Danıştay Kararı 2. Daire 2016/14225 E. 2020/533 K. 04.02.2020 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2016/14225 E.  ,  2020/533 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/14225
Karar No : 2020/533

TEMYİZ EDEN (DAVACI):
VEKİLLERİ :
KARŞI TARAF (DAVALI):
VEKİLİ :
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; … ili … ilçesi … Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yapan davacının, “Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek” maddesi gereğince 50 (elli) ihtar puanı ile cezalandırılmasına ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacı tarafından talep formuna tarihin bizzat kendisi tarafından yazılmadığı ileri sürülmekte ise de, talep formunda davacının imzasının yer aldığı ve davacı tarafından verilen ifadede de, önceden alınan taleplerin daha sonra işleme konulduğu hususunun ikrar edildiği hususları dikkate alındığında, talep formuna tarih atma işleminin davacının bilgisi ve onayı dahilinde gerçekleştiğinin ve dolayısıyla anılan belgenin düzenlenmesine ilişkin sorumluluğun davacıya ait olduğunun kabulü gerektiğinden, davacı iddiasının hükme esas alınabilecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Dava konusu işleme konu şikayetle ilgili olarak hiçbir bilgi verilmediği, şikayet dilekçesinin gösterilmediği, ezbere ifadesinin alınması nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığı; soruşturmaya konu evrakın ceza tesis edildikten sonra binbir güçlükle kendisine verildiği, işleme konu fiil bir an için gerçekleştiği düşünülse dahi verilmesi gereken cezanın cetvelin yedinci sırasında yer alan görevi ile ilgili kayıtları düzenli tutmamadan kaynaklı olarak 10 ihtar puanı olması gerektiği, soruşturmanın mevzuata uygun yapılmadığı; ortada gerçek bir belge ve imzanın olduğu; formun … tarafından imzalandığı, kendisine değiştirme talep formuna tarih atılmayacağı bilgisinin verildiği; 4000 hastasının olduğu, bu anlamda kendisine talebin fazla olduğu, 10000 misafir hastasının olduğu, misafir hasta bakmasının parasal olarak kendisine herhangi bir faydasının olmadığı; kendisinde bekleyen çok sayıda form olduğundan anılan formun kayda girmesi için … tarihinde … Toplum Sağlığı Merkezine gönderildiği, formun altında yer alan kaydın veri hazırlama ve kontrol işletmenleri tarafından MERNİS kaydı tetkiki yapılarak “uygundur” veya “uygun değildir” şerhi düşülmesi gerektiği, burada anılan personel tarafından kontrol işlemi yapılmadığı ve bunun sonucunda da formun bu haliyle işleme konulduğunun anlaşıldığı, burada idarenin kusurunun kendisine yüklenmeye çalışıldığı, ayrıca formu tıbbi sekreterin hazırladığı, doktorun ise sadece forma imza attığı; formu imzalayan …’nin doktora veya … Sağlık Ocağına ikametgahını değiştirdiğine dair bildirimde bulunmadığı; burada suiniyetli bir işlemin söz konusu olduğu, anılan ceza ile yüz puan cezası doldurularak sözleşmesinin feshedilmeye çalışıldığı, maddi ve manevi kaybının söz konusu olacağı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ :
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hâkimi’nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY : … isimli şahsın … tarihinde …’e yapmış olduğu başvurusunda; aile hekimlerinin, bilgisi ve onayı dışında değiştirilmiş olduğunun bildirilmesi üzerine olaya ilişkin olarak 02/04/2015 tarihli Olur ile inceleme başlatıldığı, inceleme kapsamında; … ve …’nin bağlı olduğu aile hekimliğinin 08/01/2015 tarihli “Aile hekimi kayıt/değiştirme talep formu” uyarınca 09/01/2015 tarihi itibarıyla “… 27.02.111 Aile Hekimliği Birimi- Dr. ” olarak değiştirilmiş olduğunun tespit edildiği, inceleme kapsamında ifadesine başvurulan şikayetçi tarafından verilen ifadede; Eylül 2004 – Ağustos 2013 