Danıştay Kararı 15. Daire 2018/3780 E. 2019/217 K. 23.01.2019 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2018/3780 E.  ,  2019/217 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/3780
Karar No : 2019/217

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU :
1. Davacı şirketin kurup işletmek istediği özel hastane için ön izin verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 02.02.2009 tarih ve 4108 sayılı işlemin iptali istenilmektedir.
2. İşlemin dayanağı olan Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne 15.02.2008 tarih ve 26788 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yönetmelikle eklenen Geçici 6. maddenin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Dava konusu Yönetmelik hükmünün üst hukuk normlarına aykırı olduğu, düzenleme yapılırken kazanılmış haklara riayet edilmediği ve söz konusu hüküm ve bu hükme dayanılarak tesis edilen ön izin talebinin reddine dair işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
DAVALILARIN SAVUNMASI :
Dava konusu Yönetmelik hükmünün üst hukuk normları ile hizmetin gerekleri ve kamu yararına uygun olduğu, buna dayalı dava konusu işlemde de hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ :
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararında belirtilen gerekçe ile davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI DÜŞÜNCESİ :
Dava davacı şirketin kurup işletmek istediği özel hastane için ön izin verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 02/02/2009 günlü, 4108 sayılı işlemin ve işlemin dayanağı olan 15/02/2008 günlü, 26788 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğe eklenen Geçici 6. maddenin iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onbeşinci Dairesinin 17/09/2014 günlü, E:2013/2547, K:2014/6215 sayılı kararıyla Geçici 6. maddenin eksik düzenleme nedeniyle hukuka aykırı olduğu, hukuka aykırılık sebebi belirtilen bu düzenleme uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde de hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptali yolundaki kararı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 08.03.2018 günlü, E:2015/783, K:2018/793 sayılı kararı ile bozulmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46.maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarına karşı Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 38. maddesinde; İdari Dava Daireleri Kurulunca idari dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen incelenebileceğİ öngörülmüş olup, 2577 sayılı Kanunun 49.maddesinin 4. fıkrasında ise Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması halinde ısrar hakkı tanınmamıştır.
Yukarıda sözü edilen yasa maddeleri uyarınca Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların bozulması halinde ısrar olanağı bulunmadığından, İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararında yer alan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesince, Dairemizin 17.09.2014 tarihli ve E:2013/2547, K:2014/6215 sayılı kararının, İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 08.03.2018 tarihli ve E:2015/783, K:2018/793 sayılı kararı ile bozulması üzerine gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı, 14.01.2019 tarihinde İdareye başvurarak, …İli … İlçesi …pafta …ada …parselde kayıtlı arsa üzerine inşa edilecek olan özel hastane için ön izin verilmesini talep etmiştir.
Davacının talebi, talebin 15.02.2008 tarihi sonrası yapılmış olması nedeniyle Özel Hastaneler Yönetmeliğinin Geçici 6. maddesinin 1. fıkrası gerekçe gösterilerek dava konusu bireysel işlemle reddedilmiştir.
Bakılan dava, 02.02.2009 tarih ve 4108 sayılı işlem ve bu işleminin dayanağı olan Özel Hastaneler Yönetmeliğine 15.02.2008 tarih ve 26788 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yönetmelikle eklenen Geçici 6. maddenin hukuka aykırı olduğu iddialarıyla açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
İlgili Mevzuat:
Anayasa’nın 56. maddesinde; “Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.” hükmü yer almaktadır.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 3. maddesinde; “Sağlık kurum ve kuruluşları yurt sathında eşit, kaliteli ve verimli hizmet sunacak şekilde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca, diğer ilgili bakanlıkların da görüşü alınarak planlanır, koordine edilir, mali yönden desteklenir ve geliştirilir. Koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmek suretiyle kamu ve özel bütün sağlık kurum ve kuruluşlarının kurulması ve işletilmesinde kaynak israfı ve atıl kapasiteye yol açılmaksızın gerektiğinde hizmet satın alınarak kaliteli hizmet arzı ve verimliliği esas alınır. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ilgili Bakanlığın muvafakatını alarak, kamu ve özel bütün sağlık kurum ve kuruluşlarına koruyucu sağlık hizmeti görevi verir ve bu kurum ve kuruluşların bütün sağlık hizmetlerini denetler. Bütün sağlık kurum ve kuruluşları ile sağlık personelinin ülke sathında dengeli dağılımı ve yaygınlaştırılması esastır. Sağlık kurum ve kuruluşlarının kurulması ve işletilmesi bu esas içerisinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca düzenlenir. Bu düzenleme ilgili Bakanlığın görüşü alınarak yapılır. Gerek görüldüğünde özel sağlık kuruluşlarının her türlü ücret tarifeleri Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca onaylanır. Kamu kurum ve kuruluşlarına ait sağlık kuruluşları veya sağlık işletmelerinde verilen her türlü hizmetin fiyatları Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca tespit ve ilan edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İşlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 181 sayılı nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. maddesi uyarınca; herkesin hayatını bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan tam iyilik hali içinde sürdürmesini sağlamak için fert ve toplum sağlığını korumak ve bu amaçla ülkeyi kapsayan plan ve programlar yapmak, uygulamak ve uygulatmak, her türlü tedbiri almak, gerekli teşkilatı kurmak ve kurdurmak, nın görevleri arasında sayılmıştır.
