Danıştay Kararı 2. Daire 2018/4170 E. 2022/6924 K. 28.12.2022 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2018/4170 E.  ,  2022/6924 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4170
Karar No : 2022/6924

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

DAVANIN KONUSU: Stajyer hazine kontrolörü olarak görev yapan davacı tarafından;
1. 29-30 Mart 2016 tarihlerinde yapılan hazine kontrolörlüğü yeterlik yazılı sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlemin;
2. 29-30 Mart 2016 tarihlerinde yapılan hazine kontrolörlüğü yeterlik yazılı sınavının;
3. 10/06/1995 günlü, 22309 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Hazine Müstaşarlığı Hazine Kontrolörleri Kurulu Yönetmeliği’nin 33 ve 35. maddelerinin iptali istenilmiştir.

DAVACININ İDDİALARI : Hazine Müsteşarlığının önceki adının “Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı” iken, 2011 yılında “Hazine Müsteşarlığı” olarak değiştirildiği, Yönetmeliğin sınav konularını düzenleyen 33. maddesinin her iki müsteşarlık dikkate alınarak düzenlendiği; ancak, değişen durumda bu hükmün, hazine kontrolörlerinin görev alanı dışında da konu içerdiği,
Kanunda açık düzenleme olmamasına rağmen, Yönetmeliğin 35. maddesi ile sınavın, yazılı ve sözlü olarak iki aşamalı düzenlendiği ve yazılıyı kazanamayanların sözlüye alınmayacağının kurala bağlandığı, yalnızca yazılı sınav notuna göre değerlendirme yapılmasının yeterliliğin eksik değerlendirilmesi sonucunu doğurduğu,
Diğer kurumlarda ikinci kez yeterlik sınav hakkı tanınmışken tek bir sınav hakkı tanınmasının hukuka aykırı olduğu,
“Konut Hesabı ve Devlet Katkısına Dair Yönetmelik” ve “Çeyiz Hesabı ve Devlet Katkısına Dair Yönetmelik” ile ilgili soru sorulduğu, bu Yönetmeliklerin sınav tarihinde yürürlüğe dahi girmemiş olduğu, bu Yönetmeliklerden soru gelebileceğinin öngörülmesinin olanaksız olduğu,
Yönetmelikte yer alan sınav konularından olan, kaçakçılık mevzuatına ilişkin yetki ve görevlerin gümrük müfettişlerine ait olduğu, bu konuda soru sorulmasının hizmet gerekleriyle bağdaşmadığı, sadece hazine kontrolörlerinin görev alanına ilişkin soru sorulması gerektiği,
Sınav komisyonunda, sınava giren adaylarla birlikte çalışan kişilerin bulunduğu, bu kişilerin, birlikte çalıştıkları adayları değerlendirirken objektif olamayacağı, bu sebeple sınav komisyonunun oluşumunun hukuka aykırı olduğu,
3 yıllık başarılı bir stajyerliğin ardından, sınavda sadece kendisinin elenmesinin ardında kişisel amaç güdüldüğü kanaatinde olduğu,
Görev alanıyla ilgili olmayan ve Yönetmelikte öngörülmeyen soruların sorulduğu sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı,
Dava konusu işlem sonucunda memur kadrosuna atanacağı ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI : Denetim elemanlarının, soruşturma görevini yaparken, diğer mevzuata ilişkin bir suç tespit etmeleri halinde, bunu ilgili birimlere bildirme yükümlülüklerinin bulunduğu; dolayısıyla genel olarak ekonomik ve mali mevzuata hakim olmaları gerektiği, bu sebeple sadece ait oldukları kuruma ilişkin değil, ilgili ve ilişkili diğer kurumların görev alanına ilişkin mevzuata da sınav konuları arasında yer verildiği,
Sınavın iki aşamalı yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı,
İkinci sınav hakkı verilmesinin zorunlu olmadığı, pek çok kurumda ikinci sınav hakkı bulunmadığı,
“Konut Hesabı ve Devlet Katkısına Dair Yönetmelik” ve “Çeyiz Hesabı ve Devlet Katkısına Dair Yönetmelik” ile ilgili olarak; bu Yönetmeliklerin, sınavın yapılmasından kısa süre önce düzenlendiği, dava konusu Yönetmeliğin 33. maddesinin 16. fıkrasında sınav konusu olarak yer alan “Dünyada ve Türkiye’de günün ekonomik ve mali sorunları ile gelişmeler” kapsamında bu Yönetmeliklere ilişkin soru sorulduğu,
