Danıştay Kararı 2. Daire 2011/10080 E. 2011/5599 K. 18.11.2011 T.

2. Daire         2011/10080 E.  ,  2011/5599 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No :2011/10080
Karar No:2011/5599

Davacı: … Derneği (…)
Vekili: …
Davalı: Milli Eğitim Bakanlığı – ANKARA
Davanın Özeti: Davacı Dernek tarafından, 13.08.2009 günlü, 27318 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin 09.08.2011 günlü, 28020 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelikle değişik 7. maddesinin 2. fıkrası ile 25. maddesinin 1. fıkrasının; hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali ve yürütmenin durdurulması istenilmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi’nce 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hakimi …’in açıklamaları dinlenildikten sonra işin gereği düşünüldü:
Dava, 13.08.2009 günlü, 27318 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin 09.08.2011 günlü, 28020 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelikle değişik 7. maddesinin 2. fıkrası ile 25. maddesinin 1. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmış; 14. maddesinin 3. fıkrasında, dilekçelerin “ehliyet” yönünden de inceleneceği belirtilmiş; 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, ehliyet yönünden kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddine karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
23.11.2004 günlü, 25649 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, Dernek: Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarını,… ifade eder.” tanımına yer verilmiş; 4. maddesi 1. fıkrasının (c) bendinde, “Derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için dernekçe sürdürülecek çalışma konuları ve çalışma biçimleri ile faaliyet alanı”nın da dernek tüzüğünde belirtilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiş; 30. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde de, derneklerin; tüzüklerinde gösterilen amaç ve bu amacı gerçekleştirmek üzere sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları dışında faaliyette bulunamayacakları kuralına yer verilmiştir.
Buna göre, kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere kurulan derneklerin, dava ehliyetlerinin tüzüklerinde yazılı kuruluş amaçları ve faaliyet alanları ile sınırlı olduğu, bu amaçlarını gerçekleştirmeye engel teşkil eden idari işlemler aleyhine ya da kendi tüzel kişilikleri hakkında tesis edilmiş işlemlere karşı dava açabilecekleri açık olup, bunun dışında gerçek kişilerin sahip olduğu subjektif dava ehliyetinin çok üstünde istedikleri her alanda ya da hukuka aykırı gördükleri her konuda dava açabileceklerini düşünmeye olanak bulunmamaktadır.
Dava dosyası içeriğinde yer alan davacı Dernek Tüzüğü’nün “Derneğin Amacı” başlıklı 4. maddesinde, derneğin amacının, üyelerinin sosyal, kültürel, ekonomik, mesleki ve akademik gereksinimlerini karşılamaya yönelik çalışmalar yapmak olduğu; derneğin amacını gerçekleştirmeye yönelik faaliyetlerin sıralandığı “Çalışma Konuları ve Çalışma Biçimleri” başlıklı 7. maddesinin (t) bendinde, aktif görevdeki üyelerin hukuki haklarını savunmak üzere hukuki danışmanlık hizmeti vermek veya satın almak faaliyetler arasında sayıldığı; 8. maddesinde ise, Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatı şube müdürleri ile taşra teşkilatında görev yapan, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürleri, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcıları, İl ve İlçe Milli Eğitim Şube Müdürleri, sayılan görevlerde bulunup emekli olanlar (her yıl dilekçe yenilemek üzere), bunların dışında olup da başvuranlardan Eğitim Yöneticiliği alanında akademik çalışması olan unvan sahipleri, Yönetim Kurulunca üye olması uygun görülenlerin bu derneğe üye olma hakkına sahip olduğu vurgulanmıştır.
Davacı Dernek Tüzüğü’nde, aktif görevdeki üyelerin hukuki haklarını savunmak üzere hukuki danışmanlık hizmeti vermek veya satın almak derneğin faaliyetleri arasında sayılmış ise de, hukuki danışmanlık hizmeti vermenin dava açma hakkını kapsamadığı anlaşılmış olup, Tüzükle üyeleri adına veya üyelerine yönelik tesis edilen işlemlere karşı dava açma yetkisi verilmeyen davacı Derneğin ehliyetinin, tüzüklerinde yazılı kuruluş amaçları ve faaliyet alanları ile sınırlı olması karşısında, davacı Derneğin amacının üyelerinin sosyal, kültürel, ekonomik, mesleki ve akademik gereksinimlerini karşılamaya yönelik çalışmalar yapmak olduğu şeklinde tanımlanmış ve faaliyet konularının da bu amaç doğrultusunda belirlenmiş olması nedeniyle, davacı Derneğin dava konusu işleme karşı dava açma yetkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu edilen düzenleyici işlem, üyeleri ile ilgili olmakla birlikte, esas itibariyle amacı Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında yöneticilik yapan ya da yapmış olanlar arasında mesleki dayanışmayı sağlamak ve bununla ilgili sosyal faaliyetlerde bulunmak olan davacı Derneğin, amacı ve faaliyet alanı kapsamında üyelerinin hukuki ve mesleki çıkarlarını koruma amacına yönelik dava açma yetkisinin bulunmadığı nedeniyle söz konusu düzenleyici işleme karşı dava açma ehliyeti olduğundan söz etme olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun’un 15/1-b maddesi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden … TL yürütmeyi durdurma harcı ile posta ücretinden artan miktarın isteği halinde davacıya iadesine, 18.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.