Danıştay Kararı 15. Daire 2018/1260 E. 2018/3570 K. 05.04.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2018/1260 E.  ,  2018/3570 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/1260
Karar No : 2018/3570

Temyiz Eden Müdahil
(Davalı Yanında) :
Vekili :
Davalı :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … Kooparatifi’nin 10 adet araçla …. güzergâhında yolcu taşımacılığı yapma talebinin kabulüne ilişkin ……….. İlçe Trafik Komisyonu’nun 07.07.2010 tarih ve 2010/04 sayılı kararını onayan 05.08.2010 tarih ve 2010/5 sayılı İl Trafik Komisyonu kararının 2. maddesinin 1. bendinin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nce, Dairemizin … tarih ve E:…, K:… sayılı bozma kararına uyularak, taşıma faaliyetlerinin; ekonomik, seri, elverişli, güvenli, çevreye kötü etkisi en aza indirilerek, genel sağlık, kişi, toplum ve çevre sağlığı ile güvenliğini olumsuz yönde etkilemeyecek nitelikte ve serbest rekabet ortamında gerçekleştirilmesinin hukuken korunması gereken genel kural olması karşısında, idarece bu hususlar araştırılarak, mevcut arz/talep dengesi gözetilmek suretiyle işlem tesis edilmesi gerektiğinden herhangi bir ihtiyaç unsuru ortaya konulmaksızın atıl kapasiteye yol açacak şekilde yalnızca tekelciliğin önlenmesi ve durak yeri tahsisi gerekçe gösterilerek tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararın, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi :Temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten sonra dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesi ile göndermede bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 04/02/2011 tarih ve 27836 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış, anılan Kanun’un 447. maddesinin 2. fıkrasında ise mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan göndermelerin, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı hükme bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 66. maddesinde, üçüncü kişilerin, davayı kazanmasında hukukî yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla müdahil olarak davada yer alabilecekleri; 68. maddesinde, müdahale talebinin kabulü hâlinde müdahilin, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebileceği; onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabileceği; 69. maddesinde, müdahilin de yer aldığı asıl davada hükmün taraflar hakkında verileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Anılan hükümler uyarınca, davanın taraflarından olmayan, dava sonucunda hakkında hüküm kurulmayan ve ancak yanında katıldığı tarafa yardımcı olabilen müdahilin, yanında davaya katıldığı tarafın kanun yollarına başvurmaması durumunda, tek başına kanun yollarına başvurmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu durumda; temyize konu karara karşı, davalı konumunda bulunan tarafından temyiz yoluna başvurulmadığı anlaşılmakla, davalı yanında müdahil olan Kooperatifin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 66. maddesi kapsamında tek başına temyiz isteminde bulunamayacağı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin incelenmeksizin reddine, dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 05/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.