Kurul Başkanlığınca, sınava girecek adaylara sınav konularının bildirildiği, tüm adayların hangi konudan soru çıkacağını bilerek sınava girdiği,
Sınav komisyonunun Yönetmeliğe uygun oluşturulduğu, komisyon üyelerinin, adaylardan biriyle çalışmasının avantaj ya da dezavantaj oluşturmayacağı,
Davacının, dört oturumdan oluşan sınavın hiçbir oturumundan yeterli puan alamadığı, bu sebeple başarısız olduğu savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının yeterlik sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işleme yönelik olarak;
Davalı idarece, davacının katılmış olduğu sınav öncesi, adaylara sınav konularının bildirildiği, tüm adayların hangi konudan soru çıkacağını bilerek sınava girdiği iddiasına karşın; davacı tarafından, kendisine hiç bir bildirim yapılmadığı, başka adaylara yapıldıysa bunun şüphe doğuracağı, bildirimin ne surette yapıldığının sorulması gerektiği ileri sürülmüştür.
Bu itibarla, sınava katılacak adaylara, sınav konularına ilişkin hangi hususların bildirildiği, bu bildirimin ne şekilde yapıldığı ve tüm adaylara bildirim yapılıp yapılmadığının davalı idareye sorulmasından sonra verilecek cevaba göre hukuki inceleme yapılması;

29-30 Mart 2016 tarihlerinde yapılan hazine kontrolörlüğü yeterlik yazılı sınavının tümünün iptali istemine ilişkin olarak; sınavın tümünün iptalini istemekte davacının menfaatinin bulunmadığı, bu sebeple bu kısma yönelik olarak davanın ehliyet yönünden reddi;
Hazine Müstaşarlığı Hazine Kontrolörleri Kurulu Yönetmeliği’nin 33 ve 35. maddelerine yönelik olarak ise; üst hukuk normlarına uygun kurallar içeren düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu sebeple, davanın reddi gerektiği düşünülmüştür.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; stajyer hazine kontrolörü olarak görev yapan davacı tarafından; 29-30 Mart 2016 tarihlerinde yapılan hazine kontrolörlüğü yeterlik yazılı sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlem ile 29-30 Mart 2016 tarihlerinde yapılan hazine kontrolörlüğü yeterlik yazılı sınavının ve 10/06/1995 günlü, 22309 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Hazine Müstaşarlığı Hazine Kontrolörleri Kurulu Yönetmeliği’nin 33 ve 35. maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 124. maddesinde; Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkartabileceği hüküm altına alınmıştır.
4059 sayılı Hazine Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin (b) bendi; 09/07/2018 günlü, 30473 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 703 sayılı Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 16. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ise de; aynı Kanun Hükmünde Kararname’nin 179. maddesi ile 375 sayılı KHK’ya eklenen Geçici 27. maddenin ikinci fıkrasında yer alan, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte kamu kurum ve kuruluşlarında 10/5/2018 tarihli ve 7142 sayılı 6771 sayılı Kanunla Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Çeşitli Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Konusunda Yetki Kanununa göre çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle yürürlükten kaldırılan hükümlere dayanarak müfettiş yardımcısı, denetmen yardımcısı, denetçi yardımcısı, aktüer yardımcısı ve stajyer kontrolör olarak istihdam olunanların müfettiş, denetmen, denetçi, kontrolör, aktüerler kadro veya pozisyonlarına atanmaları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tabi oldukları mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır.” hükmü karşısında, somut uyuşmazlığın çözümünde, 4059 sayılı Kanun’un uygulanacağı açıktır.
