Danıştay Kararı 2. Daire 2007/4397 E. 2008/3749 K. 26.09.2008 T.

2. Daire         2007/4397 E.  ,  2008/3749 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2007/4397
Karar No: 2008/3749

Davacı: …
Davalı: 1-Maliye Bakanlığı – ANKARA
2- … Müsteşarlığı – ANKARA
Davanın Özeti: Davacı tarafından, eşinin tedavisine ilişkin ilaç bedelinin ödenmesi yolunda yapılan başvurunun reddine ilişkin 17.03.2005 tarih ve 15556 sayılı … Müsteşarlığı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan 2005 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatının (4. Sıra Nolu) ilgili hükümlerinin; önceki yıllarda iki kez tüp bebek uygulaması yapıldığı ve katkı payı dışında kalan ilaç bedelleri kurumunca karşılandığı halde, tüp bebek uygulamasının bedelinin ödeneceğine dair ilk kez düzenleme içeren 2005 yılına ait dava konusu Talimat hükümlerinin keyfi ve tıp teknikleri yeterince bilinmeksizin düzenlendiği, karışık ve anlaşılmaz ifadelere yer verilmek suretiyle mağduriyetine yol açıldığı iddialarıyla iptali ile … YTL tutarındaki ilaç bedelinin yasal faizi ile tarafına ödenmesine hükmedilmesi istenilmektedir.
Maliye Bakanlığı
Savunmasının Özeti: 657 sayılı Yasanın 209. maddesi ile 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 10. maddesine 5234 ve 5335 sayılı Yasalarla eklenen hükümler ile Bakanlıklarına verilen yetki doğrultusunda yayımlanan dava konusu Talimat hükümlerinde ve bu hükümlere dayalı işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Müsteşarlığı Savunmasının Özeti: Davacının eşinin tedavisine ilişkin olarak düzenlenen sağlık raporunun ve tedavi tarihi itibariyle yaşının, Talimat hükümleri ile belirlenen kriterlere uygun olmaması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi: Dairemizin E:2007/4169 nosuna kayden açılan davada alınan ara kararına Sağlık Bakanlığı’nca verilen cevap ve eki görüş yazılarının incelenmesinden; tüp bebek uygulamasının oldukça pahalı bir uygulama olmasına karşın, kadınların 40 yaşından sonra canlı bebek doğurma oranının %6 gibi oldukça düşük bir oranda seyretmesi karşısında, kamu kaynaklarından ödenecek bedelin yüksekliği de dikkate alındığında, bu yaştan sonra tüp bebek uygulamasına ilişkin giderlerin Devlet bütçesinden ödenmemesine ilişkin düzenleme getirilmesinde kişisel yarar- kamusal yarar dengesinin gözetildiği, bu konuda rapor düzenleyecek sağlık kurulunun oluşumuna ilişkin düzenlemenin de kamu kaynaklarının yerinde ve etkin kullanımını sağlama amaçlı olduğu, dava konusu Tebliğ hükümlerinde ve işlemde bu yönleriyle hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı, davanın reddinin gerekeceği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi: Davacının, eşinin tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaç bedelinin ödenmemesine ilişkin işlemle, dayanağı 2005 Mali Yılı Bütçe Uygulaması Talimatının ödemeye engel oluşturan hükümlerinin iptali istemiyle açılmıştır
Davacı, 2005 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatının (Sıra no:4) ödemeye engel kısımlarının iptaline istemişse de, dava anılan talimatın 10.3.1.maddesinin 2. ve 4.bentlerine hasren incelenmiştir.
178 sayılı Maliye bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK.nin Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün görevlerinin sayıldığı 10. maddesine 5234 sayılı Yasa ile eklenen (p) bendi ile, “…. sağlık kurumlarınca verilen raporlar üzerine kullanılması gerekli görülen ortez, protez ve diğer iyileştirme araç bedellerinin kurumlarınca ödenecek kısmını ve bu konuya ilişkin esas ve usulleri Sağlık Bakanlığının görüşünü almak suretiyle tesbit etmek” hükmüne yer verilmiştir. 5234 sayılı Kanunun 1/r maddesi ile de aynı hüküm 657 sayılı DMK nun 209. maddesine eklenmiştir.
