Danıştay Kararı 15. Daire 2018/2570 E. – K. 02.08.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2018/2570 E.  ,  / K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/2570

Davacı ve Yürütmenin
Durdurulmasını İsteyen :
Vekili :
Davalı :
Vekilleri :
İstemin Özeti : 08/05/2018 tarihli ve 30415 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve Bağlı Kuruluşlarına Ait Kurum ve Kuruluşlar İle Devlet Üniversitelerinin İlgili Birimlerinin Birlikte Kullanımı İle İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesi ile değiştirilen asıl Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrasının, düzenlemenin subjektif bir içeriğe sahip olduğu, sağlık tesisinin insan gücü ve diğer kaynaklarının değerlendirme kriterlerinin ne olduğunun belli olmadığı, dayanak Kanunda böyle bir düzenleme olmadığı, düzenleme ile personelin tabi olduğu mevzuat bir kenera bırakılarak personel planlaması yapılmak istenildiği; 8. maddesi ile değiştirilen asıl Yönetmeliğin 9. maddesinin 1., 2. ve 3. fıkralarının, birinci fıkranın dayanak Kanun hükmüne aykırı olduğu, 3359 sayılı Kanun’un Ek 9. maddesinde böyle bir düzenleme bulunmadığı, ikinci fıkrada, 2547 sayılı Kanun ve Yüksek Öğretim Personel Kanunu ile düzenlenen sağlık personelinin çeşitli hak ve görevlerinin bir Yönetmelik maddesi ile ’na bağlı başhekime bırakılmasının yasama yetkisinin devri anlamına geldiği, üçüncü fıkra hükmünün, özel kanunlar ile düzenlenen çalışma biçimi, yetki ve sorumlulukların tüm personel bakımından yönetmelik maddesi ile değiştirileceği anlamına geldiği; 9. maddesi ile değiştirilen asıl Yönetmeliğin 10. maddesinin 1. fıkrasının, uzmanlık eğitimi konusunda ihtisaslaşmış üniversite yetkilerinin Bakanlığa devredilmesinin hukuka aykırı olduğu iddia edilerek iptali ve yürütmesinin durdurulması ile bu düzenlemenin dayanağını oluşturan 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun Ek 9. maddesinin son fıkrasının Anayasaya aykırılığı iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : 08/05/2018 tarihli ve 30415 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve Bağlı Kuruluşlarına Ait Kurum ve Kuruluşlar İle Devlet Üniversitelerinin İlgili Birimlerinin Birlikte Kullanımı İle İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesi ile değiştirilen asıl Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrası bakımından, değişikliğin teşkilatında yapılan değişikliklere uyum sağlamak maksadını haiz olduğu, Sağlık tesisinin insan gücü ve diğer kaynaklarının değerlendirme kriterlerinin Kanun ve Yönetmeliğin diğer hükümleri ile belirli olduğu (3359 sayılı Kanun Ek-9/1, dava konusu Yönetmeliğin 4. ve 5. maddeleri); 8. maddesi ile değiştirilen asıl Yönetmeliğin 9. maddesinin 1., 2. ve 3. fıkraları bakımından, değişikliğin teşkilatında yapılan değişikliklere uyum sağlamak maksadını haiz olduğu, dayanak Kanunda birlikte kullanıma geçilen sağlık tesislerinin Bakanlığın tâbi olduğu mevzuat uyarınca işletileceği ve tesisin üniversitenin görüşü alınarak Bakanlıkça atanan başhekim tarafından yönetileceğinin açıkça düzenlendiği, eğitim-araştırma faaliyetlerinin ilgili fakülte dekanının yetki ve sorumluluğunda yürütüleceği; 9. maddesi ile değiştirilen asıl Yönetmeliğin 10. maddesinin 1. fıkrası bakımından, 3359 sayılı Kanun’un Ek-9. maddesinin 3. fıkrasında, birlikte kullanıma tâbi birden fazla tesis olabileceği, her bir tesisin geneli için tesiste verilecek eğitim hizmetlerinden sorumlu olarak dekana yardımcı olmak üzere bir eğitim sorumlusu görevlendirileceği öngörülerek eğitim sorumlusunun görevlendirilme usulünün düzenlendiği, Kanun’un 6745 sayılı Kanun ile değişik mevcut hükmünün önceki düzenlemeden farklı olduğu, Yönetmelikte bu farklı durumun gözetildiği, 3359 sayılı Kanun ve Yönetmeliğin 8. maddesinde birilikte kullanılan sağlık tesisinde verilen eğitimin “tamamından sorumlu” olarak yapılacak görevlendirmenin düzenlendiği, Kanun hükmünün birim/program bazlı düzenleme getirmediği, program/birim eğitim sorumluluğu hususunda Ek 9. madde ile birlikte bu maddenin yaptığı atıf çerçevesinde aynı Kanun’un Ek 1. maddesi hükmünün uygulanacağı, bu çerçevede bu alanda başhekimin sorumlu olduğu, davacı tarafın, “tesis eğitim sorumlusu” ile “birim eğitim sorumlusu” kavramları aynı kavramlarmış gibi Kanuna aykırılık iddialarını ileri sürdüğü, iptali istenilen Yönetmeliğin 10. maddesinin birinci fıkrasında yer alan program yöneticisi ile Yönetmeliğin 8. maddesinde düzenlenen eğitim sorumlusu kavramlarının, uzmanlık eğitimlerinin birlikte kullanımdaki sağlık tesislerinde kurum ve birim bazında yapılmasına göre ayrım göstermekte olduğu, eğitim hizmetlerinin yerine getirilmesinden genel olarak dekan yetkili ve sorumlu ise de; birlikte kullanım ve işbirliği mevzuatına göre başhekimin sağlık tesisindeki her türlü sağlık ve destek hizmeti, üniversite personelinin sağlık hizmeti sunumu da dahil olmak üzere eğitim ve sağlık hizmetlerinin aksamadan ve verimli şekilde yürütülmesi için her türlü tedbiri almaya yetkili olduğu, bu konuda dekan ile işbirliği içerisinde çalıştığı göz önüne alındığında, eğitim sorumlusunun dekan tarafından; klinikte yürütülen uzmanlık eğitimi programlarının planlanması, yürütülmesi ve denetiminden sorumlu olan program yöneticisinin ve idari işleyişten sorumlu idari sorumlunun başhekim tarafından görevlendirilmesinin mevzuata uygun olduğu, davacının Anayasa aykırılık iddiasının yerinde olmadığı belirtilerek davanın ve yürütmenin durdurulması isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Dava konusu Yönetmelik ile değiştirilen asıl Yönetmeliğin 9. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “…tam zamanlı görev yapar…” ibaresi ile 10. maddesinin 1. fıkrası yönünden yürütmenin durdurulması isteminin kabul edilmesi, davanın diğer kısımları yönünden ise 2577 sayılı Kanun’un 27. maddesinin 2. fıkrasında sayılan koşullar gerçekleşmediğinden yürütmenin durdurulması isteminin reddedilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren, 2575 sayılı Danıştay Kanununun Ek 1. maddesi uyarınca Danıştay Sekizinci ve Onbeşinci Dairelerinden oluşan müşterek kurulca, davalı idarenin birinci savunması alındıktan sonra incelenmesine karar verilen yürütmenin durdurulması istemi, savunmanın verildiği görülmüş olmakla yeniden incelenerek, Üye..in; dava konusu düzenlemelerin davacı Sendikanın amacı ile ilgisi bulunmadığı gibi tüm üyelerinin menfaatine de aykırı olmaması nedeniyle davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği yolundaki azlık oyuna karşılık, davacının bu davayı açmakta ehliyetli olduğuna oyçokluğuyla karar verilerek işin esasına geçildi, gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinde, idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebileceği hükme bağlanmıştır.
Dava; 08/05/2018 tarihli ve 30415 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve Bağlı Kuruluşlarına Ait Kurum ve Kuruluşlar İle Devlet Üniversitelerinin İlgili Birimlerinin Birlikte Kullanımı İle İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesi ile değiştirilen asıl Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrasının, 8. maddesi ile değiştirilen asıl Yönetmeliğin 9. maddesinin 1., 2. ve 3. fıkralarının, 9. maddesi ile değiştirilen asıl Yönetmeliğin 10. maddesinin 1. fıkrasının iptali ve yürütmesinin durdurulması ile bu düzenlemenin dayanağını oluşturan 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun Ek 9. maddesinin son fıkrasının Anayasaya aykırılığı iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Davacının, Anayasaya aykırılık iddiası bu aşamada yerinde görülmemiştir.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanun’un -07/09/2016 tarihli ve 29824 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6745 sayılı Kanun’un 39. maddesi ile değişik- Ek 9. maddesinde;
“(Ek: 21/1/2010-5947/11 md.; Değişik: 11/10/2011-KHK-663/58 md.; Değişik: 4/7/2012-6354/8 md.) (1) (Değişik birinci cümle: 20/8/2016-6745/39 md.) Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna bağlı sağlık tesisleri ile üniversitelerin tıp ve diş hekimliği alanında lisans ve uzmanlık eğitimi veren kurumları; eğitim, araştırma ve sağlık hizmeti sunumu için insan gücü, mali kaynak, fiziki donanım, bina, tıbbi cihaz ve diğer kaynakları karşılıklı olarak aşağıdaki usul ve esaslara göre birlikte kullanabilir. Ancak, büyükşehir olan iller dışındaki illerde eğitim ve araştırma hizmetleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren eğitim ve araştırma hastanesi veya üniversite sağlık uygulama ve araştırma merkezlerinden yalnızca biri tarafından verilebilir. Bu illerde Bakanlık ve bağlı kuruluşları ile üniversiteler, tıp lisans eğitimi ve/veya tıpta uzmanlık eğitimi için ortak kullanım ve işbirliği yapar.
Birlikte kullanılacak sağlık tesisleri için, Bakanlık ve Başkanlığının uygun görüşü alınarak, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı ile üniversite rektörü arasında birlikte kullanım protokolü akdedilir.
Birlikte kullanımdaki sağlık tesislerinde tıpta uzmanlık ve lisans eğitimleri, uzmanlık öğrencilerinin eğitimi de dâhil olmak üzere, ilgili mevzuata göre ilgili fakülte dekanının yetki ve sorumluluğunda yürütülür. (Ek cümleler: 20/8/2016-6745/39 md.) Dekan, hastane yöneticisinin görüşünü alarak varsa profesör, yoksa doçent unvanını haiz öğretim üyelerinden birini, doçent de yoksa yardımcı doçent veya eğitim görevlilerinden birini eğitim sorumlusu olarak görevlendirir. Başhekim aynı zamanda üniversite yönünden sağlık uygulama ve araştırma merkezi müdürü sayılır. Birlikte kullanıma geçilen sağlık tesisleri, Bakanlığın tâbi olduğu mevzuat uyarınca işletilir ve tesis, üniversitenin görüşü alınarak Bakanlıkça atanan başhekim tarafından yönetilir. Birlikte kullanıma geçilen sağlık tesisinin kamu hastane birliği kapsamında olması hâlinde, o tesise ait yönetici görevlendirmeleri kamu hastaneleri birliği mevzuatı çerçevesinde yapılır. (Ek cümle: 2/1/2014-6514/44 md.) Birlikte kullanımdaki sağlık tesislerinde mesai sonrası hizmetler için 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 73 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına göre ilave ücret alınmaz.
(Ek fıkra: 20/8/2016-6745/39 md.) Birlikte kullanıma geçilen sağlık tesislerinin döner sermaye hesapları, sadece birlikte kullanılan birimlerle sınırlı olmak ve birlikte kullanıma geçildikten sonraki tasarruflara etkili olmak kaydıyla birleştirilir. Ancak borcun mevcut bir taşınıra ilişkin olması durumunda protokolün imza tarihinden önceki borçlar, sağlık tesisinin döner sermaye bütçesinden karşılanır.