4059 sayılı Kanun’un 5. maddesinin (b) bendinde; “Hazine Kontrolörleri Kurulu; Hazine Kontrolörü sıfat, yetki ve haklarını haiz bir Başkan, yeterli sayıda Hazine Kontrolörü ve Stajyer Hazine Kontrolörlerinden oluşur. Hazine Kontrolörlüğü Yeterlik Sınavında başarılı olamayanlar ile olumlu sicil alamayanlar veya yeterlik sınavına girmeye hak kazandığı halde geçerli mazereti olmaksızın sınav hakkını kullanamayanlar Stajyer Hazine Kontrolörlüğü unvanını kaybeder ve durumlarına uygun diğer kadrolara atanırlar. Kurulun çalışma, yurt dışına gönderilme usul ve esasları ile Stajyer Hazine Kontrolörlüğü giriş ve yeterlik sınavlarının usul ve şartları yönetmelikle düzenlenir.” hükmü düzenlenmiştir.
Hazine Müstaşarlığı Hazine Kontrolörleri Kurulu Yönetmeliği’nin 33. maddesinde yeterlik sınav konuları düzelenmiş; ” Yeterlik Sınav Notlarının Değerlendirilmesi” başlıklı 35. maddesinde ise; “Yeterlik puanı; yetişme notu, yeterlik yazılı notu ile sözlü sınav notu ortalamasından oluşur. Değerlendirmeler 100 puan üzerinden yapılır.
Yeterlik yazılı sınavında başarılı sayılabilmek için, Sınav Komisyonu üyelerinin verdikleri notların ortalaması en az 70 olmalıdır.
Yazılı sınavda başarılı olan Stajyer Hazine Kontrolörleri, sözlü sınava tabi tutulur. Sözlü sınavda başarılı sayılabilmek için üyelerin verdiği notların ortalamasının en az 70 olması gerekir.” hükmü yer almıştır.
Dava konusu yapılan düzrenlemelerde, sınav konularının, sınavın yapılış usulü ve sınavda başarılı olabilme koşullarının belirlenmesine yönelik kuralların yer aldığı idarenin kendine tanınan takdir yetkisisini hukuka aykırı kullandığı yolunda bir tespit bulunmadığından, davaya konu düzenlemelerde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden davacının sınav kağıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda; sınav komisyonu tarafından yapılan not takdirinde hata bulunmadığının belirtildiği görüldüğünden, davacının yeterlik yazılı sınavında başarısız sayılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY :
Stajyer hazine kontrolörü olarak görev yapan davacı, 29-30 Mart 2016 tarihlerinde yapılan ve dört oturumdan oluşan hazine kontrolörlüğü yeterlik yazılı sınavına katılmıştır. Başarılı olabilmesi için sınav notu ortalaması en az 70 olması gereken davacı, ortalama 51,90 puan alarak sınav sonucunda başarısız olmuş ve bakılmakta olan davayı açmıştır.
Dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda; davacıya ait sınav kağıtları, emsali kişilere ait sınav kağıtları ve cevap anahtarının birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davacının almış olduğu puanda yanlışlık olmadığı yolunda görüş bildirilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 124. maddesinde; Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkartabileceği hüküm altına alınmıştır.
Dava konusu Yönetmelik, 4059 sayılı Hazine Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin (b) bendine dayalı olarak, bu maddenin uygulanmasını sağlamak üzere çıkarılmıştır.
Her ne kadar 4059 sayılı Hazine Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 5. maddesinin (b) bendi; 09/07/2018 günlü, 30473 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 703 sayılı Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 16. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ise de; aynı Kanun Hükmünde Kararname’nin 179. maddesi ile 375 sayılı KHK’ye eklenen Geçici 27. maddenin ikinci fıkrasında yer alan, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte kamu kurum ve kuruluşlarında 10/5/2018 tarihli ve 7142 sayılı 6771 sayılı Kanunla Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Çeşitli Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Konusunda Yetki Kanununa göre çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle yürürlükten kaldırılan hükümlere dayanarak müfettiş yardımcısı, denetmen yardımcısı, denetçi yardımcısı, aktüer yardımcısı ve stajyer kontrolör olarak istihdam olunanların müfettiş, denetmen, denetçi, kontrolör, aktüerler kadro veya pozisyonlarına atanmaları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tabi oldukları mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılır.” hükmü karşısında, somut uyuşmazlığın çözümünde, 4059 sayılı Kanun’un uygulanacağı açıktır.
