Danıştay Kararı 2. Daire 2008/6072 E. 2010/2269 K. 25.05.2010 T.

2. Daire         2008/6072 E.  ,  2010/2269 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No :2008/6072
Karar No:2010/2269

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf: Adalet Bakanlığı/ANKARA
İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E: …, K: … sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti: Temyizi istenen kararın yöntem ve yasaya uygun olduğu, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, önceki hal kağıtları iyi düzeyde olan davacının, 2003 ve 2005 yılı Müfettiş Hal Kağıtlarının orta olarak düzenlenmesine neden olabilecek kanaatin oluşmasına etki eden hususların somut bilgi ve belgeye dayandırılmadığı, objektif olarak düzenlenmediği görülen dava konusu hal kağıtlarında hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin kabul edilerek davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi’nce dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından, ikinci kez yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği düşünüldü:
Dava, … Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi olarak görev yapan davacının, orta olarak düzenlenen 2003 ve 2005 Yılı Müfettiş Hal Kağıtlarının iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; dava dosyasında yer alan 2003 yılı Taşköprü Adalet Daireleri ile Hakimliklerine Ait Tavsiyeler Listesi ile … Adalet Daireleri ile Hakimliklerine Ait Tavsiyeler Listesi ve diğer belgelerin incelenmesinden, davacının görevini ifası sırasında kanun, yönetmelik ve bakanlık genelgeleri hükümlerine uymayan bazı uygulamalarının bulunduğu, davalara vukufiyet ve süratli karar verme yeteneğinin olmadığı, yetki ile baktığı işleri benimsemediği, yargılamayı hızlandırıcı usul kurallarına riayetsizlik gösterdiği, kalem muamelatı denetimi görevini yerine getirmediği, oturumlara hazırlıklı çıkmadığı, hukuki gelişme ve içtihatları izlemediği, mesleki müktesebatı hizmet süresiyle mütenasip olmadığı konusunda somut tespitler yapıldığı ve davacı hakkında düzenlenen hal kağıtlarının bu tespitler doğrultusunda düzenlendiği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, Mahkeme kararının hukuka uygun olmadığını öne sürmekte ve temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Anayasanın 144. maddesinde, hakim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (Hakimler için idari nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme görev ve yetkisi Adalet Bakanlığının iznine bağlı olarak adalet müfettişlerine verilmiş bulunmaktadır.
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 24. maddesinde de adalet müfettişlerinin, denetimleri sırasında inceledikleri belgelere ve gözlemlerine dayanarak hakim ve savcılar hakkında düzenleyecekleri hal kağıtlarının ilgilinin gizli sicil dosyasına konulmak üzere Teftiş Kurulu Başkanlığına gönderileceği öngörülmüştür. Madde metnine göre hal kağıtları adalet müfettişleri tarafından yapılan denetim sonucunda hakim ve Cumhuriyet savcıları hakkında düzenlenmekte olup, adalet müfettişinin denetim sırasında incelediği belgelere ve gözlemlerine dayanmaktadır.
