Danıştay Kararı 2. Daire 2015/776 E. 2015/7223 K. 09.09.2015 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2015/776 E.  ,  2015/7223 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/776
Karar No : 2015/7223

Kararın Düzeltilmesini İsteyen (Davalı ) :
Vekili :
Karşı Taraf :
Vekili :
İsteğin Özeti :… İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, onanmasına dair Danıştay İkinci Dairesi’nin 17/09/2014 günlü, E:2011/9402, K:2014/7093 sayılı kararının; davalı idare tarafından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Düzeltilmesi istenen karar yöntem ve yasaya uygun bulunduğundan, istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
Dava, Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığında öğretmen olan davacının, Bakanlık Müşavirliği görevine atanmak için yaptığı başvurunun reddi ile anılan göreve ……..’nin atanmasına ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; mevzuat hükümleri ile olayın birlikte değerlendirilmesinden boş bulunan müşavirlik kadrosuna …… atanmadan önce halen bakanlık bünyesinde görev yapan davacının da başvuruda bulunduğu anlaşıldığından başvuran her iki adayında öğrenim durumu, hizmetleri ve çalışmaları değerlendirildikten sonra müşavirlik kadrosuna atama yapılması gerekirken …….’nin başvurusunun daha önceden yapılmış olması nedeniyle davacının başvurusunun değerlendirmeye alınmadan reddedilmesine yönelik işlemle davacının başvurusunun değerlendirmeye alınmadan söz konusu müşavirlik kadrosuna ………’nin atanmasına ilişkin işlemde hizmet gereklerine ve hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan, dava konusu işlemlerin hukuka aykırı bulunarak iptal edilmesinin, davacının doğrudan müşavirlik kadrosuna atanmasını gerektirmeyip başvuran kişiler arasında değerlendirmeye alınarak takdir yetkisi kapsamında atama yapılacağının açık olduğu gerekçesiyle işlemler iptal edilmiştir.
Davalı idarenin temyiz başvurusu Danıştay İkinci Dairesi’nin 17/09/2014 günlü, E:2011/9402, K:2014/7093 sayılı kararıyla reddedilerek İdare Mahkemesi kararı onanmıştır.
Davalı idare, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunu öne sürmekte ve Dairemiz kararının kaldırılarak mahkeme kararının bozulmasını istemektedir.
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54/1. maddesi hükmüne uygun görüldüğünden, Dairemizce verilen 17/09/2014 günlü, E:2011/9402, K:2014/7093 sayılı karar kaldırılarak uyuşmazlığın esası yeniden incelendi:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Memurların kurumlarınca görevlerinin ve yerlerinin değiştirilmesi” başlıklı 76. maddesinde; kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar dahilinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri, “İstisnai memurluklar” başlıklı 59. maddesinde; Bakanlık Müşavirliklerine bu Kanunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve dereceye yükselmesine ilişkin hükümleriyle bağlı olmaksızın tahsis edilmiş derece aylığı ile memur atanabileceği hükme bağlanmıştır.
2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanun’un 2. maddesinde; “Bu Kanuna ekli (1) sayılı cetvelde gösterilen unvanları taşıyan görevlere Bakanlar Kurulu kararı ile, (2) sayılı cetvelde gösterilen unvanları taşıyan görevlere müşterek kararla atama yapılır.” hükmüne, Kanuna ekli (2) sayılı cetvelde de “Bakanlık Müşaviri” unvanına yer verilmiştir.
Diğer yandan; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/2. maddesi; “İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.” hükmünü amirdir.