Yukarıda belirtilen Yasa hükümleriyle, Maliye Bakanlığına tanınan düzenleme yapma yetkisi ile Sağlık Bakanlığı’nın da görüşü alınmak suretiyle hazırlanan 4 sıra nolu 2005 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatı 9.02.2005 günlü 25722 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
Talimatın, “Tüp Bebek Tedavisi” başlıklı 10.3.1.maddesinde; ”kısırlık tedavisinde bir tedavi yöntemi olarak kabul edilen tüp bebek uygulamaları 21.08.1987 tarihli ve 19551 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Yönetmeliğine”göre Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılmış, Kamu ve Özel sektöre ait, üremeye yardımcı tedavi merkezlerinde yapılabilir.Tüp Bebek uygulaması amacıyla bu merkezlere sevk yapılabilmesi ve tedavi giderinin ilgilinin kurumunca karşılanabilmesi için ;
Evli olan memurun kendisinin veya kanunen bakmakla yükümlü olduğu eşinin kısırlığa bağlı olarak tüp bebek tedavisi olması, gerektiğinin, eğitim ve üniversite hastaneleri tarafından aşağıda belirtilen esaslara uygun olarak düzenlenecek resmi sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi zorunludur.
İntrauterin inseminasyon (IUI) işlemi, resmi sağlık kurumlarında bir uygulama (siklus) başına en fazla toplam 1500 ünite dozu geçmemek kaydıyla gonadotropin kullanılmak üzere kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından yapılabilir. Hastanın yaşamı boyunca yapılacak IUI işlemlerinden en fazla üç uygulamada (siklus) kullanılacak toplam en fazla 4500 ünite doz gonadotropin bedeli ödenir. Sağlık kurulu raporu ile belirlenmiş açıklanamayan infertilite vakalarında, en az üç kez intrauterin inseminasyon (IUI) işlemi yapılmadan, tüp bebek uygulamasına geçilemez.
Tüp bebek ve intrauterin inseminasyon uygulamalarında kullanılan ilaçlar hasta katılım payından muaf değildir.
Tüp bebek işlemi, hastanın 40 yaşına kadar olan yaşam süresi içerisinde en fazla üç uygulama (siklus) olmak üzere yapılabilir.Kullanılacak ilacın dozu (gonadotropin) üç uygulama için en fazla 9.000 üniteyi aşamaz.” kuralı yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının eşinin iki kez devlet kanalı ile aldığı ilaçlarla, özel klinikte yaptığı tüp bebek uygulamasında sonuç alamadığı, Üçüncü kez … Üniversitesi Hastanesinin 23.02.2005 günlü … sayılı raporu ile aldığı ilaçları için ödediği … YTL.nın ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun, 2005 mali yılı Bütçe Uygulama Talimatının, raporun düzenlenme şekline ve 40 yaş sınırına ilişkin hükümlerine uygun olmadığı belirtilerek reddedildiği anlaşılmıştır.
Olayda, 2005 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatının (4 sıra nolu) 10.3.1. maddesinin 2. bendinde tüp bebek tedavisi için düzenlenen raporlarda en az iki kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ile bir üroloji uzmanının bulunmasının zorunlu olduğu kuralı getirilmiştir. yapılan tedavinin hem üroloji açısından kadın ve erkeği ilgilendirmesi hem de hamilelik ve doğum sebebiyle kadın hastalıkları ve doğumla ilgili olması sebebiyle oluşturulacak resmi Sağlık kurulunda iki kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ile bir de üroloji uzmanı bulunması yönünde yapılan düzenleme de sebep ve maksat bakımından hukuka aykırılık görülmemiştir.
Dava konusu Talimatın 10.3.1. maddesi son bendinde “Tüp bebek işlemini hastanın 40 yaşına kadar olan yaşam süresi içinde en fazla üç uygulama yapılabileceği” yolundaki kural ile 40 yaşını aşan hastaların tüp bebek tedavisi giderlerinin karşılanmayacağı anlaşılmaktadır. Sağlıklı kadınlarda bile, 35 yaş üzeri gebeliğin riskli kabul edilmesi karşısında,anne ve bebek açısından normal gebeliğe göre daha çok risk taşıdığı bilinen, 40 yaşını aşan anne ve bebek yönünden ortaya çıkabilecek olumsuzluklar ile maliyetinin yüksekliği sebebiyle, düzenli bir gebelik ve sağlıklı bebek doğumu amacıyla tüp bebek tedavisi için yaş sınırlaması getiren talimatın 10.3.1. maddesinin 5. bendi ile yapılan düzenlemede maksat yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.
