Danıştay Kararı 15. Daire 2018/947 E. 2019/1011 K. 21.02.2019 T.

15. Daire         2018/947 E.  ,  2019/1011 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/947
Karar No : 2019/1011

TEMYİZ EDENLER (DAVALILAR) : 1- …
VEKİLLERİ: …
2- …
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: …
İSTEMİN KONUSU: …Bölge İdare Mahkemesi …İdare Dava Dairesi’nin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem : Yüksek Öğretim Yürütme Kurulu’nun 24/08/2011 tarihli kararı ile davacı bünyesinde kurulan … Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi ve bu merkeze bağlı polikliniklerde verilen sağlık hizmetinin durdurulmasına ilişkin ‘nın 03/12/2015 tarih ve 1789 sayılı işlemi ile bu işlem doğrultusunda adı geçen merkez ve bu merkeze bağlı …, …, …, … ve … polikliniklerinde sağlık hizmetinin durdurulması, yeni hasta kabulünün yapılmaması, var olan hastaların ruhsatlı sağlık tesislerine yönlendirilmesi, bilgi ve belgelerin müdürlüğe teslim edilmesine dair İl Sağlık Müdürlüğü’nün 21/12/2015 tarih ve 128743 sayılı işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti : … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlığın temelinde, davacı üniversiteye ait nöropsikiyatri araştırma ve uygulama merkezinin ruhsatlandırılması isteminin neden gösterilmeksizin reddi bulunduğu, anılan merkezde hastaların tedavilerinin devam ettiği, hastanenin açık kalmasındaki kamu yararı da dikkate alındığında, davalı idarece, bu istem hakkında bir değerlendirme yapılarak olumlu ya da olumsuz bir yanıt verilmek suretiyle işlem tesis edilmesi gerekirken, Yüksek Öğretim Kurulu’ndan görüş isteme sürecinde yaşanılan gelişmeler dayanak alınmak suretiyle merkezin sağlık hizmeti sunamayacağından bahisle hizmetlerinin durdurulması ve polikliniklerin kapatılmasına dair işlemlerde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Bölge Mahkemesi kararının özeti :… Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu Mahkeme kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idareler tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI: Davalı idareler tarafından, 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında, Ülkemiz genelinde açılmış/açılacak olan Bakanlığa bağlı sağlık kurum ve kuruluşları ile kamu/vakıf üniversiteleri bünyesinde açılmış/açılacak sağlık uygulama ve araştırma merkezleri için Bakanlıktan ön izin/ruhsat belgesi alınması gerektiği; 3359 sayılı Kanun’un Ek 11. maddesinde, sağlık hizmeti sunumu ile ilgili tüm iş ve işlemlerin nca denetleneceği hükmüne yer verildiği, ruhsatsız olarak sağlık hizmeti sunan veya yetkisiz kişilere sağlık hizmeti verdirenler için ceza yaptırımı öngörüldüğü; sağlık hizmeti sunulan her yerde Bakanlığın yetki ve görevinin bulunduğu, anılan yaptırımın uygulanması için “ruhsat almadan” faaliyete geçmenin yeterli olduğu; 2547 sayılı Kanun’da uygulama ve araştırma merkezlerinin eğitim ve öğretimin desteklenmesi amacıyla kurulmuş yükseköğretim kurumları olarak tanımlandığı; ilgili alanda eğitim öğretim verilmeyen üniversitelerde uygulama ve araştırma merkezleri kurulmasının mümkün olmadığı; bünyesinde tıp fakültesi bulunmayan, tıp fakültesi bulunmadığı için de mevcut hukukî durumda tabip ve uzman tabip yetiştirme yetkisi dahi olmayan bir üniversitenin eğitim ve öğretimin desteklenmesi amacı ile sağlık uygulama ve araştırma merkezi kurmasının söz konusu olmadığı; Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın 02/01/2014 tarih ve 70054 