Danıştay Kararı 2. Daire 2020/2256 E. 2020/3328 K. 11.11.2020 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2020/2256 E.  ,  2020/3328 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2256
Karar No : 2020/3328

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

DİĞER DAVALI : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nce verilen …günlü, E:…, K:…sayılı kararın, iptal hükmü ve davacı lehine yeniden vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Dava; … Emniyet Müdürlüğü kadrosunda polis memuru olarak görev yapan ve katıldığı 2012 dış temsilciliklerin korunmasında görevlendirilecek Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin belirlenmesine yönelik Misyon Koruma Sınavının yazılı, uygulama ve mülakat aşamalarında başarılı olan davacının, görevlendirmesinin yapılması talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının iadesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla, … Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan davacının, 02/12/2012 tarihinde yapılan misyon koruma sınavının yazılı kısmı ile uygulama ve mülakat sınavlarında başarılı olduğu, Dışişleri Bakanlığı tarafından, 27/01/2010 günlü, 27475 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Dış Temsilciliklerin Korunmasında Geçici Süreli Görevlendirilecek Emniyet Genel Müdürlüğü Personeli Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca 22-23 Mayıs 2014 tarihlerinde düzenlenen ”Göreve Hazırlık Eğitim Programına” alındığı ve programa katılan personel hakkında katılım belgelerinin düzenlendiği ve tercihleri alınarak atama aşamasına gelindiği, işlem tarihi itibarıyla nihai başarı listesinde yedek olarak yer alan ve görev öncesi eğitim programına katılan personelin mevcut kazanılmış haklarının ve beklentilerinin korunması gerektiği, davacının, görevlendirmesinin yapılmasına ilişkin yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline, yargı kararı ile hukuka aykırılığı saptanmış olan işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı maddi ve özlük hakların iadesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1…-TL vekalet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
Anılan kararın davalı idareler tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay İkinci Dairesi’nin 08/05/2019 günlü, E:2016/12129, K:2019/2727 sayılı kararıyla; mahkeme kararının, iptale ilişkin kısmının onanmasına, davacının yoksun kaldığı parasal hakların ödenmesi isteminin kabulüne yönelik kısmının ise bozulmasına hükmedilmiş, davalı idarelerin kararın düzeltilmesi istemi de 27/11/2019 günlü, E:2019/3289, K:2019/6648 sayılı kararla reddedilmiştir.
Danıştay İkinci Dairesinin anılan bozma kararından sonra … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…; K:… sayılı kararıyla dava yetki yönünden reddedilerek, dosya yeni kurulan ve … ilinin yargı çevresi bakımından bağlandığı … İdare Mahkemesine gönderilmiştir.
… İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacının yurtdışı görevine fiilen başladığı tarihten itibaren yurtdışı aylığı almaya hak kazanacağı tabii olup, dava konusu işlemden kaynaklanan ve tazmin edilebilecek bir kaybından söz edilmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davacının yoksun kaldığını iddia ettiği maddi ve özlük haklarının iadesine hükmedilmesi istemi yönünden davanın reddine, dava netice itibarıyla kısmen ret, kısmen iptal ile sonuçlandığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL avukatlık ücretinin davalı idarelerce davacıya ödenmesine ve …-TL avukatlık ücretinin de davacı tarafından davalı idarelere ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :
Davalı Dışişleri Bakanlığı tarafından; Davacının, Mahkeme kararı doğrultusunda ve Yönetmelik hükümleri uyarınca yurt dışı görevine atanmak üzere 2017 yılı kararname çalışmalarına dahil edildiği, ancak sağlık sorunları nedeniyle yurtdışı görevinin en az bir yıl süreyle ertelenmesini talep ettiği; davacıya ait hastane sağlık kurulu raporuna bağlı olarak Emniyet Genel Müdürlüğü sağlık komisyonunca verilen karar gereği silahlı görev yapabilecek psikiyatrik iyilik haline sahip olmadığı için üzerine zimmetli silahlarının bir yıl süreyle muhafaza altına alındığının öğrenildiği, bu çerçevede davacının, dış temsilciliklere atanmasının mümkün olmadığı;
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından idari polis olarak görevlendirildiği ve koruma görevi ifa etmeye uygun olmadığının değerlendirildiği bildirilen davacının, Yönetmelik hükmü kapsamında yer almadığından kararname çalışmaları dışına çıkartıldığı; ayrıca 701 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarıldığı, hukuki menfaatinin kalmadığı ileri sürülmüştür.
