Danıştay Kararı 2. Daire 2020/1224 E. 2020/3007 K. 20.10.2020 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2020/1224 E.  ,  2020/3007 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1224
Karar No : 2020/3007

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR):
1- … Bakanlığı
VEKİLİ: Av. …
2-… İşletmesi Genel Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava Konusu İstem :Dava; … Genel Müdürlüğü emrinde müşavir olarak görev yapmakta olan davacı tarafından; …. Bölge Müdürlüğü emrine başuzman olarak atanmasına ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: … İdare Mahkemesinin, Danıştay İkinci Dairesinin 02/05/2019 günlü, E.2017/838, K:2019/2572 sayılı husumet yönünden bozma kararına uyulmak suretiyle yeniden tekemmülü sağlanan dava dosyasında verilen temyize konu kararıyla; dava dosyasındaki bilgi ve belgelerlerin birlikte değerlendirilmesinden, davacının atanmasını gerektirecek nitelikte somut bilgi ve belge sunulamadığı ve söz konusu atamanın kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek yapıldığına ilişkin herhangi bir tespit de bulunmadığı, bu haliyle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVALILARIN İDDİALARI:
… Bakanlığının İddiaları: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesinin idareye tanıdığı takdir yetkisi çerçevesinde tesis edilen dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, yine aynı Kanunun 43. maddesi (b) fıkrası gereğince müşavir ve başuzman kadrolarına atanan Devlet Memurlarına, daha önce bulundukları görevlerde almış oldukları en yüksek ek gösterge üzerinden ödeme yapıldığı, ayrıca makam ve görev tazminatı bakımından özlük haklarında bir kayıp olmadığı ileri sürülerek, İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
… İşletmesi Genel Müdürlüğünün İddiaları : 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesinin idareye tanıdığı takdir yetkisi çerçevesinde tesis edilen dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARELERİN TEMYİZ İSTEMLERİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idareler üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:

Dava; davacı tarafından, … Genel Müdürlüğünün … tarihli ve … sayılı Personel Hareketleri Onayı ile Genel Müdürlük Müşaviri görevinden alınarak … Bölge Müdürlüğü emrine başuzman olarak atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesinde; “Kurumlar, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddede gösterilen esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler.” kuralına yer verilmiştir.
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan: “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü ve Bağlı Ortaklıkları Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin 5. maddesinde “Görev Grupları” belirlenmiş ve aynı maddenin “Araştırma ve Planlama Hizmetleri Grubu” başlıklı (b) fıkrasının 1. bendinde “Müşavir, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müşaviri, Başuzman, Sivil Savunma Uzmanı” eşdeğer unvanlar olarak düzenlenmiştir. Aynı Yönetmeliğin 8. maddesine göre müşavir ve başuzman kadrosuna atanma şartlarında herhangi bir farklılık da bulunmamaktadır. Ayrıca; TCDD Personel Yönetmeliğinin “Nakil” başlıklı 71. maddesinde; “Personel görev ve unvan eşitliği gözetilmeden, kazanılmış hak aylık derecesi ile bulundukları kadro derecesine eşit veya daha üst, Kuruluş içinde başka yerlerdeki kadrolara naklen atanabilir.”, “Görev Değişimi” başlıklı 75. maddesinde; “Personel görev ve unvan eşitliği gözetilmeden kazanılmış hak aylık derecesi ile bulundukları kadro derecisine eşit veya daha üst, Kuruluş içinde aynı yerlerdeki kadrolara görev değişimi suretiyle atanabilir…” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Bu hükümler ile memurların atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı açık olup, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı mercince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşmiş yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; dava konusu işlemin, yukarıda sözü edilen mevzuat hükümleri uyarınca davalı idareye tanınan takdir yetkisi çerçevesinde, hizmetin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla, kamu yararı ile hizmet gereklerine uygun olarak, aynı il içerisinde ve aynı görev grubu içerisindeki bir unvana atanmak ve davacının kazanılmış hak aylık derecesi korunmak suretiyle tesis edildiği anlaşıldığından, anılan işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Belirtilen gerekçelerle; davalı idarelerin temyiz talebinin kabulü ile … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın bozulması gerektiği düşüncesiyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.