Danıştay Kararı 2. Daire 2007/1282 E. 2007/4240 K. 09.11.2007 T.

2. Daire         2007/1282 E.  ,  2007/4240 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2007/1282
Karar No: 2007/4240

Temyiz İsteminde Bulunan(Davacı): …
Karşı Taraf: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı – ANKARA
İsteğin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti : Temyizi istenen kararın yöntem ve yasaya uygun olduğu, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Dava konusu işlemin tebliğ edilememiş olmasının kesin ve yürütülebilir olma niteliğini ortadan kaldırmadığından, davanın bu nedenle reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2 nci maddesinin 1, fıkrasının (a) bendinde,iptal davası idari işlemler hakkında yetki, şekil,sebep,konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
Bir idari makam tarafından ,bir kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla kamu gücünü kullanarak , tesis olunan kesin ve yürütülmesi zorunlu her idari işlem, iptal davasına konu olacaktır. İdari işlemin en belirgin özelliklerinden biri de ilgilinin hukuksal durumuna etki yapabilmesidir.
Bu durumda ,davacının başvurusu üzerine 28.1.2005 tarihli işlemle tesis olunan naklen atama işleminin iptali yolundaki 18.2.2005 tarihli işlem davacının hukuksal durumunu etkileyen kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte olduğundan, davanın esası incelenerek hüküm tesisi gerekirken, davanın 2577 sayılı Kanunun 15/1-b maddesi uyarınca reddinde yasal isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
Dava, … İli … İlçe Tarım Müdürlüğü’nde mühendis olarak görev yapmakta iken … İl Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü’ne atanan davacının, bu atamasının iptal edilerek eski görev yerinde bırakılmasına ilişkin 18.2.2005 tarihli işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, davacının naklen atanmasına ilişkin işlemin henüz davacıya tebliğ edilmediği, dolayısıyla söz konusu işlemin hazırlık aşamasında olduğu, davacı açısından hüküm ve sonuçlarını doğuran kesin ve icrai bir işlem mahiyetinde olmadığı anlaşılan atama işleminin iptaline ilişkin dava konusu işlemin de davacı açısından hüküm ve sonuç doğurması mümkün olmadığından bu işlemin de kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, atama işleminin 28.1.2005 tarihli Bakanlık onayı ile tamamlandığını, atandığı yere gönderildiğini ve burada kayıt yapılarak tarih ve sayı aldığını, ancak İl Kontrol Laboratuvar Müdürünün bu işlemin iptalini sağlamak için Bakanlığa göndermiş olduğu 14.2.2005 tarihli yazı nedeniyle atama kararnamesinin iptal edildiğini, atama işleminin kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlem olduğunu, dolayısıyla bu işlemin iptaline ilişkin dava konusu işlemin de kesin ve yürütülmesi gerekli bir idari işlem olarak tesis edildiğini öne sürerek İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun dava dilekçesi üzerinde yapılacak ilk incelemeye ilişkin 14/d maddesinde, dava dilekçesinin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği öngörülmüştür.
İptal davasına konu olacak kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemler; idarenin, kamu gücüne dayanarak tek yanlı irade beyanıyla tesis ettiği, hukuk düzeninde değişiklik yapan başka bir deyişle; ilgililerin hukukunu etkileyen işlemler olup, işlemin yürütülebilir nitelikte olması iptal davasına konu olması için zorunlu şartlardandır. Öte yandan, idari işlemler; formaliteleri tamamlanıp, mevzuatta öngörülen unsurları taşıyan, uygulamaya konulmaya hazır bulunması halinde uygulanabilir nitelikte işlemlerdir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının 28.1.2005 tarihli Bakanlık onayı ile … İl Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü’ne atandığı, atama kararnamesinin 9.2.2005 tarihinde … İl Tarım Müdürlüğü kayıtlarına girdiği, 14.2.2005 tarihli yazı ile İl Kontrol Laboratuvar Müdürünce davacının atama kararnamesi ilgi tutularak davacının psikolojik rahatsızlığı nedeniyle laboratuvarda çalışmasının uygun olmayacağı gerekçesiyle atamanın durdurulması isteminde bulunulduğu, Müdürlüğün bu yazısı üzerine atama onayının 18.2.2005 tarihinde dava konusu işlemle iptal edildiği anlaşılmıştır.
İdare Mahkemesince, dava konusu işlemin davacıya tebliğ edilememesi nedeniyle kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem olmadığı belirtilmiş ise de; idari işlemin formalitelerinin tamamlanıp tebliğe hazır hale gelmesiyle kesin ve uygulanabilir olma niteliğini kazanacağı kuşkusuzdur.

Uyuşmazlık konusu olayda da, davacının atanması işleminin gerekli onay alınarak tamamlanmış ve uygulamaya konulmaya hazır hale getirilmiş olması nedeniyle kesin ve yürütülebilir bir işlem niteliğini kazandığı, idarece işlemin uygulanması için alt birimlere bildirim yapılması ve sonradan ortaya çıkan bazı nedenlerle işlemin iptal edilmiş olmasının işlemin bu niteliğini ortadan kaldırmayacağı gibi, kesin ve yürütülebilir nitelikteki atama işleminin iptalinin de davacının hukukunu etkileyen kesin bir işlem olduğu sonucuna varmak gerekeceğinden, uyuşmazlığın esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem olmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle …İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 9.11.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.