Danıştay Kararı 2. Daire 2008/1600 E. 2012/392 K. 30.01.2012 T.

2. Daire         2008/1600 E.  ,  2012/392 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No :2008/1600
Karar No:2012/392

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Milli Eğitim Bakanlığı – ANKARA
Diğer Davalı: … Malmüdürlüğü – SAMSUN
Karşı Taraf: …
İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E: …, K: … sayılı kararının bozulmasına ilişkin Danıştay Onbirinci Dairesi’nin 23.11.2005 günlü, E:2003/149, K:2005/5504 sayılı kararına uyularak, aynı Mahkeme’ce verilen … günlü, E: …, K: … sayılı kararın; davalı Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti:Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi:İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 86. maddesinde, vekalet görevi ve aylık verilmesinin şartları düzenlenmiş, anılan Kanunun 152. maddesi uyarınca çıkarılan 19.1.1998 tarih ve 98/10548 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 6. maddesinde de, kurum içinden vekalet ettirilenlere ödenecek zam ve tazminatların ödeme şekil ve esasları belirlenmiş, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esasların 24. maddesinde ise, asaleten atama şartlarını taşıyanlardan boş kadrolara vekaleten atananlara sadece vekalet edilen kadroya ait ek ders ücretinin ödeneceği belirtilmiştir.
Görüleceği üzere, vekalet edilen kadroya ait zam ve tazminat ile ek ders ücretinin ödenebilmesi için, söz konusu kadroya asaleten atananlarda aranacak şartları taşımak kaydıyla vekaleten atanmış olmak gerektiğinden ve olayda sınıf öğretmeni olan davacının, asilde aranan şartları taşımaması nedeniyle vekaleten atanmayarak İlçe Milli Eğitim Şube Müdürlüğü’nü tedviren yürütmek üzere görevlendirildiği ve angaryayı yasaklayan Anayasa hükmü de gözetildiğinde bu görevlendirmeye dayalı olarak ancak bir miktar tazminat ödenebileceği anlaşıldığından, asıl kadroya ait zam ve tazminatlar ile ek ders ücreti haklarınn tamamından yararlandırılmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenlerden dolayı, temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava; öğretmen olarak görev yapmakta iken … İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürlüğü görevini yürütmek üzere görevlendirilen davacının, bu göreve ait zam ve tazminat farklarının ödenmesi için yaptığı başvurunun reddine dair işlemin iptali ile söz konusu görev nedeniyle ödenmeyen zam ve tazminatların ve ek ders ücretlerinin tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin “dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının idareye başvurduğu 24.5.2001 tarihinden itibaren hesaplanarak davacıya ödenmesine” hükmedilmesi yolundaki … günlü, E: …, K: … sayılı kararının, Danıştay Onbirinci Dairesi’nin 23.11.2005 günlü, E:2003/149, K:2005/5504 sayılı kararıyla, “olayda, mahkemece zam ve tazminatlara ilişkin dava konusu işlemin karara bağlanabilmesi için 19.1.1998 tarih ve 98/10548 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı irdelenerek ve davacının vekalet ettiği göreve asaleten atanma şartlarını haiz olup olmadığının araştırılarak ve ayrıca ek ders ücretine ilişkin davacının isteminin de yine 2.12.1998 tarih ve 98/12120 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan “Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslar” irdelenmek suretiyle ve 657 sayılı Yasanın 68/B maddesinde öngörülen 1-4. derecelerdeki kadrolara atama için yüksek öğrenim görmüş bulunmak şartı da dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece yukarıda belirtilen şekilde bir inceleme ve mevzuat irdelemesi yapılmadan, dava konusu işlemin vekalet aylığı istemi olarak ele alınıp davacıya Anayasanın angarya yasağına ilişkin hükmü uyarınca tazminat ödenmesi gerektiği şeklindeki gerekçeyle iptaline hükmedildiği; bu durumda, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda öncelikle mahkemece davanın konusunun doğru saptanması ve davacının şube müdürlüğü görevine asaleten atanma şartlarını taşıyıp taşımadığı ve bu çerçevede yüksek öğrenim görüp görmediği hususlarının araştırılarak yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince dava konusu işlem hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir inceleme yapılmaksızın yanlış nitelendirme ile hüküm kurulmasında hukuka uyarlık görülmediği; kaldı ki, dava konusu edilen ek ders ücretine ilişkin işlemin Milli Eğitim Bakanlığınca tesis edilmesi nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığının da davalı … Malmüdürlüğü yanında hasım mevkiine alınması gerekirken alınmayarak dosyanın tekemmül ettirilmesinde de usul hükümlerine uyarlık görülmediği” gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma kararına uyularak aynı Mahkeme’nin … günlü, …, … sayılı kararıyla; uyuşmazlığa konu olayda, … İlköğretim Okulunda Sınıf Öğretmeni (Mahkeme kararında sehven “Müdür” olarak yazılmıştır.) olarak görev yapmakta iken Milli Eğitim Bakanlığının 27.10.2000 günlü Onayı ile İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürlüğü görevini yürütmek üzere görevlendirilen davacının, 31 Ekim 1988 tarihinde Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Eğitim Önlisans Programından mezun olduğu, Milli Eğitim Şube Müdürlüğüne görevlendirildiği tarih itibariyle 28 yıllık hizmetinin bulunduğu, görevlendirildiği kadronun 1. dereceli kadro olduğu, kazanılmış hak aylık derecesinin de 1. derecenin 3. kademesi olduğu dikkate alındığında, 657 sayılı Yasa’nın 68/B maddesi uyarınca vekalet ettiği göreve asaleten atanma şartlarını taşıdığı, bu bağlamda davacıya 19.1.1998 tarih ve 98/10548 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca yürütmekte olduğu göreve ilişkin zam ve tazminatların ödenmesi gerektiği, bu nedenle, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı, öte yandan, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esasların 24/2. maddesi uyarınca da davacıya vekalet edilen kadroya ilişkin ek ders ücretlerinin ödenmemesine ilişkin işlemde de hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, tazminat isteminin kabulüne, mahrum kaldığı maddi hakların idaresince tazminen davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.
