Danıştay Kararı 2. Daire 2020/1087 E. 2020/3336 K. 11.11.2020 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2020/1087 E.  ,  2020/3336 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1087
Karar No : 2020/3336

DAVACI : …’yı temsilen … Sendikası
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. .. – Aynı yerde

DAVANIN KONUSU : … de “çözümleyici” kadrosunda görev yapan davacının, 2012 yılında “şube müdürü” unvanlı kadro için düzenlenecek görevde yükselme eğitimi ve sınavına katılmak için yaptığı başvurunun reddine ilişkin … günlü, … sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan 22/08/2005 günlü, 25914 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kültür ve Turizm Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin 7. maddesinin (a) fıkrasının 1. bendinin üçüncü paragrafında çözümleyici kadrosuna yer verilmemesi nedeniyle oluşan eksik düzenlemenin iptali istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına uyularak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …

DÜŞÜNCESİ : Dava; …de “çözümleyici” kadrosunda görev yapan davacının, 2012 yılında “şube müdürü” unvanlı kadro için düzenlenecek görevde yükselme eğitimi ve sınavına katılmak için yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan 22/08/2005 tarih ve 25914 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kültür ve Turizm Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin 7. maddesinin (a) fıkrasının 1. bendinin üçüncü paragrafında çözümleyici kadrosuna yer verilmemesi nedeniyle oluşan eksik düzenlemenin iptali istemiyle açılmıştır.
İncelenen davada, Danıştay İkinci Dairesinin 29/11/2017 tarih ve E:2016/7603, K:2017/7483 sayılı kararıyla; anılan Yönetmeliğin, 03/06/2014 tarih ve 29019 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kültür ve Turizm Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin 27. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olması nedeniyle uygulanma kabiliyeti kalmadığından, iptali istenilen düzenleme hakkında karar verilmesine yer olmadığına, idarenin mevzuat yapma konusunda sahip olduğu takdir yetkisini, kamu yararı ve hizmet gereklerini gözeterek üst hukuk normlarına uygun şekilde kullandığı sonucuna varıldığından, dava konusu düzenlemede ve buna dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, 2012 yılında “şube müdürü” unvanlı kadro için düzenlenecek görevde yükselme eğitimi ve sınavına katılma başvurusunun reddine ilişkin bireysel işlem yönünden ise davanın reddine ve yargılama giderinin yarısının davacı üzerinde bırakılmasına, diğer yarısının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine;1800TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine ve 1800 TL. Vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından,06.04.2018 tarihinde kayıtlara geçen dilekçe ile ”Danıştay 2. Dairesi’nin 29/11/2017 tarih ve E:2016/7603, K:2017/7483 sayılı kararının karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulmasına, nihayetinde davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep ederim.” şeklinde temyiz isteminde bulunulduğu,Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 12.09.2019 tarih ve Esas No.:2018/1708:Karar No.:2019/3715 sayılı kararıyla ”1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;2. Danıştay İkinci Dairesinin 29/11/2017 tarih ve E:2016/7603, K:2017/7483 sayılı kararının temyize konu yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin kısmının BOZULMASINA,”şeklinde hüküm kurulduğu, Danıştay 2. Dairesinin temyize konu kararının karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmının bozulması talebi hakkında karar verilmediği, temyiz istemi hakkında kısmen hüküm kurulmakla yetinildiği anlaşılmıştır.
Buna karşılık, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca, temyiz üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen kararlara uyulması zorunlu olduğundan, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun söz konusu bozma kararında belirtilen gerekçe ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararlarda bulunacak hususlar” başlıklı 24. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, kararlarda, yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği hüküm altına alınmış; aynı Kanun’un 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollamada bulunduğu 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde; vekâlet ücretine yargılama giderleri arasında yer verilmiş ve 326. maddesinde; Kanun’da yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkemenin, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştıracağı belirtildikten sonra, 331. maddesinde; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder düzenlemesine yer verilmiş; böylece, kural olarak, yargılama giderlerinin davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi esası benimsenmiştir.
İdarenin, iptal davasının konusunu oluşturan genel düzenleyici nitelikteki işlemlerinin, bu işlemin dayanağını oluşturan kanunda değişiklik yapılması, bu nedenle dayanağının kalmaması nedeniyle değiştirildiği, geri alındığı, ortadan kaldırıldığı ve dava konusu uyuşmazlıkta olduğu gibi davacının hak ve menfaatlerini ihlal eden bireysel işlemlerin tesis edildiği ve bu nedenle bireysel işlemlerin hukuka uyarlığının denetlenebilmesi için, hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilen Yönetmelik maddesi hükümlerinin hukuki incelemesi yapılarak hukuka uygunluğunun tespit edildiği durumlarda, davalı idarenin haksız çıktığı, bu nedenle yargılama giderlerinden sorumlu olacağından söz edilemez.
