Danıştay Kararı 15. Daire 2018/956 E. 2018/7653 K. 15.11.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2018/956 E.  ,  2018/7653 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/956
Karar No : 2018/7653

Temyiz Edenler ve
Vekilleri :
Temyiz Edenler ve
Karşı Taraf 1- (Davalı) :
Vekilleri :
2- Müdahil (Davalı Yanında) :
Vekili :
Diğer Müdahiller (Davalı Yanında):
İstemlerin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin… tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Davalı tarafça, mahkeme kararının redde ilişkin kısımlarının hukuka uygun olduğu, davacıların bu kısımlara yönelik temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davacı tarafça ve müdahiller tarafından savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi :
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacılardan ‘na rahim ve yumurtalık rahatsızlığının tedavisi amacıyla 07.04.2009 tarihinde …. Kadın Doğum ve Çocuk Bakım Evinde yapılan ameliyatta hizmetin kusurlu şekilde yürütülmesi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararlara karşılık olarak için 50.000-TL manevi ve tedavi ve yol masraflarından oluşan 811,37-TL maddi tazminat, ve eşi için 20.000-TL, çocukları ….ve …. ve annesi için ayrı ayrı olmak üzere 15.000-TL manevi tazminat tutarlarının maddi tazminat tutarı için davalı idareye başvuru tarihinden itibaren manevi tazminat tutarları için ise olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesi’nce; Dairemizin 06.06.2016 tarih ve E:2013/4502, K:2016/4029 sayılı bozma kararına uyularak dava konusu olayda; davalı idare personelince ameliyat edilen hastanın vücudundan üç adet kırılmış enjektör ucu şeklinde metalin çıkarıldığı, hastanın bu ameliyatın belirli bir zaman öncesinde ve daha sonrasında başka bir ameliyat geçirmediğinin tartışmasız olduğu, Adli Tıp Raporunda da bu gerçeklerin belirtildiği ve bir hastanın vücudundan geçirdiği ameliyattan üç ay sonra ve ameliyat bölgesinden çıkarılan üç adet metal cismin orada bulunabilmesini açıklayıcı başka bir sebep ve olasılığın ortaya konulmadığı, dolayısıyla hastanın ameliyatı sırasında ameliyat bölgesinde bu üç cismin unutulduğunun somut bir olgu olduğu, bu cisimlerin hastanın ameliyat bölgesine nasıl girdiği cerrahi ve bilimsel olarak açıklanamamış ise de, davalı idarenin ameliyat ekibinden ve ameliyatın sorunsuz yürütülmesinden sorumlu olduğu gözönüne alındığında bu konuda gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediği ve dolayısıyla davalı idarece hizmetin kötü işletildiğinin açık olduğu gerekçesiyle davacıların 811,37-TL maddi tazminat taleplerinin kabulüyle dava idareye başvuru tarihi olan 12.08.2009 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, 115.000-TL manevi tazminat taleplerinin 6.000-TL’lik kısmının kabulüyle idareye başvuru tarihi olan 12.08.2009 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, aşağıda dökümü yapılan …-TL yargılama gideri ve …-TL temyiz yargılama gideri toplamı olan …-TL yargılama giderinin davada haklılık oranı üzerinden hesaplanan (%41 davacı haklı) …-TL’nin davacılar üzerinde bırakılmasına, kalan kısım olan …-TL’nin davalı idare tarafından davacılara ödenmesine, karar düzeltme aşamasında davalı idare tarafından yatırılan …-TL posta giderinden yine haklılık oranına göre hesaplanan …-TL’nin davalı idare üzerinde bırakılmasına, geri kalan …-TL’nin davacılar tarafından davalı idareye ödenmesine, müdahiller tarafından yapılan yargılama giderlerinin müdahiller üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Taraflarca, kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek anılan İdare Mahkemesi kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyize konu mahkeme kararının karar harcına ilişkin kısmı dışındaki bölümlerinde, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından tarafların anılan kısımlara yönelik temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.
