Danıştay Kararı 2. Daire 2016/4711 E. 2020/2046 K. 02.07.2020 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2016/4711 E.  ,  2020/2046 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/4711
Karar No : 2020/2046

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; … ili, Merkez Toplum Sağlığı Merkezine bağlı … Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yapan davacı tarafından, … köyünün, nüfusun zorunlu olarak düşük olduğu yerler kapsamına alınması istemiyle yapılan başvurunun reddine dair 09/06/2015 günlü, 99 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesi uyarınca, Sağlık Bakanlığının 28/11/2011 tarih ve 35571 sayılı onayı ile coğrafi yapısı nedeniyle kayıtlı nüfusun zorunlu olarak düşük olduğu yerler için kriterler belirlendiği ve … köyünün bu kriterlerin tamamını karşılamadığı, davacının görev yaptığı köyün Kastamonu merkezine 12 km uzaklıkta olduğu ve doğal afetler vb. nedenlerle ulaşım güçlüğü yaşandığına dair somut herhangi bir bilgi ve belgenin de bulunmadığı, bu sebeple, Yönetmelik’te öngörülen farklı katsayı uygulamasından yararlandırılmamasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Sağlık Bakanlığı tarafından, coğrafi yapısı nedeniyle kayıtlı nüfusun zorunlu olarak düşük olduğu yerler için belirlenen kriterlerin tamamının mevcut olduğu, söz konusu kriterlerde; ulaşım zorluğu olması halinde kilometre şartının aranmadığı, ayrıca, “doğal afetler nedeniyle ulaşım güçlüğü bulunması” gibi bir şart bulunmamasına ve savunmada dahi ileri sürülmemesine karşın Mahkeme kararının gerekçesinde yer verilmesinin anlaşılabilir olmadığı, başvuru tarihi itibarıyla 3000’in altına düşen … nüfusunun halen 3000’in altında olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …
DÜŞÜNCESİ : Davacının görev yaptığı aile sağlığı birimine kayıtlı kişi sayısı ve aile sağlığı merkezine ulaşım zorluğu bulunup bulunmadığı hususu araştırılmadan verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 1. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 25/08/2017 tarih, 30165 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen Geçici 15. madde uyarınca, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanlığının dava ve icra takip işlerinin Sağlık Bakanlığına devredildiği görülmüş olup, davanın Sağlık Bakanlığı husumetiyle görülmesine karar verilerek gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02/07/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Uyuşmazlık, … ilinin Merkez ilçesine bağlı … köyünün, nüfusun zorunlu olarak düşük olduğu yerler kapsamına alınması istemiyle yapılan başvurunun reddine dair işlemden doğmaktadır.
30/12/2010 günlü, 27801 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in (Yönetmeliğin adı, 16/03/2015 günlü Bakanlar Kurulu kararıyla “Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği” olarak değiştirilmiştir.) 16. maddesinde, nüfus ve coğrafi yapısı nedeniyle kayıtlı nüfusu zorunlu olarak düşük olan yerlerin Sağlık Bakanlığınca belirleneceği düzenlenmiş, bu kapsamda, Sağlık Bakanlığının 28/11/2011 günlü, 35571 sayılı işlemi ile kayıtlı nüfusun zorunlu olarak düşük olduğu yerlerin belirlenmesinde esas alınacak kriterler saptanmıştır. Buna göre, nüfus ve coğrafi yapısı nedeniyle kayıtlı nüfusun zorunlu olarak düşük olduğu yerlerde;
a) İlçe merkezi, belde veya köyde tek aile hekimliği biriminin bulunması,
b) İlçe merkezi, belde veya köyde bulunan aile hekimliği birimi başına düşen kayıtlı nüfusun 3000’in altında olması (sürekli göç verme, nüfus artışının olmaması sebepleriyle nüfusun zorunlu olarak düşük olması),
c) Aile hekimliği biriminin bulunduğu belde veya köy aile sağlığı merkezinin bağlı bulunduğu il/ilçe merkezine uzaklığının 15 km’nin üzerinde olması ve/veya ulaşım zorluğunun olması; ancak, kara ile bağlantısı olmayan adalarda kilometre sınırının aranmaması,
d) Entegre sağlık hizmeti sunulmayan yerleşim yeri olması,
e) Yukarıdaki şartların tamamını karşılayan yerler için gerekçeli il teklifinin bulunması ve Bakanlıkça onaylanması gerektiği kurala bağlanmıştır.
Davacı, 04/05/2015 günlü dilekçesi ile davalı idareye başvurarak; … 9 No’lu Aile Sağlığı Merkezinde (ASM), 10/11/2008 tarihinden bu yana tek aile hekimi olarak görev yaptığını, kayıtlı hasta sayısının her geçen gün azaldığını, ASM’ye ulaşımın oldukça zor olduğunu, yalnızca özel aracı olanların gelebildiğini, Sağlık Bakanlığının 28/11/2011 günlü, 35571 sayılı işleminde sayılan tüm kriterleri taşıdığını belirterek, görev yaptığı birimin, “nüfusun zorunlu olarak düşük olduğu yerler” kapsamına alınmasını talep etmiştir.
Davacının başvurusuna cevaben tesis edilen 09/06/2015 günlü, 99 sayılı dava konusu işlemle; davacının görev yaptığı birimin, “Aile hekimliği biriminin bulunduğu belde veya köy aile sağlığı merkezinin bağlı bulunduğu il/ilçe merkezine uzaklığının 15 km’nin üzerinde olması ve/veya ulaşım zorluğunun olması; ancak, kara ile bağlantısı olmayan adalarda kilometre sınırının aranmaması” şartını taşımadığı ve sadece son ayın kayıtlı nüfusunun 3000’in altına düştüğü gerekçesiyle reddedilmiş, davalı idarece dava dosyasına sunulan savunma dilekçesinde de; davacının görev yaptığı birimin il merkezine uzaklığının 12 km olduğu ve yalnızca son ayın kayıtlı nüfusunun 3000’in altına düştüğü gerekçesiyle başvurusunun reddedildiği belirtilmiştir.
Sağlık Bakanlığının, nüfusun zorunlu olarak düşük olduğu yerlerin belirlenmesinde esas alınacak kriterlerin düzenlendiği 28/11/2011 günlü, 35571 sayılı işleminin c) bendinde yer alan kural incelendiğinde; davacının görev yaptığı birimin il merkezine uzaklığının 15 km’nin altında olmasının tek başına davacının başvurusunun reddedilmesi sonucunu doğurmayacağı, zira, söz konusu bentteki şartın sağlanması için, aile sağlığı merkezine ulaşım zorluğu bulunması halinin de yeterli olacağı, ancak, İdare Mahkemesince, … 9 No’lu Aile Sağlığı Merkezinin bulunduğu yerde ulaşım güçlüğü bulunup bulunmadığı hususunun araştırılmadığı, öte yandan, yine İdare Mahkemesince karar verilmeden önce, … 9 No’lu Aile Sağlığı Merkezine kayıtlı kişi sayısının araştırılması ve 3000’in altında olup olmadığı hususu tespit edilerek karar verilmesi gerekirken, bu araştırmanın da yapılmadığı dikkate alındığında, eksik incelemeye dayalı olarak verilen ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.