Danıştay Kararı 2. Daire 2004/7995 E. 2007/2085 K. 14.05.2007 T.

2. Daire         2004/7995 E.  ,  2007/2085 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2004/7995
Karar No: 2007/2085

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Karşı Taraf: Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü /ANKARA
Vekili: …
İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi: Kuruluşuna ilişkin KHK iptal edilmiş olmakla birlikte, varlığı tartışmasız olan ve kamu hizmetini görmeye devam eden kurum tarafından görevde yükselme sınavında başarılı olan kişileri atama konusunda bağlı yetki içine girilmiş olması nedeniyle davacının atanması yönündeki başvurusunun reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi: Davacının, şef olarak atanması yolundaki başvurusunun cevap verilmemek suretiyle zımnen reddine ilişkin istemin iptali ile işlemden dolayı yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açtığı davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararını davacı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 33. maddesinde, kadrosuz memur çalıştırılamayacağı hükmüne yer verilmiş, 5.7.2003 günlü,25159 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 25.6.2003 günlü,4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun Personelin statüsü başlıklı 15. maddesinde, kurum personeli hakkında bu Kanun ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, Geçici 1. maddesinde de, Kurum memurlarının aylık aldıkları kadro ve görev unvanları değişmeyenlerin yeni kadrolarına atanmış sayılacağı açıklanmıştır.
Türkiye İş Kurumunun Kurulması Hakkında 617 sayılı Kanun Hükmünde Kararname 8.11.2000 günlü,24224 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan E:2000/63, K:2000/36 sayılı Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiş olup, iptal hükmünün Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak 9 ay sonra yürürlüğe girmesine karar v erilmiş ancak, verilen bu sürede dolmuş olmasına rağmen iptal edilen hukuki tasarrufların yerine geçecek yasal düzenleme yapılmamıştır.
İptal edilen yasal düzenlemelerin yerine geçecek yeni yasal düzenlemelerin yapılmaması halinde eski düzenlemenin kendiliğinden yürürlüğe girmesi hukuken olanaklı değil ise de, iptal edilen Kanun Hükmünde Kararname nedeniyle idarenin görmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetini eksiksiz ve kesintisiz olarak yürütmek görevini ihmal etmesi mümkün olmayıp, kamu hizmetini kamu yararı amacına yönelik olarak hukuka uygun bir biçimde yürütmek zorunda bulunmaktadır.
Dosyasının incelenmesinden, şeflik için yapılan görevde yükselme sınavını kazanan davacının, boş bulunan şef kadrosuna atamasının yapılmasına ilişkin talebinin reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı, anlaşılmıştır.
Bu durumda, şef ihtiyacı nedeniyle yarışma sınavını yapan ve anılan kişinin atanması konusunda bağlı yetki içine giren idarenin olağan işlemlerden olan yeterlilik sınavında başarılı olanları şef olarak atamakla yükümlü olduğu açık olduğundan, gerekli koşulları taşıyan davacının atanma talebinin yerine getirilmemesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, hukuka aykırılığı tespit edilen işlemler nedeniyle ilgililerin uğradıkları zararların tazmini Anayasanın 125.maddesi ve idare hukukunun bilinen ilkelerinden olup davacının hukuka aykırı bulunan dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının tazmini gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
