Danıştay Kararı 2. Daire 2020/2306 E. 2020/3535 K. 16.12.2020 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2020/2306 E.  ,  2020/3535 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2306
Karar No : 2020/3535

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

DİĞER DAVALI : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; davacının, Vergi Müfettiş Yardımcısı olarak görev yapmakta iken, Vergi Müfettişliği Yeterlik Sınavı’nda başarısız olduğundan bahisle İstanbul Defterdarlığı Anadolu Yakası Milli Emlak Daire Başkanlığı’nda Memur kadrosuna atanmasına ilişkin … onay tarihli işlemin iptali ile yoksun kaldığı mali haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesince, Danıştay İkinci Dairesinin 11/10/2017 günlü, E:2016/7387, K:2017/6139 sayılı kararı ile husumet yönünden bozma kararına uyularak, verilen … günlü, E:…; K:… sayılı kararla, dava konusu işlemin iptaline, yoksun kaldığı mali haklarının ödenmesi istemi yönünden ise davanın reddine hükmedilmiştir.
Anılan kararın karşılıklı olarak temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İkinci Dairesinin 02/07/2019 günlü, E:2019/716, K:2019/4008 sayılı kararı ile, davalı idarenin temyiz isteminin reddiyle kararın dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmı gerekçe değiştirerek onanmış; davacının temyiz isteminin kabulüyle, yoksun kalınan mali haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemine yönelik davanın reddine dair kısmı ise bozulmuştur.
İstanbul 6. İdare Mahkemesinin, Danıştay İkinci Dairesinin 02/07/2019 günlü, E:2019/716, K:2019/4008 sayılı kısmen bozma kararına uyularak verilen temyize konu kararıyla; dava konusu işlemin dayanağını oluşturan davacının vergi müfettişliği yeterlik yazılı sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptaline hükmedildiği dikkate alındığında, davacının memur olarak atanmasının yasal dayanağının kalmadığı, davacının memur kadrosunda geçirdiği süre zarfında yoksun kaldığı, “memur kadrosu ile Vergi Müfettiş Yardımcılığı kadrosu arasındaki” maaş farklarının ve diğer mali haklarının yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği belirtilmek suretiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine göre davacının memur olarak atandığı, ancak Yönetmelikte yapılan değişiklikle, sınavda başarısız olanlar için ikinci bir sınav hakkı verildiği, davacının da yeniden vergi müfettiş yardımcısı olarak atandığından konusuz kalan davanın reddi gerektiği; öte yandan davacının yoksun kaldığı mali haklarına ilişkin talebinin de yasal dayanağının bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Maddenin gerekçesinde ise, madde ile temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarda da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekâlet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, bozma kararına uyulmak suretiyle bozulan kısım yönünden verilen temyize konu kararın gerekçesinde, dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı mali haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi gerektiğine yer verildiği anlaşıldığından; her ne kadar temyize konu kararın hüküm fıkrasında “kabul” yerine dava konusu işlemin iptali yolunda karar verilmiş ise de; bu durum kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bu itibarla; iş bu temyiz istemine konu kararın hüküm fıkrasındaki “dava konusu işlemin iptaline” ibaresi çıkartılmak suretiyle, yerine “dava konusu işlem nedeniyle yoksun kalınan mali haklarının dava açma tarihinden (28/10/2014) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine” şeklinde düzeltilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, hüküm fıkrasının yukarıda belirtildiği şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Dava konusu uyuşmazlığın karara bağlandığı gün Mahkeme heyeti tarafından düzenlenen görüşme tutanağında, karar sonucunun “Bozma Kararına Uyma – Kabul” olarak yazılı olduğu, ancak kararın hüküm fıkrasında karar sonucunun “iptal” olarak tesis edildiği, bu haliyle … günlü görüşme tutanağı ile Mahkeme kararının hüküm fıkrası arasında uyumsuzluk ve çelişki bulunduğu anlaşılmakla, temyize konu Mahkeme kararında, usul hükümlerine uyarlık bulunmadığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 23., 24. ve 45/1-c maddeleri uyarınca bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.