Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2018/1067 E. , 2018/6319 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/1067
Karar No : 2018/6319
Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : Gümrük müşaviri olarak görev yapan davacıya 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 2/c bendi uyarınca “9 ay süre ile geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma” cezası verilmesine ilişkin Merkez Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın 07/04/2016 tarih ve 2016/62 sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada; … İdare Mahkemesince, …. Oto. Ltd. Şti. ve …… Makine Ltd. Şti. tarafından “steel connection axle” ticari tanımlı eşyanın Irak’a ihracı maksadıyla satın alındığı yurt içi firmaların komisyon karşılığı sahte belge ticareti yaptıkları ve düzenledikleri tüm belgelerin sahte olduğu hususunun Vergi Müfettişlerince düzenlenen vergi tekniği raporları ile tespit edildiği, gerçekleştirilen ihracata ilişkin ihracat beyannamelerinde ortalama birim kg fiyatı 40,00 USD- 213,00 USD olarak beyan edilmesine karşın Adana Sanayi Odası ile yapılan yazışmalar neticesinde birim fiyatının 2-12-TL olduğunun belirlendiği, ihracat beyannamelerini dolaylı temsilci sıfatıyla imzalayan gümrük müşavirlerinin çoğunlukla aynı kişiler olduğu, söz konusu işlemlerin süreklilik arz ettiği, en az işlem yapan gümrük müşavirinin 14, en fazla işlem yapanın ise 225 adet beyannamenin gümrük işlemlerini ikmal ettiği, fonksiyonları yalnızca beyannameye imza atmak olmayan gümrük müşavirlerinin bu denli yüksek miktarda işlemlerini yaptıkları ihracat beyannameleri muhteviyatı eşyaların özellikleri ve nitelikleri ile bu nitelikte bir eşyanın kıymetinin bu kadar yüksek olup olmayacağını mesleki sorumlulukları gereği bilmeleri gerektiği dolayısıyla firmalar ile sürekli irtibat halinde olan müşavirlerin eşyalara ilişkin belge ve faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı noktasında sorumluluk taşıdıkları hususları dikkate alındığında dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine yönelik olarak verilen .. tarih ve E:…, K:… sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusu neticesinde; … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce, “istinaf başvurusunun reddi” yolunda verilen … tarih ve E:…; K:… sayılı kararın hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Dava, gümrük müşaviri olarak görev yapan davacıya 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 2/c bendi uyarınca “9 ay süre ile geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma” cezası verilmesine ilişkin Merkez Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın 07/04/2016 tarih ve 2016/62 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Disiplin suçu ile uygulanan yaptırım arasında adil bir denge bulunması gerektiği disiplin hukukunun bilinen ilkeleri arasındadır. Gümrük Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 2. fıkrasında da, bentler hâlinde sayılan disiplin cezalarından birinin uygulanmasına karar verilirken durumun niteliğinin ve ağırlık derecesinin göz önünde bulundurulacağı belirtilmiştir.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 3. fıkrasının üçüncü paragrafında ise “Sahte belgelere dayanılarak yanlış beyanda bulunulduğunun, ancak bu durumun gümrük müşavirinin bilgisi dışında olduğunun, bununla birlikte, bir araştırma sonucunda gerçek durumun öğrenebileceğinin Gümrük Müsteşarlığı merkez denetim elemanlarınca rapora bağlandığı durumlarda, ilgili gümrük müşavirine ilk defasında kınama cezası verilir. Bu hususun tekerrür etmesi halinde geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; Vergi Müfettişlerince düzenlenen vergi tekniği raporları ile .. Oto. Ltd. Şti. ve ….. Makine Ltd. Şti. tarafından “steel connection axle” ticari tanımlı eşyanın Irak’a ihracı maksadıyla satın alındığı yurt içi firmaların komisyon karşılığı sahte belge ticareti yaptıkları ve düzenledikleri tüm belgelerin sahte olduğu hususunun tespit edildiği, anılan ihracatlara konu malların kıymetlerinin ise kara para aklama ve yasa dışı KDV iadesi almak amacıyla piyasa değerinin çok üzerinde fahiş olarak beyan edidiği, olaya dahil gümrük müşavirlerinin 0cak 2012 – Ağustos 2013 tarihleri arasında genellikle yüzden fazla gümrük beyannamesine imza attığı, en fazla işlem yapanın ise 225 adet beyannamenin gümrük işlemlerini ikmal ettiği, davacının ise 25-31.01.2012 tarihlerinde 14 adet beyannameye imza attığı, davacı tarafından imzalanan 25.01.2012 tarihli 7 adet beyannamenin Kırmızı Hat üzerinden işlem gördüğü, gümrük muayene memurlarınca yapılan fiziki inceleme sonucu beyan edilen eşyalar ile ihraç edilmek üzere kamyonlarda yüklenmiş halde bulunan eşyaların aynı nitelikte olduğunun belirlendiği, ancak bedel hususunda şüphelenilmesi nedeniyle kıymet takdiri isteminde bulunulduğu, davacının belirtilen tarihler öncesinde ve sonrasında anılan şirketlere ilişkin belirtilen eşyanın ihracına yönelik herhangi başka bir beyannameye imza atmadığı, idareye sunduğu dilekçesinde beyannameler hususunda kıymet takdiri yoluna gidilmesi nedeniyle ortaya çıkan şüpheli durum nedeniyle anılan şirketlerle olan iş ilişkisine son verdiğini beyan ettiği, dosya kapsamından anılan beyanının aksi yönünde herhangi bir bulguya rastlanılmadığı gözönünde bulundurulduğunda, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 3. fıkrasının ikinci paragrafına göre davacıya verilen 9 ay geçici olarak meslekî faaliyetten alıkoyma cezasının, disiplin suçu ile ceza arasında adil bir dengenin bulunması gerektiği ilkesine uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu kapsamda; hakkında daha önce sahte belgelere dayanılarak yanlış beyanda bulunduğu gerekçesiyle disiplin cezası aldığı hususunda dosyada herhangi bir bilgi bulunmayan davacının, durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre eylemine uyan Gümrük Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin 3. fıkrasının üçüncü paragrafına göre “kınama cezası” ile cezalandırılması gerekirken, aynı fıkranın ikinci paragrafına göre tesis edilen dava konusu disiplin cezasında hukuka ve disiplin hukuku ilkelerine uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda belirtilen gerekçelerle temyize konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, iş bu onama kararının Mahkemesince taraflara tebliğine ve bir örneğinin de Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 19/09/2018 tarihinde KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.