Danıştay Kararı 2. Daire 2020/2200 E. 2020/3340 K. 11.11.2020 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2020/2200 E.  ,  2020/3340 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2200
Karar No : 2020/3340

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Antalya Gelirler Bölge Müdürlüğünde vergi denetmeni olarak görev yapmakta iken, görevden uzaklaştırılıp daha sonra göreve iade edilen davacının, görevden uzaklaştırıldığı döneme ilişkin parasal haklarına yasal faiz ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…; K:… sayılı kararıyla; olayda, idari işlemden doğan zararın söz konusu olduğu, bu zararın, davacının görevden uzaklaştırılması nedeniyle ödenmeyen paradan ayrı kalması nedeniyle oluştuğu, oluşan zarar sadece davalı idarece ödenmeyen miktardan kaynaklanmayıp yoksun kalınan maddi haklara faiz işletilmemesinin de bu zarar kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, anılan durum karşısında asıl borcun doğumuna ve varlığına bağlı olarak fer’i bir alacak olmasının bir gereği olarak görevden uzaklaştırılma işlemi dolayısıyla uğranılan zarar kapsamında yoksun kalınan maddi haklara yasal faizin de işletilmesi gerektiği; sonuç itibarıyla, 657 sayılı Yasanın 143. maddesi uyarınca görevinden uzaklaştırıldıktan sonra görevine iade edilen davacının, görevden uzaklaştırıldığı dönemde tarafına ödenmeyen parasal haklarına yasal faiz ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Anılan kararın davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine; Danıştay Beşinci Dairesinin 14/04/2015 günlü, E:2012/9572; K:2015/3756 sayılı kararıyla; görevden uzaklaştırma tedbiri kaldırılarak göreve iade edilme durumlarında yapılacak ödemelere faiz işletilemeyeceği gerekçesiyle bozulmuş ise de; … İdare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla ilk kararında ısrar etmiştir.
Israr kararının davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12/04/2018 tarih ve E:2016/536, K:2018/1786 sayılı kararıyla bozulduğu anılan bozma kararına uyularak verilen … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı temyize konu kararıyla; uyuşmazlık konusu olayda, davacının görevden uzaklaştırıldığı sürede kesilen aylıklarının, göreve iadesi üzerine gecikmeksizin ödendiği anlaşıldığından ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda iade edilen kesintiler için faiz de ödenmesine ilişkin yasal bir düzenleme olmadığından anılan kesintilere ilişkin yasal faiz ödenmesi hukuken olanaklı olmadığından dolayı dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir..

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, mülkiyet hakkının ihlali nedeniyle dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu, faiz ödenmesi gereğine ilişkin … İdare Mahkemesinin verdiği … günlü, E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 19/03/2014 günlü, E:2011/358, K:2014/906 sayılı kararıyla onandığı; Anayasa Mahkemesinin 07/02/2019 günlü, Başvuru No:2015/4812 sayılı dosyasında verdiği kararın emsal nitelikte olduğu; bu karar doğrultusunda … İdare Mahkemesinin, … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla faiz ödenmesi gerektiğine hükmettiği, anılan kararın Danıştay İkinci Dairesinin 27/06/2019 günlü, E.2019/1357, K:2019/3950 sayılı kararı ile onandığı, verilen kararlar birlikte değerlendirildiğinde, görevden uzaklaştırma nedeniyle açıkta kalınan sürelere ilişkin parasal haklara faiz işletilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesinin 24/06/2020 günlü, E:2020/2997, K:2020/2689 sayılı gönderme kararı ile Dairemize gönderilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 18/06/2014 günlü, 6545 sayılı Yasanın 22. maddesiyle yapılan değişiklikten önceki “Kararın bozulması” başlıklı 49. maddesinin 4. fıkrasında; mahkemenin bozma kararına uymayarak eski kararında ısrar edebileceği, ısrar kararının ilgili tarafından temyizi halinde, davanın konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulunca inceleneceği, Danıştay’ın ilgili dava dairesinin kararı uygun görülürse mahkemenin kararının bozulacağı, aksi halde onanacağı, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.
Öte yandan; bozma üzerine yeniden verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularının bozma esaslarına uyulup uyulmadığı yönünden incelenmesi gerektiği Danıştay’ın yerleşik içtihatlarındandır.
Dolayısıyla, ısrar kararını temyizen inceleyen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun vermiş olduğu bozma kararına uymak zorunda olan ilk derece mahkemesince yeniden verilen kararın temyiz edilmesi durumunda, Dairesince yapılacak temyiz incelemesinin, yalnızca bozma kararına uygunluk yönünden ve bu hususla sınırlı olarak yapılması gerekmektedir.
Aksi düşüncenin kabulü, bozma kararının verildiği sırada yapılan temyiz incelemesini işlevsiz hale getireceği gibi, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda tanınmayan bir yetkinin kullanımı ile yargılama sürecinin belirsiz bir şekilde uzamasına, yargılamanın sonuçlanmasının engellenmesine ve tarafların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının özellikle öngörülebilirlik ilkesi yönünden ihlaline yol açacak, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğu yolundaki Anayasa’nın 141. maddesi hükmüne aykırılık oluşturacak ve usuli güvenceler yönünden hukuki güvenlik ilkesini zedeleyen sonuçlara neden olacaktır.
Bu itibarla, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına uyularak verilmiş olan temyize konu karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın yukarıda belirtilen AÇIKLAMA İLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.