Danıştay Kararı 15. Daire 2018/725 E. 2018/5625 K. 06.06.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2018/725 E.  ,  2018/5625 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/725
Karar No : 2018/5625

Temyiz Edenler (Davacılar) :
Vekilleri :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili : İl Sağlık Müdürlüğü
İstemin Özeti : …. İdari Dava Dairesi’nin 26/09/2017 tarih ve E:….; K:…. sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi: Murat Şaşı
Düşüncesi :Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesince, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacıların … tarihinde …. Yıl Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi’nde doğan çocukları ….’e fenilketönüri tarama programı çerçevesinde gerekli olan testin yapılmaması, geç tanı konulması, özel diyet programına geç başlanılması nedeniyle mental reterdasyon arızasına düçar olması sebebiyle … için %57 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmesinden dolayı 329,530-TL ve ömrünün sonuna kadar bakıma muhtaç olması nedeniyle 290,328-TL bakım ücreti olmak üzere toplam 619,858,00-TL maddi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 23.09.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; E:… sayılı dosyasında görülen dava devam etmekte iken, davacılar tarafından 21.02.2012 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesinin E:…. sayılı dosyasında yeni bir tazminat davası açılmış, görülen davada ilgili Mahkemece 26.05.2015 tarih ve E:…, K:…. sayılı kararla ‘davanın kabulüne’ karar verilmiştir. Söz konusu kararın, davalı idarece temyiz yoluna başvurulması sonucunda, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 19.11.2015 tarihli, E:…, K:… sayılı kararıyla ilk derece mahkemesi kararı görev yönünden bozulmuştur.
Bunun üzerine dosyanın gönderildiği … Asliye Hukuk Mahkemesince … tarihli, E:…, K:… sayılı kararla bozma kararına uyularak görevsizlik kararı verilmiş, bu karar davacılar vekiline 30.06.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Söz konusu görevsizlik kararının taraflarca kanun yoluna başvurulmayarak 18.07.2016 tarihinde kesinleşmesi üzerine davacılar tarafınan 04.05.2017 tarihinde idare mahkemesinde dava açılmıştır.
. İdare Mahkemesince, davacılar tarafından adli yargıda açılan davanın görev yönünden reddine ilişkin kararın kesinleşme tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde ancak söz konusu 30 günlük sürenin bitişinin çalışmaya ara verme zamanına rastlaması nedeniyle en geç 07.09.2016 tarihinde görevli yargı yerinde dava açılması gerekirken davanın bu süre geçirildikten sonra 04.05.2017 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından yapılan istinaf başvurusu, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararıyla reddedilmiştir.
Davacılar tarafından… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
…. 17.5.2002 tarihinde Gaziantep 75. Yıl Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesinde doğum yapmıştır. Bebek …’den fenilketonüri tarama programı çerçevesinde gerekli olan kanın alınıp testin yapılmaması sonucu, bebeğin rahatsızlanması nedeniyle ailenin müracaatı üzerine Ankara Dr. Sami Ulus Hastanesinde alınan kan örneği sonucunda bebeğe “Fenilketönüri” tanısı konulmuştur.
…. için 30.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi, davacı … . için 15.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi, davacı … 15.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi, davacılar … ve … için bakım ücreti olarak 5.000,00 TL olmak üzere toplam 65.000,00 TL maddi 90.000,00 TL manevi zararın 25.06.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle 2003 yılında … İdare Mahkemesi nezdinde dava açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin 27.12.2005 tarih ve … sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, bu karar, Danıştay Onuncu Dairesinin 17/02/2009 gün ve E:2006/5287, K:2009/1085 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Bozma kararı sonrası … İdare Mahkemesinin E:… sayılı esasına kayıtlı dosyasındaki 25.6.2004 tarihli Ara Kararına Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesince verilen 4.10.2004 tarihli cevapta; bebek … ‘e, 45 günlük iken Ankara Dr. Sami Ulus Çocuk Hastanesinden labaratuvarlarına gönderilen idrar ve kan örneklerinde fenilalaninde artış saptanarak fenilketonüri tanısının konduğu, aynı örnekten kantitatif fenilalanin ölçümü yapılarak tanının kesinleştirildiği; hastalığın yapacağı beyin hasarının yaşam boyu devam edecek olan fenilalaninden kısıtlı diyet uygulaması ile önlenebileceği, adı geçen hastaya bu tedavinin ise 45 günlük iken başlanıldığı; hastalık tedavi edilmediği takdirde ağır beyin hasarı yaratacağı, kişinin özbakımını yapamayacak kadar ağır özürlü olacağı belirtilmiştir.

Adli Tıp Kurumu’na yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, davacılardan …’de mevcut mental retardasyon arızasının 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerinden yararlanılarak ve ileride ibraz edeceği meslek ve mevkii bilinmemekle meslek grup numarası grup 1 (bir) kabul olunarak E cetveline göre % 57.0 (yüzde elliyedi nokta sıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı yönünde rapor verilmiştir.
… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla maddi tazminat isteminin 43.550,00 TL’lik kısmı ile manevi tazminat istemi olan 90.000,00 TL’nin kabulüne karar verilmiştir. Bu kararın, davalı idarece temyiz edilmesi sonucunda Dairemizin 27.02.2014 tarihli, E:2013/10318, K:2014/1322 sayılı kararıyla kararın onandığı, 17.12.2014 tarihli, E:2014/5610, K:2014/9702 kararıyla da davalı idarenin karar düzeltme talebinin reddine karar verilerek Mahkeme kararının kesinleştiği anlaşılmaktadır.
