Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2018/4147 E. , 2019/38 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4147
Karar No : 2019/38
TEMYİZ EDEN VE
KARŞI TARAF (DAVALI) :
VEKİLİ :
TEMYİZ EDEN VE
KARŞI TARAF (DAVACI) :
VEKİLİ :
İSTEMLERİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının, davacı tarafından esas yönünden; davalı idare tarafından ise, vekalet ücreti yönünden hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek karşılıklı olarak temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının alkollü olarak araç kullandığından bahisle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 48/5 maddesi uyarınca sürücü belgesinin 6 ay süreyle geri alınmasına ve idari para cezası verilmesine ilişkin 16.04.2012 tarih ve …, … sayılı işlemlerin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; Danıştay Onbeşinci Dairesinin 11/11/2015 tarih ve E:2015/2125, K:2015/7406 sayılı bozma kararına uyularak, kan örneklerinin karıştığı iddiasıyla moleküler genetik inceleme yapılması talebiyle açılan davanın davacı aleyhine sonuçlandığı, davacıdan 21.15’te alınan kan örneğine göre davacının 1,38 promil alkollü olduğu, ortalama olarak kan alkol düzeyinin bir saatte 15 mg/dl (0,15 promil) azaldığı dikkate alındığında, davacının olayın olduğu 15.30 civarında 2,25 promil alkollü olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmakta olup, davacının yasal sınırın üzerinde alkollü olarak araç kullandığı sabit olduğu sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, vekil ile temsil edildiği halde lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
Davacı tarafından, kan alma işleminin prosedüre uygun olarak yapılmadığı, hiçbir şekilde alkol almadığı ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemler yönünden verilen davanın reddine yönelik kısmının onanması, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesine ilişkin kısmının ise bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinde, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile elektronik işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ‘Yargılama Giderleri’ başlıklı 323.maddesinde; vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun ‘Avukatlık Ücreti’ başlıklı 164. maddesinde avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği, 168. maddesinin son fıkrasında ise, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.
659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin “Takip ve temsil yetkileri ile bunların kapsamı, niteliği ve kullanılması” başlıklı 6. maddesinde; “İdareler, kendi iş ve işlemleriyle ilgili olarak açılacak adli ve idari davalar ile tahkim yargılaması ve icra işlemlerinde taraf sıfatını haizdir. İdareleri adli ve idari yargıda, icra mercileri ve hakemler nezdinde vekil sıfatıyla doğrudan temsil yetkisi; hukuk birimi amirleri, hukuk müşavirleri, muhakemat müdürleri ve avukatlara aittir. “Davalardaki temsilin niteliği ve vekalet ücretine hükmedilmesi ve dağıtımı” başlıklı 14. maddesinde de; “Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekalet ücreti takdir edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı tarafın temyiz istemi incelendiğinde;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin temyiz istemi incelendiğinde;
Davalı idare tarafından davanın vekil aracılığıyla takip edildiği anlaşıldığından, Mahkemece davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken; aksi yönde verilen kararda bu yönüyle isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine, davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı temyize konu kararının; davanın reddine ilişkin kısmının ONANMASINA, vekalet ücretine ilşkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.