4059 sayılı Kanun’un 5. maddesinin (b) bendinde; “Hazine Kontrolörleri Kurulu; Hazine Kontrolörü sıfat, yetki ve haklarını haiz bir Başkan, yeterli sayıda Hazine Kontrolörü ve Stajyer Hazine Kontrolörlerinden oluşur. Hazine Kontrolörlüğü Yeterlik Sınavında başarılı olamayanlar ile olumlu sicil alamayanlar veya yeterlik sınavına girmeye hak kazandığı halde geçerli mazereti olmaksızın sınav hakkını kullanamayanlar Stajyer Hazine Kontrolörlüğü unvanını kaybeder ve durumlarına uygun diğer kadrolara atanırlar. Kurulun çalışma, yurt dışına gönderilme usul ve esasları ile Stajyer Hazine Kontrolörlüğü giriş ve yeterlik sınavlarının usul ve şartları yönetmelikle düzenlenir.” hükmü düzenlenmiştir.
Hazine Müstaşarlığı Hazine Kontrolörleri Kurulu Yönetmeliği’nin 33. maddesinde yeterlik sınav konuları düzelenmiş; ” Yeterlik Sınav Notlarının Değerlendirilmesi” başlıklı 35. maddesinde ise; “Yeterlik puanı; yetişme notu, yeterlik yazılı notu ile sözlü sınav notu ortalamasından oluşur. Değerlendirmeler 100 puan üzerinden yapılır.
Yeterlik yazılı sınavında başarılı sayılabilmek için, Sınav Komisyonu üyelerinin verdikleri notların ortalaması en az 70 olmalıdır.
Yazılı sınavda başarılı olan Stajyer Hazine Kontrolörleri, sözlü sınava tabi tutulur. Sözlü sınavda başarılı sayılabilmek için üyelerin verdiği notların ortalamasının en az 70 olması gerekir.” hükmü yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
1- Hazine Kontrolörleri Kurulu Yönetmeliği’nin 33 ve 35. maddelerinin iptali istemine ilişkin olarak;
Hazine Kontrolörlerinin yürüttükleri görevin önem ve özelliği dikkate alındığında ve bu görevin kariyer bir görev olduğu hususu göz önünde bulundurulduğunda; stajyer hazine kontrolörlerinin belirli bir yetişme programı sonunda yeterlik sınavına tabi tutularak hazine kontrolörlüğüne atanmalarına yönelik olarak, davalı idarenin, normlar hiyerarşisine aykırılık taşımamak kaydıyla kamu hizmetinin gerektirdiği düzenlemeleri yapma konusunda takdir yetkisine sahip olduğu noktasında duraksama bulunmadığı; somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından iptali talep edilen, sınavın yapılış usulünü ve sınavda başarılı olabilme koşullarını düzenleyen kuralların, idarenin sahip olduğu takdir yetkisi kapsamında hukuka ve üst hukuk normlarına uygun şekilde düzenlendiği sonucuna varılmıştır.

2- 29-30 Mart 2016 tarihlerinde yapılan hazine kontrolörlüğü yeterlik yazılı sınavının iptali istemine ilişkin olarak;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin, birinci fıkrasının, (a) bendinde, idari dava türleri arasında sayılan iptal davası; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan dava olarak tanımlanmış; “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlıklı 14. maddesinin 3/c bendinde; dava dilekçesinin, ehliyet yönünden inceleneceği belirtilmiş, “İlk inceleme üzerine verilecek karar” başlıklı 15. maddesinin 1/b bendinde ise; 14. maddenin 3/c bendine aykırılığın mevcut olması durumunda davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
İptal davalarında dava açma koşullarından biri olan menfaat ihlali; kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşmektedir. İptal davasında ehliyet koşulunun varlığı için iptali istenilen işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişki kurulabilmesi zorunludur.