Dava konusu işleme gelince; 2005 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatının 10.3.1. maddesinin 2. bendi uyarınca üroloji uzmanının yer almadığı sağlık kurulu raporu ve aynı maddenin 5. bendinde belirtilen yaş sınırını aşmış olan davacının eşine tüp bebek tedavisi için alınan ilaç bedellerinin ödenmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan sebeplerle, davanın reddinin uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi’nce işin gereği görüşüldü:
Davacı tarafça dava dilekçesinde; 2005-4 sayılı Talimatın hangi hükümlerinin iptalinin istenildiği açıkça belirtilmemiş ise de, dilekçe ekinde yer alan ve iptali istenilen bireysel işlem içeriğinden; davacının ilaç bedelinin ödenmesine ilişkin isteminin reddine dair işlemin dayanağı olan, dolayısıyla menfaatini etkileyen hükmün 2005-4 sayılı Talimatın 10.3.1. maddesinin ikinci paragrafında; “Bu raporları düzenlemek üzere oluşturulacak resmi sağlık kurulunda, en az iki kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ile bir üroloji uzmanının bulunması zorunludur.” şeklinde yer alan hüküm ile son paragrafında yer alan; “Tüp bebek işlemi, hastanın 40 yaşına kadar olan yaşam süresi içerisinde en fazla üç uygulama (siklus) olmak üzere yapılabilir.” şeklindeki hüküm olduğu anlaşıldığından istem bu şekilde sınırlandırılmak suretiyle işin esasına geçildi.
Dava, davacı tarafından, eşinin tedavisine ilişkin ilaç bedelinin ödenmesi yolunda yapılan başvurunun reddine ilişkin 17.03.2005 tarih ve 15556 sayılı … Müsteşarlığı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan 09.02.2005 tarih ve 25722 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4 sıra nolu 2005 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatının 10.3.1. maddesinin ikinci paragrafında yer alan; “Bu raporları düzenlemek üzere oluşturulacak resmi sağlık kurulunda, en az iki kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ile bir üroloji uzmanının bulunması zorunludur.” şeklindeki düzenleme ile son paragrafında yer alan; “Tüp bebek işlemi, hastanın 40 yaşına kadar olan yaşam süresi içerisinde en fazla üç uygulama (siklus) olmak üzere yapılabilir.” şeklindeki düzenlemelerin iptali, … YTL tutarındaki ilaç bedelinin yasal faizi ile tarafına ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
657 sayılı “Devlet Memurları Kanunu”nun “Tedavi yardımı” başlıklı 209. maddesinin birinci fıkrasında; “Devlet memurları ile herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanmayan eşlerinin veya bakmakla yükümlü bulundukları ana, baba ve ikiden fazla dahi olsa aile yardımı ödeneğine müstehak çocuklarının hastalanmaları halinde, evlerinde veya resmî veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında ayakta veya yatarak tedavileri kurumlarınca sağlanır. Ancak, tedavi ve yol masraflarının ödenebilmesi için, tedaviye tabip raporu ile lüzum gösterilmesi şarttır” hükmüne, dördüncü fıkrasında; “ayakta veya meskende tedavi halinde kullanılacak ilaç bedellerinin % 20’si memur tarafından ödenir. Ancak, sağlık raporu ile belirlenen ve tüberküloz, kanser, kronik böbrek, akıl hastalıkları, organ nakli ve benzeri uzun süreli tedaviye ihtiyaç gösteren hastalıkların ayakta veya meskende tedavileri sırasında kullanılmasına lüzum gösterilen ilaçlardan, hayati önemi haiz oldukları Sağlık Bakanlığınca tespit edilecek olanların bedellerinin tamamı kurumlarınca ödenir” hükmüne, 17.09.2004 tarih ve 5234 sayılı Yasanın 1. maddesi ile eklenen 6. fıkrasında ise; “tedavi kurum ve kuruluşlarında yapılan tedavilere (diş tedavileri dahil) ilişkin ücretlerle sağlık kurumlarınca verilen raporlar üzerine kullanılması gerekli görülen ortez, protez ve diğer iyileştirme araç bedellerinin kurumlarınca ödenecek kısmı ve buna ilişkin esas ve usuller Sağlık Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca tespit edilir” hükmüne yer verilmiştir.