Danıştay 2. Dairesi tarafından Dava konusu bireysel işlemin hukuki denetimi yapılırken dava konusu düzenlemenin irdelemesi yapılarak bu maddenin hukuka ve mevzuata aykırı olmadığı yönünde tespitlerde bulunulduğu anlaşıldığından, davalı idarenin, davada haksız çıkan taraf olarak kabulüyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına olanak bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu itibarla, Daire kararının yargılama giderleri ile vekalet ücretinin taraflar arasında eşit olarak paylaştırılmasına ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Danıştay 2. Dairesi’nin 29/11/2017 tarih ve E:2016/7603, K:2017/7483 sayılı kararının yargılama giderlerine ilişkin kısmının kaldırılarak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Dairemizin 29/11/2017 günlü, E:2016/7603, K:2017/7483 sayılı kararının, yargılama giderlerine ilişkin kısmının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12/09/2019 günlü, E:2018/1708, K:2019/3715 sayılı kararı ile bozulması üzerine; bozma kararına uyularak bozulan kısım yönünden, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
…de “çözümleyici” kadrosunda görev yapan davacının, 2012 yılında “şube müdürü” unvanlı kadro için düzenlenecek görevde yükselme eğitimi ve sınavına katılmak için yaptığı başvuru, dava konusu … günlü, … sayılı işlem ile reddedilmiştir.
Bunun üzerine, anılan bireysel işlem ile dayanağı olan 22/08/2005 günlü, 25914 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kültür ve Turizm Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin 7. maddesinin (a) fıkrasının 1. bendinin üçüncü paragrafında çözümleyici kadrosuna yer verilmemesi suretiyle oluştuğu iddia olunan eksik düzenlemenin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
Danıştay ikinci Dairesinin 29/11/2017 günlü, E:2016/7603, K:2017/7483 sayılı kararıyla; Dava konusu Yönetmelik düzenlemesi yönünden; anılan Yönetmelik’in, 03/06/2014 günlü, 29019 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kültür ve Turizm Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin 27. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olması nedeniyle uygulanma kabiliyeti kalmadığından, iptali istenilen düzenleme hakkında karar verilmesine yer olmadığı; davacının, 2012 yılında “şube müdürü” unvanlı kadro için düzenlenecek görevde yükselme eğitimi ve sınavına katılma başvurusunun reddine ilişkin … günlü, … sayılı işlem yönünden; idarenin, mevzuat yapma konusunda sahip olduğu takdir yetkisini, kamu yararı ve hizmet gereklerini gözeterek üst hukuk normlarına aykırı olmayacak şekilde kullandığı sonucuna varıldığından, dava konusu düzenlemede ve buna dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle; düzenleyici işlem hakkında karar verilmesine yer olmadığına; bireysel işlem yönünden ise davanın reddine ve yargılama giderinin yarısının davacı üzerinde bırakılmasına, diğer yarısının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine; vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine ve davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Anılan kararın davalı idarece yargılama giderleri yönünden kısmen temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12/09/2019 günlü, E:2018/1708, K:2019/3715 sayılı kararıyla; idarenin, iptal davasının konusunu oluşturan genel düzenleyici nitelikteki işlemlerinin, bu işlemin dayanağını oluşturan kanunda değişiklik yapılması, bu nedenle dayanağının kalmaması nedeniyle değiştirildiği, geri alındığı, ortadan kaldırıldığı ve dava konusu uyuşmazlıkta olduğu gibi davacının hak ve menfaatlerini ihlal eden bireysel işlemlerin tesis edildiği ve bu nedenle bireysel işlemlerin hukuka uyarlığının denetlenebilmesi için, hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilen Yönetmelik maddesi hükümlerinin hukuki incelemesi yapılarak hukuka uygunluğunun tespit edildiği durumlarda, davalı idarenin haksız çıktığı, bu nedenle yargılama giderlerinden sorumlu olacağından söz edilemeyeceği; dava konusu bireysel işlemin hukuki denetimi yapılırken dava konusu düzenlemenin irdelemesi yapılarak bu maddenin hukuka ve mevzuata aykırı olmadığı yönünde tespitlerde bulunulduğu anlaşıldığından, davalı idarenin, davada haksız çıkan taraf olarak kabulüyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına olanak bulunmadığı gerekçesiyle; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin taraflar arasında eşit olarak paylaştırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.

İNCELEME VE GEREKÇE :
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde, idari dava daireleri tarafından ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen inceleneceği belirtilmiş; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay Dava Daireleri kararlarına karşı Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği; 49. maddesinin 4. fıkrasında, Danıştay İdari ve Vergi Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu hükme bağlanmış olup; Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen bozulması halinde Danıştay dava dairelerine ısrar olanağı tanınmamıştır.
