Danıştay Kararı 2. Daire 2008/226 E. 2008/3153 K. 02.07.2008 T.

2. Daire         2008/226 E.  ,  2008/3153 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2008/226
Karar No: 2008/3153

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Karşı Taraf: Maliye Bakanlığı – ANKARA
İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi: İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Davacının 2006 yılı sicil değerlendirilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı süre aşımı yönünden reddeden İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istemidir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinde , dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu , 11. maddesinde ise ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılmasının, geri alınmasının, değiştirilmesinin, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı başvuruya altmış gün içinde cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçen süreninde hesaba katılacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, davacının olumsuz düzenlenen 2006 yılı sicilinin 13.12.2006 tarihinde tebliğ edildiği, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 118.maddesinde öngörülen bir aylık süre geçirildikten sonra itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda davacının 15.1.2007 tarihli başvurusunun ve dava açma süresinin 2577 sayılı Kanunun 11.maddesine göre değerlendirilmesi gerekeceğinden ve altmış günlük bekleme süresi geçtikten sonra idarece verilen yanıt yeni bir dava açma süresinin işlemesini sağlamayacağından ,davayı süre aşımı yönünden reddeden İdare Mahkemesi kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenler bulunmadığından istemin reddi ile Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
Dava, … Saymanlık Müdür Yardımcısı olarak görev yapan davacının, 2006 yılı sicil raporunun olumsuz düzenlenmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; 2006 yılı sicil raporunun olumsuz olarak düzenlendiğinin davalı idarenin 5.12.2006 gün ve 32463 sayılı işlemi ile 13.12.2006 tarihinde davacıya tebliğ edildiği davacının sicil notunun düzeltilmesi istemiyle 15.1.2007 tarihinde idareye başvuruda bulunduğu, bu başvurusunun 20.3.2007 gün ve 07671 sayılı işlemle reddi üzerine 1.6.2007 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren dilekçesi ile bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmakta ise de, olumsuz sicilin tebliğ edildiği 13.12.2006 tarihinden itibaren işlemeye başlayan dava açma süresinin 33. günü 11.madde kapsamında yaptığı 15.1.2007 günlü başvurusunun zımnen reddi üzerine kalan 27 gün içinde en geç 12.4.2007 tarihine kadar iş bu davanın açılması gerekirken bu süreler geçirildikten sonra 1.6.2007 tarihinde açılan bu davanın süresinde olmadığından esasının inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, süre aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, yasal süresi içinde dava açtığını öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 117. maddesinde, Devlet Memurlarının yetersizlikleri halinde, sicil raporlarında yazılı bulunan kusur ve eksikliklerinin, uyarılmaları bakımından gizli bir yazı ile atamaya yetkili sicil amirleri tarafından kendilerine bildirileceği; aynı Yasa’nın 118. maddesinde de 117. maddeye göre kendilerine tebligat yapılan Devlet Memurlarının buna karşı tebliğ tarihinden itibaren en çok bir ay içinde aynı amirlere itiraz edebilecekleri, atamaya yetkili amirlerin bu itirazla ilgili kararlarını iki ay içinde ilgililere yazı ile bildirecekleri hükümleri yer almıştır.
Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğinin 21, 22 ve 23. maddelerinde de aynı yolda hükümlere yer verilmiştir.
Sözü geçen maddelerle olumsuz içerikli sicillere itiraz, itiraz mercii ve itirazın tabi olacağı süre yönlerinden “özel” bir düzenleme yapılmıştır. Kendilerine 117. madde kapsamında tebligat yapılanlara, tebligat konusu işlemin usule ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla, yasal süre içinde doğrudan doğruya iptal davası açmak ya da sözü geçen işlemin değiştirilmesi, kaldırılması veya yeni bir işlem yapılmasını sağlamak amacıyla atamaya yetkili amire itirazda bulunmak seçenekleri tanınmış bulunmaktadır. İtiraz yoluna başvurulması halinde yetkili amire, konuyu inceleyip değerlendirmesi ve sonuçlandırması için, en çok iki aylık bir süre tanınmaktadır.
117. ve 118. maddelerdeki düzenlemenin yalnızca sicilleri kapsayan “özel” niteliğinden dolayı, 118. madde uyarınca yapılan itirazın 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında düşünülmesine ve bu itirazın gerek tabi olacağı süre gerek dava süresine etkisi yönlerinden, anılan Yasanın 11. maddesine göre değerlendirilmesine olanak yoktur. Bir başka anlatımla, kendisine 117. madde uyarınca tebliğat yapılan ilgilinin tebligat konusu işleme karşı doğrudan doğruya iptal davası açmayarak itiraz yoluna başvurması halinde, 60 günlük dava açma süresi, itirazın reddine ilişkin işlemin tebliği tarihinden; itiraz yanıt verilmemek suretiyle reddedilmişse, iki aylık cevap süresinin bittiği tarihten itibaren işlemeye başlayacak olup, itiraza ilişkin işlemin tebliğ tarihi ile itiraz tarihi arasında geçen sürenin dava süresinin hesabında dikkate alınmasına, konunun “özel” hükümlerle düzenlenmiş olması nedeniyle, yasal olanak bulunmamaktadır.
Olayda, davacının bir aylık itiraz süresinin son günü olan 15.1.2007 tarihli itirazı üzerine idarenin en geç iki ay içinde cevap vermesi gerekeceğinden ve iki ay içinde cevap verilmediğinden, davacının iki ayın bitiminden itibaren dava açma süresi içinde, en son 15.5.2007 tarihinde dava açması gerektiği halde, bu süre geçtikten sonra, itirazın reddine ilişkin 20.3.2007 günlü, 07671 sayılı işlemin 2.4.2007 tarihinde tebliği üzerine 1.6.2007 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmaktadır.
Bu nedenle; davacının olumsuz düzenlenen 2006 yılı sicilinin iptali istemiyle açtığı davanın süreaşımı nedeniyle reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddiyle … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile sonucu itibariyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, 2.7.2008 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