Gerçek veya tüzel kişilerin; idari işlemleri, iptal davası yoluyla yargı önüne getirmeleri durumunda, idari işlem ile menfaat ilgilerinin bulunup bulunmadığı belirlenirken, davacının idari işlem karşısındaki durumunun ortaya konulması gerekmektedir.
Davacının katılmış olduğu yeterlik sınavı, bir yarışma sınavı olmayıp, sınav sonucunda, atama yapılacak kontrolör kadro sayısı sınırlı değildir. Başka bir ifade ile sınava giren stajyer hazine kontrolörü sayısı kadar hazine kontrolörü kadrosu bulunmakta ve davacının, hazine kontrolörü olarak atanabilmesi için başarı sıralamasında belirli sayıda kişi arasına girme zorunluluğu bulunmamaktadır. Bunun sonucu olarak da, sınava katılan diğer kimselerin başarılı olup olmamaları davacının durumunu etkilememekte, sınava katılan tüm stajyerlerin başarılı olma şansı bulunmaktadır.
Diğer yandan, kariyer nitelikte bir meslek olan hazine kontrolörlüğü görevine atanabilmek için; yeterlik sınavının yazılı ve sözlü aşamalarında başarılı olunmasının yeterli olduğu, bu koşul sağlandığı takdirde, idarenin hazine kontrolörlüğüne atama konusunda bağlı yetki içinde olduğu, diğer bir ifade ile takdir yetkisi bulunmadığı açıktır.
Bu durumda; sınav sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin bireysel işlemin iptalini istemekte kişisel, meşru ve güncel bir menfaati bulunan ve başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptalini talep etmiş olan davacının; bir yarışma sınavı olmayan yeterlik sınavının tamamının iptalini istemekte güncel bir menfaatinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Ayrıca, davacının başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan işbu davada, dava konusu işlemin, uyuşmazlığın esasının incelenmesi aşamasında hukuka aykırı bulunarak iptal edilmesi ve bunun sonucunda davacının hazine kontrolörü olarak atanması halinde; davacının, emsali stajyer hazine kontrolörlerinin hazine kontrolörü kadrosuna atandığı tarih ile kendisinin hazine kontrolörü olarak atandığı tarih arasında oluşacak parasal kayıpları ile kariyer mesleğin niteliği gereği sahip olunan kıdem ve diğer özlük haklara ilişkin kayıplarının, davalı idarece, T.C. Anayasası’nın 125. maddesi gereğince tazmin edilmesi bir zorunluluktur. Nitekim idari yargı yerlerinin kararları da bu yöndedir.

3- Davacının, 29-30 Mart 2016 tarihlerinde yapılan hazine kontrolörlüğü yeterlik yazılı sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali istemine gelince;
Davaya konu Yönetmeliğin 35. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; yeterlik sınavının yazılı kısmında başarılı sayılabilmek için, sınav puanı ortalamasının en az 70 olması gerektiği yolundaki açık hüküm karşısında, yazılı sınavda ortalama 51,90 puan alan davacının sınav kağıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporda; sınav komisyonu tarafından yapılan not takdirinde hata bulunmadığının belirtildiği görüldüğünden, davacının yeterlik yazılı sınavında başarısız sayılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmamıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 10/06/1995 günlü, 22309 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Hazine Müstaşarlığı Hazine Kontrolörleri Kurulu Yönetmeliği’nin 33 ve 35. maddelerine yönelik olarak DAVANIN REDDİNE;
2. Davacının, 29-30 Mart 2016 tarihlerinde yapılan hazine kontrolörlüğü yeterlik yazılı sınavında başarısız olmasına ilişkin işleme yönelik olarak DAVANIN REDDİNE;
3. 29-30 Mart 2016 tarihlerinde yapılan hazine kontrolörlüğü yeterlik yazılı sınavına yönelik olarak DAVANIN EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE;
4. Aşağıda dökümü yapılan …-TL yargılama gideri ile …-TL bilirkişi ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine; posta gideri avansından artan …-TL’nin kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 28/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.