… İdare Mahkemesinin E:… sayılı esasına kayıtlı dosyasında görülen dava devam etmekte iken, davacılar tarafından 21.02.2012 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı esasına kayıtlı dosyasında yeni bir tazminat davası açıldığı, görülen davada ilgili Mahkemece 26.05.2015 tarih ve E:… , K:… sayılı kararla ‘davanın kabulüne’ karar verildiği, söz konusu kararın, davalı idarece temyiz yoluna başvurulması sonucunda, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararıyla görev yönünden bozulduğu, bunun üzerine dosyanın gönderildiği … Asliye Hukuk Mahkemesince … tarihli, E:… , K:… sayılı kararla bozmaya uyularak görevsizlik kararı verildiği, bu kararın davacılar vekiline 30.06.2016 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu görevsizlik kararının taraflarca kanun yoluna başvurulmayarak 18.07.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bunun üzerine davacılar tarafından, 04.05.2017 tarihli dilekçe ile ilk davada ıslah imkanı olmadığı gerekçesiyle karşılanamayan zararlarının … %57 oranındaki meslekte kazanma kaybına karşılık olarak 329.530,00 TL ile bakıcı gideri olarak 290.328,00 TL’nin davalı idarece tazmini istemiyle dava açılmıştır.
İdare Mahkemesince, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.02.2016 tarihli, E:… , K:… sayılı görevsizlik kararının 18.07.2016 tarihinde kesinleştiği dikkate alındığında, en geç 07.09.2016 tarihinde görevli yargı yerinde dava açılması gerekirken davanın bu süre geçirildikten sonra 04.05.2017 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlığın çözümü açısından öncelikle idari yargıda açılan bu davanın mahiyetinin belirlenmesi gerekmektedir. İdari yargıda açılan tam yargı davalarında dava konusu miktarın artırılabilmesi, 11.04.2013 tarih ve 6459 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 16. maddesinin 4. fıkrasına eklenen cümle ile mümkün olabilmiştir.
Davacılar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 3. maddesi ile idari eylem nedeniyle oluşan bedensel zararlardan kaynaklı davalarda kanun koyucu tarafından adli yargının görevli kılınması üzerine, İdare Mahkemesinde davaları görülmekte iken ilave zararlarının karşılanması istemiyle … Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmışlar, davalarının kabulüne karar verilmiş, ancak 6100 sayılı Kanun’un 3. maddesindeki düzenlemenin Anayasa Mahkemesinin 16.02.2012 tarih ve E:2011/35, K:2012/23 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle Yargıtay tarafından bu davada idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle Mahkemenin kabul kararı bozulmuştur.
Olayın safahatı dikkate alındığında, temyizen incelenmekte olan uyuşmazlığın … İdare Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında görülen davanın devamı niteliğinde olduğu ve açılan bu ikinci davanın ilk dava ile tümü karşılanamayan bakıcı giderleri ile meslekte kazanma gücü kaybına ilişkin zararların tazminine yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
AİHM’in, Okçu – Türkiye kararında da belirtildiği üzere, medeni hukukun aksine Türk idare hukukunun başvurana dava devam ederken ilk başta talep ettiği rakamın yeniden değerlendirilmesini isteme imkânı tanımamasını öngören usule ilişkin engelin, Devletin sorumluluğuna giren bir tazminat davasında, davacıların uğradıkları zararlarını ortadan kaldıracak yeterli bir çözüm getirmediği belirtilmektedir(Başv. No:39515/03, 21.07.2009).
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile getirilen değişiklikle tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktarın, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar bir defaya mahsus olarak artırılabileceği düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeden önce idari yargıdaki usule ilişkin engel nedeniyle giderilemeyen zararın tazmini istemiyle açılan tazminat davaları, esas uyuşmazlığın tamamlayıcısı ek dava niteliğindedir.
Bu durumda, 2577 sayılı Kanun’un 9. maddesinde öngörülen görevli olmayan yargı yerine başvurulması sonucu, davanın görev yönünden reddi üzerine verilecek kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren görevli idari yargı merciinde dava açılmasını öngören 30 günlük süre, uğranılan zarara ilişkin ilk defa adli yargı yerine başvurulması üzerine verilecek davanın görev yönünden reddine ilişkin kararlarında dikkate alınacak olup, önceden idari yargıda dava açılan ancak usulî engel nedeniyle zararın tümünün karşılanamadığı bu tür davalarda bu süre dikkate alınmayacaktır.
Usulî engel nedeniyle idari yargıda karşılanamayan tazminata yönelik kanun gereği adli yargıda dava açılmasının zorunlu olduğu bu uyuşmazlıkta, adli yargı mahkemesince verilen davanın görev yönünden reddine ilişkin kararın kesinleşme tarihinden sonra, idare mahkemesinde açılan davada, süreye bakılmaksızın işin esasına girilerek, hizmet kusuru nedeniyle ilgililere idarece verilen zararın ilk karar ile tazmin edilmeyen kısmının tazmininin, hukukun ve hakkaniyetin bir gereği olduğu, aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:….; K:…. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 06/06/2018 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.