Alıntısı yapılan hükümler uyarınca; ülke sathında sağlık hizmetinin sunumunu tek elden planlamak, uygulamak, uygulatmak, koordine etmek, geliştirmek, denetlemek, sağlık kurumlarının niteliklerini ve dağılımını belirlemek konusunda yeki sahibi olan tarafından değişen ve gelişen toplumsal ihtiyaçlar, kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda, mevzuatın tanıdığı yetki çerçevesinde sağlık hizmetinin planlanmasında değişiklikler yapılabileceği açıktır.
Özel Hastaneler Yönetmeliği’nde değişiklik yapan, 15/02/2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile Yönetmeliğe ek 4. madde eklenmiş olup madde hükmü ile faaliyetine ihtiyaç duyulan sağlık kurum ve kuruluşları ile bunlara ait sağlık insan gücü, tıbbi hizmet birimleri ve nitelikleri ile teknoloji yoğunluklu tıbbi cihaz dağılımı alanlarında kamu ve özel sektörü kapsayacak şekilde planlama yapılması öngörülmüştür. Temyize konu Geçici 6. maddenin birinci fıkrası ile de; Ek 4. maddeye atıfla anılan bu maddenin uygulamaya geçirilmesi bağlamında, 15/02/2008 tarihinden itibaren Bakanlıkça yapılacak planlama kapsamı dışında yeni özel hastane ön izin başvurusu ve mevcut ruhsatlandırılmış özel hastanelere tıbbi hizmet birimi, sağlık çalışanı veya teknoloji yoğunluklu tıbbi cihaz ilave taleplerinin kabul edilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Dava Konusu Yönetmeliğin Geçici 6. maddesinin İncelenmesi:
Dava konusu Yönetmeliğin Geçici 6. maddesinin 1. fıkrasında, 15/02/2008 gününden sonra Bakanlıkça yapılacak planlama kapsamı dışında yeni özel hastane ön izin başvurusunun kabul edilmeyeceği düzenlenmiştir. Bununla birlikte, 11/03/2009 günlü, 27166 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle geçici 9. madde hükmü Yönetmeliğe eklenmiş olup madde metninde; “11/3/2009 tarihi itibariyle hastane binası inşaatı tamamlanmış olmak kaydıyla, 15/2/2008 tarihi öncesinde binanın bulunduğu arsası imar planlarında sağlık alanına çevrilmiş veya arsayı sağlık alanına çevirme işlemlerini başlatmış olanlar veya 15/2/2008 tarihinden önce ilgili belediyeden hastane binası olarak inşaat ruhsatı alanlar Bakanlığa başvurabilirler. 11/3/2009 tarihinden itibaren en geç üç ay içinde Bakanlığa başvurulur. ” hükmüne yer verilmiştir.
Düzenlemenin metninden de anlaşıldığı üzere, 15/02/2008 tarihi öncesinde hastane binasının bulunduğu arsa imar planlarında sağlık alanına çevrilmiş veya arsayı sağlık alanına çevirme işlemlerini başlatmış olanlar veya 15/02/2008 tarihinden önce ilgili belediyeden hastane binası olarak inşaat ruhsatı alanlar için 11/06/2009 gününe kadar başvuru imkânı getirilmiş olup, bu düzenleme yapılırken de yine özel hastanelerin kurulmasının bir plana bağlanmasını öngören Ek 4. maddenin Yönetmeliğe eklendiği 15/02/2008 tarihi esas alınarak şart ve koşullar belirlenmiştir.
11/03/2009 günlü yönetmelik değişikliğiyle getirilen başvuru imkânının geriye yönelik olarak 15/02/2008 tarihinden sonra, ilgili kuruluşlara başvurmasına rağmen planlama kapsamında olmaması nedeniyle ön izin başvurusunda bulunmayanlara da Geçici 9. maddede yer alan koşulları taşımak kaydıyla başvuru imkanı getirildiği açıktır ve dava konusu Geçici 6. madde hükmünden daha sonra yapılan Yönetmelik değişikliği Geçici 6. madde metninde yer alan düzenlemeleri hukuka aykırı hale getirmez.
Dava Konusu 02.02.2009 tarih ve 4108 Sayılı İşlemin İncelenmesi:
Hukuka uygun bulunan Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin Geçici 6. maddesi uyarınca tesis edilen bireysel işlemde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Ayrıca, davacı şirketin 11/03/2009 günlü değişiklikle Yönetmeliğe eklenen Geçici 9. madde hükmü uyarınca madde metninde belirtilen süre zarfında ve öngörülen koşullar çerçevesinde başvuru hakkına sahip bulunduğu ve ilgili kurumların da bu başvuruyu Geçici 9. maddedeki koşullar yönünden değerlendireceği açıktır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne 15.02.2008 tarih ve 26788 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yönetmelikle eklenen Geçici 6. madde yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. 02.02.2009 tarih ve 4108 sayılı işlem yönünden DAVANIN REDDİNE,
3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen, davacı tarafından ödenen toplam …TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından ödenen … TL yargılama giderinin davacıdan alınarak verilmesine, davalı tarafından ödenen … TL yargılama giderinin davacıdan alınarak ‘na verilmesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya ve davalı ‘na iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 23/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.