sayılı yazısında da, yükseköğretim kurumlarının uygulama ve araştırma merkezleri kapsamında tıp eğitimi-öğretimi uygulama ve araştırma faaliyetlerinin tümünün veya bir kısmının icra edilebilmesi amacıyla sağlık birimlerini (semt poliklinikleri ve ek hizmet binaları) açabilmelerinde sakınca bulunmadığı, bununla birlikte tıp eğitiminin hiçbir şekilde icra edilmediği sağlık birimlerinin açılmasının ise uygun olmayacağı hususunun belirtildiği; bu bağlamda, davacı Üniversite bünyesinde tıp fakültesi olmadığından psikiyatri ve nöroloji ana ve yan dallarında ayrı ayrı dahi uzmanlık eğitimi vermesi mümkün olmayan üniversitenin nöropsikiyatri için uygulama ve araştırma merkezi kurmasının hukuken mümkün olmayacağı; bu kapsamda, uygulama ve araştırma merkezi statüsünü usulünce kazanamamış bir sağlık kuruluşunun sağlık hizmeti sunmasının da söz konusu olamayacağı; belirtilen nedenlerle dava konusu işlemlerin hukuka uygun olduğu ve kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, 15/03/2018 tarihli ve 30361 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Bazı Yükseköğretim Kurumlarına Bağlı Olarak Fakülte Kurulması ve Kapatılması Hakkında Karar” ile 2809 sayılı Kanun’un Ek 30. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca kararlaştırılan 05/02/2018 tarih ve 2018/11352 sayılı Kararname eki ile ’ne bağlı olarak Tıp Fakültesi’nin kurulduğu; böylece dava konusu ihtilafın sona ermiş olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile … Bölge Mahkemesi …. İdare Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
03/03/2011 tarih ve 27863 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6114 sayılı Kanun ile …’da … Vakfı tarafından 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip …Üniversitesi adıyla bir vakıf üniversitesi kurulmuştur.
Yükseköğretim Yürütme Kurulu’nun 24/08/2011 günlü kararıyla davacı … Üniversitesi bünyesinde Nöropsikiyatri Sağlık, Uygulama ve Araştırma Merkezi kurulmasına karar verilmiştir.
İl Sağlık Müdürlüğü’nün 09/02/2015 tarihli yazısı ile 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında, kamu ve vakıf üniversitelerinin bünyesinde uygulama ve araştırma amaçlı olarak kurulan merkezlerde sağlık hizmeti sunumu yapılıyor ise Bakanlıktan ön izin ve ruhsat alınması gerektiği hususu davacının da aralarında bulunduğu üniversitelere bildirilmiştir.
Bu yazı üzerine davacı tarafından, üniversite bünyesinde faaliyet gösteren …Sağlık ve Uygulama Merkezi (NPSUAM) ve bu merkeze bağlı …, .., …, … ve …. Polikliniklerinde psikiyatrik ve nörolojik hastalıklarının teşhis ve tedavisinin yapıldığı, işitme, denge bozuklukları, ses, yutma, konuşma ve dil bozuklukları, kulak, burun, boğaz, nöroloji, ergoterapi ve rehabilitasyon hizmetleri alanında ayakta teşhis ve tedavi hizmeti verildiği belirtilerek polikliniklerinin geçici ruhsatlandırılması istemiyle 27/04/2015 tarihinde … İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvuruda bulunulmuştur.
Bakanlıktan görüş talep edilmesi üzerine Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 19/10/2015 tarihli yazısında, Bakanlıkça yapılan sağlık hizmeti planlamaları doğrultusunda tıp fakültesi bulunmayan üniversitelerin sağlık hizmeti sunucusu olarak sağlık hizmeti sunmalarına ihtiyaç olmadığından, adı geçen üniversite bünyesinde tıp fakültesi bulunmadığı için sağlık hizmeti sunulmasının uygun görülmediği Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’na bildirilmiş ve görüş istenilmiştir.
