Danıştay Kararı 2. Daire 2004/6227 E. 2005/4064 K. 13.12.2005 T.

2. Daire         2004/6227 E.  ,  2005/4064 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2004/6227
Karar No: 2005/4064

Davacı : …
Davalı : Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı
Davanın Konusu : 6.4.2001 gün ve 24365 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Denizcilik Müsteşarlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı Sicil Amirleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğe ekli cetvelde Kaymakamların Liman Başkanlarının sicil amiri olmaktan çıkarılmasına ilişkin kısmının iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Davacı Kaymakamın bu konuda dava açma hakkı bulunmadığı, bu nedenle öncelikle usulden reddi gerektiği, 3046 sayılı Yasa uyarınca Liman Başkanlıklarının doğrudan merkeze bağlı taşra kuruluşu olarak teşkilatlandırıldığı, bu nedenle kaymakamların bunların sicil amiri olamayacağı öne sürülmekte ve yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi: 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 112 ve Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğinin 30/6 maddelerine aykırı biçimde düzenleme getiren Yönetmeliğin iptali gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi: Dava, 6.4.2001 gün ve 24365 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Denizcilik Müsteşarlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı Sicil Amirleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin iptali istemiyle açılmıştır.
3.12.1993 gün ve 21777 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğine göre hazırlanan Denizcilik Müsteşarlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı Sicil Amirleri Yönetmeliğinde sicil raporları düzenlemeye yetkili amirler belirlenmiş, ilçe ve illerde liman Başkanlıkları ayrı ayrı düzenlenerek ilçedeki Liman Başkanının sicil amirleri Kaymakam Vali ve Müsteşar olarak tesbit edilmiş ancak iptali istenilen Yönetmelik ile Liman Başkanlıklarının Sicil Amirleri Bölge Müdür Yardımcısı, Bölge Müdürü ve Vali olarak değiştirilmiş bulunmaktadır.
491 sayılı KHK ile kurulan Denizcilik Müsteşarlığının Taşra Teşkilatı 3046 sayılı Yasanın 8/c maddesi uyarınca, Taşra teşkilatı Bölge Müdürlüğü Liman Başkanlığı ve Denetleme şefliği olarak teşkilatlandırılmak suretiyle doğrudan merkeze bağlı kuruluşlar içinde yer almıştır.
Mesleki, teknik disiplin ve sosyal yönden kendisine bağlı bulunan personel hakkında değerlendirme yapacak olan Müsteşarlığın doğrudan merkeze bağlı kuruluşların sicil amiri olmasında ve hizmetin özelliği gözönüne alınarak kaymakamların merkeze bağlı liman başkanlıklarının sicil amirliği konumunda çıkarılmasında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi’nce davalı idarenin usule ilişkin itirazı yerinde görülmeyerek işin gereği düşünüldü:
Dava, 6.4.2001 gün ve 24365 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Denizcilik Müsteşarlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı Sicil Amirleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğe ekli cetvelde Kaymakamların Liman Başkanlarının sicil amiri olmaktan çıkarılmasına ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 27. maddesine göre kaymakam, ilçe genel idaresinin başı ve ilçede Hükümetin temsilcisi olup, ilçenin genel idaresinden sorumlu olduğu, bakanlıkların kuruluş kanunlarına göre ilçede lüzumu kadar teşkilatının bulunacağı, bu teşkilatın (4. maddenin son fıkrasında belirtilen adli ve askeri teşkilat hariç) kaymakamın emri altında olduğu; 28. maddesinde, ilçedeki genel idare teşkilatının başında bulunanların ilçe idare şube başkanları ve bunların emri altında çalışanların ise ilçenin ikinci derecede memurları olduğu belirtilmiş; kaymakamın hukuki durumu, görev ve yetkileri ise 31. maddede sayılmıştır. Anılan maddenin (E) bendinde, kaymakamın, ilçenin her yönden genel idare ve genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten sorumlu olduğu; (H) bendinde de, kaymakamın, ilçe memurlarının çalışmalarını ve teşkilatın işlemesini gözetim ve denetimi altında bulunduracağı belirtilmiş ve yine anılan Kanun’un 37. maddesinde, ilçe