19.3.1989 tarih ve 20113 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin 26.12.1995 tarih ve 22505 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmeliğin 27. maddesiyle değişik “Hakim ve Savcı Hal Kağıtları” başlıklı 49. maddesine göre hal kağıtları; ilgilinin a)Kimliği, b)Kişisel özelliği, c)Şahsi ve ailevi durumu, d)Mesleki bilgi ve çalışması ile e)müfettişin kanaati ve sonuç bölümlerinden oluşacağı ve (c) ve (d) bölümündeki değerlendirmeler sonucu notların zayıf, orta, iyi ve pekiyi olarak kabul edilmek suretiyle ilgilinin hal kağıdının sonuç ve kanaat bölümüne yazılacağı, ayrıca sabit olmayan inceleme ve soruşturma konularına hal kağıdında değinilmeyeceği hükmü, yine anılan Yönetmeliğin 29.12.2004 tarih ve 25685 sayılı Resmi Gaztede yayımlanan Yönetmeliğin 23. maddesiyle değişik 49. maddesinde ise; hâl kâğıdının, ilgilinin kimliği, kişisel ve sosyal özellikleri ve meslekî bilgi ve çalışması bölümlerinden oluşacağı ve hâl kâğıdının kimliği ve kişisel ve sosyal özellikleri bölümlerine ait bütün hanelerin değerlendirmeye tâbi tutularak doldurulmasının zorunlu olduğu, hâl kâğıdı formunun meslekî bilgi ve çalışması bölümünde ise, sıfat, yetki ve iş bölümüne göre, ilgilinin sadece baktığı işle alâkalı olan hanelerin değerlendirmeye tâbi tutulacağı, bu bölümde bütün hanelerin doldurulamaması hâlinde, tam not olan 100 puan, değerlendirmeye esas alınan hane adedine bölüneceği, bu suretle bulunan sayının değerlendirmeye alınan hanelerin tam notu olacağı, değerlendirmenin bulunan bu tam not üzerinden yapılacağı, hâl kâğıdının meslekî bilgi ve çalışması bölümünde, tam not %50’nin altında takdir edildiğinde, sebebinin ilgili hanesinde açıklanacağı, toplamdaki yarım ve daha fazla küsuratın tam sayıya iblağ edileceği ve yarımdan az olan küsuratın hesaba alınmayacağı, kişisel ve sosyal özelliği bölümünde verilen notun sonuç bölümünde sadece rakam ve yazı ile belirtilmekle yetinileceği ve derece kısmında değerlendirilmesinin yapılmayacağı, hâl kâğıdının meslekî bilgi ve çalışması bölümünde verilen notların toplamının ise sonuç bölümüne rakam ve yazı ile yazılacağı, 0-49 Arasında olan “Zayıf”, 50-69 Arasında olan “Orta”, 70-84 Arasında olan “İyi”, 85-100 Arasında olan “Pekiyi”, kabul edilerek, ilgilinin meslekî bilgi ve çalışması belirlenerek bu husus hâl kâğıdının bu bölümünün derece kısmına yazılacağı, sabit olmayan inceleme ve soruşturma konularına hâl kâğıdında değinilmeyeceği yolunda hükümler yer almıştır.
Yukarıda belirtilen hukuki düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, müfettiş hal kağıtları; her denetimden sonra düzenlenen, ilgili hakim-savcının o dönem içindeki kişisel ve sosyal özellikleri ile meslekî bilgi ve çalışmasını yansıtan ve tüm bu hususların müfettişlerce değerlendirilmesinden sonra oluşan bir hukuki belgedir. Müfettiş hal kağıtlarında kanaatin oluşmasına etki eden hususların somut bilgi ve belgeye dayandırılma zorunluluğu ise, “idari işlemin objektifliği” ilkesinin sonucudur.
Dosyanın incelenmesinden, 23.5.1995 tarihinde mesleğe başlayan ve halen … Hakimi olarak görev yapan davacının, dava konusu dışında kalan Müfettiş Hal Kağıtlarının hepsinin iyi düzeyde olduğu, 2003 yılı Müfettiş Hal Kağıdının işlem tarihinde yürürlükte olan Yönetmelik uyarınca yazılı değerlendirme sonucu ve 2005 yılına ait Müfettiş Hal Kağıdının ise işlem tarihinde yürürlükte olan Yönetmelik uyarınca rakamla değerlendirme sonucu mesleki bilgi ve çalışması (60) puanla, Müfettişlerce yapılan denetim sonucunda hazırlanan Tavsiyeler Listesinden bahisle “orta” olarak düzenlendiği ve davacı hakkında herhangi soruşturma ve disiplin cezasının da olmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacının 2003 ve 2005 Yılı Müfettiş Hal Kağıtlarının orta olacak biçimde düzenlenmesine neden olabilecek kanaatin oluşmasına etki eden hususların hukuken geçerli somut bilgi ve belgeye dayandırılmadığı, bu nedenle objektif olarak düzenlenmediği sonuç ve kanaatine ulaşıldığından dava konusu Müfettiş Hal Kağıtlarında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E: …, K: … sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcı ile posta ücretinden artan …TL nın isteği halinde davacıya iadesine, 25/5/2010 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Azlık Oyu (X):İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuka ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, anılan kararın onanması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.