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın 03/11/2015 tarihli kararı ile, anılan merkezin kapatılması uygun görülmüş ve akabinde davacı bünyesinde kurulan ….Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi ve bu merkeze bağlı polikliniklerde verilen sağlık hizmetlerinin durdurulmasına ilişkin dava konusu işlemler tesis edilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 56. maddesinin 1. fıkrasında, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu; 3. fıkrasında, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği; 4. fıkrasında da, Devletin, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği hükmüne yer verilmiştir.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 1. maddesinde; kanunun amacının, sağlık hizmetleri ile ilgili temel esasları belirlemek olduğu, 3. maddesinin (a) bendinde; sağlık kurum ve kuruluşlarının yurt sathında eşit, kaliteli ve verimli hizmet sunacak şekilde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca, diğer ilgili bakanlıkların da görüşü alınarak plânlanacağı, koordine edileceği, mali yönden destekleneceği ve geliştirileceği, (c) bendinde; bütün sağlık kurum ve kuruluşları ile sağlık personelinin ülke sathında dengeli dağılımı ve yaygınlaştırılmasının esas olduğu, sağlık kurum ve kuruluşlarının kurulması ve işletilmesinin bu esas içerisinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca düzenleneceği belirlenmiştir.
Anılan Kanun’un Ek 11. maddesinde de, sağlık hizmeti sunumu ile ilgili tüm iş ve işlemlerin nca denetleneceği; olağanüstü durumlarda mesleğini icraya yetkili kişilerce acil sağlık hizmeti ulaşana ve sağlık hizmeti devamlılık arz edene kadar verilecek olan sağlık hizmeti hariç, ruhsatsız olarak sağlık hizmeti sunan veya yetkisiz kişilerce sağlık hizmeti verdirenlerin, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacağı; özel izne tabi hizmet birimlerini ndan izin almaksızın açan veya buralarda verilecek hizmetleri sunan sağlık kurum ve kuruluşlarının, bir önceki aya ait brüt hizmet gelirinin yarısına kadar idari para cezası ile cezalandırılacağı; Bakanlıkça belirlenen kayıtları uygun şekilde tutmayan veya bildirim zorunluluğunu yerine getirmeyen sağlık kurum ve kuruluşlarının iki defa uyarılacağı; uyarıya uymayanlara bir önceki aya ait brüt hizmet gelirinin yüzde biri kadar idari para cezası verileceği; nca belirlenen acil hastaya müdahale esaslarına; personel, tıbbi cihaz ve donanım, bina ve hizmet birimleri, malzeme ile ilaç standartlarına uyulmaması hâllerinde bir önceki aya ait brüt hizmet gelirinin yüzde beşine kadar idari para cezası uygulanacağı; bu maddedeki idari para cezasını gerektiren fiillerin bir yıl içinde tekrarı hâlinde idari para cezalarının bir kat artırılarak uygulanacağı; üçüncü defa işlenmesinde ise sağlık kurum ve kuruluşunun ilgili bölümünün veya tamamının faaliyetinin on güne kadar durdurulacağı; aynı isim ve sahiplikte birden fazla sağlık kurum ve kuruluşu bulunması hâlinde idari yaptırımların sadece ihlalin yapıldığı sağlık kurum ve kuruluşu ile sınırlı olarak uygulanacağı; bu maddede belirtilen idari para cezalarını vermeye valiler, faaliyet durdurma cezasını vermeye nın yetkili olduğu; bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların, üniversite sağlık uygulama ve araştırma merkezleri yönünden Yükseköğretim Kurulunun görüşü alınarak nca düzenleneceği hükmüne yer verilmiştir.
