Danıştay Kararı 2. Daire 2018/109 E. 2020/3446 K. 19.11.2020 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2018/109 E.  ,  2020/3446 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/109
Karar No : 2020/3446

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; … İli, … İlçesi, … No’lu Aile Sağlığı Merkezi bünyesinde … No’lu Aile Hekimliği Birimi’nde aile hekimi olarak görev yapan davacının, Aile Hekimliği Hizmet Sözleşmesi’nin feshedilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile maddi zararların yasal faiziyle birlikte tazminine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkında yürütülen inceleme sonucu saptanan hususlar dikkate alındığında, davacının … No’lu aile sağlık merkezinde doktor olarak görev yaptığı, kızı …, babası olan davacı doktor … çalıştığı aile sağlık merkezinin karşısında eczane sahibi olduğu, davacının, hastaları kızının sahibi olduğu bu eczaneden ilaç almaları için yönlendirdiğinin inceleme raporu ile tespit edildiği, davacıya isnat edilen “eczane sahibi ile etik dışı haksız çıkar ilişkisinde bulunduğu” iddiasının sabit olduğu, eylemlerinin, sözleşmenin yetkili merci tarafından sonlandırılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu, tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararında; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu belirtilerek, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, eczane ile etik dışı ilişki içinde bulunma fiilini işlediğinden bahisle hakkında düzenlenen inceleme raporunda, sözleşmesinin feshini gerektirir nitelikte hiçbir somut delilin bulunmadığı, kendisine isnat edilen fiillerden daha ağırlarını gerçekleştiren diğer hekimler hakkında sadece ihtar puanı yaptırımı uygulanmış iken, kızının eczane sahibi olduğu gerekçesiyle sözleşmesinin feshedildiği, idareye tanınan takdir hakkının kötüye kullanıldığı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte ve Bölge İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz istemin reddi gerektiği ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesi’nce; Tetkik Hâkimi’nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY : … İli, … İlçesi, … No’lu Aile Sağlığı Merkezi bünyesinde … No’lu Aile Hekimliği Birimi’nde aile hekimi olarak görev yapan davacı hakkında, bir hasta tarafından verilen şikayet dilekçesi üzerine başlatılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda; davacının çalıştığı … No’lu Aile Sağlık Merkezinin karşısında, davacının kızının eczane sahibi olduğu; davacının, hastaları kızının sahibi olduğu bu eczaneden ilaç almaları için yönlendirdiğinin tespit edildiği, davacıya isnat edilen “eczane sahibi ile etik dışı haksız çıkar ilişkisi içinde bulunma” fiilini işlediğinden bahisle aile hekimliği sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin tesis edilmesi üzerine temyizen incelenen davanın açıldığı görülmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT :
30/12/2010 günlü, 27801 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin (Yönetmeliğin adı 16/04/2015 günlü, 29328 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği şeklinde değiştirilmiştir.) ” tanımlar başlıklı 4. maddesinin (a) bendinin dava konusu işleme ilişkin eylem tarihinde yürürlükte olan ve 16/04/2015 günlü, 29328 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değişik halinde; “Aile hekimi: Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın, her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belirli bir mekânda vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı veya Bakanlığın öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabipleri,(…) ifade eder.” hükmüne, “Sözleşmelerin içeriği, süresi ve dönemi” başlıklı 6. maddesinde, “Sözleşmeli olarak çalıştırılan aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları ile yapılacak sözleşmeler, ek (1-A) ve ek (l-B)’ye göre düzenlenir. Ek (1-A) ve ek (l-B)’deki sözleşmeleri Bakanlık adına imzalamaya ve sözleşmeleri sona erdirmeye vali yetkilidir. Vali, sözleşme yapma yetkisini, vali yardımcılarından birine veya halk sağlığı müdürüne devredebilir.” hükmüne; Sözleşmenin Yetkili Merci Tarafından Sona Erdirilmesi” başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasında “Aşağıdaki hâllerde, sözleşmeyle çalıştırılan aile hekimi ve aile sağlığı elemanının sözleşmesi, feshi gerektiren fiilin kişiye tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde alınan savunmalar uygun görülmediği takdirde, vali tarafından herhangi bir ihbar veya ikaza gerek duyulmadan sona erdirilir: (…)
g) Eczane veya medikal firmaları, beşerî ilaç firmaları veya özel sağlık kuruluşları gibi mesleği ile ilgili alanlarda faaliyet gösteren gerçek kişiler veya özel hukuk tüzel kişilerinin temsilcileri ile etik dışı haksız çıkar ilişkisinde bulunulduğunun tespit edilmesi (…)” hükmüne yer verilmiş; 13. maddenin 2. fıkrasında ise 1. fıkranın (b), (ç), (g), (ğ) ve (h) bentlerine göre sözleşmesi sona erdirilenlerin, beş yıl süreyle yeniden sözleşmeli olarak çalıştırılamayacakları belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda anılan Yönetmelik ile belirlenen fiile karşılık gelen yaptırımın, sözleşmenin feshi sonucunu doğurduğu hususu gözönüne alındığında; bunun, disiplin yaptırımı niteliğinde bir işlem olduğu açık olup, bu işlemin de Anayasal ve yasal düzenlemelerde disiplin yaptırımları için belirlenen ilke ve usullere uygun olarak tesis edilmesi gerekmektedir.
