Danıştay Kararı 2. Daire 2008/7640 E. 2009/2333 K. 03.06.2009 T.

2. Daire         2008/7640 E.  ,  2009/2333 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No :2008/7640
Karar No: 2009/2333

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Fethiye Malmüdürlüğü – Fethiye / Muğla
Karşı Taraf: …
İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti: Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesi kararının usulden bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi: Davacının uyarma ve kınama cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlem ile bu ceza nedeniyle ek ödemelerin kesilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada,disiplin cezasına ilişkin kısımda davayı incelenmeksizin reddeden,ek ödemelerin kesilmesine ilişkin işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararının iptal hükmüne ilişkin kısmının davalı idarece temyizen incelenerek bozulması istemidir.
5525 sayılı Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanunun 1. maddesinde ;Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit veya nitelikli zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı suçlar veya istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçları sebebiyle görevleriyle sürekli olarak ilişik kesilmesi sonucunu doğuran disiplin cezaları ile 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 68 inci maddesinin ikinci fıkrasının (e) ve (f) bentlerine göre verilmiş yer değiştirme cezaları ve 69 uncu maddesine göre verilmiş meslekten çıkarma cezaları ile emniyet hizmetleri sınıfına dahil personel ile çarşı ve mahalle bekçileri hakkında verilen meslekten çıkarma cezaları hariç olmak üzere; kanun, tüzük ve yönetmelikler gereğince memurlar ve diğer kamu görevlileri ile bu görevlerde bulunmuş olanlar hakkında 23/4/1999 tarihinden 14/2/2005 tarihine kadar işlenmiş fiillerden dolayı verilmiş disiplin cezaları bütün sonuçları ile affedildiği son fıkrasında ise disiplin cezalarının affı ilgililere geçmiş süreler için özlük hakları ve parasal yönden herhangi bir talep hakkı vermeyeceği kuralı yer alırken, 2 maddede; Bu Kanun kapsamına giren ve 23/4/1999 tarihinden 14/2/2005 tarihine kadar işlenmiş fiillerden dolayı verilmiş olan disiplin cezalarına karşı bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargı mercilerine başvurmuş olanlardan, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde dosyanın bulunduğu yargı merciine müracaat etmek suretiyle davaya devam etmek istediklerini bildirmeyenlerin davaları hakkında, görülmekte olan davalarda davayı gören mahkemece, karar temyiz edilmiş ise Danıştayca, “karar verilmesine yer olmadığına” ve tarafların yaptıkları masrafların üzerlerinde bırakılmasına karar verileceği öngörülmüştür.
Dava dosyasının incelenmesinden, dava konusu disiplin cezalarına konu eylemlerin 5525 sayılı Kanun kapsamında olduğu ve davacının 5525 sayılı Kanunda öngörülen şekil ve sürede davaya devam etmek istemi de bulunmadığı anlaşıldığından disiplin cezaları hakkında karar verilmesine yer bulunmadığına karar verilmesi gerekir.
Davacıya verilen disiplin cezaları yukarıya aktarılan 5525 sayılı Kanunun yukarıya aktarılan hükümleri uyarınca affedilmiştir.
Dava konusu ek ödeme niteliği itibariyle 5525 sayılı Kanunun 1.maddesinin son fıkrasının son cümlesinde sözü edilen parasal haklar kapsamında bulunmadığından, davacının ek ödemeden yararlandırılmaması yolunda tesis edilen işlemin de dayanağı kalmamakla işlemde bu nedenle hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının belirtilen gerekçeyle onanması gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
Dava, davacı tarafından, 1 adet kınama cezası, 3 adet uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 27.10.2004 günlü, 733 sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle kendisine ödenmeyen … TL ek ödemenin yasal faizi ile birlikte tazminine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; Anayasa’nın 125. maddesi ile 657 sayılı Yasa’nın 135. ve 136/3. maddeleri uyarınca uyarma ve kınama cezalarına karşı idari yargı yolunun kapalı olduğu ve bu cezalara karşı idari yargıya başvurulamayacağı tartışmasız olduğundan, görülen bu davanın uyarma ve kınama cezasına ilişkin kısmının yargısal incelemeye tabi tutulmasının mümkün olmadığı; davanın ek ödeme kesintisine ilişkin kısmına gelindiğinde ise, her hangi bir disiplin cezası alanlara ayrıca bir de aylıktan kesme cezası niteliği taşıyan belli bir ek ödemeden yararlandırmama yoluna gidilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı, zira disiplin cezasına konu eylemler için uygulanacak yaptırımın yasa hükümleri ile belirlenmiş olduğu, idari düzenlemeyle disiplin cezasının yanında aynı eylemden dolayı bir de gelir mahrumiyetine yol açacak biçimde düzenleme getirilmesine olanak tanıyan bir yetkinin davalı idarelere tanınmadığı gerekçesiyle davanın disiplin cezasına ilişkin kısmının incelenmeksizin reddine; ek ödeme kesintisine ilişkin kısmının kabulü ile davacıdan kesilen ek ödeme tutarlarının kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.
Davalı idare, dava konusu işlemin hukuka uygun olarak tesis edildiğini, bu nedenle İdare Mahkemesi’nin kabule ilişkin hüküm fıkrasının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Davaların karara bağlanması” başlıklı 22. maddesinde, konular aydınlandığında meselelerin sırasıyla oya konulup karara bağlanacağı; “Tutanaklar” başlıklı 23. maddesinde ise, verilen kararın neticesini gösteren bir tutanak düzenleneceği, bu tutanakların görüşmelere katılanlar tarafından aynı toplantıda imzalanıp dosyalarında saklanacağı hükümlerine yer verilmiş; aynı Kanunun 24. maddesinde de, kararda bulunacak hususlar sıralanmış ve (e) bendinde, kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesi ve hükmün kararda belirtileceği kural altına alınmıştır.
Anılan hükümlere göre, toplantı tutanağı ile karardaki hüküm fıkrasında kararın sonucunun aynı olması gerekmekte iken, tutanakta, kararın sonucunun “kısmen iptal kısmen ret” şeklinde yer aldığı, kararda ise davanın uyarma ve kınama cezasına ilişkin kısmının incelenmeksizin reddine, davanın kısmen kabulü ile kesilen ek ödemenin kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine hükmedildiği, böylece tutanaktaki kararın sonucu ile hüküm fıkrasının örtüşmediği görülmekte olup, bu durumun yukarda belirtilen Yasa hükümlerine uymadığı açıktır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/c fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 03.06.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.