Mahkeme kararının, kabul edilen tazminat miktarı bakımından hesaplanan karar harcına ilişkin kısmı incelenecek olursa;
Dosyanın incelenmesinden, davanın sağlık hizmetinin kusurlu işletilmesi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararlar nedeniyle 811-TL maddi ve 115.000-TL manevi tazminatın ödenmesi amacıyla 02.11.2009 tarihinde açıldığı, davacılar tarafından bu aşamada dilekçede gösterilen tazminat miktarına göre hesaplanan 1.563,50-TL nispi karar harcının peşin olarak yatırıldığı, yapılan yargılama sonucunda… İdare Mahkemesi’nce davanına reddi yolunda verilen … tarih, E:…, K: …. sayılı kararda peşin olarak yatırılan nispi karar harcından 15,60-TL maktu karar harcının mahsubu sonucu kalan 1.547,90-TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra davacılara iadesine karar verildiği, ancak davacı tarafın temyiz başvurusu üzerine anılan kararın Dairemizin 06/06/2016 tarih E:2013/4502, K:2016/4029 kararı ile mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği, bozma kararına uyularak…. İdare Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen… tarih ve E:…, K:… sayılı kararda, 811,37-TL maddi ve 6.000-TL manevi olmak üzere toplam 6.811,37-TL tazminatın kabulüne, 15,60-TL karar harcı dahil edilmek suretiyle hesaplanan yargılama giderlerinin haklılık oranına göre taraflar arasında paylaştırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacılar tarafından, dava açılırken peşin olarak 1.563,50-TL nispi karar harcı yatırılmasına rağmen kararda bu harcın 15,60-TL olarak hesaplandığı, hüküm altına alınan tazminat miktarı üzerinden hesaplanacak nispi karar harcından sorumlu olmadıkları, dava açarken peşin olarak yatırılan harcın taraflarına iade edilmesine karar verilmesi gerekirken eksik ve hatalı biçimde verildiği iddia edilen mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 2. maddesinde, yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi bulunduğu; 11. maddesinde, genel olarak yargı harçlarını davayı açan veya harca konu işlemin yapılmasını isteyen kişilerin ödemekle mükellef olduğu; 15. maddesinde yargı harçlarının (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacağı; 16. maddesinde, değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınması gerektiği kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun’un, yargı harçlarının gösterildiği (1) sayılı tarifesinde, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden nispi karar harcı alınacağı belirtilmiştir.
Her ne kadar 492 Sayılı Harçlar Kanununun “Harçtan Müstesna İşlemler” başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasının (j) bendinde, Genel Bütçeye dahil idarelerin bu Kanunun 1 ve 3 sayılı tarifelerine giren bütün işlemlerinin harçtan muaf olduğu kurala bağlanmış ise de, söz konusu kural bizzat anılan idarelerce yapılacak yargısal işlemler bakımından geçerli olup, genel bütçeye dahil idareler aleyhine açılan ve tamamen veya kısmen idare aleyhine karar verilen davalarda, söz konusu harçlar artık birer yargılama gideri mahiyetine dönüştüğünden, bu durumda idarelerin harçtan muafiyetlerinden söz edilemeyecektir.
Aktarılan kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere; konusu belli bir miktarı içeren davalarda, yargılama gideri içinde yer alan kalemlerden nispi karar harcı dışındaki harç ve posta giderinin, haklılık oranına göre davanın taraflarına yükletilmesi; hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden hesaplanacak nispi karar harcının ise, tümüyle haksız çıkan tarafa, başka bir deyişle davalı idareye yükletilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesi’nce hüküm altına alınan tazminat miktarı üzerinden hesaplanacak karar harcının yargılama giderlerine dahil edilmeksizin davalı idareye yükletilmesine ve dava açılırken peşin olarak yatırılan nispi karar harcının ise davacılara iadesi ile nispi karar harcı dışındaki diğer yargılama giderlerinin ise haklılık oranında taraflara arasında paylaştırılması gerekirken, aksi yönde nispi olarak hesaplanarak davalı taraf yükletilmesi gereken karar harcının maktu hesaplanıp yargılama giderlerine dahil edilerek haklılık oranında paylaştırılması ve dava açılırken peşin olarak yatırılan karar harcının davacı tarafa iadesine karar verilmemesi yönünde eksik ve hukuka aykırı biçimde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı tarafın temyiz istemlerinin kısmen kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının yargılama giderlerine ilişkin kısmının BOZULMASINA, tarafların sair temyiz istemlerinin reddi ile kararın diğer kısımlarının ONANMASINA, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.