178 Sayılı “Maliye Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”nin Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nün görevlerini düzenleyen 10. maddesinin (f) bendinde; “Kamu harcamalarında tasarruf sağlanması, tutarlı, dengeli ve etkili bir bütçe politikasının yürütülmesi amacıyla kamu istihdam politikası ve giderlerle ilgili kanun, tüzük, kararname ve yönetmeliklerin uygulanmasını düzenlemek, standartları tespit etmek ve sınırlamalar koymak, bu hususlarda tüm kamu kurum ve kuruluşları için uyulması zorunlu düzenlemeleri yapmak ve tedbirleri almak” görevine yer verildiği gibi, yukarıda belirttiğimiz 17.09.2004 tarih ve 5234 sayılı Yasanın 10. maddesi ile bu maddeye eklenen (p) bendinde; “Devlet memurları ve diğer kamu görevlileri ile bunların emekli, dul ve yetimlerinin (bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri dahil) ve 18.6.1992 tarihli ve 3816 sayılı Kanun kapsamındaki yeşil kart sahiplerinin tedavi kurum ve kuruluşlarında yapılan tedavilerine (diş tedavileri dahil) ilişkin ücretlerle sağlık kurumlarınca verilen raporlar üzerine kullanılması gerekli görülen ortez, protez ve diğer iyileştirme araç bedellerinin kurumlarınca ödenecek kısmını ve bu konuya ilişkin esas ve usulleri Sağlık Bakanlığının görüşünü almak suretiyle tespit etmek” görevine; (r) bendinde ise; “Devlet memurları ve diğer kamu görevlileri ile bunların emekli, dul ve yetimlerinin (bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri dahil) ve 18.6.1992 tarihli ve 3816 sayılı Kanun kapsamındaki yeşil kart sahiplerinin ayakta tedavileriyle ilgili ilaç kullanımında, gerektiğinde ilaçların eşdeğerlikleri dikkate alınarak tespit edilecek her türlü referans fiyatlar üzerinden bedellerinin ödenmesini, bedeli ödenecek ve ödenmeyecek ilaçlar ile ilaçların reçetelenmesine ilişkin kuralları tespit etmek ve yeşil kart sahiplerinden, ayakta veya meskende tedavi halinde kullanılacak ilaç bedellerinin % 20’sine kadar katılım payı alınmasını sağlamak ve bu hususlara ilişkin esas ve usulleri Sağlık Bakanlığının görüşünü almak suretiyle tespit etmek görevine yer verilmiştir.
Anılan KHK’nin “Bakanlığın düzenleme görev ve yetkisi” başlıklı 39. maddesinde ise; “Bakanlık, kanunla yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetleri tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve diğer idari metinlerle düzenlemekle görevli ve yetkilidir.” şeklindeki hükme yer verilmiştir.
09.02.2005 tarih ve 25722 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4 sıra nolu 2005 Mali Yılı Bütçe Uygulama Talimatının 10. maddesinin “Tüp Bebek Tedavisi” başlıklı 3. fıkrasının, “Tüp Bebek İçin Sevk Esasları” başlıklı birinci bendinde (10.3.1.); “Kısırlık tedavisinde bir tedavi yöntemi olarak kabul edilen tüp bebek uygulamaları, 21/08/1987 tarihli ve 19551 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezleri Yönetmeliği’ne göre Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılmış, kamu ve özel sektöre ait, üremeye yardımcı tedavi merkezlerinde yapılabilir. Tüp bebek uygulaması amacıyla bu merkezlere sevk yapılabilmesi ve tedavi giderlerinin ilgilinin kurumunca karşılanabilmesi için;
Evli olan memurun kendisinin ve/veya kanunen bakmakla yükümlü olduğu eşinin kısırlığa bağlı olarak tüp bebek tedavisi olması gerektiğinin, eğitim ve üniversite hastaneleri tarafından aşağıda belirtilen esaslara uygun olarak düzenlenecek resmi sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi gerekmektedir. Bu raporları düzenlemek üzere oluşturulacak resmi sağlık kurulunda, en az iki kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ile bir üroloji uzmanının bulunması zorunludur.
İntrauterin inseminasyon (IUI) işlemi, resmi sağlık kurumlarında bir uygulama (siklus) başına en fazla toplam 1500 ünite dozu geçmemek kaydıyla gonadotropin kullanılmak üzere kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından yapılabilir. Hastanın yaşamı boyunca yapılacak IUI işlemlerinden en fazla üç uygulamada (siklus) kullanılacak toplam en fazla 4.500 ünite doz gonadotropin bedeli ödenir. Sağlık kurulu raporu ile belirlenmiş açıklanamayan infertilite vakalarında, en az üç kez intrauterin inseminasyon (IUI) işlemi yapılmadan, tüp bebek uygulamasına geçilemez.
Tüp bebek ve intrauterin inseminasyon uygulamalarında kullanılan ilaçlar hasta katılım payından muaf değildir.
