Danıştay Kararı 2. Daire 2020/1668 E. 2020/3370 K. 12.11.2020 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2020/1668 E.  ,  2020/3370 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1668
Karar No : 2020/3370

KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına dair Danıştay İkinci Dairesinin 01/07/2020 günlü, E:2016/7827, K:2020/2041 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi gereğince düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Dava; … Üniversitesi … Tıp Fakültesi mezunu olan ve … yılında Genel Cerrahi alanında, … yılında ise Nükleer Tıp Alanında uzmanlık eğitimini tamamlayan davacının, Nükleer Tıp Uzmanı olarak Devlet hizmeti yükümlülüğü kapsamında … Hastanesine atanması üzerine, Nükleer Tıp Uzmanı olarak görev yapmak istemediği ve Genel Cerrahi uzmanlığını aldığı dönemde Devlet hizmeti yükümlülüğü bulunmadığından bahisle Genel Cerrahi Uzmanı olarak çalıştırılması isteğiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu işlemin dayanağı olan, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na 05/07/2005 günlü, 25866 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5371 sayılı Kanun ile eklenen Ek-4. maddesinin son fıkrası ile alakalı somut norm denetimi neticesinde Anayasa Mahkemesi’nin 16/12/2010 günlü, E:2007/24, K:2010/113 sayılı kararı ile anılan maddenin son fıkrasındaki “Devlet hizmeti yükümlülüğü kapsamındaki personel, bu görevlerini tamamlamadan mesleklerini icra edemezler. ” ibaresinin Anayasaya aykırı olmadığına ve iptal isteminin reddine karar verildiği, bu kapsamda, davacının … tarihinde tamamladığı nükleer tıp uzmanlığı nedeniyle devam eden Devlet hizmeti yükümlülüğünü tamamlamadan mesleğini icra edemeyeceğinin kanun hükmü ile sabit olduğu, dolayısıyla davacının, Genel Cerrahide Devlet hizmeti yükümlülüğü bulunmadığından bahisle Genel Cerrahi Uzmanı olarak çalıştırılması istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti : Davacının temyiz başvurusu üzerine, Danıştay İkinci Dairesinin 01/07/2020 günlü, E:2016/7827, K:2020/2041 kararıyla; 05/07/2005 günlü, 25866 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5371 sayılı Kanun ile 3359 sayılı Kanuna eklenen ek 1. madde ile tabiplere ve uzman tabiplere tamamladıkları her bir eğitim için Devlet hizmeti yükümlülüğü getirildiği; yine aynı Kanun ile 3359 sayılı Kanuna eklenen geçici 6. maddede ise, geçiş düzenlemesine gidilerek 5371 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte tıp fakültelerinde öğrenim görenler ile tıpta uzmanlık ve yan dal uzmanlık eğitimi yapmakta olanların yükümlü olduklarının belirtildiği; bu halde, bu tarihten önce, tıp fakültesini ve/veya uzmanlık eğitimini tamamlamış olanların, tamamlamış oldukları bu eğitimleri için Devlet hizmeti yükümlülüğüne tabi olmadıkları;
Somut uyuşmazlıkta, 5371 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra tamamlamış olduğu Nükleer Tıp Uzmanlık eğitimi için tabi olduğu Devlet hizmeti yükümlülüğünü yerine getirmemiş olmasından dolayı “Nükleer Tıp Uzmanı” olarak mesleğini icra edebilmesine imkan bulunmayan davacının, söz konusu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce … yılında tamamladığı Genel Cerrahi Uzmanlığından dolayı Devlet hizmeti yükümlülüğü bulunmadığından, “Genel Cerrahi Uzmanı” olarak mesleğini icra edebilmesinin mümkün olduğu; bu nedenle, davacının, “Genel Cerrahi Uzmanı” olarak mesleğini icra edemeyeceğine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu hükümleri ile Devlet hizmeti yükümlüsü olan tabip, uzman tabip, yan dal uzmanı tabipler arasında herhangi bir ayrıma gidilmeksizin tamamı ve bu kademeler arasında her birini ayrı ayrı kapsamak üzere Devlet hizmeti yükümlülüğü getirildiği ve bu yükümlülüğünü yerine getirmeyenler için de “meslek icra etme” yasağı getirildiği; anılan kanunun Ek 4. maddesinin son fıkrası ile alakalı somut norm denetimi neticesinde Anayasa Mahkemesi’nin 16/12/2010 günlü, E:2007/24, K:2010/113 sayılı kararı ile anılan maddenin son fıkrasındaki “Devlet hizmeti yükümlülüğü kapsamındaki personel, bu görevlerini tamamlamadan mesleklerini icra edemezler. ” ibaresinin Anayasaya aykırı olmadığına ve iptal isteminin reddine karar verildiği; bu durumda bir tabibin Devlet hizmeti yükümlülüğünü yerine getirmeden hiçbir şekilde genel olarak tabiplik mesleğini icra edemeyeceğinin açık olduğu; bu doğrultuda, uzmanlık eğitimini tamamladığı tarihte yükümlülük kapsamında olan davacının, ana dal uzmanı olarak yurt içinde çalışamayacağı gibi ikinci uzmanlık eğitiminden doğan yükümlülüğü ifa etmeksizin, birinci ana daldaki uzmanlık eğitimi olan genel cerrahi uzmanı olarak da yurt içinde çalışamayacağı, pratisyen tabip olarak dahi mesleğini icra edemeyeceği ileri sürülerek, Dairemizce verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabul edilerek, İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesi’nce, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, davalı idarenin karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay İkinci Dairesinin 01/07/2020 günlü, E:2016/7827, K:2020/2041 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2…. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, …TL tutarındaki karar düzeltme giderlerinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 12/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Davalı idare tarafından karar düzeltme dilekçesinde öne sürülen hususlar, Danıştay İkinci Dairesince verilen 01/07/2020 günlü, E:2016/7827, K:2020/2041 sayılı kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden, davalı idarenin karar düzeltme isteminin reddi gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyorum. 12/11/2020