2. Daire 2004/4051 E. , 2005/3366 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2004/4051
Karar No: 2005/3366
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Ankara Valiliği
Karşı Taraf: …
İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E: …, K: … sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Cevabın Özeti:Temyizi istenen kararın yöntem ve yasaya uygun olduğu, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Dava, … Anaokulu Müdürü olan davacının, göreve başlamadan bu görevden alınarak … İlköğretim Okuluna Çocuk Gelişimi Öğretmeni olarak atanmasına ilişkin … günlü, … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; “davacının … İlköğretim Okulunda öğretmen olarak görev yapmakta iken … Anaokulu Müdürü olarak atanması nedeniyle 5.7.2001 tarihinde bu okul ile ilişiğinin kesildiği, yeni atandığı okulu görmek ve göreve başlamak üzere aynı gün … Garnizonuna gittiği, Garnizondan içeri girmek için buradaki görevlilere beyan ettiği kimliğindeki resimde başı kapalı olduğu için içeri alınmadığı, bunun dışında başka kimlik tespiti yapılamadığından müdürlük görevine başlatılmadığı; durumun … İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirilmesi üzerine İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nce verilen 6.7.2001 günlü, 410/3889 sayılı onay üzerine davacı hakkında soruşturma açıldığı, soruşturma sonucu düzenlenen 31.7.2001 günlü, 410/357 sayılı raporda davacı hakkında disiplin yönünden 657 sayılı Yasanın 125/C (a-ı) maddesi gereğince 1/30 oranında aylıktan kesme cezası; İdari yönden ise, yöneticilik görevinin üzerinden alınarak il içerisindeki bir başka yere öğretmen olarak görevlendirilmesinin teklif edildiği, bu teklif uyarınca Ankara Valiliği’nin 17.8.2001 günlü, 231-1/3066 sayılı işlemiyle … Anaokulu Müdürlüğü görevinden alınarak … İlköğretim Okuluna Çocuk Gelişimi Öğretmeni olarak ataması yapılmış ise de; davacının daha önce görev yaptığı … İlköğretim Okulu Müdürü … ile bu okulda hizmetli olarak görev yapan …’ın yazılı ifadelerinde, adı geçen öğretmenin okul içerisinde başı açık olduğu, ancak zaman zaman okula gelişinde ve okuldan çıkışında başını kapattığını beyan ettikleri; davacının ise, başı kapalı olan resmini öğretmen olmadan önce 15.10.1991 tarihinde …’in … ilçesinde çektirdiğini, Kılık Kıyafet Yönetmeliğine uygun ve başı açık olarak 1997 tarihinde … İlköğretim Okulundan almış olduğu öğretmenlik kimliğini kayıp ettiğinden … Garnizonundaki kapı nöbetçisine ibraz edemediği, öğretmenlik görevi süresince Kılık-Kıyafet Yönetmeliği hükümlerine aykırı hareket etmediğini belirterek … İlçe Nüfus Müdürlüğünden 5.4.1999 tarihinde aldığı başı açık olan nüfus cüzdanını dava dilekçesine ekli olarak sunduğu dikkate alındığında, davacının yeni atandığı okulu görmesi ve müdürlük görevine başlaması amacıyla 5.7.2001 Perşembe günü gittiği … Garnizonundaki kapı nöbetçisinin davacıyı içeriye almayış sebebinin o anda başı kapalı olmasından değil, daha önce almış olduğu kimliğindeki resminde başının kapalı olmasından kaynaklandığı görülmekte olup salt bu husus sebep alınarak davacının yeni atandığı müdürlük görevine hiç başlatılmadan öğretmenlik görevine atanmasına ilişkin dava konusu işlemde sebep unsuru yönünden hukuka uyarlık görülmediği” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.
Davalı idare, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 8/c maddesinde, maddede belirtilen bütün memurların lüzumu halinde il içinde nakil ve tahvillerinin mensup oldukları il idare şube başkanlarının inhası üzerine Valiler tarafından icra edilmekle beraber mensup oldukları bakanlık veya genel müdürlüklere sebepleriyle bildirileceği hükme bağlanmıştır.
Anılan madde ile memurların naklen atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı açık olup, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri gözardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, dava konusu idari işlemin sebep ve maksat yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşmiş yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının … İlköğretim Okulunda öğretmen olarak görev yapmakta iken … Anaokulu Müdürü olarak atanması nedeniyle 5.7.2001 tarihinde bu okul ile ilişiğinin kesildiği, yeni atandığı okulu görmek ve göreve başlamak üzere aynı gün … Garnizonuna gittiği, Garnizondan içeri girmek için buradaki görevlilere beyan ettiği kimliğindeki resimde türbanlı olduğu için içeri alınmadığı, bunun dışında başka kimlik tespiti yapılamadığından müdürlük görevine başlatılmadığı; durumun … İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne bildirilmesi üzerine İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nce verilen 6.7.2001 günlü, 410/3889 sayılı onay üzerine davacı hakkında soruşturma açıldığı, soruşturma sonucu düzenlenen 31.7.2001 günlü, 410/357 sayılı raporda davacı hakkında disiplin yönünden 657 sayılı Yasanın 125/C (a-ı) maddesi gereğince 1/30 oranında aylıktan kesme cezası; İdari yönden ise, yöneticilik görevinin üzerinden alınarak il içerisindeki bir başka yere öğretmen olarak görevlendirilmesinin teklif edildiği, bu teklif uyarınca Ankara Valiliği’nin 17.8.2001 günlü, 231-1/3066 sayılı işlemiyle … Anaokulu Müdürlüğü görevinden alınarak … İlköğretim Okuluna Çocuk Gelişimi Öğretmeni olarak atamasının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Anayasa’nın 176 ncı maddesine göre, Anayasa’nın dayandığı temel görüş ve ilkeleri belirten Başlangıç kısmı Anayasa metni kapsamında olup, başlangıç, Anayasa’nın dayandığı temel görüş ve ilkeleri içermekle Anayasa maddelerinin amacını ve yönünü belirleyen bir kaynaktır. Anayasa’nın Başlangıcı’nda, Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda; Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde; hiçbir düşünce ve görüşün Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılaplarıyla medeniyetçiliği karşısında korunma göremeyeceği ve laiklik ilkesi gereği kutsal din duygularının Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılmayacağı; her Türk vatandaşının medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirmek hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu fikir, inanç ve kararıyla anlaşılması, sözüne ve ruhuna bu yönlerde de saygı gösterilmesi, mutlak bir sadakatle yorumlanıp uygulanması gerektiğini bildirmesi de bu niteliğinin kanıtıdır.