Davalı Milli Eğitim Bakanlığı, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin 15. maddesine göre, davacının … İli nüfusuna kayıtlı olması, ayrıca aralıksız olarak 15 yıldan fazla aynı ilde ikamet etmesi nedeniyle bu ilin merkez nüfusu 100.000’i aşmayan … İlçesine, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü olarak asaleten atanmasının mümkün olmadığını, bu nedenle, söz konusu görevi yürütmek üzere görevlendirildiğini, asilde aranan şartları taşımayan davacıya anılan göreve ait zam ve tazminat ile ek ders ücretlerinin ödenmesine olanak bulunmadığını öne sürmekte ve Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86. maddesinde, vekalet görevi ve aylık verilmesinin şartları düzenlemiş olup; maddenin birinci fıkrasında, memurların kanuni izin, geçici görev, disiplin cezası uygulaması veya görevden uzaklaştırma nedeniyle işlerinden geçici olarak ayrılmaları halinde yerlerine kurum içinden veya diğer kurumlardan veya açıktan vekil atanabileceği; ikinci fıkrasında, bir görevin memurlar eliyle vekaleten yürütülmesi halinde aylıksız vekaletin asıl olduğu hükümleri yer almıştır.
Öte yandan, dava konusu olay tarihi itibariyle yürürlükte olan ve 2.12.1998 günlü, 98/12120 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla kabul edildikten sonra 16.12.1998 günlü, 23555 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esaslar”ın 24. maddesinde, öğretmen yetersizliği nedeniyle ilköğretim okullarında görevlendirilen vekil öğretmenlerin aylık karşılığı ders, ek ders ve ders dışı hazırlık ve planlama görevi saati sayısının tespitinde ve ek ders ücretinin ödenmesinde sınıf öğretmenlerinin tâbi olduğu hükümlerin uygulanacağı, bunun dışında diğer görevlere asaleten atama şartlarını taşıyanlardan boş kadrolara vekâleten atananlara, yalnızca vekâlet edilen kadroya ilişkin ek ders görevi ücretinin ödeneceği kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan hükümlere göre; vekalet edilen kadronun zam ve tazminatları ile ek ders ücretine hak kazanılabilmesi için, 657 sayılı Yasa’nın 86. maddesinde öngörülen biçimde boşalmış olan kadroya vekaleten yapılacak atamanın, anılan Kanun’un 86. maddesinden bahisle ve atamanın vekaleten olduğu açıkça belirtilmek suretiyle asili atamaya yetkili makam tarafından bizzat yapılması; yani, herşeyden önce vekaleten atanılmış olması gerekmektedir.
Olayda ise; davacının, … İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürlüğü görevini yürütmek üzere Milli Eğitim Bakanlığının 27.10.2000 günlü Oluru ile görevlendirildiği, anılan Olurun, söz konusu göreve vekaleten atamaya yönelik olmayıp, görevlendirmeye ilişkin olduğu kuşkusuzdur.
Bu durumda; Şube Müdürlüğü görevini vekaleten değil, görevlendirme suretiyle yürüten davacıya söz konusu göreve ait zam ve tazminat ile ek ders ücretinin ödenmesi mümkün değildir.
Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esasların “Ders Görevinin Yapılmış Sayılacağı Haller” başlıklı 21. maddesinin 99/12775 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 6. maddesi ile değişik (c) bendinin 1 numaralı alt bendinde; bu Esaslar kapsamına giren öğretmen ve yöneticilerin, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatında geçici görevle görevlendirilmeleri halinde, bir yılda 6 ayı geçmemek üzere bu görevleri süresince aylık karşılığı ders, ders niteliğinde yönetim ve ders dışı hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılacakları, 23. maddesinde de, bu Esaslar kapsamında ek ders ücreti ödenebilmesi için, ek ders görevinin fiilen yapılmış olması, ek ders görevinden sayılan veya ek ders görevinin yapılmış sayılacağı haller bakımından ise, bu Esaslarla belirlenen koşulların oluşması gerektiği kurallarına yer verilmiştir.
Dava konusu olayda, davacının, … İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürlüğü görevini tedviren (geçici olarak ) yürüttüğü açıktır.
Bu durumda, Şube Müdürlüğü görevini geçici olarak yürüten davacının, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen ve Yöneticilerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Esasların “Ders Görevinin Yapılmış Sayılacağı Haller” başlıklı 21. maddesinin ( c/1 ) bendi uyarınca bir yılda 6 ayı geçmemek üzere bu görevi süresince aylık karşılığı ders ile ders dışı hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılarak öğretmenlik görevine ait ek ders ücretinden yararlandırılması gerektiği sonucuna ulaşılmış olup; söz konusu 6 aylık sürenin dolmasından sonra davacıya ek ders ücreti ödenmemesinde de hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı Milli Eğitim Bakanlığının temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, …, … sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 30.1.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.