Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2018/1627 E. , 2018/8184 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/1627
Karar No : 2018/8184
Temyiz Eden (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının, ikamet ettiği … Köyü’nden terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle mal varlığına ulaşamaması, taşınır ve taşınmaz mallarının zarara uğraması nedeniyle uğradığı ileri sürülen zararların tazmini istemiyle 5233 sayılı Kanun uyarınca yapılan başvurunun reddine ilişkin 27/10/2011 tarih ve 2011/1-1820 sayılı 1 No.’lu Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 04/04/2016 tarih, E…. sayılı kararı ile, süre aşımı nedeniyle davanın reddi yolundaki Mahkeme ısrar kararının bozulmasına karar verilmiş, bunun üzerine işin esasına girilerek … İdare Mahkemesince; münferit olay nedeniyle 5233 sayılı Kanun kapsamında tazminat ödenmesi için köyün tamamen boşaltılmasına gerek olmadığı, bu durumda, Komisyon tarafından, 5233 sayılı Kanun ve Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yönetmelik hükümleri ile kendisine verilen görev ve yetki uyarınca davacının, iddia edilen münferit olayla ilgili olarak tazmini gereken bir zararının bulunup bulunmadığının detaylı bir inceleme ve araştırma yapılarak ve gerekirse keşif icra edilerek söz konusu olay hakkında tanık da dinlenilmek suretiyle ortaya konulması ve davacının bir zararı var ise, uğranılan zararın karşılanmasına karar verilmesi gerekirken, davacının başvurusunun köyün boşalmadığından bahisle eksik incelemeye dayalı olarak değerlendirilmesi sonucu tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde; Bu Kanun’un amacının, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek olduğu, “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde; bu Kanunun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsadığı, 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun hükümlerine göre, bir yerleşim yerinde asgari güvenlik düzeyinin gerçekleştirilmiş olmasına ve bu yerde köy korucuları ile bunların aileleri dışındaki diğer köy halkının yaşamasına karşın, yerleşim yerinde yaşayan kişilerin bir kısmının güvenlik kaygısı nedeniyle yerleşim yerini terk etmeleri sonucunda uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın idarece karşılanmasına olanak bulunmamaktadır.
Dava dosyasının ve … Köyü’ne ilişkin açılan diğer dava dosyalarının birlikte incelenmesinden, davacı tarafından … yılında… İlçesi, … Köyü’nde ikamet ettiği ev ve eklentilerinin eşyası ile birlikte ateşe verilerek yakıldığından bahisle 5233 sayılı Kanun kapsamında zararlarının tazmini istemiyle Zarar Tespit Komisyonuna başvurulduğu, dava konusu işlemle Türkiye Büyük Millet Meclisi Doğu Ve Güneydoğu Anadolu’da Boşaltılan Yerleşim Birimleri Nedeniyle Göç Eden Yurttaşlarımızın Sorunlarının Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Tespit Edilmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu raporunda bahse konu köyün ismine rastlanmadığı ve diğer nedenlerle … Köyü’nün terör ya da terörle mücadeleden dolayı boşalmadığı/boşaltılmadığı tespiti ile keşif yapılmasına gerek görülmediği ve davacının evinin yakılması olayının Komisyonca tespit edilemediği, davacının da herhangi bir delil sunamadığından bahisle tazminat talebininin reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından yapılan başvurunun köyün boşaltılmasından çok, evinin … yılında ateşe verilerek yakılması nedeniyle oluşan zarara ilişkin olduğu, münferit olaya dair davalı idarece bir araştırma ya da keşif yapılmadığı görülmekte olup, … Köyü’ne ilişkin başvurularda münferit ev ve eklenti yakma iddialarına ilişkin olarak İlçe Jandarma Komutanlığına yazı ile terör olayına maruz kalıp kalmadığının sorulmak suretiyle belirleme yapıldığı ancak yeterli inceleme yapılmaksızın köyün boşaltılmadığı gerekçesiyle başvurunun reddedildiği anlaşılmaktadır.
