Danıştay Kararı 2. Daire 2013/7571 E. 2016/531 K. 09.02.2016 T.

Danıştay 2. Daire Başkanlığı         2013/7571 E.  ,  2016/531 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2013/7571
Karar No : 2016/531

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf :
Vekili :

İsteğin Özeti : … ili, … Ticaret Meslek Lisesi Muhasebe branş öğretmeni olarak görev yapmakta olan davacılardan tarafından, subay olan eşinin 2012 yılında … iline naklen atanmış olması nedeniyle, eş durumu özür grubundan Erzincan iline naklen atanması isteğiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 21/08/2012 tarihli işlemin iptali ve işlem nedeniyle zarara uğranıldığından bahisle 8.190,00 TL maddi ve her bir davacı için 5.000,00’er TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminen ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılan davada; dava konusu işlemin iptali, 8.190,00 TL maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 590,00 TL taşınma masrafının, dava tarihi olan 18.09.2012 tarihinden ödemenin yapılacağı tarihe kadar geçecek sürede işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacılara ödenmesi, maddi tazminat talebinin kalan 7.600,00 TL’lık kısmının reddi, toplam 20.000,00 TL manevi tazminat talebi yönünden ise davanın reddi yolunda …İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın iptal ve kabule ilişkin kısmının, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlıdır. …. İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…., K:… sayılı kararın iptal ve kabule ilişkin kısmı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı üzerinde bırakılmasına, tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde Danıştay’a kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 09/02/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY(X) :
Uyuşmazlıkta; davacının, subay olarak görev yapan eşinin naklen atandığı Erzincan iline eş durumu özrü nedeniyle yer değişikliği suretiyle naklen atanma talebinde bulunduğu ve bu talebinin Erzincan ilinde açık muhasebe ve finansman öğretmeni normu bulunmadığı gerekçesiyle elektronik ortamda tercihte bulunabileceği bir okul açılmamak suretiyle reddedildiği, bu işlemin iptali ile işlem nedeniyle zarara uğranıldığından bahisle 8.190,00 TL maddi ve her bir davacı için 5.000,00’er TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminen ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılan davada temyize konu mahkeme kararıyla; dava konusu işlemin iptali, maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 590,00 TL taşınma masrafının, dava tarihi olan 18.09.2012 tarihinden ödemenin yapılacağı tarihe kadar geçecek sürede işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacılara ödenmesi, fazlaya ilişkin istemler yönünden ise davanın reddi yolunda hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
Bir idari işlemin mevzuata ve hukuka aykırılığı, kural olarak hizmet kusuru sayılmakta ise de; her aykırılığın tazminat sorumluluğunu gerektirmeyeceği de İdare Hukuku ilkelerindendir. Bir işlemin herhangi bir yönden mevzuata ve hukuka aykırı görülerek iptal edilmiş olması, hizmet kusurunun varlığını kabule yetmez. Hizmet kusurunun oluşabilmesi için, saptanan yanlışlık ve aykırılığın, hizmetin iyi kurulmadığını, düzenli işlemediğini gösterecek derecede ağır ve belirgin olması gerekir. Dava konusu uyuşmazlıkta; davacının atanma istemli başvurusunun reddine ilişkin işlemin tesisinde hataya düşülmüş olmasının, hizmet kusuru sayılabilecek ve maddi tazminat ödenmesi sonucunu doğuracak ağır ve önemli bir hukuki sakatlık niteliğinde olmadığı gerekçesiyle mahkeme kararının kabule ilişkin kısmının bozulması gerektiği oyuyla aksi yönde verilen çoğunluk kararına katılmıyoruz.