Bu durumun sağlanması ise, adil yargılanma hakkının bir gereği olarak, tarafsız bir soruşturmacı tarafından yürütülecek, nesnel sonuçlara varılması için lehte ve aleyhte tüm delillerin toplanacağı ve bu deliller esas alınarak varılacak hukuki sonucun bildirilerek ilgili kamu personeline kendini savunması için olanak sağlanacağı bir soruşturma ile mümkün olabilecektir.
Dosyanın incelenmesinden; … İli, … İlçesi, … No’lu Aile Hekimliği Birimi’nde aile hekimi olarak görev yapan davacı hakkında, … isimli bir hastanın “sinüzit şikayetiyle … tarihinde davacıya başvurduğu, davacının kendisini muayene edip, ilaçlarını yazdığı ve ilaçlarını alıp geldikten sonra kendisine 5 gün istirahat raporu yazacağını belirttikten sonra, ilaçlarını davacının kızının eczanesinden almadığı için, kendisini cep telefonundan arayarak polikliğine geri çağırdığını ve reçetesi ile raporunu iptal ederek, hiçbir açıklama yapmadan başka doktora yönlendirdiği, sonrasında da hastaneye sevkederek mağdur ettiği” iddialarının yer aldığı … günlü şikayet dilekçesine istinaden başlatılan inceleme sonucunda düzenlenen inceleme raporunda; davacının “eczane ile etik dışı ilişkiler içinde bulunma” fiilini işlediğinin sabit olduğu gerekçesiyle Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 13/1-g maddesi uyarınca davacının sözleşmesinin feshedildiği görülmektedir.
Dava konusu işlemin dayanağını oluşturan inceleme raporu, ekli belgeler ve ifade beyanlarının birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu incelemeye esas şikayet dilekçesini veren hasta ile birlikte, davacıyla aynı birimde görev yapan diğer hekimin, birlikte görev yapan aile sağlığı elemanının ve biri, davacının hastaların ilaç alması için yönlendirdiği ve etik dışı ilişkiler içinde bulunduğu iddia edilen kızı olmak üzere, iki eczacının ifadesine başvurulduğu; bu ifadelerde hastanın şikayet dilekçesini ilgili kuruma ileten eczacının beyanları dışında, davacının hastaları kızının eczanesine yönlendirdiği yolunda herhangi bir beyan ya da ifadenin yer almadığı, şikayetçinin dilekçesinde belirttiği hususların ise varsayımsal olarak ifade edildiği, somut olarak neden-sonuç ilişkisi içerisinde ortaya konulamadığı, yine dosyada … adında bir hastanın davacı hakkında benzer iddiaları içerir şikayet dilekçesinin bulunduğu, ancak onun ve başkaca herhangi bir hastanın ifadesine başvurulmadığı gibi, aile sağlığı merkezinde görevli olan diğer personelin ifadelerinin de iddiaları doğrular nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, davalı idarece, SGK kayıtlarında davacı tarafından şikayetçi adına e-reçete düzenlenerek akabinde silindiği, bu durumun şikayetçinin ifadelerini doğrular nitelikte bulunduğu iddia edilmekte ise de; anılan fiil ile dava konusu işlemin gerekçesini oluşturan “eczane ile etik dışı ilişkiler içinde bulunma” fiili arasında illiyet bağının kurulamadığı; sonuç olarak, dava konusu işlemin gerekçesini oluşturan fiilin sübut bulup bulmadığı hususunun yeterince araştırılmadan inceleme raporunun tanzim edildiği görülmektedir.
Bu durumda, davacıya isnat edilen fiile ilişkin iddiaları destekleyen somut bilgi ve belgenin ortaya konulamadığı anlaşıldığından; eksik incelemeye dayalı inceleme raporuna istinaden davacının “eczane ile etik dışı ilişkiler içinde bulunma” fiilini işlediğinden bahisle aile hekimliği sözleşmesinin feshine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 2/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’la değişik 50. maddesinin 2. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın, kararı veren … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na 6545 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile eklenen Geçici 8. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/11/2020 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.