… Köyü korucularının … Köyü’ndeki ev yakılması olaylarından sorumlu oldukları iddiası ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne açılan 31847/96 başvuru numaralı Kemal Güven – Türkiye davası ve 31848/96 başvuru numaralı Cemal ve Nurhayat Güven-Türkiye davalarının 22/05/2001 tarihli kararlarında Devletimizin davacılara 10.000 İngiliz Sterlini ödemeyi teklif etmesi üzerine dostane çözüm sonucu davanın düşürülmesine karar verildiği; 31849-96 başvuru numaralı İşçi-Türkiye davasında Devletimizin davacıya 15.000 İngiliz Sterlini ödemeyi teklif etmesi üzerine 25/09/2001 tarihli karar ile dostane çözüm sonucu davanın düşürülmesine karar verildiği; 26973/95 başvuru numaralı Yöyler – Türkiye davasında, 24/07/2003 tarihli karar ile maddi zarar için 25,000 Euro, manevi zarar için 14,500 Euro ödenmesine karar verildiği; yine … Köyü korucularının … ilçesi, … Köyü’ndeki evlerini ateşe vermek suretiyle yaktıkları iddiasıyla açılan 31890/96 başvuru numaralı Kınay ve Kınay-Türkiye davasında ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin davanın dostane çözüme kavuşturulması çerçevesinde, başvuranlara 59.000 Euro ödemeyi kabul ettiği ve “Başvuranların davasındaki yetersizliklerin ve eylemlerin Sözleşmenin 8 ve 13. maddelerinin ve 1 No’lu Protokolün 1. maddesinin ve verilen zararın ve duygusal acıların Sözleşmenin 3.maddesinin ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir. Hükümetimiz, bu maddelerle korunan hakların güvence altına alınmasını sağlamak üzere uygun talimatları vereceğini ve gereken tüm önlemleri alacağını ve gelecekte bu talimatlara riayet edileceğini taahhüt etmektedir. Bu bağlamda, bu başvuruya benzer şartlar taşıyan davaların daha etkili soruşturulması amacıyla yeni hukuki ve idari düzenlemeler getirildiği kaydedilmektedir.” maddesini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne bildirmesi üzerine Mahkeme’nin 26/11/2002 tarihli kararıyla dostane çözüm sonucu davanın düşürülmesine karar verildiği görülmüştür.
43854/98 Başvuru numaralı Soylu Türkiye davasında ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 15/02/2007 tarihli kararıyla, başvuranın evinin yakıldığı veya köyünden güvenlik güçleri tarafından zorla çıkarıldığını gerekli kanıt standardına ulaşacak şekilde tespit edemediği ve başvuranın köyüne dönüşünün yetkililer tarafından engellendiği yönündeki iddiasını destekleyen herhangi bir bilgi veya delil sağlamamış olduğunundan başvurunun reddine karar verilmiştir.
Ayrıca Olağanüstü Hal Bürosu’nun 04/08/1997 tarih ve DS.VI/1-518 sayılı Boşalan Köyler konulu TBMM Araştırma Komisyonu Başkanlığı’na yazılan yazı ve eklerinde … Köyü’nün Nisan … tarihinden itibaren boşaldığı, köylülerin … ili, … ilçesine yerleştiği, nüfus sayısının 2017 iken boşalmadan sonra 819 kişiye düştüğü, oturulabilecek 85 konutun olduğu, 130 konutun ise tahrip olduğunun belirtildiği bu hususa ilişkin olarak davalı idarenin bir araştırma yapıp yapmadığı hususunda, davalı idarece herhangi bir belge ve bilgi sunulamadığı, yine … Köyü’nde …-… tarihleri arasında mevcut okulun kapalı olduğu, diğer tarihlerde ise eğitim-öğretimin devam ettiği, davalı idarenin …-… yıllarında köydeki okulun kapalı olmasına yönelik bir gerekçe ortaya koyamadığı, soyut olarak terör kaynaklı olarak kapanmadığının belirtildiği, köyde yer alan Sağlık Evinin …-… yılları arası personel eksikliği nedeniyle faaliyet göstermediği, … yılında iki köylüye ait evin terör örgütü tarafından yakıldığı görülmüştür.
Tüm bu bilgiler ve dava dosyalarındaki bilgi ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, … ili, … ilçesi, … Köyü’nün boşalmış olup olmadığının ve boşaltılmışsa hangi dönemlerde boşaltıldığının incelenerek ve davacının evi ve eklentilerinin yakıldığı iddiasıyla ilgili olarak da tazmini gereken bir zararının bulunup bulunmadığının detaylı bir inceleme ve araştırma yapılarak ve gerekirse Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Yönetmelik’in 11. maddesinde öngörülen usule uygun bir şekilde … Köyü’nde keşif icra edilerek ortaya konması ve davacının bir zararı var ise, uğranılan zararın karşılanmasına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiğinden; sonucu itibariyle hukuka uygun bulunan mahkeme kararının belirtilen gerekçeyle onanması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine, …. İdare Mahkemesi’nin… tarih ve E… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.