Dava, … memur olarak görev yapan davacının, görevde yükselme sınavında başarılı olduğu nedeniyle şef olarak atanması yönündeki başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ve yoksun kalınan parasal haklarının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; her ne kadar davacı girdiği görevde yükselme sınavını kazanmış ise de, Türkiye İş Kurumu’nun tabi olduğu 617 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile iptal edildiği ve buna bağlı olarak kadroların da iptal edilmesi sonucu atamaların fiilen imkansız olduğu, dolayısıyla davacının atanmak için başvurduğu tarihte davalı idarenin atama yapabilmesi için gereken kadroların, kadro dağıtım cetvelleri ve vize işlemlerinin devam ettiği, atamanın da bu nedenle gerçekleştirilemediği anlaşıldığından dava konusu işlemde, tesis tarihi itibariyle hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, Türkiye İş Kurumu’nun kuruluşuna ilişkin KHK iptal edilmiş olmakla birlikte varlığı tartışmasız olan ve işlevlerini yürütmekte olan davalı idareyi fiilen ve hukuken yok saymaya olanak bulunmadığını, idare tarafından 17.2.2004 günlü, 322 sayılı işlem ile şef kadrosuna atamasının yapıldığını, söz konusu geç atama nedeniyle maddi kayıplarının olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
04.10.2000 gün ve 24190 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 617 sayılı KHK ile Türkiye İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğünün, Türkiye İş Kurumu adı altında yeniden yapılandırıldığı, ancak, anılan Kanun Hükmünde Kararname’nin dayanağı olan 4588 sayılı Yetki Yasasının, 05.10.2000 gün ve 24191 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 05.10.2000 günlü, E:2000/45, K:2000/27 sayılı kararıyla; sözkonusu Yetki Yasasına dayanılarak çıkarılan 617 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin de, Anayasa Mahkemesi’nin 10.11.2000 günlü, 24226 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 31.10.2000 günlü, E:2000/63, K:2000/36 sayılı kararı ile iptal edildiği; iptal hükmünün Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmesine rağmen, Anayasa Mahkemesi kararıyla verilen sürede boşluğu dolduracak bir yasal düzenleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
İptal edilen yasal düzenlemelerin yerine geçecek yeni yasal düzenlemelerin yapılamadığı, diğer taraftan KHK’nin iptal edilmesinin eski düzenlemenin kendiliğinden yürürlüğe girmesi sonucunu doğurmasına hukuken olanak bulunmadığı açık ise de, idari yargı yerlerinin önüne gelen uyuşmazlığı salt kanuna uygunluğu açısından değil, genel kabul gören hukuk ilkelerine uygunluğu açısından da bir denetime tabi tutacağı tartışmasızdır.
Uyuşmazlığa konu olayda, … memur olarak görev yapan davacının, Anayasa Mahkemesi’nin yukarda sözü edilen kararının yürürlüğe girmesinden sonra 22.09.2001 tarihinde yapılan görevde yükselme sınavında başarılı olması sonucunda 24.07.2003 tarihinde atanma talebinde bulunduğu, ancak Türkiye İş Kurumu’nun kuruluşuna ilişkin 617 sayılı KHK’nin, Anayasa Mahkemesi Kararıyla iptal edilmesi sebebiyle 617 sayılı KHK’nin getirmiş olduğu kadroların da iptal edilmiş sayılacağı ve böylelikle bu süreçte davacının atamasının gerçekleştirilemediğinden bahisle talebin zımnen reddedildiği anlaşılmış olup, her ne kadar davalı idare tarafından davacının atamasının zamanında yapılamamasının haklı bir nedene dayandığı iddia edilmiş ise de, Türkiye çapındaki binası, personeli ve mal varlıklarıyla fiilen mevcut olan ve işlevlerini tümüyle sürdüren davalı idareyi hukuki boşluk sebebiyle yok saymaya olanak bulunmadığından ve söz konusu idari işlevlerini sürdürebilmek amacıyla ihtiyacı bulunan memur kadrolarına atama yapmak için açtığı sınavı kazananlar açısından da bağlı yetki içerisine girilmiş olması karşısında söz konusu iddiaya itibar edilemeyeceği açıktır.
Bu durumda, Kurumun, fiilen mevcut olduğu gözönüne alındığında, 617 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiği ve buna bağlı olarak kadroların da iptal edildiği, böylelikle atamanın fiilen imkansız olduğundan bahisle davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddi yolundaki Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle …İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun, 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere adı geçen Mahkemeye gönderilmesine 14.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.