Danıştay Kararı 2. Daire 2020/524 E. 2020/3192 K. 04.11.2020 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2020/524 E.  ,  2020/3192 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/524
Karar No : 2020/3192

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği

İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; … İli, … Kaymakamlığında şef olarak görev yapan davacının, 2015 yılı İçişleri Bakanlığı Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı’na katılmak üzere, Diyarbakır Valiliğince ilan edilen “İlçe Yazı İşleri Müdürlüğü” ünvanı için yaptığı başvurunun, başvuruların son günü olan 20/05/2015 tarihi itibarıyla, İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin 7/1-e/1 maddesinde yer alan, İlçe Yazı İşleri Müdürü kadrosuna atanabilmek için gerekli olan “Fakülte veya dört yıllık yüksekokul mezunu olmak” koşulunu sağlamaması nedeniyle reddine ilişkin 18/06/2015 günlü, 6 sayılı İl Sınav Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : …. İdare Mahkemesince; uyuşmazlık, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/B maddesinde düzenlenen özel yargılama usulü kapsamında incelenmiş ve 2015 yılı Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı başvurularının 13/05/2015-20/05/2015 tarihleri arasında alındığı, davacının … Üniversitesinden almış olduğu lisans diplomasında “İktisat Fakültesinin dört yıl süreli Kamu Yönetimi bölümündeki öğrenimini 25/05/2015 tarihinde başarı ile tamamlayarak diplomayı almaya hak kazandığı” ifadesine yer verildiği, Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik’in 9. maddesinde, ilan edilen kadro veya pozisyonlar için belirlenen başvuru tarihinin son günü itibarıyla aranan nitelikleri taşıyan personelin, başvuru şartlarını taşıdığı farklı unvanlı kadro veya pozisyonlardan sadece birisi için duyuruda belirtilen şekilde başvuruda bulunabileceğinin belirtildiği, başvuru tarihinin son günü itibarıyla davacının, İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik’in 7/1-e/1 maddesinde yer alan İlçe Yazı İşleri Müdürü kadrosuna atanabilmek için gerekli olan “Fakülte veya dört yıllık yüksekokul mezunu olmak” koşulunu sağlamaması nedeniyle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İçişleri Bakanlığı Merkez Sınav Kurulunun 07/04/2015 günlü, 8 sayılı kararında, sınav müracaatlarının 13/05/2015 ila 25/06/2015 tarihleri arasında yapılabileceği belirtilmiş olmasına rağmen, Personel Genel Müdürlüğünün Bakanlık Merkez ve Taşra Teşkilatında Birim Sorumlularınca Yapılması Gereken İş ve İşlemler konulu yazısında müracaatların 13/05/2015 ila 20/05/2015 tarihleri arasında alınacağının belirtilmiş olmasının çelişki oluşturduğu; … Üniversitesi Rektörlüğü İktisat Fakültesi Dekanlığı … Bürosu Yöneticiliğinden almış olduğu 15/05/2015 günlü, 158 sayılı muhtemel mezuniyet yazısı ekinde bulunan not durumunu gösteren transkript belgesi doğrultusunda, 20/05/2015 tarihinde sınava müracaat ettiği, … Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden almış olduğu 25/05/2015 tarihli lisans diplamasını 17/06/2015 tarihli dilekçesi ile ibraz ettiği ve diploma şartı eksikliğini giderdiği, böylelikle tüm eksikliklerini süresi içerisinde tamamlamasına rağmen sınav müracaatının kabul edilmemesinin, bu bağlamda İdare Mahkemesi’nce davanın reddi yolunda verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacının sınav başvurusunun, İçişleri Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Usul ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin 7/1-e/1 maddesi uyarınca reddedildiği, İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek, davacının temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Beşinci Dairesinin 23/12/2019 günlü, E:2016/23258, K:2019/6648 sayılı gönderme kararı ile Dairemize iletilen dosyada; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun”Tebligat ve cevap verme” başlıklı 16. maddesinde;
” 1. Dava dilekçelerinin ve eklerinin birer örneği davalıya, davalının vereceği savunma davacıya tebliğ olunur.