tarihleri arasında … ilinde ikamet ettikleri, 2013 Ağustos ayından sonra …’da ikamet ettikleri, … ilinde bulunduğu dönemde bir süre ‘den hizmet aldıkları hususlarına, … tarafından verilen ifadede; 2013 Ağustos ayından beri … ‘da ikamet etmekte oldukları, … ilinde bulunduğu dönemde bir süre ‘den hizmet aldıkları, 08/01/2015 tarihli talep formundaki imzanın kendi imzasına benzetilmiş bir imza olduğu hususlarına yer verildiği, inceleme konusu olaya ilişkin olarak şikayetçilerin ve ilgili personelin ifadeleri alındıktan sonra 03/06/2015 tarihli yazıyla davacıdan “gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek” iddiasına ilişkin olarak (7) gün içerisinde savunmasını yapmasını istenildiği, anılan yazı uyarınca davacı tarafından verilen ifadede; şikayetçi … isimli kişiye ait sistem kayıtları incelendiğinde şahsın ve aile bireylerinin defalarca aile hekimine başvuru yapmış olduğunun görüleceği, en son 23/01/2013 tarihinde şahıs için reçete düzenlenmiş olduğu, hasta yoğunluğu çok fazla olduğundan şahısların ısrarı karşısında Aile Hekimliği Değişiklik Formunun kabul edildiği, hasta sayısı düştükçe hemşire tarafından sırası gelen kişiye ait dilekçenin işleme konulduğu, bu nedenle değişiklik formlarına tarih atılmadığı, şikayetçi ve ailesinin 4 yıl boyunca misafir hasta olarak kendisinden hizmet aldığı, 08/01/2015 tarihli formda yer alan tarihin kendisi tarafından yazılmadığı (yazı karakterinin kendisine ait olmadığı) hemşire hanım tarafından forma tarih atılarak kayıt işlemi için gönderilmiş olduğu hususlarına yer verildiği, inceleme sonucu hazırlanan raporda; … imzalı aile hekimi kayıt/değiştirme talep formunun geçmiş yıllarda hastaya imzalatıldığı; fakat 08/01/2015 tarihinin sonradan yazıldığı anlaşıldığından davacıya Ek-2’de yer alan Aile Hekimliği İhtar Puanı Cetveline göre “Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek” maddesi gereğince (50) elli ihtar puanı uygulanmasının teklif edildiği, anılan teklif uyarınca davacıya (50) elli ihtar puanı uygulanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle temyizen incelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT :
30/12/2010 günlü, 27801 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in (Yönetmelik’in adı 16/04/2015 tarih ve 29328 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği şeklinde değiştirilmiştir.) “Sözleşmenin ihtaren sona erdirilmesi” başlıklı 14. maddesinde; “(1) Ek (2)’de yer alan fiilleri işleyen sözleşmeyle çalıştırılan aile hekimlerine ve ilgili durumlarda aile sağlığı elemanlarına, tespitin mülkî idare amirleri ve il sağlık müdürleri veya bunların görevlendireceği personelce yapılması hâlinde vali yardımcısı tarafından, tespitin Bakanlık tarafından yapılması hâlinde Bakanlıkça, fiillerine karşılık gelen ihtar puanları uygulanmak suretiyle doğrudan yazılı ihtar yapılır. Bakanlıkça yapılan ihtarlar, işlem yapılmak üzere ilgili valiliğe bildirilir.
(2) İlgili aile hekim ve aile sağlığı elemanı, vali yardımcısının verdiği ihtara karşı, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde valiye, Bakanlığın verdiği ihtarlara karşı ise müsteşara itirazda bulunabilir. İtiraz mercileri otuz gün içinde itirazı inceleyerek karara bağlar ve kararı ilgilisine yazılı olarak bildirir.
(3) Bir sözleşme dönemi içinde, verilen ihtar puanlarının yüz puana ulaşması hâlinde sözleşme, ilgili vali tarafından sona erdirilir.
(4) Sözleşmeleri ihtaren sona erdirilen aile hekimi ve aile sağlığı elemanları, bir yıl süreyle yeniden sözleşme imzalamak üzere talepte bulunamaz.
(5) Bir sözleşme dönemi içinde ihtar puanlarının yüz puana ulaştığının, sözleşme dönemi sona erdikten sonra tespit edilmesi hâlinde, tespit tarihinde geçerli olan sözleşme sona erdirilir.