Öte yandan; … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı karar iptal hükmü yönünden kesinleştiğinden ve anılan kararda aleyhlerine vekalet ücretine hükmedildiğinden, temyize konu kararda yeniden iptal hükmüne yer verilerek ikinci kez aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlılık bulunmadığı ileri sürülerek, kararın bu yönlerden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Davalı Dışişleri Bakanlığının temyiz isteminin kısmen kabulü ile davalı idareler aleyhine ikinci kez vekalet ücretine hükmedilmesi nedeniyle İdare Mahkemesi kararının vekalet ücretine ilişkin kısmının düzeltilerek onanması, davalı idarenin esasa ilişkin temyiz isteminin ise incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesi’nce, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
I- Dışişleri Bakanlığı’nın davanın esasına ilişkin temyiz istemine yönelik yapılan incelemede;
2577 sayılı Kanun’un 49. maddesindeki düzenlemeden anlaşılacağı üzere; temyiz, yargı yerince verilen bir kararın hukuka aykırılığı halinde bozulması amacıyla yasa koyucu tarafından getirilmiş bir kanun yolu olup, olayda İdare Mahkemesince verilen davanın reddi yolundaki karar üzerine davalı idarelerden Dışişleri Bakanlığı’nca davanın esasına yönelik olarak da temyiz incelemesi talebinde bulunulmuş ise de, lehine karar verilen davalı idarece bu yolun kullanılması düşünülemeyeceği gibi, Mahkeme kararının iptale ilişkin kısmının da, daha önce temyiz incelemesi sonucunda Danıştay İkinci Dairesi’nce onanarak kesinleştiği, temyize konu kararda kesinleşen kısım hakkında davalı idare yönünden yeni bir hukuki durum doğmadığı ve kabule ilişkin bir hükmün de yer almadığı anlaşılmakla, onanarak kesinleşen kısımlar yönünden yapılan temyiz isteminin incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
II- Mahkeme kararının hüküm fıkrasında belirtilen vekalet ücretine ilişkin kısmına yönelik yapılan incelemede;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesi, 1. fıkrası, (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde ise; temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıklarda da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekâlet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
İncelenen uyuşmazlıkta; … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı ilk kararda, dava konusu işlemin iptaline ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı maddi ve özlük haklarının davacıya iadesine hükmedildiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL avukatlık ücretinin, davalı idareler tarafından davacıya ödenmesine karar verildiği; Dairemizce mahkeme kararının kabule ilişkin kısmının bozulması üzerine, … İdare Mahkemesi’nce bozma kararına uyularak verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararla, davacının yoksun kaldığı maddi ve özlük hakların iadesi istemi yönünden davanın reddine, dava sonuç olarak kısmen iptal, kısmen ret şeklinde sonuçlandığından, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekalet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği görülmüştür.
Uyuşmazlıkta, … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının, iptal ve davacı lehine avukatlık ücreti ödenmesine ilişkin kısmı Dairemizin 08/05/2019 günlü, E:2016/12129, K:2019/2727 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiğinden, temyize konu … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla kesinleşmiş olan avukatlık ücreti yönünden yeniden karar verilmemesi gerektiği halde, davacı taraf lehine avukatlık ücreti ödenmesi yönünde hüküm kurulmasında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Bu husus, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan, düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak görüldüğünden, “kısmen iptal kararına karşılık olmak üzere karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL avukatlık ücretinin davalı idarelerce davacıya ödenmesine” ilişkin kısmının hüküm fıkrasından çıkarılmak suretiyle, kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI DIŞİŞLERİ BAKANLIĞININ TEMYİZ İSTEMİNİN KISMEN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE, KISMEN KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın esasına ilişkin temyiz isteminin İNCELENMEKSİZİN REDDİNE oybirliğiyle,
3. Anılan kararın vekalet ücretine yönelik hüküm fıkrasının yukarıda belirtildiği şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA oyçokluğuyla,
4. Temyiz yargılama giderinin yarısı olan …-TL’nin davacıdan alınarak davalı Dışişleri Bakanlığına ödenmesine, diğer yarısının davalı Dışişleri Bakanlığı üzerinde bırakılmasına,
5. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/11/2020 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değişik “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinde; “1. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay;
a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar.
b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.” hükmüne yer verilmiştir.
Temyiz incelemesinde; temyize konu karardaki gerekçenin değiştirilmesi veya maddi hata ve yanlışlıkların düzeltilmesi, eksikliklerin tamamlanması mümkün olmakla birlikte, hükmün sonucunu, kapsamını değiştirecek şekilde düzeltme yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Danıştay İkinci Dairesinin kısmen bozma kararına uyularak İdare Mahkemesi tarafından verilen kararda, bozulan kısım yönünden davanın reddedildiği, ancak, daha önce iptale ilişkin kısmı onanarak kesinleşmiş olan kararda, iptal hükmü nedeniyle davacı lehine avukatlık ücretine hükmedilmiş olduğu halde davacı lehine yeniden, üstelik son Avukatlık Ücret Tarifesine göre vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır.
Bu husus, yukarıda belirtildiği üzere 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunmayıp, kararın bozulmasını gerektiren “hukuka aykırılık” teşkil etmektedir.
Bu nedenle; İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla, aksi yönde oluşan düzelterek onama kararına katılmıyorum.