2. Davacının ikinci dilekçesi davalıya, davalının vereceği ikinci savunma da davacıya tebliğ edilir. Buna karşı davacı cevap veremez. Ancak, davalının ikinci savunmasında, davacının cevaplandırmasını gerektiren hususlar bulunduğu, davanın görülmesi sırasında anlaşılırsa, davacıya cevap vermesi için bir süre verilir.
3. Taraflar, yapılacak tebliğlere karşı, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde cevap verebilirler. Bu süre, ancak haklı sebeplerin bulunması halinde, taraflardan birinin isteği üzerine görevli mahkeme kararı ile otuz günü geçmemek ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir. ……….” hükmüne yer verilmiş,
“Dosyaların incelenmesi” başlıklı 20. maddesinin 5. fıkrasında ise; dosyaların tekemmül ettikten sonra, öncelik veya ivedilik durumları ile tekemmül sırasına göre incelenerek karara bağlanacağı vurgulanmıştır.
11/09/2014 günlü ve 29116 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun’un 96. maddesiyle 2577 sayılı Kanun’a eklenen, “Merkezî ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü” başlıklı 20/B maddesinde ise; Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalara ilişkin olarak özel yargılama kuralları getirilmiş olup, maddenin 1. fıkrasının (ç) bendinde; savunma süresinin, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren üç gün olduğu, bu sürenin bir defaya mahsus olmak üzere en fazla üç gün uzatılabileceği, savunmanın verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle dosyanın tekemmül etmiş sayılacağı, (e) bendinde; bu davaların, dosyanın tekemmülünden itibaren en geç on beş gün içinde karara bağlanacağı düzenlenmiştir.
Diğer taraftan, 2577 sayılı Kanun’un “Nöbetçi mahkemenin görevleri” başlıklı 62. maddesinde; nöbetçi mahkemelerin, çalışmaya ara verme süresi içinde, yürütmenin durdurulmasına ve delillerin tespitine ait işler ile kanunen belli süre içinde karara bağlanması gereken işleri görecekleri hükme bağlanmış,
“Sürelerle ilgili genel esaslar” başlıklı 8. maddesinin 3. fıkrasında ise; bu Kanun’da yazılı sürelerin bitmesinin çalışmaya ara verme zamanına rastlaması halinde bu sürelerin, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılacağı belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dava dosyasının incelenmesinden; …. İdare Mahkemesinin … günlü, E:… sayılı kararı ile, olayın niteliği ve davanın durumuna göre yürütmenin durdurulması isteminin, davalı idarenin birinci savunması alındıktan ve ara kararı gereği yerine getirildikten sonra incelenmesine karar verilerek, savunma ve ara kararı süresinin (15) gün olarak belirlendiği, dava dilekçesi ve ara kararının davalı idareye 10/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği, (15) günlük sürenin dolmasından sonra da, davanın “konusu itibarıyla” 2577 sayılı Kanun’un 20/B maddesinde düzenlenen “merkezi ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü” kapsamında olduğu değerlendirilmek suretiyle dosyanın tekemmül ettiği sonucuna ulaşılarak, çalışmaya ara verme süresi içinde … tarihinde, işin esası hakkında, temyize konu kararın verildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, gerek dava dosyasının usulüne uygun olarak tekemmül ettirilip ettirilmediği, gerekse çalışmaya ara verme süresi içinde karara bağlanıp bağlanamayacağı noktasında, öncelikle davanın, 2577 sayılı Kanun’un 20/B maddesinde belirtilen “Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalar” kapsamında olup olmadığının ortaya konulması gerekmektedir.
Bilindiği üzere, idari yargıda davaların tümü aynı usul takip edilmek suretiyle sonuçlandırılmakta iken, bazı davaların niteliği itibarıyla diğerlerinden farklı olması ve bu tür davaların geciktirilmeksizin karara bağlanması ihtiyacının ortaya çıkması üzerine, bu kapsamdaki yargı hizmetinin hızlandırılması, etkin ve verimli bir şekilde sunulabilmesi amacıyla 2577 sayılı Kanun’da birtakım değişiklikler yapılmış ve idari yargıda başvuru, inceleme ve yargılama usulüne ilişkin olarak bazı yenilikler getirilmiştir.
