Danıştay Kararı 2. Daire 2018/272 E. 2020/3122 K. 22.10.2020 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2018/272 E.  ,  2020/3122 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/272
Karar No : 2020/3122

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı, istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunda Petrol Piyasası Daire Başkanı olarak görev yapan davacının, aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasından dolayı enerji uzmanlığına atanmasına ilişkin 26/11/2015 günlü, 5895 sayılı işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı tüm mali haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının aylıktan kesme cezasıyla tecziye edildiği, söz konusu cezanın iptali istemiyle açılan davanın, Mahkemelerinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile reddedildiği, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 132. maddesinde, aylıktan kesme cezası ile tecziye edilenlerin daire başkanlığı görevinde bulunamayacaklarının düzenlenmiş bulunması ve aylıktan kesme cezasının iptali talebiyle açılan davanın reddedilmiş olması karşısında dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, dava konusu işlem hukuka uygun bulunduğundan, davacının mahrum kaldığı parasal hakların ödenmesi talebinin de yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek davacının istinaf başvurusu reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; aynı konuda daha önce açtığı davada verilen Mahkeme kararı doğrultusunda görevine dönmesi üzerine hakkında soruşturma başlatıldığı, soruşturma sürecinde davalı idare tarafından kötüniyetle hareket edildiği ve savunma hakkını etkin olarak kullanmasının engellendiği, savunma hakkının etkin olarak kullandırılmadığı hallerde disiplin cezasının uygulanamayacağı, Danıştay içtihatlarının da bu yönde olduğu, kaldı ki atandığı pozisyonun önceki pozisyonuna göre büyük farklılıklar arz ettiği, dava konusu işlemin iş ve özel hayatında olumsuz etkisinin olduğu ileri sürülerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile temyiz istemine konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dosyanın incelenmesinden, … Kurumu … Daire Başkanı olarak görev yapan davacının, 12/11/2015 günlü, 55926 sayılı işlem ile maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek eylemi sübuta erdiğinden bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/D maddesinin (l) alt bendi uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması gerekmekte ise de, aynı Kanun’un 125. maddesinin 3. fıkrası uygulanmak suretiyle bir derece alt ceza olan 1/30 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, anılan disiplin cezasına karşı açılan davada … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı davanın reddine ilişkin kararın, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla kaldırıldığı ve dava konusu işlemin iptaline kesin olarak hükmedildiği, öte yandan, davacının aylıktan kesme cezası alması nedeniyle 26/11/2015 günlü işlemle enerji uzmanı olarak atanması üzerine de temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa’nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin hukuk devleti olduğu vurgulanmakta ve 138. maddesinin son fıkrasında ise, “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” yolunda kesin ve buyurucu kurala yer verilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararların sonuçları” başlıklı 28. maddesinin 1. fıkrasında, “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.” kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdarenin yargı kararlarına uyması ve bu kararların gereklerine göre gecikmeksizin işlem ya da eylemde bulunmak zorunda olması aynı zamanda “Hukuk Devleti” ilkesinin de bir gereğidir. Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan bu ilke uyarınca idarenin mahkeme kararlarını “aynen” ve “gecikmeksizin” uygulamakla yükümlü olduğu açıktır.
Uyuşmazlık konusu olayda; davalı idarece, her ne kadar davacının aylıktan kesme cezası alması nedeniyle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 132. maddesi uyarınca dava konusu atama işlemi tesis edilmiş, Mahkeme tarafından, 657 sayılı Kanun gereğince aylıktan kesme cezası alanların daire başkanlığı görevine atanma niteliğini kaybedeceği ve davacının disiplin cezasına karşı açtığı davanın reddine karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiş ve Bölge İdare Mahkemesince davacının istinaf talebi reddedilmişse de; davacının disiplin cezasının iptali istemiyle açtığı davada … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla kaldırıldığı ve davacının aylıktan kesme cezası ile tecziye edilmesine ilişkin işlemin iptaline kesin olarak hükmedildiği görülmekle; dava konusu atama işleminin, davacının aylıktan kesme cezasıyla tecziye edilmesine ilişkin işlem ve bu işleme karşı açılan davadan bağımsız olarak değerlendirilemeyeceği, temyizen incelenmekte olan davada, diğer dava dosyası da değerlendirilmek suretiyle İdare Mahkemesince yeniden karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 2/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’la değişik 50. maddesinin 2. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, kararı veren … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile eklenen Geçici 8. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22/10/2020 tarihinde oyçokluğu ile kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY :
Dava; … Kurumunda … Daire Başkanı olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. ve 132. maddelerine dayanılarak enerji uzmanlığına atanmasına ilişkin 26/11/2015 günlü, 5895 sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı tüm mali haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesi tarafından, 657 sayılı Kanun gereğince aylıktan kesme cezası alanların daire başkanlığı görevine atanma niteliğini kaybedeceği ve davacının disiplin cezasına karşı açtığı davanın reddine karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiş ve Bölge İdare Mahkemesince davacının istinaf talebi reddedilmiş, davacının disiplin cezasının iptali istemiyle açtığı davada … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı karar, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla kaldırılmış ve davacının aylıktan kesme cezası ile tecziye edilmesine ilişkin işlemin iptaline kesin olarak hükmedilmişse de,
4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un “Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu” başlıklı 4. maddesinde, kurumun tanımı yapılarak haklarının ve sorumluluklarının belirtildiği; Kurumun teşkilatının Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, başkanlık ve hizmet birimlerinden oluştuğunun, Kurumun, bu Kanundan kaynaklanan görevlerini yerine getirirken yetkilerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu vasıtasıyla kullanacağının, Kurumun temsil ve karar organının Kurul olduğunun belirtildiği; aynı Kanun’un 5. maddesinin (l) bendinde ise, “Personel atamaları da dahil olmak üzere, Kurumun personel politikasını oluşturmak ve uygulamak” hususunun Kurulun yetkileri arasında sayıldığı,
4628 sayılı Kanun’un 9. maddesinin verdiği yetkiyle hazırlanan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat Yönetmeliği’nde kurum hizmet birimlerinin görevlerinin ve yetkilerinin açıklandığı; aynı Kanun’a dayalı olarak yürürlükte bulunan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Personeli Atama Yönetmeliği’nin 6. maddesinde, “Personel ihtiyacı; ilk defa, yeniden, naklen veya kurum içi atama yapılarak karşılanır.” hükmüne; 7. maddesinde ise, “Başkan yardımcısı, daire başkanı, grup başkanı, kurul hizmetleri müdürü ve meslek personeli kadrolarına yapılacak atamalar Başkanın teklifi üzerine Kurul; Başkan Danışmanı ve diğer kadrolara yapılacak her türlü atamalar ise Başkan tarafından yapılır.” hükümlerine yer verildiği,
Diğer taraftan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesinde, kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden, kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabileceklerinin öngörüldüğü,
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri ile memurların naklen atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceğinin yerleşmiş yargı içtihatlarıyla kabul edildiği dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka aykırılık, davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında ise sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddiyle, … Bölge İdare Mahkemesi …. Dava Dairesi kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyoruz. 22/10/2020