Bu itibarla, Dairemizin 29/11/2017 günlü, E:2016/7603, K:2017/7483 sayılı kararının yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı idareye yüklenmesine ilişkin kısmının bozulması nedeniyle, yargılama giderlerinin tamamının davacı üzerinde bırakılması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davanın, kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen de ret ile sonuçlanması nedeniyle; ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ….-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
2. Temyiz aşamasında davalı idare tarafından yapılan ….-TL posta giderinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
3. Daha önceki kararın hüküm fıkrasında davalı idare vekili lehine vekalet ücreti verildiğinden davalı idare vekili lehine yeniden vekalet ücretine hükmedilmemesine; davacı vekili lehine önceki kararda verilen vekalet ücretinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına,
4. Davalı idare tarafından peşin yatırılan posta giderleri avansından artan ….-TL tutarın, kararın kesinleşmesinden sonra kendisine iadesine,
5. Davacı tarafından peşin yatırılan posta giderleri avansından artan tutarın, kararın kesinleşmesinden sonra kendisine iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 11/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dava, …de “çözümleyici” kadrosunda görev yapan davacının, 2012 yılında “şube müdürü” unvanlı kadro için düzenlenecek görevde yükselme eğitimi ve sınavına katılmak için yaptığı başvurunun reddine ilişkin … günlü, … sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan 22/08/2005 günlü, 25914 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kültür ve Turizm Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’nin 7. maddesinin (a) fıkrasının 1. bendinin üçüncü paragrafında çözümleyici kadrosuna yer verilmemesi nedeniyle oluşan eksik düzenlemenin iptali istemiyle açılmıştır.
Dairemizin 29/11/2017 günlü, E:2016/7603, K:2017/7483 sayılı kararı ile; 22/08/2005 günlü, 25914 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kültür ve Turizm Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinin, 03/06/2014 günlü ve 29019 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kültür ve Turizm Bakanlığı Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğinin 27. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olması nedeniyle uygulanma kabiliyeti kalmadığından, iptali istenilen düzenleme hakkında karar verilmesine yer olmadığına; dava konusu bireysel işlem yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir,
Anılan kararı yargılama giderleri yönünden davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12/09/2019 günlü, E:2018/1708, K:2019/3715 sayılı kararıyla yargılama giderlerinin tamamının davacı tarafa yüklenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bakılan dava hakkında kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen davanın reddine karar verilmesi gerekmekte ise de; yargılama giderlerine ilişkin olarak Daire kararına katılmak mümkün bulunmamaktadır.
Şöyle ki; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde; yargılama giderlerinin kapsamı tarif edilmiş, 326. maddesi 1. fıkrasında; kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, 2. fıkrasında; davada, iki taraftan biri kısmen haklı çıkarsa, Mahkemenin yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırılacağı, 331. maddesi 1. fıkrasında; davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği, 332. maddesinin 1. fıkrasında ise; yargılama giderlerine Mahkemece re’sen hükmedileceği kurala bağlanmıştır.
Bakılan uyuşmazlıkta; bozma üzerine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve vekalet ücretinin ise; davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine hükmedilmiştir.
Dairece, kısmen karar verilmesine yer olmadığı yolunda verilen karar, dava konusu işlemin ve/veya işlemlerin hukuka aykırı veya uygun olduğunu ortaya koyar nitelikte bir karar türü olmadığı gibi; davanın taraflarından herhangi birinin haklılığını ya da haksızlığını ortaya koyacak nitelikte bir karar da değildir.
Bu itibarla; 6100 sayılı Yasa’nın yukarıda aktarılan hükümleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davanın Yönetmeliğin 7. maddesinin (a) fıkrasının 1. bendinin üçüncü paragrafında çözümleyici kadrosuna yer verilmemesine ilişkin kısmı yönünden yapılan yargılama sonucunda, ne davalı idarenin, ne de davacının haklı olup-olmadığı hususunda sarih bir sonuç çıkartılamayacağı ve böylece; belirsiz bir hukuksal sonuçtan dolayı, davacıdan daha çok ve öncelikle dava açılmasına neden olan, davalı idarenin sorumlu tutulması, adalete ve hukuk devleti ilkesine uygun düşecektir.
Açıklanan hukuksal nedenlerle; bakılan uyuşmazlıkta yargılama giderlerinin haklılık oranı dikkate alınarak yarısının davalı idareden alınarak davacıya verilmesi ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, aksi yönde oluşan Daire kararının anılan bölümüne, yukarıdaki neden ve gerekçelerle iştirak etmiyorum.