Danıştay Kararı 2. Daire 2007/276 E. 2007/2686 K. 13.06.2007 T.

2. Daire         2007/276 E.  ,  2007/2686 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2007/276
Karar No: 2007/2686

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Kastamonu Valiliği
Karşı Taraf: …
İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti: Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi:İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Öğretmen olan davacının 2003 yılı sicil raporunun orta düzeyde düzenlenmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada işlemi iptal eden idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istemidir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 111.maddesinde, Devlet memurlarının ehliyetlerinin tespitinde, kademe ilerlemelerinde ,derece yükselmelerinde,emekliye çıkarma veya hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde özlük ve sicil dosyalarının başlıca dayanak olduğu,113. maddesinde sicil amirlerinin , belli zamanlarda düzenleyecekleri sicil raporlarında memurların liyakat derecesini not esasına göre kıymetlendirerek belirleyecekleri, 115.maddesinde ise sicil amirlerinin, maiyetlerindeki memurların sicil raporları ile birlikte ,bunların genel durum ve davranışları bakımından da olumlu ve olumsuz nitelikleri ,kusur ve eksiklikleri hakkında mütalalarını bildirecekleri öngörülmüştür.
Davacının 1998, 1999, 2000, 2001 ve 2002 yıllarına ait sicillerin birlikte değerlendirilmesinden,2003 yılı sicilinin hizmete ilişkin sebeplerle ve objektif verilere dayanılarak düzenlendiği anlaşılmakla, dava konusu sicilin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle,temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
Dava, … Lisesinde öğretmen olarak görev yapan davacının 2003 yılı sicil raporunun orta düzeyde düzenlenmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; … Lisesinde öğretmen olarak görev yapan davacının 2003 yılı sicil raporunun 1.sicil amiri tarafından 60 puan, 2.sicil amiri tarafından 68 puan olarak takdir edilmek suretiyle değerlendirme yapıldığı, 2003 yılı sicil raporunun orta düzeyde düzenlenmesine sebep olan olay ve nedenler ile hangi tutum ve davranışlarının böyle bir değerlendirmeye yol açtığı hususlarının somut ve açık bir şekilde ortaya konulamadığı anlaşılan davacının 2003 yılı sicil raporunun orta düzeyde düzenlenmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare, dava konusu sicilin yetkili amirlerce objektif esaslar çerçevesinde düzenlendiğini ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 111. maddesinde, Devlet memurlarının ehliyetlerinin tespitinde, kademe ilerlemelerinde, derece yükselmelerinde, emekliye çıkarma veya hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde özlük ve sicil dosyalarının başlıca dayanak olduğu; 113. maddesinde, sicil amirlerinin belli zamanlarda düzenleyecekleri sicil raporlarında, memurların liyakat derecesini not esasına göre kıymetlendirerek tespit edecekleri; 115. maddesinde, sicil amirlerinin maiyetlerindeki memurların sicil raporları ile birlikte, bunların genel durum ve davranışları bakımından da olumlu ve olumsuz nitelikleri, kusur ve eksiklikleri hakkında mütalaalarını bildirecekleri; 119. maddesinde de, sicil raporlarındaki sicil notu ortalaması 100 üzerinden 60 ve daha yukarı olanların olumlu sicil almış sayılacağı, sicil raporlarındaki sicil notu ortalaması 60’ın altında olanların olumsuz sicil almış sayılacağı belirtilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 121. maddesi hükmü uyarınca çıkarılan Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği’nde de benzer düzenlemelere yer verilmiştir. Anılan Yönetmeliğin 17. maddesinde, sicil amirlerinin sicil raporunu doldurdukları her memuru;
a) dış görünüşü (kılık, kıyafet),
b) zeka derecesi ve kavrayış kabiliyeti,
c) azim ve sebatkarlık, dürüstlük, sır saklamada güvenirlilik ve beşeri münasebetlerdeki başarısı,
d) alkol, kumar, vb. alışkanlıkları memuriyetle bağdaşmayacak ölçüde sürdürme, dedikodu yapma, kıskançlık, kin tutma gibi kötü huy ve davranışları,
Bakımından genel bir değerlendirmeye tabi tutacakları, sicil döneminde edinilen bilgi ve müşahadelerden yararlanılarak yapılacak değerlendirme sonuçlarına göre memurların olumlu ve olumsuz yönleri, kusur ve noksanları hakkındaki düşüncelerin sicil raporunun şahsiyet değerlendirilmesine ait bölümüne ayrı ayrı açık ve gereğine göre kısa veya teferruatlı olarak yazılacağı, sicil amirlerinin memurların genel durum ve davranışları hakkındaki düşüncelerinin, not takdirlerinde dikkate alınacağı; 19. maddesinde, sicil amirlerinin sicil raporlarını itinalı, doğru ve tarafsız bir şekilde düzenlerken, Devlete sadakat ve bağlılığı, memuriyet sıfatının gerektirdiği şeref ve itibar ile hizmetlerin süratli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini, güvenilir ve yetenekli memurların yükselmelerini, diğerlerinin ise kamu hizmetlerinden uzaklaştırılmaları gerektiğini esas alacakları; 20. maddesinde de, her derecedeki sicil amirlerinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak memurlar hakkında sicil raporlarında yaptıkları değerlendirmelerin birbirinden bağımsız ve 16 ncı madde hükümlerine göre etkili ve geçerli olduğu hükme bağlanmıştır.