(Ek fıkra: 20/8/2016-6745/39 md.) Birlikte kullanımdaki sağlık tesisleri ve ilgili birimlerde görevli öğretim elemanları dâhil tüm personel; ihtiyaç duyulan tıbbi ve bilimsel danışmanlık, nöbet, konsültasyon ve diğer sağlık hizmetlerini yerine getirmekle ve bu kapsamda kendilerine yapılan davete icabet etmekle yükümlüdür. Bu şekilde nöbet tutan öğretim üyelerine de 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ek 33 üncü maddesi çerçevesinde ve eğitim görevlisi için belirlenmiş olan gösterge rakamı üzerinden nöbet ücreti ödenir.
(Değişik fıkra: 2/1/2014-6514/44 md.) 2547 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin (c) fıkrasının (1) numaralı bendinde sayılan ve ilgili fakültenin temel tıp bilimlerinde görev yapan öğretim üyesi, öğretim görevlisi ve araştırma görevlisi ile birlikte kullanımdaki sağlık tesislerinde fiilen görev yapan personele, üniversite personeli için 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen ek ödeme matrahı ve tavan ek ödeme oranları, Bakanlık ve bağlı kuruluşları personeli için ise 4/1/1961 tarihli ve 209 sayılı na Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanunun 5 inci maddesinde öngörülen ek ödeme matrahı ve tavan ek ödeme oranları esas alınarak Bakanlığın tabi olduğu ek ödeme mevzuatı doğrultusunda ek ödeme yapılır. Üniversite rektörü, rektör yardımcıları, genel sekreteri, ilgili birimin dekanı ve dekan yardımcılarına 2547 sayılı Kanunun 58 inci maddesi gereğince yönetici payı olarak yapılacak ek ödeme, birlikte kullanımdaki sağlık tesisinin döner sermaye hesabından yapılır.
Birlikte kullanılan sağlık tesisinde görev yapan personelin disiplin ve tüm özlük işlemleri kadrosunun bulunduğu kurumun ilgili mevzuatına göre yürütülür.
Üniversite tarafından, birlikte kullanılan kurum ve kuruluşlarda görevli personelin profesör ve doçent kadrolarına atanabilmesi için Bakanlığa ve bağlı kuruluşlarına ait eğitim görevlisi kadroları da kullanılabilir.
(Değişik fıkra: 20/8/2016-6745/39 md.) ve bağlı kuruluşlarının sağlık tesisleri ile üniversitelerin sağlık bilimleri eğitimi veren birimleri arasında, döner sermayeleri ayrı olmak suretiyle sağlık hizmeti sunumu, eğitim, araştırma, halk sağlığını geliştirme ve kurumların diğer faaliyet alanlarında işbirliği yapılabilir. İşbirliği protokolleri, üniversitenin ve ilgisine göre Bakanlık birimleri veya bağlı kuruluşlarının teklifi üzerine, Bakanlık ve Başkanlığının uygun görüşü alınarak vali ile rektör arasında imzalanır. Üniversitenin sağlık bilimleri alanında faaliyet gösteren birimlerinde görev yapan öğretim elemanlarından işbirliği kapsamında Bakanlık ve bağlı kuruluşları sağlık tesislerinde ya da Bakanlık ve bağlı kuruluşları personelinden üniversitede çalıştırılacaklar, karşılıklı mutabakat ile protokol eki liste ile belirlenir.
(Değişik fıkra: 20/8/2016-6745/39 md.) Birlikte kullanım ve işbirliğine ilişkin usul ve esaslar ile ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde döner sermaye gelirlerinden personele yapılacak ek ödemelere ilişkin diğer hususlar Maliye Bakanlığının ve nun uygun görüşü alınarak tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.” yönünde düzenlemelere yer verilmiştir.
Anılan Kanun hükmüne dayanılarak ve Bağlı Kuruluşlarına Ait Kurum ve Kuruluşlar ile Devlet Üniversitelerinin İlgili Birimlerinin Birlikte Kullanımı ve İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik hazırlanmış ve bu Yönetmelik tarafından 16/06/2017 tarihli ve 30098 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anılan Yönetmeliğin muhtelif maddelerinde, 08/05/2018 tarihli ve 30415 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve Bağlı Kuruluşlarına Ait Kurum ve Kuruluşlar İle Devlet Üniversitelerinin İlgili Birimlerinin Birlikte Kullanımı İle İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değişiklik yapılmıştır.
Buna göre; 16/06/2017 tarihli ve 30098 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve Bağlı Kuruluşlarına Ait Kurum ve Kuruluşlar ile Devlet Üniversitelerinin İlgili Birimlerin Birlikte Kullanımı ve İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin;
“Protokolün imzalanması, feshi ve diğer uygulama esasları” başlıklı 7. maddesinin ikinci fıkrasında; “(2) Birlikte kullanım protokolü imzalanacak sağlık tesisinin insan gücü ve diğer tüm kaynakları hakkında, hastanenin bağlı bulunduğu kamu hastaneler birliği genel sekreteri başkanlığında, hastane yöneticisi ve Dekandan oluşan komisyon tarafından ön değerlendirme raporu hazırlanır. Ön değerlendirme raporu, protokol imzalanacak sağlık tesisi için alınacak uygun görüş yazısı ekinde yer alır.” hükmü yer almakta iken; 08/05/2018 tarihli ve 30415 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan dava konusu Yönetmeliğin 6. maddesi ile “(Değişik:RG- 8/5/2018-30415) Birlikte kullanım protokolü imzalanacak sağlık tesisinin insan gücü ve diğer tüm kaynakları hakkında, hastanenin bulunduğu İl’in İl Sağlık Müdürünün başkanlığında, Başhekim ve Dekandan oluşan komisyon tarafından ön değerlendirme raporu hazırlanır. Ön değerlendirme raporu, protokol imzalanacak sağlık tesisi için alınacak uygun görüş yazısı ekinde yer alır.” şeklinde değiştirilmiştir.
