Danıştay Kararı 2. Daire 2018/3165 E. 2019/1855 K. 10.04.2019 T.

2. Daire         2018/3165 E.  ,  2019/1855 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/3165
Karar No : 2019/1855

TEMYİZ EDEN (DAVACI): ….
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLLERİ : …
İSTEMİN KONUSU: …. İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava Konusu İstem : Davacı Sendika tarafından, … İl Sağlık Müdürlüğü Acil ve Afetler Şube Müdürü olarak görev yapan ve aynı zamanda …-Sen … Şube Başkanlığı görevini yürüten …’ın, sendika üyeliğinin veya şube müdürlüğü görevinin sonlandırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 13/07/2015 günlü, 915.03.99 sayılı işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
…. İdare Mahkemesinin … günlü, E:…; K:… sayılı kararı ile; davanın ehliyet yönünden reddine hükmedilmiş; anılan karar, Danıştay Beşinci Dairesinin 16/02/2016 günlü, E:2015/6751, K:2016/769 sayılı kararı ile; davacı Sendikanın dava açma ehliyeti bulunduğu gerekçesiyle bozulmuş; bu karar üzerine, bozma kararına uyularak temyizen incelenen karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu hükümleri uyarınca; çalışanların, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahip oldukları; sendikaya üyeliğin, kamu görevlisinin üç nüsha doldurup imzaladığı üye formu ile sendikaya başvurması ve başvurunun sendika yetkili organınca kabulü ile kazanılacağı, üyelik başvurusu, sendika tarafından otuz gün içinde reddedilmediği takdirde üyelik isteminin kabul edileceği, haklı bir sebep gösterilmeksizin üyeliği kabul edilmeyen kamu görevlisinin, bu kararın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde iş davalarına bakmakla görevli mahalli mahkemede dava açma hakkının bulunduğu; sendikanın, üyeliği kesinleşen kamu görevlisinin başvuru belgesinin bir örneğini üyenin kendisine vereceği, bir örneğinin sendikada kalacağı, diğer örneğini de üyelik ödentisine esas olmak ve dosyasında saklanmak üzere on beş gün içinde işverene göndereceği ve bu hükümler çerçevesinde işveren konumunda olan kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu görevlilerinin sendikaya üye olup olamayacaklarına karar veremeyecekleri gibi, sendikaya üyeliği kesinleşenlerin üyeliklerini sonlandırarak ilgili sendikalara bildirmek gibi bir yetkilerinin de bulunmadığının açık olduğu, nitekim bu yönde Danıştay Onuncu Dairesinin 18/03/2015 günlü, E:2011/8633, K:2015/1157 sayılı kararının bulunduğu; öte yandan, davacı Sendika tarafından, il sağlık müdürlüğünde görevli şube müdürlerinin, ilçe sağlık müdürü kadrolarının üstü veya eşiti olduğu ve 4688 sayılı Kanun’un 15/c maddesi uyarınca sendika üyesi olamayacakları ileri sürülmekte ise de; 19/12/2012 günlü, 28502 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Disiplin Amirleri Yönetmeliği’ne göre, il sağlık müdürlüğündeki şube müdürünün 1. sicil amirinin sağlık müdür yardımcısı, 2. sicil amirinin sağlık müdürü olduğu; ilçe sağlık müdürünün 1. sicil amirinin kaymakam, 2. sicil amirinin vali olduğu; bu itibarla, il sağlık müdürlükleri bünyesinde bulunan şube müdürü kadro unvanının, ilçe sağlık müdürünün üstü veya eşiti konumunda olmadığı,
4688 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile kurala bağlanan, il ve ilçe teşkilâtlarının en üst amirleri ile bunlara eşit veya daha üst düzeyde olan kamu görevlilerinin sendikaya üye olamayacakları hükmünün, taşra teşkilatı yönünden; illerde, il sağlık müdürü veya eşiti statüde yer alan unvandaki personel; ilçelerde ise, ilçe sağlık müdürü ile eşit statüdeki unvana sahip olan personel olarak anlaşılması gerektiği; il teşkilatında şube müdürü kadrosunda görev yapan personelin sendikaya üye olmasına engel bir hükmün mevcut olmadığı, kaldı ki, Danıştay Beşinci Dairesinin 26/10/2005 günlü, E:2003/263; K:2005/4856 sayılı kararında, bakanlıkların taşra teşkilatında görevli personelden sendikaya üye olamayacakların il ve ilçe düzeyinde ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği, söz konusu kararın, İdari Dava Daireleri Kurulunun incelemesinden geçerek kesinleştiği dikkate alındığında dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılarak dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: … İl Sağlık Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak görev yapan ve aynı zamanda … Sen … Şube Başkanlığı görevini yürüten …’ın, objektif davranmadığı, bu kişinin soruşturmacı olarak görev yaptığı soruşturmada, soruşturulan diğer sendika üyesi personelin tedirginlik yaşadığı, sendika şube başkanlığı ve şube müdürlüğü görevinin aynı kişide bulunmasının kamu hizmetini olumsuz etkilediği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI: Dava konusu işlemde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, davacının temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. Davanın, yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin… İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.