Değerlendirme bir sistem olarak, personele ilişkin uygulamaların dayanağını oluşturmakta olup, personelin değerlendirilmesi ise; personelin yükseltilmesi, gelecekte göstereceği gelişme potansiyeli, eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi, başarı durumunun ortaya çıkması, ödüllendirilmesi, ücretinin artırılması, görev yerinin değiştirilmesi, görevine son verilmesi, emekliye ayrılması gibi amaçlara hizmet etmektedir.
Yukarıda belirtildiği şekilde yetkili sicil amirlerince düzenlenen sicil raporlarının doğurduğu hukuki sonuçların ağırlığı dikkate alındığında; her yıl için yeniden düzenlenmek suretiyle ilgili memurun o yıl içindeki mesleki bilgisini, deneyimini, tutum ve davranışlarını ortaya koyan ve tüm bu hususların değerlendirilmesinden sonra oluşan hukuki bir belge niteliği taşıyan sicil raporlarında, “Sicillerin Objektifliği” ilkesi çerçevesinde yetkili sicil amirlerinin kanaatinin oluşmasına etki eden hususların somut bilgi ve belgeye dayandırılmasının bir zorunluluk arzedeceği tartışmasızdır.
Sicil Raporunun, Sicil Amirlerinin Memurun Mesleki Ehliyeti Hakkındaki Notları bölümünde yer alan hususların gözlem ve kanaate dayandığı ve bunların cevaplandırılması sırasında da sicil amirlerinin memur hakkındaki olumsuz düşüncelerini muhakkak belgelendirmesi gerektiği memur sicil hukukunun genel ilkelerinden olup, yargısal içtihatlar da bu yöndedir.
Ancak, memur hakkındaki olumsuz düşüncelerin sicilin tüm hanelerini ilgilendirecek şekilde her zaman belgelendirilmesi de mümkün olamamaktadır. Böylesi durumlarda, davalı idarenin sicilin olumsuz düzenlenmesine dayanak aldığı en az bir olmak üzere birkaç somut olayın ilgili olduğu hanenin dışındaki diğer haneleri de etkileyip etkileyememesi yönünden bir değerlendirme yapılması gerektiği zaman, sicil amirinin düşüncesinde neler yazdığı ve ilgilisinin geçmiş yıl sicilleri gibi diğer karinelerle birlikte olayın ele alınarak bir yargıya varılmasının hukuka daha uygun olacağı kaçınılmazdır.
Dosyanın incelenmesinden; … Lisesinde öğretmen olarak görev yapan davacının 1998,1999, 2000, 2001 ve 2002 yıllarına ait sicil raporlarının 74,68,74,71 ve 64 olarak orta düzeyde düzenlenmiş olduğu, dava konusu edilen 2003 yılı sicil raporunun 1. sicil amirince 60 puan, 2. sicil amirince 68 puan takdir edilerek ortalamasının 64 orta düzeyde değerlendirildiği, 1 ve 2. sicil amirlerinin düşünceleri bölümünde ise kontrol altında tutulması ve görevinde daha gayretli olması gerektiğinin belirtildiği, davalı idarece; dava konusu edilen sicil raporunun o yıl içinde yapılan gözlemler sonucunda sicil amirlerince kanaate dayalı objektif kriterler esas alınarak ve mevzuata uygun olarak düzenlendiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının son beş yıllık sicillerinin orta düzeyde düzenlenmiş olması ve dava konusu edilen 2003 yılına ait sicili ile önceki yıllar sicilleri arasında açık bir farkın bulunmaması, aksine paralellik göstermesi hususları dikkate alındığında anılan yıla ait sicilin hizmete ilişkin sebepler ve objektif kriterler gözetilerek düzenlendiği anlaşıldığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 13.6.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.