“Sağlık tesislerinin işletilmesi” başlıklı 9. maddesinde; (1) Birlikte kullanıma geçilen sağlık tesisleri, Kurum tarafından bu Yönetmelik hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Kurumun tâbi olduğu mevzuat uyarınca işletilir. Birlikte kullanılan sağlık tesisinin hastane yöneticisi, üniversitenin görüşü alınarak ilgili mevzuat uyarınca atanır ve işlemler Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun tabi olduğu mevzuat çerçevesinde yürütülür. (2) Sağlık tesisindeki her türlü sağlık ve destek hizmeti, üniversite personelinin sağlık hizmeti sunumu da dâhil olmak üzere hastane yöneticisinin sorumluluğundadır. Hastane yöneticisi, eğitim ve sağlık hizmetlerinin aksamadan ve verimli şekilde yürütülmesi için ilgili mevzuat çerçevesinde her türlü tedbiri almaya yetkilidir ve bu konuda Dekan ile işbirliği içinde çalışır. (3) Birlikte kullanılan sağlık tesisleri ve ilgili birimlerde görevli personeller, öğretim elemanları ile eğitim görevlileri dâhil tüm tabipler eğitim ve araştırma faaliyetlerinin yanında, ilgili mevzuatında öngörülen nöbetler dâhil, sağlık hizmetlerinin aksatılmadan sürekli bir şekilde yürütülmesine yönelik çalışmaları yerine getirmekle yükümlüdürler.” hükmü yer almakta iken; 08/05/2018 tarihli ve 30415 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesi ile “(1) Birlikte kullanıma geçilen sağlık tesisleri, Bakanlık tarafından bu Yönetmelik hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Bakanlığın tâbi olduğu mevzuat uyarınca işletilir. Birlikte kullanılan sağlık tesisinin Başhekimi, üniversitenin görüşü alınarak ilgili mevzuat uyarınca atanır ve işlemler Bakanlığın tabi olduğu mevzuat çerçevesinde yürütülür. (2) Sağlık tesisindeki her türlü sağlık ve destek hizmeti, üniversite personelinin sağlık hizmeti sunumu da dâhil olmak üzere Başhekimin sorumluluğundadır. Başhekim, eğitim ve sağlık hizmetlerinin aksamadan ve verimli şekilde yürütülmesi için ilgili mevzuat çerçevesinde her türlü tedbiri almaya yetkilidir ve bu konuda Dekan ile işbirliği içinde çalışır. (3) Birlikte kullanılan sağlık tesisleri ve ilgili birimlerde görevli personeller, öğretim elemanları ile eğitim görevlileri dâhil tüm tabipler tam zamanlı görev yapar ve eğitim ve araştırma faaliyetlerinin yanında, ilgili mevzuatında öngörülen nöbetler dâhil, sağlık hizmetlerinin aksatılmadan sürekli bir şekilde yürütülmesine yönelik çalışmaları yerine getirmekle yükümlüdürler.” şeklinde değiştirilmiştir.
“Program yöneticisi ve idari sorumlunun görev ve yetkileri” başlıklı 10. maddesinin birinci fıkrasında; “(1) Birlikte kullanımdaki tesislerde Dekan tarafından hastane yöneticisinin de görüşü alınarak her uzmanlık eğitimi programı yürütülen birim için uzmanlık eğitimi mevzuatındaki şartları haiz bir program yöneticisi ile bir idari sorumlu görevlendirilir. Program yöneticisine aynı zamanda idari sorumluluk görevi de verilebilir. hükmü yer almakta iken; 08/05/2018 tarihli ve 30415 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin Yönetmeliğin 9. maddesi ile anılan birinci fıkra; “(1) Birlikte kullanımdaki tesislerde Başhekim tarafından her uzmanlık eğitimi programı yürütülen birim için uzmanlık eğitimi mevzuatındaki şartları haiz bir program yöneticisi ile bir idari sorumlu görevlendirilir. Program yöneticisine aynı zamanda idari sorumluluk görevi de verilebilir.” şeklinde değiştirilmiştir.
Davacı tarafından, anılan değişikliklerin iptali ve yürütmesinin durdurulması istenilmektedir.
İdare Hukukunda “usul” idari işlemin yapılmasında izlenen yol demektir. Dava konusu Yönetmeliğin çıkarılmasında izlenecek yol da; 3359 sayılı Kanun’un Ek 9. maddesinin 07/09/2016 tarihli ve 29824 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6745 sayılı Kanun’un 39. maddesi ile değişik son fıkrasında belirlenmiş ve “Birlikte kullanım ve işbirliğine ilişkin usul ve esaslar ile ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde döner sermaye gelirlerinden personele yapılacak ek ödemelere ilişkin diğer hususlar.. ve nun uygun görüşü alınarak tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.” hükmüne yer verilmek sûretiyle tarafından çıkarılacak olan Yönetmelik için, ‘nun ve …ı’nın uygun görüşünü alma şartı getirilmiştir. Yönetmelik değişikliklerinde de bu şekil kuralının geçerli olduğu muhakkaktır.
Bu kuraldan hareketle, Dairemizin E:2018/1880 sayılı dosyasında 29/05/2018 tarihli ara kararı ile; ‘ndan ve …ndan dava konusu Yönetmeliğe uygun görüş verilip verilmediği sorulmuş, , … ve ’ndan Yönetmeliğin hazırlık aşamasına ilişkin evrâk istenmiştir.
Ara kararına cevaben gönderilen evrâktan, dava konusu Yönetmeliğin hazırlığı aşamasında, değişiklik taslağının ‘na, …na gönderildiği, ilgili kurumlar tarafından Yönetmeliğin dava konusu edilen maddelerine yönelik olarak olumsuz görüş verilmediği, böylece değişikliklerin uygun görüldüğü anlaşılmıştır. Buna göre, dava konusu işlem şekil unsuru yönünden hukuka uygun bulunarak diğer unsurlar yönünden hukuka uygunluk denetimine geçilmiştir.
