Danıştay Kararı 2. Daire 2011/1094 E. 2011/5269 K. 04.11.2011 T.

2. Daire         2011/1094 E.  ,  2011/5269 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No :2011/1094
Karar No:2011/5269
Temyiz İsteminde Bulunanlar : 1-(Davalı) : Adalet Bakanlığı – ANKARA
2-(Davacı) : …

Diğer Davalı: Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu – ANKARA

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E: …, K: … sayılı kararının, dilekçelerde yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemlerinden ibarettir.
Cevapların Özeti: Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Taraflar temyiz istemlerinin kabul edilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi: Hukuki düzenlemelere göre, müfettiş hal kağıtları; her denetimden sonra düzenlenen, ilgili hakim-savcının o dönem içindeki kişisel ve sosyal özellikleri ile meslekî bilgi ve çalışmasını yansıtan ve tüm bu hususların müfettişlerce değerlendirilmesinden sonra oluşan bir hukuki belgedir.
Müfettiş hal kağıdı ilgilinin kişisel ve sosyal özellikleri ile meslekî bilgi ve çalışmasını kanaatin oluşmasına etki eden hususların tümünün değerlendirilmesiyle oluşan idari işlem olduğundan yargı yerinde yapılacak hukuki denetiminde bir bütün olarak değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiğinden davayı kısmen ret, işlemi kısmen iptal eden İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi’nce; 18.12.2010 günlü, 27789 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca, Kurulun sekreterya hizmetlerinin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Sekreterliği’nce yerine getirilmesi nedeniyle husumete Adalet Bakanlığı yanında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da alınmak suretiyle dosyanın tekemmül ettiği de görülerek, davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği düşünüldü:
Dava; Hakim olan davacı tarafından, hakkında orta olarak düzenlenen 13.5.2008 tarihli hal kağıdının iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay İkinci Dairesi’nin 6.3.2009 günlü, E:2008/7046, K:2009/951 sayılı kararına uyularak işin esasına girilmek suretiyle verilen … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; dava konusu hal kağıdının “Kişisel ve Sosyal Özellikleri” bölümünde yer alan hanelere 10 puanın altında takdir edilen puanların, nedenlerini ve somut gerekçelerini açıklayıcı herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı için anılan bölümün 3,4,5,6,7,8 ve 10. hanelerinde hukuka uyarlık bulunmadığı, öte yandan, tavsiyeler listesinde davacının sorumlu olduğu mahkemelerle ilgili olarak yapılan tespitler gözönüne alındığında bu tespitlere dayalı puanlamanın genel anlamda oluşa uygun olduğu, hanelere puan verilirken objektiflikten uzaklaşıldığı yönünde bir hususun bulunmadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle dava konusu hal kağıdının “Kişisel ve Sosyal Özellikleri” bölümü iptal edilmiş, “Mesleki Bilgi ve Çalışması” bölümünün iptali istemi yönünden ise dava reddedilmiştir.
Taraflar, hukuka aykırı olduğu iddiasıyla İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedirler.
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 24. maddesinde de adalet müfettişlerinin, denetimleri sırasında inceledikleri belgelere ve gözlemlerine dayanarak hakim ve savcılar hakkında düzenleyecekleri hal kağıtlarının ilgilinin gizli sicil dosyasına konulmak üzere Teftiş Kurulu Başkanlığına gönderileceği öngörülmüştür. Madde metnine göre hal kağıtları adalet müfettişleri tarafından yapılan denetim sonucunda hakim ve Cumhuriyet savcıları hakkında düzenlenmekte olup, adalet müfettişinin denetim sırasında incelediği belgelere ve gözlemlerine dayanmaktadır.
19.03.1989 günlü, 20113 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliği’nin 29.12.2004 günlü, 25685 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin 23. maddesiyle değişik 49. maddesinde; hâl kâğıdının, ilgilinin kimliği, kişisel ve sosyal özellikleri ve meslekî bilgi ve çalışması bölümlerinden oluşacağı ve hâl kâğıdının kimliği ve kişisel ve sosyal özellikleri bölümlerine ait bütün hanelerin değerlendirmeye tâbi tutularak doldurulmasının zorunlu olduğu, hâl kâğıdı formunun meslekî bilgi ve çalışması bölümünde ise, sıfat, yetki ve iş bölümüne göre, ilgilinin sadece baktığı işle alâkalı olan hanelerin değerlendirmeye tâbi tutulacağı, bu bölümde bütün hanelerin doldurulamaması hâlinde, tam not olan 100 puan, değerlendirmeye esas alınan hane adedine bölüneceği, bu suretle bulunan sayının değerlendirmeye alınan hanelerin tam notu olacağı, değerlendirmenin bulunan bu tam not üzerinden yapılacağı, hâl kâğıdının meslekî bilgi ve çalışması bölümünde, tam not %50’nin altında takdir edildiğinde, sebebinin ilgili hanesinde açıklanacağı, toplamdaki yarım ve daha fazla küsuratın tam sayıya iblağ edileceği ve yarımdan az olan küsuratın hesaba alınmayacağı, kişisel ve sosyal özelliği bölümünde verilen notun sonuç bölümünde sadece rakam ve yazı ile belirtilmekle yetinileceği ve derece kısmında değerlendirilmesinin yapılmayacağı, hâl kâğıdının meslekî bilgi ve çalışması bölümünde verilen notların toplamının ise sonuç bölümüne rakam ve yazı ile yazılacağı, 0-49 Arasında olan “Zayıf”, 50-69 Arasında olan “Orta”, 70-84 Arasında olan “İyi”, 85-100 Arasında olan “Pekiyi”, kabul edilerek, ilgilinin meslekî bilgi ve çalışması belirlenerek bu husus hâl kâğıdının bu bölümünün derece kısmına yazılacağı, sabit olmayan inceleme ve soruşturma konularına hâl kâğıdında değinilmeyeceği yolunda hükümler yer almıştır.
Yukarıda belirtilen hukuki düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, müfettiş hal kağıtları; her denetimden sonra düzenlenen, ilgili hakim-savcının o dönem içindeki kişisel ve sosyal özellikleri ile meslekî bilgi ve çalışmasını yansıtan ve tüm bu hususların müfettişlerce değerlendirilmesinden sonra oluşan ve bir bütün olarak hukuksal sonuçlarını doğuran hukuki belge niteliğinde olduğundan, hal kağıdının iptali istemiyle açılan davada, İdare Mahkemesince anılan belgenin bir bütün olarak hukuki incelemesinin yapılarak hal kağıdına yönelik bir karar verilmesi gerekirken, bu hususa uyulmaksızın hal kağıdını “Kişisel ve Sosyal Özellikleri” ve “Mesleki Bilgi ve Çalışması” olarak ikiye ayırıp bunlar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmasında hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, tarafların temyiz istemlerinin kabulüyle … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E: …, K: … sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 4.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.