Danıştay Kararı 15. Daire 2018/1105 E. 2018/5966 K. 21.06.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2018/1105 E.  ,  2018/5966 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/1105
Karar No : 2018/5966

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : 4077 sayılı Kanun’un 6/C ve Paket Tur Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 5/1 maddesi düzenlemesine aykırı olarak; mesafeli olarak düzenlenen paket tur sözleşmelerinin bir nüshasının kağıt üzerinde tüketiciye verilmediği gerekçesiyle anılan Kanun’un 25 ve 26. maddeleri uyarınca davacıya toplam 31.875,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 16/04/2013 tarih ve 1417 sayılı İl Ticaret Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, Dairemizce dava konusu olayda 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un lehte hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle verilen 03/11/2016 tarih ve E:2016/5248, K:2016/5176 sayılı bozma kararına uyularak, 6502 sayılı Kanun’un 77/19. maddesi uyarınca dava konusu idari para cezası miktarının davacı şirketin bir önceki yıl gayri safi gelirinin %5’ini aşmadığı tespit edildiğinden dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirkete, 4077 sayılı Kanun’un 6/C ve Paket Tur Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 5/1 maddesi düzenlemesine aykırı tesis edilen paket tur sözleşmeleri nedeniyle anılan Kanun’un 25 ve 26. maddeleri uyarınca 31.875,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 16/04/2013 tarih ve 1417 sayılı İl Ticaret Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesince; Dairemizin 03.11.2016 tarih ve E:2016/5248, K: 2016/5176 sayılı bozma kararına uyularak, 6502 sayılı Kanun ile öngörülen lehe düzenlemeler kapsamında dava konusu idari para cezası miktarının davacı şirketin bir önceki yıl gayri safi gelirinin %5’ini aşmadığı tespit edildiğinden dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Dava konusu işleme dayanak olan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 6/C maddesinde “Paket tur sözleşmeleri; ulaştırma, konaklama ve bunlara yardımcı sayılmayan diğer turistik hizmetlerin en az ikisinin birlikte, her şeyin dahil olduğu fiyatla satılan veya satış taahhüdü yapılan ve hizmeti yirmidört saatten uzun bir süreyi kapsayan veya gecelik konaklamayı içeren ve bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunlu, önceden düzenlenmiş yazılı sözleşmelerdir. Paket tur sözleşmelerine ilişkin usul ve esasları Bakanlık belirler.”; anılan Kanun’un 6. maddesinin 6. fıkrasında ise; “Kanun’un 6/A, 6/B,6/C, 7, 9, 9/A, 10, 10/A ve 11/A maddelerinde yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen tüketici sözleşmeleri en az oniki punto ve koyu siyah harflerle düzenlenir ve sözleşmede bulunması gereken şartlardan bir veya bir birkaçının bulunmaması durumunda eksiklik sözleşmenin geçerliliğini etkilemez. Bu eksiklik satıcı veya sağlayıcı tarafından derhal giderilir.” hükmüne yer verilmiştir.
13/06/2003 gün ve 25137 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Paket Tur Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesi; “Paket tur başlamadan önce, paket tur sözleşmesinin yazılı olarak yapılması ve bu sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesi zorunludur.” düzenlemesini içermektedir.
08/03/1995 gün ve 22221 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 28/11/2013 gün ve 28835 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 86. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve 87. maddesi ile de bu Kanun’un yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
6502 sayılı Kanun’un 51. maddesinin 5. fıkrası; “Paket tur düzenleyicileri veya aracıları, yazılı veya mesafeli olarak kurulan paket tur sözleşmelerinin bir nüshasını kağıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla tüketiciye vermek zorundadır.” hükmünü içermektedir.
14/01/2015 gün ve 29236 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 8. maddesinde; “Yazılı veya mesafeli olarak kurulan paket tur sözleşmeleri ile bu Yönetmelik kapsamında yapılan bilgilendirmelerin, en az on iki punto büyüklüğünde, anlaşılabilir bir dilde, açık, sade ve okunabilir bir şekilde düzenlenmesi ve bunların bir örneğinin kağıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı ile katılımcıya verilmesi zorunludur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Buna göre; 28/05/2014 tarihinden önce yürürlükte bulunan ve dava konusu işleme uygulanan 4077 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca; paket tur başlamadan önce paket tur sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması ve bu sözleşmenin bir nüshasının tüketiciye verilmesi yasal zorunluluk olarak öngörülmüşken; 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat uyarınca paket tur sözleşmelerinin yazılı veya mesafeli olarak yapılabileceği hükme bağlandıktan sonra; elektronik ortamda mesafeli olarak akdedilen paket tur sözleşmelerinin bir örneğinin kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla da katılımcıya verilebileceği hükme bağlanmıştır. Bu çerçevede; sonradan yürürlüğe giren ve dava konusu olay bakımından yazılı sözleşme yapma ve yazılı sözleşmenin bir örneğini paket tur başlamadan önce katılımcıya verme zorunluluğunu ortadan kaldıran yukarıda anılan düzenlemeler, davacının lehine bir durum ortaya çıkarmıştır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde; Kanun’un, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, diğer genel hükümlerinin ise, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı hükmü yer almıştır.
Aynı Kanun’un 5. maddesinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Zaman bakımından uygulama” başlıklı 7. maddesinde ise, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı belirtilmiştir.
Kabahatler Kanunu’nun anılan hükümlerinin gözardı edilerek karar verilmesi mümkün olmadığı gibi, bir çeşit hukuk güvenliği sağlayan ve günümüz temel ceza hukuku ilkelerinden biri olan lehe kanun uygulamasından davacının mahrum edilmesinin de düşünülemeyeceği açıktır.
Dava konusu uyuşmazlıkta; dava konusu işleme dayanak teşkil eden inceleme raporu içeriğinde bulunan paket tur sözleşmeleri incelendiğinde, mesafeli usulle gerçekleştirilen paket tur satışlarına ilişkin, yazılı olarak paket tur sözleşmesinin imzalanmadığı ve bir nüshasının ilgili tüketicilere verilmediği sabit olmakla birlikte; dava konusu işleme esas paket tur sözleşmelerinin işlem prosedürünün; sözkonusu sözleşmelerin kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla tüketiciye iletilmesi ve “okudum ve sözleşmeyi kabul ediyorum” seçeneğinin işaretlenmesinin ardından “satın al” aşamasına geçilmesi şeklinde olduğu ve bu halde davacı şirket tarafından 6502 sayılı Kanun ve ilgili mevzuatta öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının 4077 sayılı Kanunun 6/A maddesinin 3. fıkrasına aykırı fiili tespit edilmekle beraber, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun 51/5. maddesinde öngörülen düzenleme ile mesafeli olarak yapılan paket tur sözleşmelerinde sözleşmenin yazılı olarak yapılması ve bir suretinin paket tur başlamadan önce tüketiciye ulaştırılması zorunluluğu yanında kalıcı verici saklayıcısı aracılığıyla tüketiciye iletilebilmesi imkanı da getirilmiş olup, anılan düzenlemenin davacı lehine uygulanması gerektiğinden, sözleşmenin kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla tüketiciye ulaştırıldığı anlaşıldığından dava konusu işlemde ve temyize konu mahkeme kararında bu yönüyle hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.