08/05/2018 tarihli ve 30415 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve Bağlı Kuruluşlarına Ait Kurum ve Kuruluşlar İle Devlet Üniversitelerinin İlgili Birimlerinin Birlikte Kullanımı İle İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değiştirilen asıl Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrası, 9. maddesinin 1., 2. fıkrası ile 3. fıkrasının “…tam zamanlı görev yapar…” ibaresi dışında kalan kısımları yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin 2. fıkrasında sayılan koşullar gerçekleşmemiştir.
I- 9. maddenin 2. fıkrası bakımından;
Sağlık tesisinin işletilmesi başlıklı 9. maddenin ikinci fıkrasında; sağlık tesisindeki her türlü sağlık ve destek hizmetinin, üniversite personelinin sağlık hizmeti sunumu da dâhil olmak üzere Başhekimin sorumluluğunda olduğu, Başhekimin, eğitim ve sağlık hizmetlerinin aksamadan ve verimli şekilde yürütülmesi için ilgili mevzuat çerçevesinde her türlü tedbiri almaya yetkili olduğu, bu konuda Dekan ile işbirliği içinde çalışacağı düzenlenmiştir.
Bu düzenleme ile aynı konuyu düzenleyen mülga 03/05/2014 tarihli ve 28989 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve Bağlı Kuruluşlarına Ait Sağlık Tesisleri ve Üniversitelere Ait İlgili Birimlerin Birlikte Kullanımı ve İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin ikinci fıkrasında “Sağlık tesisindeki her türlü sağlık ve destek hizmeti, üniversite personelinin sağlık hizmeti sunumu da dâhil olmak üzere hastane yöneticisinin sorumluluğundadır. Hastane yöneticisi, bu hizmetlerin aksamadan ve en verimli şekilde yürütülmesi için ilgili mevzuat çerçevesinde her türlü tedbiri almaya yetkilidir ve bu konuda dekanla işbirliği içinde çalışır.” hükmüne yer verilmiş olup anılan hükmün, Dairemizin 06/04/2015 tarihli ve E:2014/5232 sayılı kararı ile yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Kararın gerekçesi; “Dava konusu Yönetmeliğin 7. maddesinde birlikte kullanılacak sağlık tesislerinin işletilmesi düzenlenmiş olup, maddenin 2. bendinde; üniversite personelinin sağlık hizmeti sunumu da dahil olmak üzere sağlık tesisindeki her türlü sağlık ve destek hizmetinin, hastane yöneticisinin sorumluluğu altında olduğu, hastane yöneticisinin bu hizmetlerin aksamadan ve en verimli şekilde yürütülmesi için ilgili mevzuat çerçevesinde her türlü tedbiri almaya yetkili olduğu ve bu konuda dekanla işbirliği içinde çalışacağı belirtilmiştir.
Sağlık tesislerinin birlikte kullanımı, sağlık hizmet sunumu ve eğitim ve araştırma hizmetleri olmak üzere iki temel unsur üzerine kurulmaktadır. Sağlık hizmet sunumunun kalitesi ve verimliliği büyük önem arz etmekle birlikte, sağlık eğitimindeki kalite ve verimliliğin azalması halinde, uzun vadede sağlık hizmet sunumunun da bundan olumsuz etkileneceği dikkate alındığında, birlikte kullanımdaki tesislerdeki sağlık hizmet sunumunun eğitime herhangi bir olumsuzluk oluşturmayacak şekilde yürütülmesi esas olmalıdır.
Bu bağlamda, birlikte kullanılan tesislerde 3359 sayılı Kanunun Ek 9. maddesi uyarınca görevlendirilen hastane yöneticisinin sağlık hizmetinin aksatılmadan ve verimli bir şekilde yürütülmesinden sorumlu olduğu ve bu kapsamda bir takım tedbirleri alma görev ve yükümlülüğü bulunmaktaysa da bu tedbirlerin sınırının eğitim hizmetlerinin aksatılmaması olarak belirlenmesi gerekmektedir.
Nitekim, Yönetmelik taslağının hazırlanması aşamasında nun taslağa ilişkin görüşlerinin yer aldığı çalışmada, madde bendinin ‘hastane yöneticisinin, her türlü sağlık ve destek hizmeti ile üniversite personelinin sağlık hizmet sunumunu, eğitimi aksatmayacak şekilde yürütülmesini sağlayacağı’ şeklinde düzenlenmesinin uygun olacağı yolunda görüş verdiği görülmektedir.
Bu durumda; dava konusu bentte birlikte kullanımdaki sağlık tesislerinde, hastane yöneticisinin sorumluluğu ve bu konularda her türlü tedbiri almaya yetkili olduğu belirlenirken, eğitimin aksatılmamasına ilişkin bir koşul gözetilmeksizin yapılan eksik düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir.” şeklindedir.
Anılan karara karşı davacının itirazı İdari Dava Daireleri Kurulu’nca kabul edilerek ve tarafından müştereken çıkarılmadığı gerekçesi ile Yönetmeliğin tamamının yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmiş, ardından Dairemizin 07/06/2017 tarihli ve E:2014/5232, K:2017/3223 sayılı kararı ile Yönetmeliğin iptaline karar verilmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin 08/05/2018 tarihli ve 30415 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin 8. maddesi ile değişik 9. maddesinin 2. fıkrasında yer alan düzenlemenin yukarıda bahsedilen yürütmenin durdurulması kararında yer verilen gerekçe gözönünde bulundurularak ve bu gerekçeye uygun olarak ihdas edildiği anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, anılan düzenlemede üst hukuk normlarına ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
II- 9. maddenin 3. fıkrasında yer alan “…tam zamanlı görev yapar…” ibaresi bakımından;
9. maddenin 3. fıkrasında dava konusu düzenleme ile, “Birlikte kullanılan sağlık tesisleri ve ilgili birimlerde görevli personeller, öğretim elemanları ile eğitim görevlileri dâhil tüm tabipler tam zamanlı görev yapar ve eğitim ve araştırma faaliyetlerinin yanında, ilgili mevzuatında öngörülen nöbetler dâhil, sağlık hizmetlerinin aksatılmadan sürekli bir şekilde yürütülmesine yönelik çalışmaları yerine getirmekle yükümlüdürler.” şeklinde yapılan değişiklikle, birlikte kullanılan sağlık tesisleri ve ilgili birimlerde görevli personel, öğretim elemanları ile eğitim görevlileri dâhil tüm tabiplerin tam zamanlı görev yapacağı kuralı getirilmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 3359 sayılı Kanun’un Ek 9. maddesinin 7. fıkrasında, birlikte kullanılan sağlık tesisinde görev yapan personelin disiplin ve tüm özlük işlemlerinin kadrosunun bulunduğu kurumun ilgili mevzuatına göre yürütüleceği açıkça düzenlenmiş olup, birlikte kullanılan sağlık tesisinde görev yapan tüm personelin özlük işlemleri yönünden kendi mevzuatına tabi olacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Nitekim, bu kurala uygun olarak da Yönetmeliğin 14. maddesinde aynı yönde düzenlemeye yer verilmiştir.