idare şube başkanlarının, kendi şubelerine ilişkin kanun, tüzük, yönetmelik ve Hükümet kararlarıyla kendi dairelerine verilmiş olan görevlerin hızlı ve düzenli görülmesinden doğrudan doğruya kaymakama karşı sorumlu oldukları, kaymakam tarafından verilen emirleri yerine getirmek ve tevdi edilen işler hakkında gereken incelemeleri yaparak görüşlerini zamanında bildirmek ve istenilen her türlü bilgiyi vermekle yükümlü oldukları açıklanmıştır. Bununla birlikte kaymakamın, yönetimi altında çalışan kamu görevlileri ile ilgili olarak çeşitli hukuksal düzenlemelerden kaynaklanan genel nitelikli gözetim ve denetim görevleri de bulunmaktadır. Bu gözetim ve denetim görevinin somutlaştığı temel konulardan birisi de, kamu görevlileri ile ilgili olarak düzenledikleri “sicil raporları“dır. Sicil konusu ile ilgili olarak anılan Kanun’un 34. maddesinde; kaymakamın, ilçe idare şube başkanlarının genel ve özel kolluk amirlerinin birinci derecede, diğer memurların ise ikinci derecede sicil amiri olduğu belirtilmiştir. Sicil konusu ile ilgili belirtilen hukuksal dayanak dışında da hukuki düzenlemeler bulunmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun, Sicil Amirleri başlığını taşıyan 112. maddesinde “Sicil raporu vermeye yetkili sicil amirleri, kurumlarınca, Devlet Personel Başkanlığının olumlu görüşü alınmak suretiyle 121 inci maddede öngörülen yönetmeliğe uygun olarak çıkarılacak özel yönetmeliklerde belirlenir.
Kurumların taşra teşkilatlarında bulunan memurların sicil amirleri Vali ve Kaymakamlardır.
Ancak, birden fazla il’de faaliyet gösterecek şekilde bölge müdürlükleri olarak teşkilatlanmış olan kurumlardan hangileri hakkında ikinci fıkra hükmü uygulanmayacağı Bakanlar Kurulu’nca belirlenir.” hükmü, anılan Yasaya dayanılarak çıkarılan Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğinin 30. maddesinin 6. fıkrasında “Bölge kuruluşu bulunan kurumlar sicil amirleri yönetmeliklerini kaymakamların ilçede, valilerin ise illerin merkezinde görevli bölge memurlarının gereğine göre birinci, ikinci veya üçüncü derecede sicil amiri olmalarını sağlayacak şekilde düzenlemek mecburiyetindedirler.” hükmü, aynı Yönetmeliğin 30. maddesinin 9. fıkrasında ise, “Bakanlar Kurulunca belirlenen kurumların bölge kuruluşlarında görevli memurları hakkında kurumların özel yönetmeliklerindeki hükümler uygulanır.” hükmü yeralmaktadır.
Anılan hükümler gereğince idarelerin, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen kuruluşlar hariç Kaymakamların İlçede, Valilerin ise İl’de memurların sicil amiri olacakları biçimde düzenleme yapmak zorunda oldukları açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; 3.12.1993 günlü, 21777 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Denizcilik Müsteşarlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı Sicil Amirleri Yönetmeliğinde; İlçeler de Liman Başkanlarının 1. Sicil Amiri Kaymakam olarak düzenlenmiş iken, adı geçen Yönetmelikte 6.4.2001 günlü, 24365 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren değişiklikle Kaymakamların, İlçeler de Liman Başkanlarının sicil amiri olmaktan çıkarıldığı anlaşılmıştır.
Mülki idare bölümlerinin kuruluşları durumundaki il ve ilçe yönetimleri açısından; genel yönetimin taşra teşkilatında çalışan Devlet memurları ile ilgili işlemlere bir etkisi bulunmayan, “bölge kuruluşu” kavramı ilçe yönetiminin başı durumundaki kaymakamı yetkisiz duruma düşüren ve bu nedenle de ilçe yönetimlerinin yetki ve sorumluluk alanında önemli bir daralmaya neden olan 6.4.2001 gün ve 24365 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Denizcilik Müsteşarlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı Sicil Amirleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğe ekli cetvelde Kaymakamların Liman Başkanlarının sicil amiri olmaktan çıkarılmasına ilişkin kısmı aynı zamanda içerdiği düzenleme itibariyle kurumların; sicil amirleri yönetmeliklerini, kaymakamların ilçede görevli memurların gereğine göre birinci, ikinci veya üçüncü derecede sicil amiri olmalarını sağlayacak şekilde düzenlemek zorunda olduğu ilkesine de aykırılık taşımaktadır.