11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı 663 sayılı -dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihteki adıyla- ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin -dava konusu işlemler tarihinde yürürlükte olan- (Mülga:2/7/2018-KHK-703/25 md.) 2. maddesinde, Bakanlığın herkesin bedenî, zihnî ve sosyal bakımdan tam bir iyilik hâli içinde hayatını sürdürmesini sağlamak görevi kapsamında, teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla politikaları belirleyeceği, planlama, düzenleme ve koordinasyon yapacağı öngörülmüş; aynı Kanun Hükmünde Kararname’nin 8. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, “Her türlü koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini planlamak, teknik düzenleme yapmak, standartları belirlemek ve bu hizmetler ile sunucularını sınıflandırmak, bununla ilgili iş ve işlemleri yaptırmak.” görevi ve (c) bendiyle de “Kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile gerçek kişilere ait sağlık kurum ve kuruluşlarına izin vermek ve ruhsatlandırmak, bu izin ve ruhsatları gerektiğinde süreli veya süresiz iptal etmek” görevi Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne verilmiştir.
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 1. maddesi ile ülkemizde hasta muayene ve tedavi edebilmek için tıp fakültesi mezunu olma şartı getirilmiş; 8. maddesinde de, tıpta uzmanlık eğitimini tamamlayan uzman tabiplere yönelik düzenlemeye yer verilmiştir.
Yükseköğretimle ilgili amaç ve ilkeleri belirlemek ve bütün yükseköğretim kurumlarının ve üst kuruluşlarının teşkilatlanma, işleyiş, görev, yetki ve sorumlulukları ile eğitim-öğretim, araştırma, yayım, öğretim elemanları, öğrenciler ve diğer personel ile ilgili esasları bir bütünlük içinde düzenlemek amacıyla hazırlanan ve 06/11/1981 tarih ve 17506 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 3. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, “Yükseköğretim, Milli eğitim sistemi içinde, ortaöğretime dayalı, en az dört yan yılı kapsayan her kademedeki eğitim-öğretimin tümü”, (j) bendinde, “Uygulama ve Araştırma Merkezi, Yükseköğretim kurumlarında eğitim öğretimin desteklenmesi amacıyla çeşitli alanların uygulama ihtiyacı ve bazı meslek dallarının hazırlık ve destek faaliyetleri için eğitim-öğretim, uygulama ve araştırmaların sürdürüldüğü bir yükseköğretim kurumu” olarak tanımlanmış; (t) bendinde de, “(Değişik birinci cümle: 19/11/2014-6569/25 md.) Lisans Üstü: Yüksek lisans ve doktora ile tıpta, diş hekimliğinde, eczacılıkta ve veteriner hekimlikte uzmanlık ve sanatta yeterlik eğitimini kapsar ve aşağıdaki kademelere ayrılır.
(1) Yüksek Lisans: (Bilim uzmanlığı, yüksek mühendislik, yüksek mimarlık, master): Bir lisans öğretimine dayalı, eğitim – öğretim ve araştırmanın sonuçlarını ortaya koymayı amaçlayan bir yükseköğretimdir.
(2) Doktora: Lisansa dayalı en az altı veya yüksek lisans veya eczacılık veya fen fakültesi mezunlarınca Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından düzenlenen esaslara göre bir laboratuvar dalında kazanılan uzmanlığa dayalı en az dört yarı yıllık programı kapsayan ve orijinal bir araştırmanın sonuçlarını ortaya koymayı amaçlıyan bir yükseköğretimdir.
(3) Tıpta Uzmanlık: Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından düzenlenen esaslara göre yürütülen ve tıp doktorlarına belirli alanlarda özel yetenek ve yetki sağlamayı amaçlayan bir yükseköğretimdir.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve 663 sayılı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile her türlü koruyucu, teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini planlama, teknik düzenleme yapma, standartları belirleme ve bu hizmetler ile sunucularını sınıflandırma, bununla ilgili iş ve işlemleri yaptırma, kamu ve özel hukuk tüzel kişileri ile gerçek kişilere ait sağlık kurum ve kuruluşlarına izin verme ve ruhsatlandırma, bu izin ve ruhsatları gerektiğinde süreli veya süresiz iptal etmek görev ve yetkisi davalı idareye tanınmıştır.