Uyuşmazlıkta; davacının, …………. Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi öğretmeni olup Bakanlık Eğitim Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığında görev yapmakta iken 15/06/2010 tarihinde 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında vermiş olduğu dilekçesinde, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı Kurul Üyeliği, Bakanlık Müşavirliği, Genel Müdür Yardımcılığı, Bağımsız ve Bağımlı Daire Başkanlığı ile Şube Müdürlüğü kadrolarından münhal bulunanların tarafına bildirilmesini istediği, davalı idarenin 29/06/2010 günlü, 32185 sayılı yazıyla Bakanlık merkez teşkilatında; Talim ve Terbiye Kurulu Üyeliği, Bağımsız ve Bağımlı Daire Başkanlığı kadroları dolu olmakla birlikte 2 Bakanlık Müşavirliği, 1 Genel Müdür Yardımcılığı ile 11 Şube Müdürlüğü kadrosu münhal bulunduğunun bildirildiği, davacının ise 06/07/2010 tarihli dilekçesi ile 1996-2004 yılları arasında Mesleki ve Teknik Eğitim Araştırma ve Geliştirme Merkezi (METARGEM) ve Eğitim Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı (EARGED) bünyesinde araştırmacı, proje yöneticisi ve AB ve Dış İlişkiler Şube Müdür yetkilisi olarak görevlendirme sureti ile çalıştığı, 2004-2006 yılları arasında T.C. New York Başkonsolosluğu Eğitim Ateşeliğinde ve 2006-2007 yılları arasında Washington Büyükelçiliği Eğitim Müşavirliğinde, Müşterek Kararname ile atanarak Eğitim Ateşe Yardımcılığı görevlerinde bulunduğu, 03/01/2008 tarihinden beri EARGED Başkanlığı AB ve Dış İlişkiler Şubesinde görevlendirme sureti ile çalıştığı, iki kez dörtlü Müşterek Kararname ile atanarak Diplomatik statüde Genel İdare Hizmetleri sınıfında çalıştığını belirterek bu görevlerine ek olarak, alanında tamamladığı Yüksek Lisans ve Doktora derecelerinin de dikkate alınarak daha faydalı olacağına inandığı münhal bulunduğu tarafına bildirilen Bakanlık Müşavirliği kadrolarından birine atanma talebinde bulunduğu, davalı idarenin ise 14/07/2010 günlü, 36017 sayılı işlemle; söz konusu kadroya atanmak üzere yapılan başvuru tarihinden önce münhal bulunan iki Bakanlık Müşavirliği kadrolarından birine atama yapıldığı, bir diğerinin ise atama işlemi halen yürümekte olduğundan talep doğrultusunda herhangi bir işlem tesis edilmediğinin bildirilmesi üzerine, hem bu işlemin hem de söz konusu kadroya 02/08/2010 tarihinde ………’nin atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada temyize konu mahkeme kararıyla; boş bulunan müşavirlik kadrosuna atama yapılmadan önce halen bakanlık bünyesinde görev yapan davacının da başvuruda bulunduğu anlaşıldığından başvuran her iki adayın da öğrenim durumu, hizmetleri ve çalışmaları değerlendirildikten sonra müşavirlik kadrosuna atama yapılması gerekirken ………’nin başvurusunun daha önceden yapılmış olması nedeniyle davacının başvurusunun değerlendirmeye alınmadan reddedilmesine yönelik işlemle davacının başvurusunun değerlendirmeye alınmadan söz konusu müşavirlik kadrosuna ………’nin atanmasına ilişkin işlemde hizmet gereklerine ve hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptali yönünde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
2577 sayılı Kanun’un 2. maddesinde tüm idari işlemlerin, yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları yönünden denetleneceğinin belirtildiği, bu kapsamda takdire dayanan idari işlemlerin gerekçeli olması, gerekçelerin hukuken kabul edilebilir tarzda açık ve net bir şekilde ortaya konulması, mevzuatta atanmak/görevlendirilmek için belirlenen asgari kriterleri sağlayan fakat geçmiş hizmetleri, eğitim, özlük ve sicil durumları farklılaşan kişiler arasında tercihte bulunulurken, tercih edilen kişilerin tercih edilmeyenlere göre geçmiş çalışma, başarı, liyakat ve sicil durumuna göre üstünlüğünün ortaya konulması gerektiği, hukuka uygunluk denetiminin ilkelerindendir.
Bu durumda, boş kadrolara kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek en uygun kişiyi atama konusunda, gerekli nitelikleri taşıyanlar arasında tercihte bulunma hususunda takdir yetkisine sahip olan davalı idarenin bir göreve atama yapıp yapmama veya elinde bulunan boş kadrolara atanma niteliği taşıyan kişilerin kadro sayısından fazla olması halinde bu kadrolara atayacağı kişileri hizmet gereklerini gözönüne alarak seçmek hususunda takdir yetkisine sahip olduğu ve açık değerlendirme hatası olmadıkça idarenin tercihini belli bir yönde kullanması konusunda yargı yoluyla zorlanmasına da hukuken olanak bulunmadığı; öte yandan, 2577 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca idari yargı yerlerince de, idarelerin bu yöndeki takdir yetkisinin kaldırılması sonucunu doğuracak şekilde karar verilemeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde; hukuka uygun olarak tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında yasal isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibariyle yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 09/09/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) AZLIK OYU : Dilekçede ileri sürülen düzeltme nedenleri, 2577 sayılı Yasa’nın 54. maddesinde sayılan nedenlere uymadığından, karar düzeltme isteminin reddi gerektiği oyuyla aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.