Anayasa’nın 130 uncu maddesinde öngörülen “çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan” düzenin, laiklik ilkesinin gözardı edildiği bir ortam olması mümkün değildir. Devletin varlığı ve bağımsızlığı, ulusun ve ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği aleyhine davranılamayacağını da içeren bu maddenin, ulusallık, bağımsızlık ve ulusal birlik için katkılarının laikliği dışarda bırakması düşünülemeyeceği gibi aklın ve gözlemin yönlendirdiği bilimsel çalışmaya katılacak kimselerin de bilimsel gerekler dışında bir etkiyle karşılaşmaksızın yetiştirilmeleri gerekir ve eğitim, yalnız bilimsel istemler doğrultusunda yapılması, dogmalardan ve bilime ters düşen etkilerden uzak tutulmasıyla sağlanır.
Anayasa’nın “Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi” başlıklı 42 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında da, eğitim ve öğretimin Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılacağı, bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamayacağı belirtildikten sonra, dördüncü fıkrasında, eğitim ve öğretim hürriyetinin, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldıramayacağı vurgulanarak Başlangıç’taki ilkelere bağlılık pekiştirilmiş olup, eğitim ve öğretim faaliyetinin temel ilkelerinin; Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık, laiklik, çağdaşlık ve bilimsellik olduğu çekişmesizdir.
Öte yandan, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 2 nci maddesinde, Türk Milletinin bütün fertlerini, Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar; beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek; İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak; böylece bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu arttırmak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmak Türk Milli Eğitiminin genel amacı olarak belirlenmiştir.
Anılan Kanun’un 10 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında da; eğitim sistemimizin her derece ve türü ile ilgili ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında ve her türlü eğitim faaliyetlerinde Atatürk inkılap ve ilkeleri ve Anayasada ifadesini bulmuş olan Atatürk milliyetçiliğinin temel olarak alınacağı, milli ahlak ve milli kültürün bozulup yozlaşmadan kendimize has şekli ile evrensel kültür içinde korunup geliştirilmesine ve öğretilmesine önem verileceği; 12 nci maddesinde, Türk milli eğitiminde laikliğin esas olduğu din kültürü ve ahlak öğretiminin ilköğretim okulları ile lise ve dengi okullarda okutulan zorunlu dersler arasında yer alacağı ve 43 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında ise, öğretmenliğin, Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği olduğu, öğretmenlerin bu görevlerini Türk Milli Eğitiminin amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak ifa etmekle yükümlü olduklarına işaret edilmiştir.
Öte yandan, eğitim ve öğretim hizmetinin verilmesi sırasında; öğreticilerin bilgi ve görgü ile davranışları kadar görünümlerinin de öğrenen kişiler üzerinde bir etki yaratacağı şüphesiz olup, görevi gereği eğitim ve öğretim faaliyeti ile ilgili bir alanda çalışan kamu görevlisinin, yukarıda hüküm ve açıklamalarına yer verilen yasal düzenlemelerde belirtilen bu temel ilkelere aykırılık oluşturabilecek tutum ve davranışlardan kaçınması gerekeceği de muhakkaktır.
Buna göre; davacının daha önce görev yaptığı … İlköğretim Okulu Müdürü … ile bu okulda hizmetli olarak görev yapan …; her ne kadar davacının okul içerisinde başı açık olarak hizmet verdiğini belirtiyorlarsa da, zaman zaman okulda, okula gelişinde ve okuldan çıkışında türbanlı olduğu yolunda beyanlarının da olduğu, ayrıca davacının disiplin cezası affı kapsamına girmekle birlikte benzer eylemleri nedeniyle daha önce almış olduğu iki ayrı disiplin cezasının bulunduğu ve yönetici olarak görev yapacağı eğitim ve öğretim kurumunda öğrenim görenlerin yaşlarının küçüklüğü itibariyle mantıksal değerlendirme ve çıkarım yapma çağından uzak oldukları hususları birlikte değerlendirildiğinde; bulunduğu ortam içerisinde ve eğitim-öğretimin bir şekilde yansımasının oluştuğu dışsal çevrede en iyi örnek konumunda olması gereken davacının, okula geliş ve gidişleri sırasında da olsa yukarıda hüküm ve açıklamalarına yer verilen yasal düzenlemelerde belirtilen bu temel ilkelere aykırı davrandığı sabit olduğundan, bu göreve başlamadan … Anaokulu Müdürlüğü görevinden alınarak … İlköğretim Okuluna Çocuk Gelişimi Öğretmeni olarak atanmasına ilişkin işlemde hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık ve İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E: …, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun’la değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkeme’ye gönderilmesine, 26.10.2005 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.