Bu kapsamda, Bakanlığa bağlı sağlık kurum ve kuruluşları ile kamu ve vakıf üniversiteleri bünyesinde açılacak sağlık uygulama ve araştırma merkezleri için Bakanlıktan ön izin/ruhsat belgesi alınması gerektiği; sağlık hizmeti sunumu ile ilgili tüm iş ve işlemlerin Bakanlıkça denetleneceği; aykırılığın tespiti halinde mevzuatta öngörülen yaptırımların, iş ve işlemlerin tesis edileceği, bu konuda Bakanlığın görev ve yetkisinin bulunduğu açıktır.
Öte yandan, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 3. maddesinin 1. fıkrasının (j) bendinde, uygulama ve araştırma merkezi, yükseköğretim kurumlarında eğitim öğretimin desteklenmesi amacıyla çeşitli alanların uygulama ihtiyacı ve bazı meslek dallarının hazırlık ve destek faaliyetleri için eğitim-öğretim, uygulama ve araştırmaların sürdürüldüğü bir yükseköğretim kurumu olarak tanımlandığı; buna göre, ilgili alanda eğitim öğretim verilmeyen üniversitelerde, o alana ilişkin uygulama ve araştırma merkezlerinin kurulmasının söz konusu olmadığı; dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak, 1219 sayılı Kanun uyarınca, tıp lisans ve lisansüstü eğitimi verilmeyen bir üniversitede tıbbın ilişkili olduğu dallarda sağlık hizmeti sunumu yapılan sağlık, uygulama ve araştırma merkezi açılmasının ise mümkün olmadığı görülmektedir.
Dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; İl Sağlık Müdürlüğü’nün 09/02/2015 tarihli yazısı ile 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında, kamu ve vakıf üniversitelerinin bünyesinde uygulama ve araştırma amaçlı olarak kurulan merkezlerde sağlık hizmeti sunumu yapılıyor ise Bakanlıktan ön izin ve ruhsat alınması gerektiği hususunun davacının da aralarında bulunduğu üniversitelere bildirildiği; bunun üzerine davacı tarafından, üniversite bünyesinde faaliyet gösteren …Sağlık ve Uygulama Merkezi (NPSUAM) ve bu merkeze bağlı …, …, …, … ve … Polikliniklerinde psikiyatrik ve nörolojik hastalıklarının teşhis ve tedavisinin yapıldığı, işitme, denge bozuklukları, ses, yutma, konuşma ve dil bozuklukları, kulak, burun, boğaz, nöroloji, ergoterapi ve rehabilitasyon hizmetleri alanında ayakta teşhis ve tedavi hizmeti verildiği belirtilerek polikliniklerinin geçici ruhsatlandırılması istemiyle İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvuruda bulunulduğu; Bakanlıktan görüş talep edilmesi üzerine, adı geçen üniversite bünyesinde tıp fakültesi bulunmadığı için sağlık hizmeti sunulmasının uygun görülmediği hususunun Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’na bildirildiği ve görüş istenildiği; Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın 03/11/2015 tarihli kararı ile, anılan merkezin kapatılmasının uygun görüldüğü ve akabinde adı geçen merkez ve bu merkeze bağlı polikliniklerde verilen sağlık hizmetlerinin durdurulmasına ilişkin işlemlerin tesis edildiği anlaşılmakla, yukarıda anılan Kanun hükümlerine göre, bünyesinde tıp fakültesi bulunmayan, tıp lisans ve tıpta uzmanlık eğitimi verilmeyen davacı üniversitenin, sağlık hizmeti sunumu yapılan sağlık, uygulama ve araştırma merkezi açmasının mümkün olmadığı; bu bağlamda, davacı Üniversite bünyesinde usul ve mevzuata uygun ruhsatı olmaksızın faaliyet gösteren …Sağlık ve Uygulama Merkezi (NPSUAM) ve bu merkeze bağlı …, …, …, … ve … Polikliniklerinde verilen sağlık hizmetlerinin durdurulmasına ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka aykırı ve iptali gerektirici bir yön bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönündeki … İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarelerin temyiz istemlerinin kabulüne,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 8. İdare Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 21/02/2019 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.