Buna göre, çeşitli mevzuat hükümleri gereği (1219 sayılı Tababet ve Şaubatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu gibi) farklı çalışma rejimlerine tabi olan personel bakımından, anılan düzenlemede “…tam zamanlı görev yapar…” ibaresine yer verilmesi uygulamada karmaşaya sebebiyet vereceği gibi üst hukuk normuna da aykırı olacaktır.
Açıklanan nedenle, 08/05/2018 tarihli ve 30415 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmeliğin 8. maddesi ile değiştirilen asıl Yönetmeliğin 9. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “…tam zamanlı görev yapar…” ibaresinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
III- 10. maddenin 1. fıkrası bakımından;
Mülga 16/06/2016 tarihli ve 29744 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve Bağlı Kuruluşlarına Ait Sağlık Tesisleri ve Üniversitelere Ait İlgili Birimlerin Birlikte Kullanımı ve İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin dava konusu düzenleme ile benzer düzenleme içeren 8. maddesinde birlikte kullanılacak sağlık tesislerinde görev yapacak klinik, laboratuar ve eğitim sorumlularının görev ve yetkileri düzenlenmiş, maddenin 1. fıkrasında; birlikte kullanımdaki tesislerde başhekimin de görüşü alınarak hastane yöneticisi tarafından bir eğitim sorumlusu ile bir idari sorumlu görevlendirilebileceği, birimin eğitim sorumlusuna aynı zamanda idari sorumluluk görevi de verilebileceği, sağlık tesisinde görev yapan profesör, doçent ve/veya eğitim görevlileri arasından bir kişinin dekanın uygun görüşüyle klinik ve/veya laboratuvar eğitim sorumlusu olarak görevlendirileceği, profesör, doçent veya eğitim görevlisi bulunmadığı durumlarda bir yılını doldurmuş yardımcı doçent veya başasistanlar arasından aynı usulle görevlendirileceği, klinik ve laboratuvarlarda idari sorumlunun, öğretim üyesi, eğitim görevlisi veya uzman tabip olarak görev yapan personel arasından bir yıllık süreyle görevlendirileceği düzenlenmiş, maddenin ikinci fıkrasında; eğitim hizmetleri sorumlusunun, müfredat ve akademik takvime uygun olarak mezuniyet öncesi eğitimler ile ilgili mevzuat çerçevesinde uzmanlık eğitimlerinin planlanması, yürütülmesi ve denetiminden sorumlu olduğu, 3. fıkrasında ise; idari sorumlunun, ilgili klinik veya laboratuvarın sevk ve idaresi, mevcut kaynakların müşterek ve verimli bir şekilde kullanılması ile diğer birimler ve hastane yönetimiyle olan ilişkileri yürütmekle görevli olduğu düzenlenmiştir.
Anılan düzenlemenin 1. fıkrasının eğitim sorumlusunun görevlendirilmesine ilişkin kısımları Dairemizin 07/06/2017 tarihli ve E:2016/8173 sayılı kararı ile; “dava konusu Yönetmeliğin dayanağı 3359 sayılı Kanunun Ek 9. maddesindeki tıpta uzmanlık ve lisans eğitimlerinin, uzmanlık öğrencilerinin eğitimi de dâhil olmak üzere, tıp fakültesi dekanının yetki ve sorumluluğunda olduğu yönündeki açık düzenleme karşısında, eğitim sorumlusunun Kanuna uygun olarak dekan tarafından belirlemesi gerekirken, eğitim sorumlusunun başhekimin de görüşü alınmak sûretiyle hastane yöneticisi tarafından görevlendirilmesi ve eğitim sorumlusu olarak görevlendirilecek kişi belirlenirken dekanın görüşüne müracaat edilmesi yönünde yapılan düzenlemede üst hukuk normlarına uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle hukuka aykırı bulunarak, ilgili hükmün yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Ardından 16/06/2017 tarihli ve 30098 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve Bağlı Kuruluşlarına Ait Kurum ve Kuruluşlar ile Devlet Üniversitelerinin İlgili Birimlerin Birlikte Kullanımı ve İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin “Program yöneticisi ve idari sorumlunun görev ve yetkileri” başlıklı 10. maddesinde;
“(1) Birlikte kullanımdaki tesislerde Dekan tarafından hastane yöneticisinin de görüşü alınarak her uzmanlık eğitimi programı yürütülen birim için uzmanlık eğitimi mevzuatındaki şartları haiz bir program yöneticisi ile bir idari sorumlu görevlendirilir. Program yöneticisine aynı zamanda idari sorumluluk görevi de verilebilir.
(2) Program yöneticisi, müfredata uygun olarak ilgili mevzuat çerçevesinde tıpta ve diş hekimliğinde uzmanlık eğitimlerinin planlanması, yürütülmesi ve denetiminden sorumludur.
