Danıştay Kararı 2. Daire 2004/5490 E. 2007/1058 K. 14.03.2007 T.

2. Daire         2004/5490 E.  ,  2007/1058 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2004/5490
Karar No: 2007/1058

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili: …
Karşı Taraf: Şanlıurfa Valiliği
İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti: Cevap verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi: İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
Dava, … İlköğretim Okulu’nda müdür yardımcısı olarak görev yapan davacının, bu görevden alınarak aynı okula sınıf öğretmeni olarak atanmasına ilişkin, 14.2.2001 günlü, 6241 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; müdür yardımcısı olan davacının geçirdiği soruşturma sonucu eylemine uygun kademe ilerlemesi cezası alması, bu cezanın geçmiş sicilleri ve hizmeti değerlendirilerek aylıktan kesme cezası olarak uygulanması ve muhakkik tarafından yöneticilik görevinden alınması teklifinde bulunulması karşısında, yöneticilik görevinden alınarak durumuna uygun aynı okula sınıf öğretmeni olarak naklen atanması işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Memurların Kurumlarınca Görevlerinin ve Yerlerinin Değiştirilmesi” başlıklı 76. maddesinde; kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri öngörülmüştür.
5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 8. maddesinin (C) fıkrasında, 8. maddenin (A) ve (B) fıkralarında yazılı bütün memurların lüzumu halinde, il içinde nakil ve tahvillerinin mensup olduğu il idare şube başkanlarının inhası üzerine valiler tarafından icra edilmekle birlikte mensup oldukları Bakanlıklar veya genel müdürlüklere sebepleriyle bildirileceği, yukarıda belirtilen (A-B) fıkraları dışında kalan il merkez teşkilatına bağlı memurların ilgili idare şube başkanının inhası ile valiler tarafından, tayin ve tahvil olunacağı kurala bağlanmıştır.
Anılan maddelerle idarelere kamu görevlilerinin naklen atanmaları konusunda takdir yetkisi tanınmış ise de, bu yetkinin kullanımı kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olup, bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Dosyanın incelenmesinden; müdür yardımcısı olarak görev yapan davacının, üç gün özürsüz ve kesintisiz olarak görevine gelmediği iddiasıyla düzenlenen 19.1.2001 gün ve 410/11 sayılı raporda, davacının yıllık izin bitimi olan 16.8.2000 günü görevine başlayamadığı ve 16-17-18 Ağustos 2000 tarihlerinde üç gün devamsızlığının bulunduğu, davacının bugüne kadar görevini aksatmadığı, devamsızlığının kızının vücudu yandığı için baba olarak telaşlanmasından kaynaklandığı ve izninin bittiğini unuttuğu, kasıt ve art niyetinin bulunmadığı, devamsız olduğu günler için ücret almadığı belirtilerek sübuta eren fiilinden dolayı, 657 sayılı Yasanın 125/D-b maddesi uyarınca bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziyesi ve idari yönden yöneticilik görevinden alınması teklifi getirildiği ve söz konusu teklif doğrultusunda dava konusu işlemin tesis edildiği, davacının geçmiş hizmetleri ve sicil durumu dikkate alınarak 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile tecziye edildiği anlaşılmıştır.
Memurların atanmasında aranan kamu yararı ve hizmet gereklerinin, işlemin sebebi olarak gösterilen eylemler ve bu eylemler nedeniyle verilmiş bulunan cezaların ağırlık ve niteliği de gözönünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekmekte olup, dava konusu işlemin sebebi olarak gösterilen ve yukarıda izahına yer verilen raporda bahsi geçen eylemin, bu nitelik ve ağırlıkta bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu durumda, davacının subüta eren eyleminin sadece disiplin cezasını gerektirecek bir mahiyet taşıması, bunun dışında ayrıca yöneticilik görevinden alınmasını gerektirecek nitelik ve ağırlıkta olmaması nedeniyle dava konusu işlemde kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka uyarlık ve davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 14.3.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.