Tüp bebek işlemi, hastanın 40 yaşına kadar olan yaşam süresi içerisinde en fazla üç uygulama (siklus) olmak üzere yapılabilir. Kullanılacak ilacın dozu (gonadotropin) üç uygulama için toplam en fazla 9.000 üniteyi aşamaz.” şeklindeki kurallara yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; … Müsteşarlığı’nda Müşavir olarak görev yapmakta olan davacının eşinin, kurum doktorunca sevki üzerine … Üniversitesi Hastanesi Üreme Endokrinolojisi ve İnfertilite Ünitesi Bölümünde yapılan muayenesi neticesinde, üç adet Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı uzmanınca düzenlenen rapor ile tüp bebek uygulaması yapılmasına karar verilerek kullanılacak ilaçların belirtildiği, davacı tarafından eczaneden temin edilen bu ilaçlar için ödenen … YTL bedelin ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun, Hazine Müsteşarlığı’nın 17.03.2005 tarih ve 15556 sayılı işlemi ile; 2005-4 sayılı Talimatın 10.3.1. maddesinin 2. paragrafında “Bu raporları düzenlemek üzere oluşturulacak resmi sağlık kurulunda, en az iki kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ile bir üroloji uzmanının bulunması zorunludur.” şeklinde yer alan düzenlemeye aykırı olarak davacının eşi ile ilgili sağlık raporunda üroloji uzmanın yer almadığı, ayrıca yine Talimatın 10.3.1. maddesinin son paragrafında; “Tüp bebek işlemi, hastanın 40 yaşına kadar olan yaşam süresi içerisinde en fazla üç uygulama (siklus) olmak üzere yapılabilir.” şeklindeki emredici düzenlemeye yer verildiği, davacının eşinin ise doğum tarihinin 28.10.1964 olduğu, ilaç alım tarihinde 40 yaşını geçerek 41 yaşından 4 ay 9 gün aldığı belirtilerek reddi üzerine bu işlem ile dayanağı olan Talimat hükümlerinin iptali, yoksun kaldığı ilaç bedelinin yasal faiziyle tarafına ödenmesine hükmedilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle Tüp bebek uygulaması ile ilgili olarak kadınlar bakımından 40 yaş koşulunun getirilmesinin tıbbi dayanaklarının ortaya konulabilmesi gerekmektedir. Bu nedenle Dairemizde benzer konuda açılmış davalarda çeşitli ara kararları yapılmış olup, Dairemizin E: 2007/4169 nosuna kayden açılan davada verilen 12.03.2008 ve 17.06.2008 tarihli ara kararları ile Sağlık Bakanlığı’ndan, “tüp bebek uygulaması ile ilgili olarak 40 yaş sınırlaması getirilmesinin tıbbi ve bilimsel nedenleri sorularak ilgili tüm bilgi ve belgelerin onaylı örnekleri istenilmiş, cevaben gönderilen yazı ve ekinde yer alan … Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı; … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üremeye Yardımcı Teknikler Merkezi ile … Eğitim Araştırma Hastanesi Tüp Bebek ve Yardımcı Üreme Teknikleri Kliniğince verilen görüş yazılarının incelenmesi neticesinde; uluslararası pek çok bilimsel çalışmada da yer aldığı şekilde; IVF (Tüp Bebek) tedavisi sonrası canlı doğum şansının kadın yaşı artışından olumsuz olarak etkilendiği ve IVF tedavisi için optimal zaman aralığının 23-39 yaşları arası olduğu, örneğin National Institute for Clinical Excellence (NICE)’ın en yeni çalışmasında, tedavi siklusu başına canlı doğum yapma olasılıklarının kadın yaşı açısından; 23-35 yaş arası %20’den fazla, 36-38 yaş arası %15, 39 yaşında %10, 40 yaş ve üstünde ise %6 oranında olduğunun, dolayısıyla birçok dünya ülkesinde de IVF (Tüp Bebek) tedavisinin benzer gerekçe ve yaş aralığında ödendiğinin belirtildiği görülmektedir.
Bu durumda, Tüp Bebek uygulaması ve kullanılan ilaçların maliyetinin yüksekliği karşısında, bu uygulamanın ancak olumlu sonuç alınma ihtimali yüksek kişiler bakımından bedelinin ödenmesi, bilimsel olarak bu ihtimalin son derece düşük olduğu belirlenen 40 yaş ve üstü kişiler bakımından ise kamu kaynaklarının riske edilmemesi, böylelikle kişisel menfaat ile kamusal menfaat arasında gözetilmesi gereken adil dengenin bozulmaması, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasının sağlanması amacıyla, gerek sağlık raporlarını düzenleyecek kurulun oluşumu, gerekse yaş sınırı getirilmesine ilişkin dava konusu Talimat hükümlerinde ve bu hükümler doğrultusunda ilaç bedellerinin ödenmesine ilişkin istemin reddi yolunda tesis edilen bireysel işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık olmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davanın reddine, aşağıda dökümü gösterilen … YTL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, fazla alınan … YTL harç ile posta gideri avansından arta kalan … YTL’nin istemi halinde davacıya iadesine, 26.09.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.