Danıştay Kararı 2. Daire 2004/137 E. 2004/240 K. 12.03.2004 T.

2. Daire         2004/137 E.  ,  2004/240 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2004/137
Karar No: 2004/240

KARAR
Tetkik Hakimi : …
İçişleri Bakanlığından 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca … gün ve … sayılı yazı ile gönderilen dosya ve … İli … İlçesi Belediye Başkanları … ile … ve zamanın Belediye Meclisi Üyeleri ile Belediye Encümeni Üyeleri olmak üzere toplam 41 görevli hakkında İçişleri Bakanı tarafından verilen kısmen soruşturma izni verilmesine, kısmen soruşturma izni verilmemesine ilişkin … gün ve Kont.Bşk. … sayılı karara karşı haklarında soruşturma izni verilenlerden bazı görevlilerin yapmış oldukları itirazlar üzerine dosya incelenerek gereği görüşüldü:
4483 sayılı Memur ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinde, ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişilerin, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olup, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilecekleri; hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini de almak suretiyle yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp, görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie sunacakları kuralına yer verilmiştir.
4483 sayılı Kanunla memurların işlemiş oldukları suçlarla ilgili olarak il ve ilçe idare kurulları ile Danıştay 2. Dairesine mülga Memurin Muhakematı Hakkında Kanun uyarınca verilen hazırlık soruşturması yapma yetkisinin alındığı ve bu yetkinin artık Cumhuriyet başsavcılıklarına devredildiği, dolayısıyla da yukarıda açık hükmüne yer verilen maddeye de, ön inceleme ile görevlendirilenlerin yapmış oldukları iş ve işlemlerin hazırlık soruşturması olmayıp, hazırlık soruşturmasına esas bilgi ve belgeleri toplamaktan ibaret olduğu kuşkusuzdur.
Ancak ön inceleme ile görevlendirilenlerin, bu iş ve işlemleri yaparken hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini alması gerektiği de yine anılan Yasanın amir hükmüdür. Bu hükmün; hakkında ön inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin vereceği ifade ile suçsuzluğunu ortaya koyması halinde, yargı yerlerinin gereksiz yere meşgul edilmesinin önüne geçilmesi yanında, hakkında suç isnadında bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin de yargı yerleri önünde gereksiz yere zaman kaybederek kamu hizmetinin aksamasının engellenmesini amaçladığında şüphe bulunmamaktadır.
Öte yandan, ön inceleme elemanının kanaatinin oluşmasında en az diğer deliller kadar önemli yer tuttuğunda şüphe bulunmayan hakkında suç isnadında bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesinin alınması aşamasında ise, ön inceleme elemanınca, hakkında ön inceleme yapılana isnat edilen suç veya suçların neler olduğunun açık bir şekilde belirtilmesi ve verilecek sürenin de isnat edilen suç veya suçların nitelik ve niceliğine göre makul ve yeterli olması gerekmektedir.
Başka bir anlatımla; anılan Kanunda hakkında ön inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini ne kadar süre içerisinde vereceği konusunda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, Yasa Koyucunun ön inceleme müessesesinden beklediği amacın gerçekleşebilmesi için, bu sürenin hazırlık soruşturması açılıp açılmayacağına ilişkin sağlıklı bir kanaatin oluşmasına katkı yapacak yeterlikte olması kaçınılmazdır.
Dosyanın incelenmesinden, hakkında ön inceleme yapılanların, 1 inci madde 2 alt başlık, 2 nci madde 3 alt başlık, 3 üncü madde 57 adet encümen kararı, 4 üncü madde 8 adet meclis kararı, 5 inci madde 39 adet encümen kararı, 6 ncı madde 15 adet meclis kararı ve 7 nci madde şeklinde 1997-2002 yılları arasını kapsayan toplam 125 ayrı suç konusu belgeden dolayı ön inceleme elemanı tarafından ifadeleri istenirken bu hususlarla ilgili cevap verme süresinin 2 gün ile sınırlandırıldığı görülmekte olup, yukarıda ayrıntısına yer verilen ve nitelik ve nicelik yönünden oldukça ağır bulunan bu suç konusu belgelerle ilgili 2 günlük cevap verme süresinin makul ve yeterli bir süre olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle, hakkında suç isnadında bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesinin ön inceleme elemanının kanaatinin oluşmasında en az diğer deliller kadar önemli yer tuttuğu dikkate alındığında, ön inceleme elemanınca kendilerine isnat edilen eylemlerin nitelik ve niceliği esas alınmadan 2 günlük cevap verme süresi tanınması adalet ilkeleriyle bağdaşmadığından, İçişleri Bakanı tarafından verilen kısmen soruşturma izni verilmesine, kısmen soruşturma izni verilmemesine ilişkin … gün ve Kont.Bşk. … sayılı kararın, itiraz etmeyen ve hakkında verilen karara itiraz edilmeyen …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ile …’e ilişkin kısmı kamu düzeni yönünden olmak üzere, diğer görevlilerin itirazlarının kabulü ile kaldırılmasına ve haklarında ön inceleme yapılan tüm görevlilerin, isnat edilen suçların nitelik ve niceliği de dikkate alınmak suretiyle ön inceleme elemanınca makul ve yeterli bir süre verilerek yeniden ifadeleri alındıktan sonra ön inceleme raporu düzenlenmesi ve Yetkili Merci tarafından yeniden karar verilmesi, verilecek kararın sonucuna göre gerekli tebligatın yapılarak buna ilişkin belgelerle itiraz edilmesi halinde dilekçelerin eklenerek gönderilmesi için dosyanın yerine çevrilmesine 12.3.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY : Hakkında suç isnadında bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesinin ön inceleme elemanının kanaatinin oluşmasında en az diğer deliller kadar önemli yer tuttuğu tartışmasız kabul edilmekle birlikte, dosyanın incelenmesinden, ön inceleme elemanı tarafından haklarında ön inceleme yapılanlara isnad edilen suçlar açık olarak yazılıp bu konularda bilgilerine başvurularak ifadelerinin istenildiği gibi ön inceleme elemanınca verilen cevap süresinin yeterli bulunmaması halinde de haklarında soruşturma izni verilenlerin bu karara karşı 10 günlük itiraz sürelerinin olduğu ve bu aşamada dahi kendilerine isnad edilen suç veya suçlarla ilgili bilgi ve belgeleri sunma imkanlarının bulunduğu; nitekim, yaptıkları itirazlarında da usul ve esasa ait iddialarını belirttikleri anlaşıldığından, işin esasına girilerek dosyanın incelenmesi gerektiği görüşüyle, itirazların usul yönünden kabulü ile Yetkili Merci kararının kaldırılması yolunda oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.