Bu kapsamda, 6552 sayılı Kanun ile 2577 sayılı Kanun’a eklenen 20/B maddesinde; Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezî ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalara ilişkin olarak özel yargılama kuralları getirilmiş ve belirtilen işlemlere karşı, taraflar açısından, dava açma süresi, cevap verme süresi, temyiz süresi; mahkemeler açısından ise, dava dosyalarının tekemmül süreci ile dosyaları inceleme süreleri kısaltılmış; yürütmenin durdurulması talebine ilişkin verilecek kararlara itiraz yolu ile temyiz incelemesi sonrasında karar düzeltme yolu kapatılmıştır.
2577 sayılı Kanun’un 20/B maddesinde, öngörülen özel yargılama usulüne tabi işlemlerin kapsamının belirlenmesi amacıyla iki şart aranmıştır. Bunlardan birincisi “Millî Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan bir sınav olması”; ikincisi ise, “merkezî ve ortak sınav ve bu sınava ilişkin iş ve işlemler” olması şartıdır. Kanun koyucu bu iki şartın yanında, yapılacak sınavın “merkezi” ve “ortak” sınav olması özelliğini de birlikte aramış olduğu halde, “merkezi ve ortak sınav” tanımına yer vermemiştir.
Dolayısıyla, söz konusu maddedeki yargılama usulüne tabi işlemlerin kapsamı belirlenirken, bu Kanun maddesiyle amaçlanan faydanın sağlanması için dengeli bir yorum yapılması gerekmektedir. Bu madde ile getirilen düzenlemedeki sürelerin kısalığı, bazı itiraz ve kanun yollarının kaldırıldığı dikkate alındığında, maddenin kapsamının dar yorumlanmasının değişik mağduriyetlere yol açabileceği gibi çok geniş yorumlanmasının da mağduriyetlere yol açacağı açıktır.
Yukarıda belirtilen tüm hususlar dikkate alındığında; sınavlar nedeniyle oluşacak bireysel mağduriyetlerin önüne geçilmesi amacıyla getirilen 2577 sayılı Kanun’un 20/B maddesi hükmünün, düzenleyici işlemleri kapsamadığı gibi “merkezi ve ortak sınav” koşuluna uymayan, yani bir kuruma veya bir gruba münhasır olarak yapılan Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı, Komiser Yardımcılığı Sınavı veya Milli Eğitim Bakanlığı Şube Müdürlüğü Yazılı ve Sözlü Sınavı gibi sınavları da kapsamadığı; maddede yer alan “merkezi ve ortak sınav” tanımına uygun olarak yapılan ve başvurucular bakımından daha geniş kapsamlı olan KPSS, ALES, YDS, YGS, LYS, TEOG ve benzeri gibi sınavların ise bu özel yargılama usulü kapsamında olduğu değerlendirilmektedir.
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 04/02/2016 günlü, E:2016/90, K:2016/156 sayılı kararı da bu yöndedir.
Bu durumda; 2577 sayılı Kanun’un 20/B maddesinde öngörülen yargılama usulü kapsamında olmayan Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı’na ilişkin işlemden doğan dava konusu uyuşmazlık bakımından dosyanın, Kanun’un 16. maddesi uyarınca tekemmül ettirilerek, olağan çalışma dönemi içinde karara bağlanması gerektiğinden, 03/07/2015 günlü, E:… sayılı ara kararı ile “savunma ve ara kararı süresi” olarak belirlenen 15 günlük sürenin son günü olan 25/07/2015 tarihinin çalışmaya ara verme zamanına rastladığı, dolayısıyla savunma süresinin, Kanun’un 8. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 07/09/2015 tarihine uzamış sayıldığı ve davanın Kanun’un 62. maddesi uyarınca çalışmaya ara verme süresi içinde karara bağlanamayacağı dikkate alınmaksızın, Nöbetçi Mahkemece dava dosyasının tekemmül ettiği gerekçesiyle verilen kararda usul hükümlerine uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. …. İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesi, 1/c fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Yasa’nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.