(6) İhtarı gerektiren fiilin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren en geç iki ay içinde gerekli işlem başlatılır. En geç iki ay içinde gerekli işlemlerin başlatılmaması, gerekli işlemlerin altı ay içinde sonuçlandırılmaması veya ihtarı gerektiren fiillerin işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde ihtar verilmemesi hâlinde, ihtar verme ve devamında sözleşmeyi sona erdirme yetkisi zamanaşımına uğrar.” hükmüne yer verilmiş; aynı Yönetmelik’in “Aile Hekimliği Uygulamasında Uygulanacak İhtar Puanı Cetveli” başlıklı Ek 2 sayılı Listesinde “Görevleri ile ilgili kayıtları düzenli tutmamak veya müdürlük ya da Bakanlığa bildirmemek” fiilinin (10) on ihtar puanı cezasını gerektirdiği; “Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek” fiilinin ise (50) elli ihtar puanı cezasını gerektirdiği hüküm altına alınmıştır.
25/01/2013 günlü, 28359 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği’nin, dava konusu işleme konu eylem tarihinde yürürlükte olan haliyle, “Aile hekimliği birimine kişi kaydı ve aile hekimi seçimine ilişkin esaslar” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında; “Kişilerin aile hekimlerine ilk kaydı, müdürlük tarafından ikamet ettikleri bölge göz önünde bulundurularak yapılır. Yenidoğanlar ile henüz nüfusa kayıtlı olmayan bebek ve çocuklar annelerinin kayıtlı olduğu aile hekimine kaydedilir. Her ilçe ve … tarihli ve … sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa tabi olmayan il merkezleri ayrı bir bölgedir. Kişiler, aile hekimini bölge sınırlaması olmaksızın serbestçe seçebilirler. Zorunlu haller dışında aile hekimi üç aydan önce değiştirilemez. Aile hekimi değişikliği kişilerin yazılı talebi üzerine hizmet almak istediği aile hekimince veya ilgili toplum sağlığı merkezince yapılır. Aile hekimince yapılan değişiklik, talep belgesi ile birlikte beş iş günü içerisinde ilgili toplum sağlığı merkezine ulaştırılır.” hükmüne; 6. fıkrasında ise; “Sürekli ikamet ettiği bölgeden uzakta kalacak kişi veya geçici süre ile Türkiye’de ikamet edecek olan kişi, kendisine yakın konumdaki bir aile hekiminden misafir olarak sağlık hizmeti alır. Ancak 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa tabi olan ilçeler misafir uygulaması bakımından tek bölge kabul edilir. Aile hekimi misafir kişiler için herhangi bir ücret talep edemez.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Uyuşmazlıkta; şikayetçi ve ailesinin davacıdan misafir hasta olarak sağlık hizmeti aldığının açık olduğu ve son olarak 2013 Ocak ayında sağlık hizmeti aldıkları, davacının yukarıda alıntılanan Yönetmelik gereği misafir hastadan maddi bir kazancının olmadığı; 24/06/2015 tarihli inceleme raporunda, “Aile Hekimine Kayıt/Değiştirme Talep Formu”nun sahteliğine dair bir tespite yer verilmediği gibi, suç duyurusunda bulunulmasına dair bir teklifin de getirilmediği; bunun dışında başka bir bilgi ve belgenin dosya kapsamında yer almadığı; bu haliyle sahte bir rapordan söz edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine “Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek” fiilinden kaynaklı ihtar puanı cezasının verilemeyeceği; buna karşılık, Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği’nin 8. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; “Aile hekimince yapılan değişiklik, talep belgesi ile birlikte beş iş günü içerisinde ilgili toplum sağlığı merkezine ulaştırılır.” hükmüne aykırı bir şekilde 08/01/2015 tarihi atılarak talep formunun işleme konulduğunun açık ve ihtilafsız olduğu, bu anlamda anılan eylemin talep formunu beş iş günü içinde işleme konulmaması nedeniyle kusurlu bir eylem olduğu; sonuç itibarıyla “Görevleri ile ilgili kayıtları düzenli tutmamak veya müdürlük ya da Bakanlığa bildirmemek” fiilinin karşılığı olan (10) on ihtar puanı cezası ile cezalandırılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava dosyasındaki bilgi ve belgelere göre, davacının talep formuna ileri tarihte işleme koyma fiilinin kusurlu bir eylem olması nedeniyle,”Görevleri ile ilgili kayıtları düzenli tutmamak veya müdürlük ya da Bakanlığa bildirmemek” fiilinin karşılığı olan (10) on ihtar puanı cezasını gerektirmesi nedeniyle dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Yasa’nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.