapılacak soruşturma ile ortaya konulması, soruşturma aşamasında kamu görevlisinin lehinde ve aleyhinde olan her türlü bilgi ve belgenin toplanması, bilahare disipline aykırı davranış olarak tespit edilen eylemin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanarak, bu eyleme uygun olan disiplin cezası maddesinin tayini ve uygulanması gerektiği halde; dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacıya isnat edilen suçun sübut bulduğuna ilişkin, her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilemediği, dolayısıyla davacı hakkında tesis edilen dava konusu disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığından, davacının temyiz isteminin kabulü ile davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararı hakkındaki istinaf isteminin reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7035 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine teminen dosyanın, kararı veren … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 17/01/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı, Karaman İl Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yaptığı dönemde işlediği ileri sürülen fiilleri nedeniyle 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 8. maddesinin 6. fıkrasının (ç) bendinin (7) no’lu alt bendi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, … sayılı kararının iptali istemiyle dava açmıştır.
Kamu görevlilerinin disiplin cezasıyla cezalandırılabilmeleri için; disipline aykırı eylem veya işlemlerinin sübut bulup bulmadığının, usulüne uygun olarak yapılacak soruşturma ile ortaya konulması, soruşturma aşamasında kamu görevlisinin lehinde ve aleyhinde olan her türlü bilgi ve belgenin toplanması, bilahare disipline aykırı davranış olarak tespit edilen eylemin, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanarak, bu eyleme uygun olan disiplin cezası maddesinin tayini ve uygulanması gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; müşteki …’nün şikayeti üzerine, “cinsel amaçla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, nitelikli cinsel saldırı” suçlarından davacı hakkında yapılan ceza soruşturması sonucunda, … Cumhuriyet Başsavcılığının … günlü, … Soruşturma, … Karar ve … günlü, E:… Soruşturma, K:… Karar sayılı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararlarıyla; her ne kadar tanık … daha sonra inkar ettiği, şüpheli olarak müfettişlerce alınan ifadesinde, tarafları evinde gördüğüne dair beyanda bulunmuşsa da, bu beyanın, davacının müştekiyi zorla evde alıkoyup, yine zorla cinsel saldırıda bulunduğuna dair yeterli şüphe oluşturacak delil niteliğinde olmadığı, zira, tanığın beyanında; tarafların samimi olduklarını, kendisi geldikten sonra da evde kalmaya devam ettiklerini, yatak odasına girdiğinde yatağın toplanmış olduğunu gördüğünü ve bayanın elbiselerinde yırtık-sökük görmediğini belirttiği, dolayısıyla bu beyanın, zorla cinsel saldırıda bulunulduğuna ve atılı suçların işlendiğine dair yeterli şüphe oluşturmadığı, kaldı ki, tanığın, şüpheli sıfatıyla müfettişe verdiği bu beyanın doğru olmadığını, müfettişlerin, kendisini yönlendirerek bu beyanı yazdıklarını belirterek inkar ettiği, ayrıca, 03/09/2013 tarihinde, ilk önce müşteki …’nün davacıya ait telefona mesaj gönderdiği, bunun dışında da davacının üzerine atılı suçları işlediğine dair müştekinin soyut ve çelişkili iddiaları dışında, kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil edilemediği anlaşılmakla; davacı hakkında, yüklenen suçlardan kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve karara taraflarca itiraz edilmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda; dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile yukarıda bahsedilen … Cumhuriyet Başsavcılığı kararları birlikte değerlendirildiğinde, davacıya isnat edilen yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla kötüye kullanmak fiilinin sübut bulduğuna ilişkin, her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilemediği sonucuna varılmakla dava konusu işlemde hukuka uyarlık; davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmadığından davacının temyiz isteminin kabulü suretiyle temyize konu kararın bozulması gerekirken onanması yolundaki çoğunluk kararına katılmıyorum.