Danıştay Kararı 2. Daire 2005/86 E. 2005/1571 K. 04.05.2005 T.

2. Daire         2005/86 E.  ,  2005/1571 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2005/86
Karar No: 2005/1571

Temyiz ve Karar Düzeltme İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Karşı Taraf: Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü
Vekili: …
İsteğin Özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 23.6.2004 günlü, E:2001/23, K:2004/3005 sayılı kararının düzeltilmesi ile bu karar uyularak verilen … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E: …, K: … sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi: İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi: … Genel Müdürlüğü … Şube Müdürlüğünde Teknik İşler Servis Şefi olarak görev davacının bu görevinden alınarak … Bölge Müdürlüğü emrine Mühendis olarak atanmasına ilişkin işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin Danıştay Beşinci Dairesi kararının düzeltilmesi ile sözkonusu bozmaya uyularak İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen kararın bozulması istemidir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31inci maddesiyle göndermede bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 68 inci maddesinde;Müvekkili namına muamele yapmış olan vekil nefsini azlettiğini veya müvekkili tarafından azlonulduğunu dava zaptına kayıt ve tebliğ ettirmek suretiyle diğer tarafa bildirmedikçe ,istifa ve azlin o taraf hakkında hükmü yoktur kuralı yer almaktadır.
Yasa kuralı uyarınca vekilin azlinin mahkemeye bildirilmesi ile vekalet görevi sona ereceğinden, Mahkeme bu bildirimden sonra azledilen vekile karşı hiçbir usulü işlem yapamayacaktır
Olayda, davacının vekilini azlettiğini 13.2.2004 tarihli dilekçeyle Mahkemeye bildirdiği halde bu durum karşı tarafa bildirilmediği ve bu tarihten sonraki tebligatların da vekile yapıldığı,böylece kanuna aykırı geçersiz tebligat işlemleriyle yargılama sürecinin sürdürüldüğü anlaşılmakla İdare Mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle istemin kabul edilerek İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, … Genel Müdürlüğü … Şube Müdürlüğünde Teknik İşler Servis Şefi olarak görev yapan davacının, bu görevinden alınarak … Bölge Müdürlüğü emrine Mühendis olarak atanmasına ilişkin 21.3.2000 günlü, 1462 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu işlemin iptali yolunda … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E: …, K: … sayılı kararının Danıştay Beşinci Dairesi’nin 23.6.2004 günlü ve E:2001/23, K:2004/3005 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozmaya uyularak, … İdare Mahkemesi’nce … günlü, E: …, K: … sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden anlaşılmıştır.
Davacı, 5.2.2004 tarihinde avukatını azlettiğini, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın kendisine bildirilmediğini, tebligatın azlettiği vekile yapılması nedeniyle karar düzeltme hakkını kullanamadığını, bu nedenle Danıştay Beşinci Dairesi kararının düzeltilmesi ile söz konusu bozmaya uyularak İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen kararın bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 46. maddesinin 1. fıkrasında Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararları, başka kanunlar da aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay’da temyiz edilebileceği, 2. fıkrasında özel kanunların da ayrı süre gösterilmeyen hallerde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvuracakları, aynı Yasanın 49. maddesinde temyiz incelemesi sonunda Danıştayca görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi, usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararın bozulacağı, 50. maddesinde temyiz incelemesi sonucunda verilen kararın, dosyayla birlikte kararı veren mahkeme veya Danıştay dairesine gönderileceği, bu kararın dosyanın mahkeme veya Danıştay dairesine geldiği tarihten itibaren yedi gün içinde taraflara tebliğ edileceği, 54. maddesinde de Danıştay dava daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verdikleri kararlar ile bölge idare mahkemelerinin itiraz üzerine verdikleri kararlar hakkında, bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde taraflarca belirtilen hallerde kararın düzeltilmesinin istenebileceği hükme bağlanmıştır.
Öte yandan anılan yasanın 31. maddesiyle göndermede bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 68. maddesinde müvekkili namına muamele yapmış olan

vekil nefsini azlettiğini veya müvekkili tarafından azlolunduğunu dava zaptına kayıt veya tebliğ ettirilmek suretiyle diğer tarafa bildirmedikçe, istifa ve azlin o taraf hakkında hükmünün olmayacağı kuralı yer almaktadır.
Buna göre vekilin azlinin mahkemeye bildirilmesi veya muhatabına tebliğ edilmesi ile vekalet görevi sona ereceğinden, Mahkemenin bu bildirimden sonra azledilen vekile karşı hiçbir usulü işlem yapamayacağı, davacıyı temsil yetkisi sona eren avukat tarafından yapılacak temyiz istemlerinin incelenmesinin mümkün olamayacağı da açıktır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden, … Genel Müdürlüğü … Şube Müdürlüğünde Teknik İşler Servis Şefi olarak görev yapan davacının, bu görevden alınarak … Bölge Müdürlüğü emrine mühendis olarak atanmasına ilişkin işlemin iptali yolunda … İdare Mahkemesi’nin … günlü ve E: …, K: … sayılı kararının Danıştay Beşinci Dairesi’nce verilen 23.6.2004 günlü, E:2001/23, K:2004/3005 sayılı kararıyla bozulduğu, bu arada davacının 5.2.2004 tarihinde … Noterliğine avukatı …’ı vekaletten azletmek istemiyle müracaatı üzerine anılan Noterlikçe aynı tarih ve … nolu azilnamenin düzenlendiği ve muhatabına 12.2.2004 tarihinde tebliğ edildiği, davacının da 13.2.2004 tarihli dilekçesiyle Mahkemeye avukatını azlettiğini bildirdiği halde anılan bozma kararının azledilen avukat …’a 3.9.2004 tarihinde tebliğ edildiği ve avukat tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmaması üzerine … İdare Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen … günlü, E: …, K: … sayılı davanın reddi yolundaki kararın 18.10.2004 tarihinde yine vekaletten azledilen avukat …’a tebliğ edildiği, davacının ise yukarıda anılan kararlardan 27.10.2004 tarihinde bilgi sahibi olması üzerine 2.11.2004 ve 4.11.2004 tarihli dilekçeleriyle işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin Danıştay Beşinci Dairesi kararının düzeltilmesi ile sözkonusu bozma kararına uyularak İdare Mahkemesi’nce davanın reddi yolunda verilen kararın bozulmasının istenildiği anlaşılmaktadır.
Olayda, davacının 5.2.2004 tarihinde vekilini azlettiğini, vekiline ve mahkemeye bildirildiği halde bu tarihten sonraki tebligatların davacıya yapılması gerekirken vekile yapıldığı, bu şekliyle kanuna aykırı geçersiz tebligat işlemleriyle yargılama sürecinin sürdürüldüğü, yasa kuralı uyarınca Danıştay Beşinci Dairesi’nce verilen 23.6.2004 günlü ve E:2001/23, K:2004/3005 sayılı bozma kararı davacıya tebliğ edilmeden ve bunun sonucunda dava dosyasının tekemmülü sağlanmadan yeniden karar verildiği anlaşılmakta olup, dosyanın Danıştay Beşinci Dairesi’nin bozma kararından sonra tekemmül ettirildikten sonra uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerektiğinden temyiz istemine konu Daire kararında usul hükümlerine uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacı isteminin kabul edilerek … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E: …, K: … sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/c. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 4.5.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.