(3) İdari sorumlu, ilgili klinik ve laboratuvarda sunulan sağlık hizmetinin yirmi dört saat esasına göre kesintisiz olarak yürütülmesi ve verimlilik ölçütlerinin gerektirdiği yönetsel önlemlerin alınması, mevcut kaynakların müşterek ve verimli bir şekilde kullanılması ile diğer birimler ve hastane yönetimiyle olan ilişkileri yürütmekle görevli olup; bu görevlerin yürütülmesinden hastane yöneticisine karşı sorumludur.
(4) Program yöneticisi ve idari sorumlunun farklı kişiler olması halinde bunlar işbirliği ve uyum içerisinde çalışır.
(5) Program yöneticisi, programa dâhil olan tüm eğiticilerle birlikte eğitim programını hazırlayarak, hastane yöneticisinin uygun görüşü ile birlikte ana dallarda ilgili anabilim dalı başkanı, yan dallarda ise bilim dalı başkanı aracılığıyla Dekana sunarak eğitim programını onaylatır. Eğitim programında değişiklik olması halinde hastane yöneticisine bilgi verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan düzenlemeye karşı açılan davalarda, Dairemizin 22/05/2018 tarihli ve E.2017/2233 ve E.2017/2235 sayılı kararları ile yürütmenin durdurulması istemlerinin reddine karar verilmiştir.
2017 Yönetmeliğinin “Program yöneticisi ve idari sorumlunun görev ve yetkileri” başlıklı 10. maddesi hükmünde tanımlanan program yönetici ile mülga 2016 Yönetmeliğinin 8. maddesinde tanımlanan eğitim hizmetleri sorumlusunun tıpta uzmanlık eğitimi yönünden aynı sorumluluklarla donatıldığı görülmektedir.
Son olarak, dava konusu 08/05/2018 tarihli ve 30415 sayılı Yönetmeliğin 9. maddesi ile asıl Yönetmeliğin 10. maddesinde yapılan değişiklikle; maddenin birinci fıkrası “(1) Birlikte kullanımdaki tesislerde Başhekim tarafından her uzmanlık eğitimi programı yürütülen birim için uzmanlık eğitimi mevzuatındaki şartları haiz bir program yöneticisi ile bir idari sorumlu görevlendirilir. Program yöneticisine aynı zamanda idari sorumluluk görevi de verilebilir.” şeklinde değiştirilerek program yöneticisi ve idari sorumlunun hastane yöneticisinin görüşü alınarak dekan tarafından seçilmesi kuralından vazgeçilmiş, başhekim tarafından seçileceği yönünde düzenlemeye gidilmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 3359 sayılı Kanun’un Ek 9. maddesinin 3. fıkrasında, birlikte kullanımdaki sağlık tesislerinde tıpta uzmanlık ve lisans eğitimlerinin, uzmanlık öğrencilerinin eğitimi de dâhil olmak üzere, ilgili mevzuata göre tıp fakültesi dekanının yetki ve sorumluluğunda yürütüleceği; dekanın, hastane yöneticisinin görüşünü alarak varsa profesör, yoksa doçent unvanını haiz öğretim üyelerinden birini, doçent de yoksa yardımcı doçent veya eğitim görevlilerinden birini eğitim sorumlusu olarak görevlendireceği açıkça düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeye uygun olarak 16/06/2017 tarihli ve 30098 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve Bağlı Kuruluşlarına Ait Kurum ve Kuruluşlar ile Devlet Üniversitelerinin İlgili Birimlerin Birlikte Kullanımı ve İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin “Eğitim hizmetleri başlıklı” 8. maddesinde, birlikte kullanımdaki sağlık tesislerinde tıp ve diş hekimliğinde lisans ve uzmanlık eğitimleri dekanın yetki ve sorumluluğuna bırakılmış, eğitim hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi için dekanın, başhekimin görüşünü alarak varsa profesör yoksa doçent unvanlı öğretim üyelerinden birini, doçent de yoksa yardımcı doçent veya eğitim görevlilerinden birini ilgili sağlık tesisinin eğitiminden sorumlu olarak görevlendireceği belirtilmiştir.
Bununla birlikte, dava konusu değişiklikle program yöneticisi ve idari sorumlunun görev ve yetkilerinin düzenlendiği 10. maddenin birinci fıkrasında, birlikte kullanımdaki tesislerde tıpta ve diş hekimliğinde uzmanlık eğitimlerinin planlanması, yürütülmesi ve denetiminden sorumlu olan program yöneticisini görevlendirme yetkisi başhekime bırakılmıştır. Yönetmeliğin dayanağı Kanun maddesinde tıpta uzmanlık ve lisans eğitimlerinin, uzmanlık öğrencilerinin eğitimi de dâhil olmak üzere, tıp fakültesi dekanının yetki ve sorumluluğunda olduğu yönündeki açık düzenleme karşısında program yöneticisinin Kanuna uygun olarak dekan tarafından belirlemesi gerekirken, anılan maddede program yöneticisinin başhekim tarafından görevlendirilmesi yönünde yapılan düzenleme üst hukuk normlarına aykırıdır. Yönetmeliğin bu hususa riayet edilmeksizin dava konusu işlem ile yeniden düzenlenen 10. maddesinin 1. fıkrası hükmünde bu nedenle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Hukuka aykırı olduğu anlaşılan bu düzenlemelerin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararlara neden olacağı da açıktır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinde öngörülen koşulların oluştuğu anlaşıldığından 08/05/2018 tarihli ve 30415 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve Bağlı Kuruluşlarına Ait Kurum ve Kuruluşlar İle Devlet Üniversitelerinin İlgili Birimlerinin Birlikte Kullanımı İle İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değiştirilen asıl Yönetmeliğin 9. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “…tam zamanlı görev yapar…” ibaresinin yürütmesinin durdurulmasına oybirliğiyle; 10. maddesinin 1. fıkrasının yürütmesinin durdurulmasına oyçokluğuyla; 7. maddesinin 2. fıkrası, 9. maddesinin 1., 2. fıkrası ile 3. fıkrasının “…tam zamanlı görev yapar…” ibaresi dışında kalan kısımları yönünden yürütmenin durdurulması isteminin reddine oybirliğiyle; bu kararın tebliğini izleyen tarihten itibaren 7 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna itirazı yolu açık olmak üzere, 06/11/2018 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY (X) :