AZLIK OYU (X): 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 117. maddesinde, Devlet Memurlarının yetersizlikleri halinde, sicil raporlarında yazılı bulunan kusur ve eksikliklerinin, uyarılmaları bakımından gizli bir yazı ile atamaya yetkili sicil amirleri tarafından kendilerine bildirileceği; aynı Yasa’nın 118. maddesinde de 117. maddeye göre kendilerine tebligat yapılan Devlet Memurlarının buna karşı tebliğ tarihinden itibaren en çok bir ay içinde aynı amirlere itiraz edebilecekleri, atamaya yetkili amirlerin bu itirazla ilgili kararlarını iki ay içinde ilgililere yazı ile bildirecekleri hükümleri yer almıştır.
Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğinin 21, 22 ve 23. maddelerinde de aynı yolda hükümlere yer verilmiştir.
Sözü geçen maddelerle olumsuz içerikli sicillere itiraz, itiraz mercii ve itirazın tabi olacağı süre yönlerinden “özel” bir düzenleme yapılmıştır. Kendilerine 117. madde kapsamında tebligat yapılanlara, tebligat konusu işlemin usule ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla, yasal süre içinde doğrudan doğruya iptal davası açmak ya da yetkili amire itirazda bulunmak seçenekleri tanınmıştır. İtiraz yoluna başvurulması halinde ise olumsuz sicilin yetkili amire yapılan itirazın sonuçlandırılması ile kesinleşeceği açıktır.
Bu hale göre 657 sayılı Yasanın 117 ve 118.maddelerindeki düzenlemenin yalnızca sicilleri kapsayan “özel” niteliğinden dolayı, 118.madde uyarınca yapılan itirazın 2577 sayılı Kanunun 11.maddesi kapsamında düşünülmesine ve bu itirazın gerek tabi olacağı süre, gerek dava süresine etkisi yönlerinden anılan Yasanın 11.maddesine göre değerlendirilmesine olanak yoktur.
Başka bir değişle söz konusu maddede yetkili amire konuyu inceleyip değerlendirmesi ve sonuçlandırması amacıyla tanınan iki aylık sürenin itiraz sürecinin hızlandırılmasına yönelik özendirici süre olduğu, bu süre içerisinde bir karar verilmemesi halinin, itirazın cevap verilmemek suretiyle reddedilmiş sayılması sonucunu doğuracak bir zımni ret kararı şeklinde nitelendirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda kendisine 117.madde uyarınca tebligat yapılan ilgilinin tebligat konusu işleme karşı doğrudan doğruya iptal davası açmayarak itiraz yoluna başvurması halinde, 60 günlük dava açma süresinin itirazın reddine ilişkin işlemin tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı tabiidir.
Dava konusu olayda, davacının sicilinin olumsuz düzenlenmesine ilişkin işlemin 13.12.2006 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 15.1.2007 tarihinde itirazda bulunduğu, anılan maddelerde öngörülen yasal prosedürün tamamlanmasından sonra ortaya çıkan, olumsuz sicile itirazın reddine dair nihai işlemin 2.4.2007 gününde tebliğini müteakip, davanın 1.6.2007 gününde açıldığı anlaşılmış olup, davanın, nihai işlemin tebliğinden itibaren yasal süresi içerisinde açılmış olması nedeniyle, süre aşımı yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığından kararın bozulması gerekeceği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.