Danıştay Kararı 2. Daire 2002/355 E. 2003/1376 K. 05.06.2003 T.

2. Daire         2002/355 E.  ,  2003/1376 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2002/355
Karar No: 2003/1376

KARAR

Tetkik Hakimi: …
Sanık: … – … Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünde İnşaat Mühendisi (Kontrol Mühendisi).
Suçu: Görevli ve yetkili olmadığı halde belge düzenleyerek (26.6.1997 tarihli tutanak) idare
zararına neden olmak.
Suç Tarihi: 26.6.1997
İl Yönetim Kurulu Kararı: Sanığın TCK’nun 240 ıncı maddesi uyarınca lüzumu muhakemesine.
Karara İtiraz Eden: Sanık.
İncelenme Nedeni: İtiraz üzerine.
… Valiliğinden … gün ve … sayılı yazı ile gönderilen soruşturma dosyası ve İl Yönetim Kurulunca verilmiş bulunan … gün ve … sayılı karar incelenerek gereği görüşüldü:
MMHK’un 5 inci maddesi hükmünde; ön soruşturma belgelerinin yetkili karar kuruluna intikali üzerine bir hafta içerisinde incelemeye başlanılacağı, hakkında kapsamlı araştırma yapılması gerekenlerden, yazılı veya sözlü savunmaların alınıp sanık memurun mahkemeye verilmesinin gerekli görülmesi durumunda lüzumu muhakemeyi gerektiren nedenleri açıklayan bir iddianamenin (mazbata-tutanak) düzenlenip sanık memura bildirileceği, sanık memurun sözkonusu iddianameye karşı tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde itirazda bulunabileceği hükme bağlanmıştır.
Anılan madde hükmünün içeriğinde, itiraz dilekçelerinin şekli ve sunulacağı yer konusunda herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bundan dolayı uygulamada pek çok sorun ve farklı durumla karşılaşılmıştır. Bu konunun Danıştay İkinci Dairesi’nce algılanışında ön planda tutulan hukuki kıstas; hakkında lüzumu muhakeme kararı verilenin itiraz dilekçesi mahiyetindeki yazısında bu kararın kaldırılmasını açıkça belirtmesi ve istemini yasal süreyi geçirmeden yapmasıdır. Bu anlayışın temelinde yatan unsurda; itiraz hakkının kullanımında usuli incelemenin (kaldı ki MMHK hükümlerinde bu konuda herhangi bir usuli düzenlemede bulunmamaktadır) katı biçimde uygulanmasının kişinin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu biçimindeki 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36 ncı maddesi hükmü ve bu hüküm karşısında yasal açıdan tam anlamıyla belirlenmemiş usuli durumların ikincil önemde kalmasıdır.
Açıklanan nedenlerle, sanık …’nun; lüzumu muhakemesine ilişkin olarak verilen … gün ve … sayılı İl Yönetim Kurulu kararına karşı 25.3.2002 tarihinde kayda giren dilekçe ile yaptığı müracaatın (kararın bir kez daha gözden geçirilmesini ve yasalara uygun karar verilmesini … Valiliği İl İdare Kurulu Başkanlığı’ndan talep etmesi) usuli açıdan itiraz hakkının kullanımı mahiyetinde olduğuna karar verilerek işin esasına geçildi;
Sanık …’nun üstüne atılan suç TCK’nun 240 ıncı maddesine ilişkin olup, işlendiği tarih itibariyle anılan Kanunun 102 nci maddesine göre zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından, lüzumu muhakemesine ilişkin olarak verilen İl Yönetim Kurulu kararının bozularak zamanaşımı nedeniyle adı geçen sanık hakkında kovuşturmaya yer olmadığına 5.6.2003 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

Ayrışık Oy: MMHK’un getirdiği hukuki prosedürde; birinci derecede verilen lüzumu muhakeme kararlarına karşı yapılan itirazları incelemeyle görevli ve yetkili yargı yerlerinin kararı veren ilk derece karar kuruluna göre bölge idare mahkemeleri, Danıştay İkinci Dairesi ile Danıştay İdari İşler Kurulu olduğu belirtilmek suretiyle iki dereceli bir sistem öngörülmüştür. Bu düzenleme ışığında karar tesis eden kurulun kendi kararını bir kez daha inceleyip kaldırabilme yetkisi bulunmamaktadır. Bu yönde ki bir düşünce yukarıda belirtilen sistemin kuruluş amaç ve mantığına temelden aykırılık oluşturur. Dolayısıyla MMHK uyarınca gerçekleştirilecek itirazlara ilişkin dilekçelerin üst karar kuruluna hitaben yazılması bir başka ifadeyle ilk derecede tesis edilen kararın kaldırılmasının istenmesi ve bu istemin yasal süre içerisinde yapılması gerekmektedir. Bu açıklamaya aykırılık oluşturan bir dilekçenin itiraz dilekçesi olarak nitelendirilmesi sözkonusu hukuki düzenlemeye göre mümkün değildir.
Soruşturma dosyasının incelenmesinden, sanık …’nun; lüzumu muhakemesine ilişkin olarak verilen İl Yönetim Kurulu kararına karşı 25.3.2002 tarihinde kayda giren dilekçe ile yasal açıdan itiraz etmediği sadece … Valiliği İl İdare Kurulu Başkanlığı’ndan yeniden inceleme yapılmasını talep ettiği, kaldı ki itiraz hakkını 18.4.2002 tarihinde Dairemiz kaydına giren dilekçe ile kullandığı anlaşılmaktadır.