Dava konusu Yönetmeliğin dayanağı olan 3359 sayılı Kanun’un Ek 9. maddesinin 3. fıkrasında, birlikte kullanımdaki sağlık tesislerinde tıpta uzmanlık ve lisans eğitimlerinin, uzmanlık öğrencilerinin eğitimi de dâhil olmak üzere, ilgili mevzuata göre tıp fakültesi dekanının yetki ve sorumluluğunda yürütüleceği; dekanın, hastane yöneticisinin görüşünü alarak varsa profesör, yoksa doçent unvanını haiz öğretim üyelerinden birini, doçent de yoksa yardımcı doçent veya eğitim görevlilerinden birini eğitim sorumlusu olarak görevlendireceği düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeye uygun olarak 16/06/2017 tarihli ve 30098 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve Bağlı Kuruluşlarına Ait Kurum ve Kuruluşlar ile Devlet Üniversitelerinin İlgili Birimlerin Birlikte Kullanımı ve İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin “Eğitim hizmetleri” başlıklı 8. maddesinde; “(1) Tıp ve diş hekimliğinde lisans ve uzmanlık eğitimleri, birlikte kullanımdaki sağlık tesislerinde ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde dekanın yetki ve sorumluluğunda yürütülür. Dekan ve (Değişik ibare:RG- 8/5/2018-30415) başhekim eğitim, araştırma ve sağlık hizmetlerini aksatmayacak şekilde işbirliği içinde çalışarak gerekli tedbirlerin alınmasından ve planlamaların yapılmasından sorumludur.
(2) Birlikte kullanımdaki lisans ve uzmanlık eğitimleri, Fakülte Kurulu ve Fakülte Yönetim Kurulu kararları doğrultusunda yürütülür. İlgili sağlık tesisinin eğitim görevlileri Dekanın daveti üzerine, Fakülte Kurulu ve Fakülte Yönetim Kurulu toplantılarına oy hakkı olmaksızın katılabilir.
(3) Birlikte kullanılan sağlık tesisinde bulunan profesör, doçent, eğitim görevlileri ve başasistanlar ile sağlık tesisinde görevlendirilen öğretim üyeleri tıpta uzmanlık eğitim yetki ve sorumluluğunu taşırlar. Ancak, Dekan tarafından ihtiyaç duyulması halinde birlikte kullanılan sağlık tesisinde bulunan eğitim görevlileri ve başasistanlara lisans eğitiminde de sorumluluk verilebilir.
(4) Üniversitenin sağlık alanında ön lisans, lisans ve lisansüstü eğitim gören öğrencileri, uygulamalı eğitimlerini birlikte kullanılan sağlık tesisinin yanı sıra işbirliği protokolü imzalanan diğer sağlık tesislerinde de yapabilir.
(5) Eğitim hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi için Dekan, (Değişik ibare:RG- 8/5/2018-30415) başhekim görüşünü alarak varsa profesör yoksa doçent unvanlı öğretim üyelerinden birini, doçent de yoksa yardımcı doçent veya eğitim görevlilerinden birini ilgili sağlık tesisinin eğitiminden sorumlu olarak görevlendirir.” yönünde düzenlemeye yer verilerek dayanak Kanun hükmüne uygun olarak birlikte kullanımdaki sağlık tesisinin tamamına yönelik olarak tıp ve diş hekimliğinde lisans ve uzmanlık eğitimleri dekanın yetki ve sorumluluğuna bırakılmış, eğitim hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi için dekanın, başhekimin görüşünü alarak varsa profesör yoksa doçent unvanlı öğretim üyelerinden birini, doçent de yoksa yardımcı doçent veya eğitim görevlilerinden birini ilgili sağlık tesisinin eğitiminden sorumlu olarak görevlendireceği belirtilmiştir.
Bununla birlikte, 10. maddenin birinci fıkrasında kliniklerde yürütülen tıpta uzmanlık eğitiminin planlanması, yürütülmesi ve denetiminden sorumlu olan program yöneticisi ve idari sorumlunun görev ve yetkileri düzenlenmiş, klinik bazında sorumlu olan program yöneticisini görevlendirme yetkisi dayanak Kanun gereği birlikte kullanılan sağlık tesisini Bakanlığın tâbi olduğu mevzuat uyarınca işletmekle yetkili olan başhekime bırakılmıştır.
Yönetmeliğin 8. maddesi hükmü ile, tesisin tamamında yürütülen tıp ve diş hekimliğinde lisans ve uzmanlık eğitimlerinin, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde yürütülmesinin dekanın yetki ve sorumluluğuna bırakılmış olması karşısında, 10. maddenin birinci fıkrasında yapılan dava konusu düzenleme ile klinik bazında tıpta uzmanlık eğitiminin organizasyonundan sorumlu olan program yöneticisinin görevlendirilmesinin yine dayanak 3359 sayılı Kanun gereği birlikte kullanılan tesisin işletilmesinden sorumlu olan başhekime bırakılmasında, ortak yürütülen hizmetin niteliği ile Yönetmeliğin diğer hükümlerinde eğitim ve öğretim hizmetine yönelik belirlemelerin yapıldığı gözetildiğinde, kamu yararı ve hizmet gerekleri ile üst hukuk normlarına aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 08/05/2018 tarihli ve 30415 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve Bağlı Kuruluşlarına Ait Kurum ve Kuruluşlar İle Devlet Üniversitelerinin İlgili Birimlerinin Birlikte Kullanımı İle İşbirliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin dava konusu 9. maddesi ile değiştirilen asıl Yönetmeliğin 10. maddesinin 1. fıkrası hükmü yönünden de 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin 2. fıkrasında sayılan koşulların gerçekleşmediği ve yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmesi gerektiği oyuyla aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.