Bu durumda, Bakanlar Kurulunca davalı idare ile ilgili olarak alınmış bu yönde herhangi bir karar bulunmadığına göre; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 112. maddesi ile Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği’nin 30. maddesi uyarınca, Denizcilik Müsteşarlığı merkez ve taşra teşkilatında görevli personelin sicil amirlerini tespit etmek amacıyla hazırlanan ve 6.4.2001 günlü, 24365 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Denizcilik Müsteşarlığı Sicil Amirleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğe ekli cetvelde Kaymakamların Liman Başkanlarının sicil amiri olmaktan çıkarılması; 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu’nun 112. maddesine dayalı olarak çıkarılan Devlet Memurları Sicil Amirleri Yönetmeliği’nin 30. maddesinin 6. fıkrasına aykırılık taşıdığı tartışmasızdır.
Buna göre üst hukuk normlarında yer alan düzenlemelere aykırı hüküm içeren, dava konusu Denizcilik Müsteşarlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı Sicil Amirleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğe ekli cetvelden Kaymakamların, Liman Başkanlarının sicil amiri olmaktan çıkarılmasına ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle dava konusu Yönetmeliğin ilgili kısmının iptaline, … YTL posta giderinin davalı idareden alınarak, davacı idareye verilmesine 13.12.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY : 10.8.1993 günlü 491 sayılı KHK ile kurulan Denizcilik Müsteşarlığı anılan KHK nin 18. maddesi gereğince ve 9.10.1984 günlü 18540 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 3046 sayılı Kanunun 8/c maddesindeki; “Doğrudan merkeze bağlı taşra kuruluşları” esasına uygun olarak “Bölge Müdürlüğü”, “Liman Başkanlığı”, “Denetleme Şefliği” olarak teşkilatlandırılmış olup; 3.12.1993 günlü 21777 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Denizcilik Müsteşarlığı Merkez ve Taşra Teşkilatı Sicil Amirleri Yönetmeliğinde ilçelerdeki Liman Başkanlıklarında; Liman Başkanlarının sicil amirleri : Kaymakam , Vali, Müsteşar olarak belirlenmiş iken 6.4.2001 günlü 24365 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan değişiklikle taşradaki teşkilatlanmaya uygun olarak Liman Başkanlıklarındaki görevli memurların sicil amirleri ayrıca belirlenmiş ve Liman Başkanlarının sicil amirleri de Bölge Müdür Yardımcısı, Bölge Müdürü ve Vali olarak gösterilmiştir.
657 sayılı Kanunun 112. maddesi ve bu maddeye dayanılarak düzenlenen Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğinin 30. maddesindeki kurumların taşra teşkilatında bulunan memurların sicil amirlerinin Vali ve Kaymakamlar olacağı yolundaki hükme istisna olarak bölge müdürlükleri olarak teşkilatlanmış olan kurumlardan hangilerine bu hükmün uygulanmayacağının Bakanlar Kurulu Kararı ile belirleneceği hükme bağlanmış; nitekim, Karayolları Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü için 2.2.1988 günlü ve 88/12631 sayılı Bakanlar Kurulu kararı alınmıştır.
Sicil raporlarının; kamu görevlilerinin o yıl içindeki hizmete ilişkin bilgi, beceri ve çalışmalarının değerlendirilmesini içeren belgeler olması sebebiyle ilgili kamu görevlisini belirtilen yönlerden ve disiplin ve sosyal yönden en iyi biçimde değerlendirebilecek amirlerin doğrudan hizmet ilişkisi içindeki birim amirleri olacağında kuşku bulunmamaktadır.
Her ne kadar bölge müdürlüğü biçiminde teşkilatlanmış bulunan davalı idarenin taşra teşkilatındaki memurlarının sicil amirlerinin vali ve kaymakamlar olacağı yolundaki hükümden istisna edileceğine dair Bakanlar Kurulu Kararı alınmadığı anlaşılmış ise de; 657 sayılı Kanunun 112. maddesindeki Bölge Müdürlüğü biçimindeki teşkilatlanmış olan kurumların anılan hükümden ayrı olarak sicil amirleri belirleyebileceği yönündeki amaca uygun olarak Müsteşarlığın doğrudan merkeze bağlı kuruluşların sicil amiri olmasında ve hizmetin özelliği gözönüne alınarak kaymakamların merkeze bağlı liman başkanlıklarının sicil amirliğinden çıkarılmasında hukuka ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına karşıyım.