Danıştay Kararı 2. Daire 2011/8872 E. 2011/6709 K. 15.12.2011 T.

2. Daire         2011/8872 E.  ,  2011/6709 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No :2011/8872
Karar No:2011/6709

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Milli Eğitim Bakanlığı – Ankara
Karşı Taraf: … Sendikası
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … günlü, …, … sayılı kararının iptal ve kabule ilişkin kısmının, dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti: Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi: İdare Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin iptali ile idareye başvuru tarihinden itibaren yoksun kaldığı parasal haklarının hesaplanarak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin kısmının onanmasına, başvuru tarihinden geriye doğru altmış gün içinde kalan ilk uygulamanın yapıldığı tarihten itibaren yoksun kalınan parasal hakların idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin kısmının ise bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, Kariyer Basamaklarında Yükselme Sınavı’ndan yeterli puanı alan, ancak yapılan değerlendirme sonucunda uzman öğretmenlik sertifikası almaya hak kazanamayan davacının, Anayasa Mahkemesi’nin 21.05.2008 günlü, E:2004/83, K:2008/107 sayılı kararından bahisle uzman öğretmenlik unvanı verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı malî haklarının uzman öğretmenlik sınav sonuçlarının açıklandığı tarihten itibâren işletilecek yasal fâiziyle birlikte tazminine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; Anayasa Mahkemesi’nce 5204 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ve Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 1. maddesiyle, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 43. maddesinin sonuna eklenen ve yönetmelikle düzenlenecek hususların sayıldığı 6. fıkrası ile toplam serbest öğretmen kadrosu içinde, uzman öğretmenlik kontenjan oranının %20, başöğretmenlik kontenjan oranının %10 ile sınırlanmasına ilişkin 7. fıkrası iptal edildiğinden, branşlara göre kontenjan sınırlaması getirilmesinin yasal dayanağının kalmadığının anlaşılması karşısında, Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Sınavı’nda başarılı olmasına karşın kontenjan yetersizliği nedeniyle uzman öğretmen unvanı alamayan davacının tarafına uzman öğretmenlik unvanı verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, diğer taraftan davanın, dava konusu işlem nedeniyle yoksun kalınan mali hakların sınav sonuçlarının açıklandığı tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesine yönelik istem kısmına gelindiğinde ise, davacıya davanın açıldığı tarihten geriye doğru 120 günü aşmamak koşuluyla başvuru tarihinden geriye doğru altmış günlük süre içindeki ilk uygulama esas alınarak uzman öğretmenler için ödenen mali hakların ödenmesinin mümkün olduğu, buna karşın davanın açıldığı tarihten geriye doğru 120 günü ve/veya başvuru tarihinden geriye doğru altmış günlük süreyi aşan dönemdeki uygulamalardan doğan zararların ödenmesine süre aşımı nedeniyle imkan bulunmadığı gerekçeleriyle dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle yoksun kalınan mali hakların tazmini isteminin kısmen kabulü ile davanın açıldığı tarihten geriye doğru 120 günü geçmemek üzere idareye başvuru tarihinden geriye doğru altmış gün içinde kalan ilk uygulamanın yapıldığı tarihten itibaren yoksun kalınan parasal hakların idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, bu tarihten önceki döneme ait parasal hak farklarının tazmini isteminin ise 2577 sayılı Kanun’un 15/1-b maddesi uyarınca süre aşımı yönünden reddine hükmedilmiştir.
Davalı idare, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının iptal ve kabule ilişkin kısımlarının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığına bağlı olup, davalı idare tarafından ileri sürülen hususlar İdare Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin iptali ile idareye başvuru tarihinden itibaren yoksun kaldığı parasal haklarının hesaplanarak yine aynı tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
İdare Mahkemesi kararının başvuru tarihinden geriye doğru altmış gün içinde kalan ilk uygulamanın yapıldığı tarihten itibaren yoksun kalınan parasal hakların idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin hüküm fıkrasına gelince:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğuna işaret edilmiş, 10. maddesinde ise ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabileceği, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay, idare ve vergi mahkemelerinde dava açabileceği, altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgilinin bu cevabı, istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği, bu takdirde dava açma süresinin işlemeyeceği, ancak bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği, dava açılmaması veya davanın süre yönünden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açılabileceği hükme bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, öğretmen olarak görev yapan ve 27.11.2005 tarihinde yapılan Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Sınavı’ndan altmış puanın üzerinde puan almak suretiyle başarılı olmasına karşın yapılan değerlendirme sonucunda uzman öğretmenlik sertifikası almaya hak kazanamayan davacının, Anayasa Mahkemesi’nin 21.05.2008 günlü, E:2004/83, K:2008/107 sayılı kararından bahisle uzman öğretmen unvanının verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddi üzerine bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Anayasa’nın 138. maddesinde yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği; 153. maddesinde, Anayasa Mahkemesi kararlarının kesin olduğu ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı hükme bağlanmıştır. Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının herkesi bağlayıcı özelliği nedeniyle bu kararların hukuk aleminde yeni hukuki durumlar yarattığı kuşkusuzdur. Yeni hukuki durumun ortaya çıkması halinde ise ilgililerin idareye başvurarak işlem tesis ettirebileceği tabii olup bu yolda yapılan başvuruların da 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 10. maddesi kapsamında olduğunun kabulü gerekir.
Olayda da, davacı başvurusunun, Anayasa Mahkemesi’nin 21.05.2008 günlü, E:2004/83, K:2008/107 sayılı iptal kararı nedeniyle oluşan yeni hukuki durum kapsamında ve 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesi uyarınca yapılmış bir başvuru olduğu açıktır.
Bu itibarla, kontenjan yetersizliğinden dolayı uzman öğretmenlik unvanı verilmemesine ilişkin ilk işleme karşı davanın açılmadığı, davanın, davacının Anayasa Mahkemesi’nin 21.05.2008 günlü, E:2004/83, K:2008/107 sayılı kararı uyarınca oluşan yeni hukuki durumdan faydalanmak suretiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 10. maddesi kapsamında yaptığı başvurusunun reddi üzerine açıldığı göz önünde bulundurulduğunda, uzman öğretmenlik unvanının verilmemesinden kaynaklanan maaş farkının da, idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen reddiyle, … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E: …, K: … sayılı kararın; dava konusu işlemin iptali ile idareye başvuru tarihinden itibaren yoksun kaldığı parasal haklarının hesaplanarak aynı tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin kısmının onanmasına, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulüyle, başvuru tarihinden geriye doğru altmış gün içinde kalan ilk uygulamanın yapıldığı tarihten itibaren yoksun kalınan parasal hakların idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin kısmının ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 15.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.